- 1528 Okunma
- 17 Yorum
- 0 Beğeni
BAŞIM SAĞ OLSUN
Ne üzer insanı?
Belki her şey, belki çok şey.
Belki de pek az şey üzer.
Neden üzülür insan?
Hayal kırıklığına, tutulmayan sözlere, yalanlara, yoklara, pürüz ve fazlalıklara, meçhullere, güven suiistimaline, çok sevip de sevilmediğine, zamanın aleyhine işlemesine, beklediği fırsatların gelmemesine, konuşulana, konuşulmayıp gizlenene ve ilerisini görememeye üzülür insan. Üzülmek için nedenler çoktur. Pekiyi neye sevinir insan?
Bom boş şeylere.
Evet bom boş şeylere sevinir insan.
Onu sevindiren şeylerin gerçeği farklıdır. Görülemez.
Yılanla yatar da sivrisinekle savaşır.
Bembeyaz saçlarındaki tek tük siyahı fark ettiğinde anlar dünyanın yuvarlak değil de kahpe olduğunu.
Kutuplarda olsa fark eder; intikam kıvılcımının volkan’dan hararetli olduğunu.
Karanlıkta görür açıkken görmeyen gözleri. Her şeyin yerine SENİ daha fazla sevmeye başladığını fark eder.
Üzen şeylere artık değer vermez. Bir beklenti ya da umudu olmamak aslında çok kötü değildir.
Artık üzülmeyeceğini düşündüğü için; yüreğinin dağlanmasına izin verir.
Geçmişini gömenler, gelecekten de çok şey beklemezler.
Anı yaşarlar ve her şeyi yaparlar. Laflara değil davranışlara bakarlar. Seveni severler.
Onları yalan öldürür, intikam güldürür.
Volkan vardır içlerinde. Yakabilir.
Hararete direnç, insandan insana değişir.
Hayatta hep para getirmeyen güzel işlerle uğraştım. Başarısız oldum.
( Pavlov’un köpekleri ) gibi şartlanamadım para kazanmaya. Şartlı reflekslerim olmadı.
Müşterisiz meta zayidir. Öyle de oldu. Her şeyin para ile ölçüldüğü bu devir ve ülkede; kadrim de bilinmedi, asamam de okunmadı.
Yazarlık ve kitap çıkartmak en az emek verdiğim ve ümidimin olmadığı bir alandı.
Başarı sağlar mıyım? Aydın bir tabaka varsa gerçekten; neden olmasın?
Başarısızlığa da şaşmam. O zaten kaderim.
Şaklabanların sanatkâr, dâhilerin şebek olduğu bir piyasada başarı imkânsız kadar zor. Biraz bulanık, biraz hain, biraz da karanlık olmak gerek yükselmek için. Bende hiçbiri yok.
Kadın değilim.
Alevi veya Kürt değilim.
Komünist ya da ateist değilim.
Cemaat ve cemiyetlerle işim olmaz.
Sarı sendikacılardan nefret ederim.
Devlette palazlanmış ağabeylerim yok.
Ot gibiyim.
Pazarlama şirketleri otu-boku bal diye pazarlarken benim balım elimde kalır. Nice şaheserler de öylece yayınevlerinin depolarında çürür gider. Bırakın beni; Salvador Dali’yi deli diye akıl hastanesine tıkarlar burada.
Bu işimden de para pul kazanamayacağım. Olsun. Ben yenilgilerin adamıyım. Şanlı direnişlerin yılmaz neferiyim. Bunlar üzmez beni. Çünkü önemsemem.
Bir insan her zaman kaybeden tarafta olur mu? Olur.
Ben her zaman kaybeden taraftayım. Büyük kayıplara zemin hazırlayan birkaç küçük kazancım da olmuştur. Kayıplarıma üzülmüyorum artık.
Çok şükür ki; eskisi kadar sevilmiyorum. Gerçekte ne kadar az dostu olurmuş insanın anladım.
Kayıplarımın en büyüğü bile beni artık üzmeyecek.
Sevdiklerim sevmiyor ki kayıplarıma üzüleyim.
Sen de zamanda döküldün.
Başım sağ olsun.
Eskiler bucağa, yeniler kucağa; kalan ömür şen olsun. Ben senden biraz, sen ise ömrümü yedin.
Afiyet olsun.
Kıyamam yok olmana, gözün kör olsun.
Bir binanın beş ve ya altıncı katın balkonunda çamaşır toplayan bir kadın gördüm bugün.
İçim bir tatlı duygu ile dalgalandı. Yuva kokusu aktı gönlüme.
Evli ama yuvasız insanlar geldi aklıma içim burkuldu.
Ne yazık ki her kavramın içi boşaltılmış.
