- 426 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
CUMHURİYETİMİZE VE DEVLETİMİZE SAHİP ÇIKMAKTA GEÇ KALMAYALIM!
CUMHURİYETİMİZE, DEVLETİMİZE SAHİP ÇIKMAKTA GEÇ KALMAYALIM
Gazetelerde Güney doğuda iki dilli yaşamın başladığına dair yazıları okudukça dehşete kapılıyorum. Örneğin: Şırnak’ın İdil, Cizre, Uludere ve Beytüşşep ilçelerinden sonra Silopi İlçesi Belediyesi de “2 dilli yaşam” projesi kapsamında hizmet binasında ki Türkçe tabelaların yerine Kürtçe ve Türkçe yazılı tabelalar asıldığı haberini okuduğumda önce inanmak istemedim. Fakat resimlerle de belgelenince gördüğüm resme ve okuduklarıma inanmak zorunda kaldım.
Belediye başkanı Silopi’de herkesin Kürtçe konuştuğunu söylemiş. Tamam, her kes Kürtçe konuşabilir. Demek ki onlar Türkçe bilmiyorlar. Türkçe bilmediklerine göre okuma yazma da bilmiyorlar. Zaten okuma yazma bilmeleri için Türkçe öğrenmeleri gerekecek. Demek ki bu vatandaşlar okula gitmedi. Ama ana dil olarak Kürtçeyi öğrendi. Peki, Kürtçe eğitimin verilmediği bir yerde Kürtçe tabelaları nasıl okuyacaklar.
Osman Baydemir denilen alçağın bir sözü vardı, Parti ambleminde ki ağaç için. ”Bu ağaç bir yerinize mi battı” demişti. Şimdi bende soruyorum Şırnaklı belediyelere Türkçe tabelalar bir yerinize mi battı. Okuma yazma bilen her ferdin bu tabelaları okuması mümkünken sizler ne diye ikinci bir dili ortaya atıyorsunuz.
Tabii ki ayrımcılık için. Tabii ki Büyük Kürdistan Devletinin temellerini sağlamlaştırmak için. Atmak için demiyorum zaten bu Temel Başbakan Erdoğan’ın “Kürt sorunu vardır. Ben bu sorunu demokratik yoldan çözeceğim!” dediği anda atılmıştı. Şimdide duvarı yükseltiliyor ve de güçlendiriliyor.
Bir yandan da Devletin zirvesi “tek dil, tek devlet” üzerine sert açıklamalar yapıyor sözüm ona. Bu açıklamaların yapıldığı günde de Cumhurbaşkanı Diyarbakır’ı ziyaretiyle onurlandırıyor. Bu onurdan en büyük payeyi de Osman Baydemir’e kazandırıyor. Makamında ziyaret ediyor. Kürtçe bilseydim Kürtçe konuşurdum diyerek te Milli Güvenlik Kurulunun “tek dil, tek devlet” vurgusunu sıfırlıyor.
Evet, sayın okurlarım artık bu iş bitmiştir. Zamanlamalara bakın, son günlerde yapılan tahliyelere bakın. Hala suçları tespit edilememiş yıllardır içerde yatan tutuklulara bakın ve Türkiye Cumhuriyetinin yakın tarihte değil, çok öncelerden bazılarının dediği gibi 11.Kasım.1938’den itibaren bozulmaya başladığını, egemenliğini kaybettiğini, ABD ve AB’nin eline düştüğünü artık görün.
Türkiye de bir yandan ikinci bir devlet kurulması çalışmaları Türkiye Cumhuriyeti Devleti eliyle kotarılıyor. Bir yandan domuz bağı ile yüze yakın insanımızı katleden ve de bunu din adına yaptığını söyleyen yobazlar, caniler, çok ağır ve aksak işleyen bir yargı mekanizması neticesinde ve yine devlet eliyle serbest kalıyor. Bu serbest kalışların suçu da doğal olarak Yargıya yükleniyor. Bunun yanı sıra mafyaya da özgürlükleri iade ediliyor.
Bu durum karşısında bizlerde hala, “Mevla’m neylerse güzel eyler deyip” beklemeye devam ediyoruz ya bu daha da vahim bir tablo olarak iç karartıyor.
Mevla’m birde şöyle demiş ama. “sen eşeğini sağlam kazığa bağla. Sonra bana tevekkül et” demiş. Biz ne yapıyoruz teşbihte hata olmaz lütfen beni mazur görün. Eşeğimizi salmışız çayıra, ondan sonra da Mevla’m kayıra diye bekliyoruz.
Olmuyor işte olmuyor. Mevla’m kendi iradesiyle doğru yolu bulmak için çabalamayanı kayırmıyor. İş işten geçmeden diyeceğim ama son durumlara baktığımızda zaten iş işten geçti bile de. Bundan sonra zararın neresinden dönsek kardır deyip, Türkiye cumhuriyetine sahip çıkmalıyız.
Bu noktada KKTC içinde bir sözüm olacak. Eğer bizler Türkiye Cumhuriyetine sahip çıkabilir parçalanmasını önleyebilirsek, KKTC’ye de sahip olacağız. Aksi takdirde her iki devletinde küllerinden bir devlet yaratmaya nafile bir uğraş olacaktır.
08.01.2011
Ayla BERKİN
YORUMLAR
Size samimi bir düşünecemi ifade edersem umarım tepki almam, KKTC yaşayan ve vatandaşı olan halkın Türkiye Cumhuriyetini düşündüğünü hiç sanmıyorum.
Daha önceki yazılarında KKTC ekonomisi hakkında bir çok şey yazdınız, herkes biliyor ki KKTC kumarhane merkezli bir ekonomisi var. Üretim alanında zayıf olduğunu ve üretime endeksli girişimci gençlere fırsat verilmediği ise gözler önünde diye düşünüyorum...
Sevgiyle kalın...
AylaBerkin
Bu günkü ekonominin neden bu hallere geldiğini da yazılarımda etraflıca anlattım. Hala anlamamakta direniyorsanız o da sizin kaybınızdır.Eğer KKTC'de kumarhane merkezli bir ekonomi varsa bunun da suçu yine hükümetlerindir. Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC hükümetlerinidir.
Fakat sizi de suçlayamıyorum dışardan bakılınca ve de KKTCW'yi tanıtmak için daha etkin bir politika uygulanmadıkça sizler bizxleri sırtınızda bir kambur olarak görmeye devam edeceksiniz. Bu da burada ki gerşek vatanseverleri Türkiye sevdalılarını çok yaralamaktadır. Bu arada ben de KKTC'ye 1975'de yerleşmiş Bir Türkiyeliyim. KKTC'li olmaktan da büyük bir gurur duyuyorum. Tıpkı Türkiye Cumhuriyetimle gurur duyduğum gibi. Yavru Vatandan sonsuz selam ve sevgiler.
Ayla BERKİN