- 1978 Okunma
- 19 Yorum
- 0 Beğeni
"Abi Açım"
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
“ABİ AÇIM...
Yıl 2000, annem gene sokağa atmış beni, babam aracılığıyla, gene kim bilir hangi sebepten çıkan bir kavga yüzünden, hani çok sigara içtim de tüller kirlendi diye miydi, çok banyoda kaldım da çok tüp-su harcandı diye miydi, yoksa ekmeğin arasına çok peynir koydum diye miydi anımsamıyorum şimdi...
Sokaklarda yatıp kalkıyorum, tren garında, cami avlularında, parklarda. Gündüzleri ise belediye kütüphanesindeyim, hem kitap okuyorum zaman geçiyor, hem ısınıyorum böylece, sanırım kışa girerken bir zamandı. Hafızamda çok şey flu acı çektiğim dönemlere dair, pek anımsayamıyorum bu ve benzeri dönemleri. O kütüphanede keşfettim mesela, Turan Dursun’un şaheseri “Din Bu” serisini. O kitapları okuyarak, kafamda aşamadığım ama çelişkilerine dair soru işaretlerim olan din olgusunu çözdüm kendimde. Böylece sosyal demokratlıktan Marksist olmaya terfi edebildim, zaman içinde okuyup araştırıp kafa yorarak. İlk adım bu kitap oldu: “Din Bu-1”...
Ağır hastayım, henüz daha ilaç tedavisi yüzü görmemişim, obsesif kompulsif nevroz çöreklenmiş üstüme, depresif atak gırtlağa kadar, okul yeni bitmiş, askerliği yapmamışım daha ve kalıcı iş vermiyor zaten kimse fabrikada kendi branşımda lastik sektöründe, ne titrim gereği tekniker olarak ne de düz işçi. İş yok, para yok, böylece ekonomik bağımsızlık da yok, baba evinde arka odada yalıtılmış, yok sayılmış, hiçlenmişim ta askeri okuldan kendimi attırdığımdan beri...
Sokaklardayım, aç, umutsuz, öfkeli...Bir iş buldum sonra bir kırtasiye dükkanında, anamdan bin kat cimri bir adamın yanında...Üç beş ekmek parası çıksın diye, hem dükkan sıcak, hem öğle yemeği de veriyor muydu ne...
Bu işi bulmazdan önce, karnımı doyuran biri var: o zamanki sevgilim Bayan Ö.
Serçe kadar bir kız, kalbi ağır sıklet, gözleri ise Madagaskar...
O’ndan aldığım parayla karnımı doyuruyorum, sigara falan bir de...
Derken bir akşam, ah bir akşam…Bir hamburger dükkanları zinciri, kampanya yapmış, hamburgerler çok ucuz, canım çekmiş, gidip 2-3 tane almışım, bir de patates ve kola yanında,
İçersi tıklım tıklım, yemeğe gelenler, geyiğe gelenler, dostlar “marka” dükkanda görsün diye gelenler...Derken...
Kıçımı daha kor komaz sandalyeye, ağzıma tam bir lokma atacakken elimdeki hamburgerden, kapıdan pejmurde giyimli bir genç girdi ben yaşlarda, tam da kapının karşısındaydı masam, direkt bana yöneldi ve dedi ki: “ABİ AÇIM...”,
“ABİ AÇIM, BİR ÇORBA PARASI...”
Ah ulan bu yürek çatlayaydı, ah ulan bu yürek denizin dibini boylayaydı, bakakaldım elimde hamburger, ağzım yarı açık, şaşkınlık ve acziyet arası bir halde. Ben de açtım, zor bulmuştum bu elimdekini, ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemez halde bir iki saniye kalakalmışken, görevliler koluna girip çıkardılar dışarı genci.
10 sene mi olmuş ne bu olay yaşanalı, aklıma geldi bugün ki hep aklımın ve vicdanımın bir köşesindeydi, gittikçe derine batan bir iğne gibi. Şaşkınlığımı tez aşıp o genci masama buyur etmek, görevlileri uzaklaştırmak boynumun borcuydu insan olarak, kendim de aç olsam, açıkta olsam, paylaşmam gerekirdi yemeğimi, belki de en çok benim boynumun borcuydu, onun halinden en iyi anlayan kişi olarak o tıklım tıklım vicdansızlık, insafsızlık, duyarsızlık dolu yemek dükkânında...
Çok pişmanım...çok...
SERKAN ENGİN
ARALIK 2010
YORUMLAR
Herkesin geçmişinde pişman olduğu anlar vardır bundan emin olun.Niye öyle davrandım böyle yapmadım dediği...
Ama bu gerçek hayatınızın hikayesi ise annenizin gerçek annenin olup olmadığını sorgulamak istedim..Vicdanı olan hiç bir anne girişte yazdığınız gibi davranamaz çocuğuna...
İçimizi acıtan güzel bir vicdan hesaplaşmasıydı.Tebrikler vicdanınıza...Geçmişini unutan nice insana örnek olmuşsunuz...
ESRA
Yazınızı dün okumuştum ama acil çıkmam gerektiğinden yorum yazamamıştım... Yıllar geçmiş olsa bile bir iç hesaplaşmasıydı...
