ÜÇ ADIM MAYMUN
Üç Adım namıyla meşhur, bu lakapla mesrur ve mağrur bir zatı âli yaşarmış maymunlar ülkesinde. Gelen krallara arkadan usulca yaklaşır “ifendim ifendim” der ve tam olarak- sayılmıştır- üç adım geriye çekilir ve bütün düğmelerini ilikler ki pantolonda dâhildir buna, ondan sonra kibarâne, nazikâne bir lisanla “ifendim ifendim” der reverans ederek arzını ifade ederdi. Bu esnada kıçı açık olduğundan arkadan onun bu vaziyetini görenler kahkahayı basarmış habire… Reverans Fransızca bir sözcük olup; selam veya teşekkür için eğilerek veya dizleri kırarak yapılan harekete denir.
Bizimki “ifendim” dedikten sonra ne yapar ne eder bir şekilde tava getirir muhatabını ve ondan sonra da dürüleceklerin listesini doz doz enjekte ederdi üstlerine… Bu yalancı, şu tehlikeli, o olumsuz, diğeri iflah olmaz, öteki zaten öteki velhasılı kelam kendisinin dışında herkes bir nevi suçlu, şüpheli ve en ağırı vatan haini… Asıl beyni zehirli olan kendisi, dili yılan olan kendisi, gözleri baykuş olan kendisi! Ama o Kral Aslanın yalakası, dalkavuğu, matruşkası, pazar file taşıyıcısı, muz alıcısı…
Orman huzursuz mu huzursuzmuş bu Üç Adım Maymun yüzünden. Bu kadar da yalakalık olmazmış canım. Aslan da aslan olsa bunu bir pençede yere serermiş ya, ama aslanın da çıkarına öyle geliyormuş. Üç Adım Maymun, her gün kandırdığı bir hayvanı yiyecek diye paketliyormuş aslana. Yüce krala, sonsuz krala… Kral o hale gelmiş ki adaletten ayrılmış bu üç adım yüzünden. Tavşanı hırsız diye etiketlemiş, kurdu insan diye ispiyonlamış, domuzu içkici diye, tilkiyi kurnaz diye, zebrayı ayrımcı diye, ineği mezhepçi diye… Vesaire vesaire… Üç günlük kuzuyu ormanın yeni mahallesine muhtar yapmış sebepsiz yere. Liyakat hak getire, yaşa hürmet yok yere, kıdem kime ne? “Orman Kanunu” lafı bunların döneminde çıkmış ortaya ve halen yeryüzünde sürmektedir bütün rezaletiyle…
Bütün orman kurallarını yeniden yazacak denli bilgiye sahip olup yalakalığın nasıl yapılacağına, yıkamanın nereden başlayacağına dair sahiden de ormanda misli görülmeyen bir istidada sahip olduğuna değinmeden geçemeyeceğim Üç Adım Maymun’un, hoş görün. Deveden büyük filin olduğunu ve ona göre davrandığını çok iyi biliyorum. Elindeki sapanı nasıl da makineli tüfek gibi gösterdiğini, beynindeki zararlı ve azıcık olan fikir kırıntılarının nasıl da büyük projelere tohum olduğunu insafsız avcı gibi ballandıra ballandıra anlatırdı Kral’a her gün. Oysa elinden gelse kralı da bir damla suda boğardı. Onun kendinden başka bir canlıyı sevebilme ihtimali sıfırdı.
Üç Adım Maymun desem bu şahsa kimse kızmaz bana, maymun hikâyeden bir isim. Karış karış gezin ormanlarını evrenin, benzerini bulursunuz mutlaka. Üç Adım Maymunu vardır mutlaka her kralın… Ne kadar da benzerler birbirlerine ne kadar da aynıdırlar; şaşarsınız vallahi de billahi de… Önde kral üç adım geride yalakası… Betimleme bu. Şayet seslerini duyacak denli yakınsanız anahtar sözcüğümüz “İFENDİM İFENDİM”
Üç Adım Maymun yılların semeresini görür bir gün. Koltuğuna oturur mensup olduğu birimin, hem de en üst koltuğuna. Yıllarca o denli kişiyi ispiyonlamıştır şucu bucu diye… Kötülemiştir ilerleme yolunda olanı, kesmiştir yolu açık olanı. Şimdi harcadığı onca orman evladının emeğinin hakkının üstünde camdan bir saltanat, tozdan bir protokol, eften püften bir saygının üzerindedir. Hani Akif’in ifadesiyle: “O zümrüt tahta kondun, bir semavi saltanat kurdun” şeklindedir.
