- 1119 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
MUHABBET TEZGÂHI
İnsanlık; Gönül Pazarında
Muhabbet Tezgâhı açmaktır.
Maharet; Yüreği
Bu tezgâhta bedavaya satmaktır.
Haydi! Gelin, bu hafta semt pazarımızın adını değiştirip “ Gönül Pazarı “ koyalım. Açalım muhabbet tezgâhını, serelim bir baştan bir başa yüreğimizdeki tüm güzellikleri; Güler yüzümüzü, sabrımızı, şükrümüzü, duamızı, özümüzü, tatlı sözümüzü, gülümseyen gözümüzü. Bu hafta isteyenlere karşılıksız verelim istediklerini, bu hafta her şey bedava olsun. Bayram yerine çevirelim pazarımızı, herkes mutlu olsun, herkes her şeyden istediği kadar alabilsin ama israf etmesin, o da fazlalıklarını bir başkasına versin.
İnsanlık adına ne varsa, yaşamak adına ne varsa, dostluk adına ne varsa çıkaralım tezgâhımıza, kalmasın kıyıda köşede saklı yanlarımız, olduğu gibi koyalım önümüze eksik taraflarımızı saklamadan. Yapmacık olmasın gülücüklerimiz, bakıp da almayana sabır, alana şükür, alamayana alabilmesi için dua edelim. Bedava değil mi? Ne olur bakıp da alamayanın biz de habersizce sepetine koyalım üç beş parça karşılıksız. Sakın ha! Yanlış bir şey koymayalım bedava diye. Ne verirsem alır, nasıl olsa bedava alıyor demeden; “ Ucuz sirke baldan tatlı olur. “ babından, sakın ola ki bal yerine sirke vermeyelim bakıp da alamayanların eline.
Muhabbet tezgâhında balda satılır, zehir de.
Hüda’ nın izniyle; Satılan zehir, baldır belki de.
Aldatmak diye bir şey satılmasın pazarımızda, altı ile üstü bir olsun muhabbet tezgâhının. Kendimizin de tezgâhımızda sattıklarımızın bir emanetçisi olduğunu hatırdan çıkarmadan, gerçek sahibinin bize sahip olan olduğunu bilerek atalım elimizi terazimize. Eksik kalmasın hiçbir yanımız. Alan da satan da memnun ayrılsın gönül pazarından. Hz.Şuayb ( A.S.) ‘ ın Peygamber olarak gönderildiği Meyden Kavminin; Yanlış, eksik tartı ve karşısındakilerinin mallarını kötüleyerek daha ucuza almaları sevdasına helak olduğunu aklımızdan çıkarmadan.
İlk bakışımızda karşımıza gelenin ihtiyacını anlamaya çalışalım. Onun bizden istemesine fırsat vermeden biz ona vermekte acele edelim. Ne pazarlığı? Pazarlık yok! Bu hafta her şey bedava gönül pazarında… İnsanlığın pazarlığı olur mu? Dostluğa paha biçilir mi? Taşı, demiri eriten, uzağı yakın eden sevgiye ne ücret isteyeceksin. Senin mi ki onlar. Öyle ise neyin pazarlığındasın. Onu sana veren seninle pazarlık mı yaptı. İsteyene istediği kadar vermedi mi? Yüce Kitabımız Kuran-ı Keriminde “ Allah’ ım başımdan sağanak, sağanak sabır yağdır. Ayağıma yere sağlam bastır. Beni Salih kullarına önder eyle” diye dua etmemizi öğütlerken, dediğini yapmadı mı? En zor anımızda, en müşkül kaldığımız sırada, berzahı bela içindeyken, uçurumun kenarındayken hep yanımızda olup, başımızdan aşağıya sağanak, sağanak sabır yağdırmadı mı?
Hele o tezgâhında en çok bulunan tebessümden bol, bol dağıt. İstemese de zorla ver. Sende daha çok var. Sende olmayını da sen Mevla’dan iste, dilekte bulun. Sende olmasını arzu et. Güzellik adına ne varsa hem kendi adına hem insanlık adına iste.
BİR DÜNYA İSTİYORUM
Bir Dünya istiyorum.
Uçurtmamın ipi, tüm insanların ellerinde...
Bir Dünya istiyorum.
Yoksul kaldırımların olmadığı
Bir Dünya istiyorum.
Kolları ardına dek açık
Ve
Bir Dünya istiyorum.
Tüm insanların birbirini sarıp sarmaladığı...
Birecik, 22 Ekim 1997
Yüksel Erentürk YILMAZ