İster hamburger yiyin, ister bir kuru ekmekle peynir zeytin hiç önemli değil... Önemli olan herkesin o iç hesaplaşmasını yapabilmesidir... Siz de bunu çok güzel başarmışsınız, tebrik ederim...
Sevgi ve saygıyla...
dilerim hayatınızda açım diyen biri ile paylaşmadığınız lokmanın sancısını bir daha boğazınızda hissetmezsiniz...
güzel bir öz eleştiriydi..ne güzel ki nasihat çıkaracak vicdana sahip bir kişiliğiniz var bu sebeple de sizi kutlarım
vicdanın sesi olması yolunda güne düşen yazınızı kutluyorum yolunuz açık olsun...
Güne düşmesi sebebiyle, ilk kez nesir yazınızı okuyorum... Dupduru bir hesaplaşma gördüm. Samimi, akıcı bir dille... Konu iç acıtan olsa da beğeniyle okudum..
Ne zordur insanın kendiyle, vicdanıyla hesaplaşabilmesi. Tabi bunu yapabilene?
Hataların ardından gelir ve gitmek bilmez bu sorgulama, hesaplaşma. İnsan hatasını unutmaz çünkü. Bazen sen unutsan da hatırlatacak biri, bir olay mutlak bulunur, olur etrafta.
Sorgu bitmez, cevap bitmez, savunmaysa hiç olmamıştır.. En kötüsü; en çok sen suçlarsın, en çok sen acıtırsın kendi kendini.. Çevrendekiler de yalandan bir anlayış, umursamaz teselli gösterileri görürsün. "Suçlama kendini senin yapabileceğin bir şey yoktu" şu bu derken bile suçlar bakışlar kondururlar omuzlarınıza, yükünüz sanki azmış gibi... Yüke dayanamayan omuzlar düşer önce, güvensiz suçlu bakışlar yerleşir gözlerinize her savunmadan sonra artarak ve hep irdeleyerek kimin ne düşündüğünü; her bakıştan kaçmaya başlarsınız. Ne zaman hız kesmeye yeltenseniz bu düşüşte, bir sorgu daha gelir hız kazandıran ve böyle sürüp gider geçer 10 yıl.
Gün biter, yıl biter, söz biter, soracak soru kalmaz zihinde ve ödedim bedeli dersiniz ama kalbinde kalan tırnak izlerini kerpetenle çekip atamazsın. Hesap biter, suçluluksa öylece olduğu yerde; hiç eksilmeyerek içinizde kalır...
Bunca yıl içinizde kalmışsa, unutmamışsanız bunu, bu olayı, siz vicdan sahibi ve kendiyle hesaplaşabilen birisinizdir. Bu bunu, duyarlılığınızı, merhametinizi, insanlığınızı gösterir zaten.
Evet belki paylaşmalıydınız. Paylaşmanız daha uygun ya da doğrusuydu. Ama ya paylaşmayı bile düşünmeyenler?! O açım diyeni yaka paça dışarı atanlar?! O adamı aç bırakanlar!? Aç kalmasına sebep olanlar?! Onlar suçsuz mu? Kendiyle yüreğiyle yüzleşmeyenler? İç hesaplaşma, sorgulama bile yapmayanlar? Kendi paranın içinde yüzerken, etrafındaki açı, yoksuluğu, ihtiyacı olanı görmeyenler? Görüpte görmezliğe gelenler? Ya onlara ne demeli, onlara ne yapmalı Sn. Yazar... Kutlarım. Saygımla..
Günün yazısı, şimdi herkes tebrik sırasındayken benim söyleyeceklerim... aman tanrım korkmuyorum başıma geleceklerden...
Bir vicdani hesaplaşma bir masum itiraf halbuki.İçim ezilmeli ve kalbimin üzerine elimi bastırarak okumalıydım yazıyı.
Fakat, fakat...
Yazının edebi olup olmadığını, günün yazısına layık görülmeyi hak edip etmediğini değerlendirebilecek çap nerde bendee.
Ama çocukluğumdan kalma birkaç kelime var aşina...Din bu- marksizm falan...
Çelişki her yerde işte.
Bizim oralarda, marksistler hamburger yeyip kola içmezlerdi .sebebine hiiç ermez aklım.
Birde şey derlerdi, aç insan çalacaksa ekmek çalar, et değil...o misal.
Ne bileyim onca parasızlık ,açlık çekip ekmek zeytin aldığınızı yazsanız sanırım azcık daha cız edecekti içim .
Şimdi en son satıra ''tıklım tıklım vicdansızlık, insafsızlık, duyarsızlık dolu yemek dükkânında...''
üç beş hamburger ve kola ...
Ki elbet yazarın asıl amacı iç cızlatmak değil di .De, ben dedim yinede...
