- 651 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Kahırname
Garip bir ömrün saadet kovalayan çocuklarıyız her daim.Fasılımız kulağa okunan ezan ile başlıyor ve bizsiz kılınacak bir namazla sona eriyor.Bir hayat,farkına varmadığımız seneler sonucunda bitiyor.
Doğru dürüst anlamıyoruz da geçen zamanı.Her dakikamızın değerli olduğu anımızda,bizleri güldüren sebeplere karşı çoğu zaman anlamsız bir engel koyuveriyoruz aklımızdan.Sonra da bir ömür kabullenmiyor gerçek saadetin anahtarını bulma yolunu.
Dualarımız dahi yamalı kalıveriyor parmak uçlarında.Zamanın enlemsiz ve boylamsız haline aldanan ve şekilden şekile giren tiyatrocular gibi,hayatın oyununu oynamaya çalışıyoruz.Karşılığında bu dünya da kimse alkışlamıyor bizi.Biz alkış almak içinde oynamıyoruz esasında.Tek sebebimiz var,her şeyin sebebi ve yaratıcısı yüce Rab bizi sınamak istiyor.Bizlere irade veriyor ve faslımızı başlatıyor.Onun olan her şeyi,dünyaya geldikten sonra o kadar çok sahipleniyoruz ki;mutlu olmayı da,hüzünlenmeyi de kendimize saklıyoruz.En büyük acıların dahi sebebinin biz olduğuna inanacak kadar zor durumlara düşüyoruz.Oysa Yaradanın hikmet perdesini anlayamıyoruz.
Animasyon karakter olmadığımızı,bizi sertçe sarsan dertlerden sonra ancak anlayabiliyoruz.Şarkıların hüzünlü yanını sahiplenen ve meylerin derman olduğunu zanneden körpe zihinlerimizin ardı sıra,acılarımızın gerçeğe götüren bir yol,bir istikamet olduğunu unutuyoruz.
Martı seslerinin huşu ile doluşmuş kanaatkar mesleklerinde ayaklanmalarını dinleyen ayakkabı boyacılarının nefesi kadar hüzünlü geçen zamanlarımız ardınca,musibet zamanının çok uzun geldiğini unutuyoruz.Esasında her şeyin sahibi yüce Rabbin,her imtihanını kabullenmeyi idrak etme noktasında çok zaman geçiriyoruz.Nasıl olsa bir gün toprak olacak vücudumuzun,ruhumuz ile bütünleştiği bu dünyada,ruhlar gibi yaşamayı unutuyoruz.Sevgilerimizin yamalı destanlarında,anlamsız kahırlar türetip,haşa Rabbin imtihanına karşı neden diye soruveriyoruz.Bir an geliyor sonra,susuveriyoruz ve gerçeğe dönüş yapıyoruz.Ağlamak üzere iken,donakalıveriyor ellerimiz yanaklarımızda ve gülücükleri açtıran sebepler düşleyiveriyoruz.
Kahırname adını verdiğimiz bir nefes daha alıveriyoruz.Yeis öyle bataklıktır ki;insan düştükçe daha karanlık dehlizler açılıverir.İnsan azimle umutlara sarılıp,sabır etmeli hayatın tüm kahırlarına karşı.Umut öyle bir güçtür ki;zaten onu verende Allah olduğu için,yine O’nun verdiği yeise karşı,çok önemli bir dermandır.Her şeyi yaratan Rab,bize öyle bir denge vermiş ki;aklımızın alması çok güç;ama en azından düşünüp de onun kudretinin büyüklüğünü aklımızla anlayamayacağımızı kavrayıp,hayrete düşüp,zevk ile huşuya erip,kul olmanın feyzinden kapabiliriz.
Büyüklerinde dediği gibi;
Kimin ne umudu varsa, ona o verilir, En büyük umudu da yüreğine Allah verir..
‘Bizim kapımız ümitsizlik kapısı değil, yeter ki gel!’
Sevgiyle ve Rabbimizin aşkıyla kalınız daim.Umutlarınızı yıldıran tüm sebepler için de daima gülün…