Şu fıkrayı duyduğumda Üç Adım Maymun aklıma geldi nedense.
Adamın biri görmüş sırtına dövme yaptıranları, heveslenmiş, aslan dövmesi yaptırmağa gitmiş dövmeyiciye. Biz de bunu Üç Adım Maymun’a teşbih ederek meramımızı ifade etmeye çalışacağız. “Bana da” demiş “aslan dövmesi yap!”
“Peki, demiş dövmeci; benim mesleğim dövme yapmaktır. Gel, otur dövmeyi yapayım.” Dövmeci başlamış iğneyi batırmağa. “Ayy! Ay!” diye başlamış bağırmağa adam... “Ne yapıyorsun arkadaş; canım çok yanıyor!” “Aslanın yelesini yapıyorum" demiş.
“Aman, demiş, yelesini yapma, başka yerini yap!” Dövmeci başlamış bu sefer sırtının başka yerlerine iğneleri batırmağa. Adam gene bağırmağa başlamış: “Aman, dur! Yapma, çok acıyor, neresini yapıyorsun?” Dövmeci: “Aslanın pençesini yapıyorum.” demiş.
“Aman pençesini de bırak, başka yerini yap!” Dövmeci gene başlamış iğneleri batırmaya.
Bu defa gene bağırmış adam: “Yine neresini yapıyorsun aslanın?” demiş. “Kuyruğunu!” demiş dövmeci. "Ben vazgeçtim kardeşim, katlanamam bu aslanın acısına!" demiş "Aslandan da vazgeçtim, dövmesinde de... " Adam çekmiş gitmiş!
Günün birinde yılların semeresini almak için ve ne yazık ki bunu kendisine hak olarak gören Üç Adım Maymun Kral Aslan’a giderek:
“Beni ormana müdür yap KRAL” demiş?
“Onca hayvanın katli, etiketi, itlafı, faili meçhulü, peşkeşi, hapsi, nakli, sürgünü gibi akla hayale, vicdana, inanca ve ulusal hayvan haklarına uygun gelmeyecek oyun, hile ve adilikle var olmaya çalıştım. Gün bugündür artık benim için Kralım.” demiş Üç Adım Maymun.
“Tamam” demiş Kral Aslan “ama her dediğimi yapacaksın?”
“Olur ifendim” demiş Üç Adım Maymun karakterini yok sayarak.
“Yalakam olacaksın” demiş Kral Aslan.
“Olur ifendim” demiş Üç Adım Maymun “Müdür yap da.” demiş gururunu yere sererek.
“Kızsam da bozulmayacaksın” demiş Kral Aslan.
“Tamam ifendim” demiş Üç Adım Maymun “müdür olayım da” demiş haysiyetini terk ederek.
“Rezil etsem de kızmayacaksın” demiş Kral Aslan.
“Tamam ifendim” demiş Üç Adım Maymun “bir müdür olayım ormana da” demiş saygınlığın hiç ederek. “İlle de müdür olacağım” demiş Aslan’a, Üç Adım Maymun.
“Bak” demiş “başkalarını şikâyet edeceksin” demiş Kral Aslan.
“Tamam ifendim” demiş “hele bir müdür olayım da” demiş hayvanlığını unutarak.
“Bana rakip olanı harcayacaksın” demiş Kral Aslan.
“Tamam ifendim” demiş Üç Adım Maymun “inşallah müdür olayım da” demiş utanmadan. Demiş de demiş günlerce… Kral Aslan da tutup müdür yapmış Üç Adım Maymun’u ormana.
Orman o gün bugündür içten içe kaynamaktadır.
Ve çıkacak olan büyük isyana hazırlanmaktadır.
Not: Bu hikâye kurgu olup, gerçekle bir ilgisi yoktur. Kahramanlar ise hayalidir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.