Şimdi bu çelişkileri tespit ettikten sonra o çocukla ekmeğini paylaşmamasını yadırgamıyor insan
Ama çocuk adına bir kazanç, kimbilir o da hiç görmediğimiz bir yerde bu anıyı kendi diliyle yazmıştır.Kimbilir demiştir ki,
ne insanlar gördüm, meydanda yumruk kaldırıp hamburger yiyen, beş vakit secdeye varıp kul hakkı yiyen.Düştüm ,düşkündüm şükür ki kursağıma düşmedi ekmekleri...Hem bir gün karşıma çıkıp dilendiğim günleri anımsatacaklardı bana... şükür ki şükür...
Kimbilir...
Kurgu ise başarısız bir kurgu.yaşanmış ise, acı, çok...
Bu kötü anıyı tebrik edemediğim için tüm tebrikçilerden özür diliyorum.
çok şükür ki on yıl öncesinde, gerilerde kalmış diyebilir mi insan şimdi?
Daha dün o genci yaşlanmış haliyle gördüm.
Abi hâlâ açım! diyordu.
Neler değişti son on yılda?
Çok şey.
Bu açlığa neler eklendi?
-Abi Üniversitem de özgür değilim
-Abi polis karnımdaki bebeği öldürdü
-abi üniversite harcı için çalıştığım inşaattan düşüp öldüm
-Abi kızımı, oğlumu, eşimi, öldürenler şimdi serbest bırakıldılar
-Abi anamı da alıp gittiydim ya, o annem geçen gün öldü
-abi, hamdolsun çöpe atılmış yiyeceklerle karnımı doyuruyorum
-Abi, Cumhuriyet mi? O da ne?
ve daha bir sürü çığlıklar eklendi Abi Açım! çığlığına...
Sadece güne düşen yazını mı?
Hayır, Serkan Bey'in yazdığı her yazıyı yürekten kutluyoruz zaten.
Bunu somut olarak yazılarının altına düşmesek de, okuyor, takip ediyor ve yürekten kutluyoruz.
Saygı ve sevgiyle kalın...
öZ ELEŞTİRİYE AÇIK OLMAK DA BİR AŞAMADIR.sİZ O YAPAMADIGINIZ DAVRANIŞIN NASIL BİR VİCDAN AZABI OLDUGUNU SAMİMİYETLE ANLATTINIZ.BİRİLERİNİN AKLININ BİR UCUNDA KALIRDA BELKİ SİZİN YAPAMADIGINIZI YAPAR.Eminim şu an daha az acı duyuyorsunuzdur.Ve asla bir daha böyle bir davranışda bulunmazsınız.Teşekkürler paylaşım için.
sergül kandemir tarafından 1/10/2011 12:39:51 AM zamanında düzenlenmiştir.
kişi sevdiğinden vermeden gerçekten iman etmiş olmaz ...der hadis...
tabi hadisle söze başlamışken " karşılaştırmalı okumak adına " Turan DURSUN din bu serisine cevaben yazılmış bir seri daha olması lazım adını şimdi hatırlayamadığım...gerçekler bazen diğer taraftan bakmakla görünür...nazlıdır çünkü...
güzel bi yazıydı...güzel bir tövbeydi...güzel bir hatırlatmaydı...
çuvaldızı kendine batırdın
bıraktığın iğneyi de ben aldım...
var olasın hep...
Bu adamlar neden öldüler diye merak ettim yıllarca...
neden genç yaşta kavga etmeyi seçtiler..
neden torpille bir işe girip, yan gelir de yaratıp işlerine bakmadılar.
Çünkü "vicdan sahibiydiler" dedim sonunda.
Ondan"Deniz Gezmiş" adı koyuluyor çocuklara..
"Mahir " diyorlar yeni bebeklere...
Hiç "Hitler" adı koyan duydunuz mu ?
"Nemrut" duydunuz mu?
"Ali" var her yerde.
"Mehmet" var.
Bizim köye Ali veya Mehmet yazılı zarf geldi mi, soy isimler aynı olduğundan mektubu açıp okurlar da sahibini öyle bulurlar.
Ben de sabahlarım bazen..
Neden? lerimle uyuyamam.
Fakat aç-açık insan benden ne isterse alıyor imgeci.
yarına da bırakmıyorum.
kendimi yiyeceğime paramı yiyeyim derim her zaman.
Sevgi ve saygı ile.
iyi bak kendine..
Lazım senin gibi insanlar ülkeme..
Yarına kal.
:))
erolabi tarafından 1/10/2011 8:17:17 AM zamanında düzenlenmiştir.
Tek tek bu konuda yapacaklarımız olsa da, Sosyal devlet olamadığımız için bunlar, kanımca.
Bu konuda siz daha ileri, düşünebilirsiniz mutlaka. Ama hiç değilse sadakaya muhtaç insanların,
insanca yaşamasını temin etmek olmalı devletin görevi.
Yazınızı ilgi ile okudum.
Saygılarımla.
Anınız bana, Norveç'li ünlü yazar Knut HAMSUN, un AÇLIK isimli kitabını hatırlattı. O kitabı da, sizin anınızı da gözlerim nemli okudum.
Allah kimseyi aç koymasın. Zordur açlık bilirim. Yıllar sonra da olsa hala sıcaklığını koruyan pişmanlığınız beni çok duygulandırdı. Haklısınız acın halini ancak aç olanlar bilir.
Değerli bir paylaşımdı, var olun