Sevgi nefretle, sadakat ihanetle, iffet iffetsizlikle, fedakârlık nankörlükle, en güzel en çirkinle aynı potada eritilmiş.
Pencerelerden ve balkonlardan girilip çıkılan onurlu birliktelikler moda olmuş.
Kapılar anahtarsız kalmış.
Biri beni yeniden eğitmeli. Ben ondan hep zarar ediyorum belki de?
Kafalar karışık ve gönüller buruk. İdealsiz ve doyumsuz dünya insanlarının insafına kalmış dünya.
İhanetin gurur duyduğu evli erkek ve kadınlar ne kadar güvenilirdir?
Karanlıkta görürken el-alem, aydınlıkta göremeyen salak ben miyim?
Haydi, aç gözlerimi.
Beni zamana göre eğit.
Belki bunda başarılı olurum.
Ne dersin?
Belki de sahte mutlulukları öğrenirim.
Belki de zevk alabilirim.
Yalınız, artık her şeye üzülmemeyi öğrendim.
Sen bile üzemez-sin beni.
YORUMLAR
GÜZELDİ..ANLATILAN DİL..USLUBU..VE SONUCU İLE..EMEĞİNE SALIK ABİM KUTLADIM SAYGIM VE SLM İLEEE
Engin Tatlıtürk
Yazınız her zaman ki gibi çok başarılıydı. Düşündüren yazılarınızı okumak haz veriyor. Tebrik ederim. Saygı ve selamlarımla..
Engin Tatlıtürk
Saygı ve selamlar.
''Besmele Her Hayrın Başıdır''
Ayrı ayrı üzerinde durulacak çok konu var. Ben bir kısmına değineyim şimdilik. Bazı işlerizin ters gitmesi vs. ilgili... Okuyunca ilk aklıma düşen Bediüzaman'ın Besmele Risalesi oldu. Besmelenin anlamını hepimiz biliriz. Ama bazen üzerinde pek derin olarak düşünmeyiz. Ve dolayısıyla bu büyük hazineye dokunmaktan mahrum kalabiliriz. Kendime göre dindar bir kişi olmama ragmen besmele alışkanlığım pek fazla oluşmamış. Çok sıklıkla olmasa da Kur'anı Kerimi en az 30 yıldır okuyorum ama bir çok ayet gibi besmelenin de anlamı üzerinde derinlemesine düşündüğüm ve dolayısıyla değerini tam olarak algılayıp değerlendirdiğim söylenemezdi. Ve benim de çok zaman işimlerim ters gider. Çok boşa zaman kaybı emek kaybı maddi olsun manevi olsun kayıplar yaşarım. Ev işlerim hiç bitmez...
Risale Nurlar gibi kıymetli bir hazineden haberdar olmama ragmen malesef uzak kaldım. (Tek tük çok az okumalarımı dinlemelerimi saymıyorum. Onlarda zaten epey süre önce idi ) ta ki oturduğum apartmanda bir kaç ay öncesi cuma günleri komşular ile bir araya toplanıp cuma saatleri ayetler okumaya ve risale dinlemeye başlıyana kadar. Geçtiğimiz cuma da Sözler' kitabından Besmele Risalesi işledik. Ve tesadüf bu hafta R.Nurlara vakıf başka bayan vardı ve o hanım aynı konuyu okudu ve açıkladı. Tek kelime ile mükemmeldi! Ben yine doyamadım... Belkide tereciye tere satmış olmayayım... Tavsiye ediyorum. nette arama yapın ya da kitabı alın okuyun ya da bayların sohbetlerini soruşturun katılın diyeceğim... Sağlıcakla kalın
.
ÜZÜMKARASI tarafından 1/9/2011 5:38:37 PM zamanında düzenlenmiştir.
Engin Tatlıtürk
Size tamamen hak veriyorum. Yazdıklarınız çok doğru. Bahsi geçen eserleri bir kaç defa okumuşluğum var.
Namazın da bir Zikir olduğunu biliyorum.
Yazılarımın bir kısmında kendimden kesitler olsa da tamamen kendimi anlatıyor değilim.
Bir yaşanmışlığı iyi hissedebilmek ve aktarabilmek adına kendim yaşıyor olsam diye derinlemesine düşünüyorum.
Pek çok zaman benimle tam ters vaziyette seyreden hayatlardan behsediyorum kendimi anlatır gibi.
Yazar her roman ve hikayesinde kendinden bahsetmez ama okuyucu genelde kahraman olarak yazarı düşünür.
Tamamen kendimi anlattığım yazılar da olabilir. Fakat bunda bile edebiyat maksatlı olduğu için abartı ve farklılıklar ya da hayaller olabilir.
Kendimizi gereğince tanıyor muyuz ki dosdoğru ifade edebilelim.
" Bir ben vardır bende benden içeri "
Anlattığım ben değilim. Sakın endişe etmeyiniz. :)))
Sayfama şerefler verdiniz.
Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Saygı ve selamlar.
Haticcay
Her şeye üzülmemeyi öğrendiğine göre, artık mutlusun demektir.
Sen başkalarına göre değil, kendi doğrularına göre yaşamışsın.
Yıllar sonra bir iç hesaplaşmaya bile gerek yok.
Yapılmış, yaşanmış her şey doğrudur. Çünkü çünkü sen kendinsin, başkası değil.
Aynı felsefeyle, aynı doğrularınla devammmmm.
Üstelik her şeye üzülmemeyi de öğrenmişsin ki, bu da işin kârı.
Evet, bir yoruma verdiğin yanıttaki, Can Yücel Şiiri gibi işte.
Bağlanmayacaksın bir şeye körü körüne.
Tebriklerimle.
Saygı ve sevgiyle kal...
Engin Tatlıtürk
Çok hoş bir yorumdu.
Teşekkürler.
Saygı ve sevgiler.
Hayatini gereginden cok dramatize etmek
bir de kendini büyük basarilara ve cook yüksek yerlere layik görmek de (ve hatta kendini öyle olduguna inandirmis olmak da)
bir sanat mi acaba.Cünkü insanimiz cok yetenekli bu konuda.
Yüreginize saglik degerli dost
Yine ilginc bir yazinizdi
Saygilarimla
Engin Tatlıtürk
Teşekkür ederim.
Sevgi ve selamlar.
Zamana göre kemane çalmayı ben de çok isterdim açıkçası. Size en basit örnek olarak iş yaşamımdan vereyim. Her zaman doğrucu Dâvut oldum. El üstünde, en baş köşede duramadım o yüzden. İnsanlara saygı duydum, çoğundan da saygımın karşılığını da aldım ama bazıları hariç. Onlara göre davranmıyordum. Onların seviyesine inmedim, olduğum gibiyim. Ha pişmanlıklarım var mı Hayır ! GHiç pişman değilim. Biri beni eğitsin derken aslında düzenin değişmesine olan isyanınız gizli. Harika bir paylaşımdı ve günümün yazısı bence. Tebrikler. Özgün olmak her zaman iyidir bana göre. Yapay olan şeyler sırıtor gözüme...
Engin Tatlıtürk
Teşekkür ederim.
Sayfama şeref verdiniz.
Ağyar dostumun tikenli ve komik eleştirilerini çok özledim. :))
Nereden aklıma geldi şimdi?
Size sevgi ve selamlar.
Engin Bey, biri beni eğitmeli derken, ne denli ciddisiniz. Bu yaşamda eğitilecek bir tarafın kalmadığını, ayak uyduramadığınızı açık bir dille anlatıyorsunuz. Hem de çok güzel anlatmışsınız. Artık bilim ve edebiyatın hangi dalına önem veriliyor o da belli değil. Onlarca değerli fikirler çürürken, dayısı olan üsküdarı geçiyor. Hem de ne geçme....
Hayatta kaç tane gerçek dost kaldı acaba ben de merak etmekteyim. Dost düşünce belli olurmuş ama dostu tanımanız için düşmenizi hiç istemem. Güzel bir yazıydı tebrik ederim.
saygımla...
Sevinçlerimizle değil, üzüntülerimizle olgunlaşırız. Kazançlarımızdan değil, kayıplarımızdan ders alırız. Ve her yere düştüğümüzde, büyürüz.
Nasıl da farkında;
Kavramların içinin boşaltıldığının...
Yaşamak dediğimiz şeyin; An olmadığının...
Biri beni eğitmeli derken; öğreneceği bir şey kalmadığının...
Ben, İnsan gibi bir İnsan'ı okudum. Siz ne anlatmak istemiştiniz?
Saygılar.
Tespitler doğru, dizgeleme ve tasnifleme( siz sınıfsal sevmiyorsunuz, bu nedenle nitelemim de soyut oldu) ve önemlisi isimlendirme hataları dışında, mükemmel bir içe dönüş ve inziva yazısı.
Tipik entelektüel anomalisidir. Yazıdaki tek bir bölümü; yani kadın ve yuva konusunu çok öznel bulduğumdan yine o kısma müdahil olmayı, özele saygısızlık sayarım, nasıl bilirseniz öyle doğrudur. Öylece öznel olan sizce, genele nesnel alandır, böylece. O kısma saygı...
İnzivadaki münzeviye; iç/dış analitiğinden, huzur verici bir diyalektik bir çıkış temenni ediyorum.
Güzel yazıydı. Beğeniyle okudum. Umarım hakettiği yere gelecektir, değerli Engin Tatlıtürk bey...
Saygılarımla.
Göktürkmen tarafından 1/8/2011 6:17:34 PM zamanında düzenlenmiştir.