- 1710 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
KENDİNİ SORGULAMAK
Montaigne; ‘başkalarını anlamak için kendini iyice incele’ der. Kendini karşındakinin yerine koymak, yani empati. Her ikisinin de sonunda da, biraz birikimin varsa kendi sorgulayabilecek veriler elde edersin.
Sokrates bir uygulamasında her şeyi bildiğini düşünen insanlara sorular sorarak aslında hiçbir şey bilmediğini, yine hiçbir şey bilmediğini sanan insanlara da sorularla aslında çok şey bildiğini gösterir. Bunun adı İRONİ ve MAİOİKA ( yada öyle bir şey) dır. İroni alay olarak var Türkçede, maioika ise derin anlamı taşıyor.
‘Amazon ormanlarında bir kelebeğin kanat çırpması Avrupa’da fırtına kopmasına sebep olabilir .’’ Kelebek etkisi… Hayatta olan ve yaşamımızda yaptığımız her şey bir başka yaşamı değiştirir.
Durun ve sadece bir dakika düşünün. Siz kimsiniz? Yalan söylemeye yada gerçeği gizlemeye gerek yok. Kendinizle başbaşasınız. Kime neden nasıl davrandınız? İnsanlara söyledikleriniz nelerdi kendinize söylediğiniz gerçekler neler, tutarlı olabildiniz mi? Asıl amacınız ne, insanlara sunduğunuz amaç ne? Eğer cevaplarınız size hoş gelmediyse siz insanlara yalan söylüyorsunuz ve eğer cevaplarınızdan memnunsanız siz kendinize yalan söylüyorsunuz. Kendinize yalan söylüyorsanız yapabilecek bir şey yok. Cevaplarınız size hoş gelmediyse, devam edelim…
Etrafınıza bir bakın. Hayatınızdaki olayları ve insanları düşünün. O olaylara nasıl yaklaştığınızı ve o insanlara nasıl davrandığınızı. Aslında davranışlarınızı değil, davranışlarınızın o insanlardaki etkisini düşünün. Sizin o insanlardaki görüntünüzü düşünün. Amacınız ne? Amacınızı sorgulayın. Eğer gerçek cevabı verebildiyseniz kendinize, şimdi çıkarın içinizdeki tüm maskeleri ve tekrar görünün o insanlara ve yaşadığınız o olayların hepsini tekrar yaşayın. Emin olun çok şey değişecek.
Montaigne’in dediği gibi, kendimizi iyice incelemeye aldık ama hala tam olarak bir empati kuramadık. Çünkü kendini karşındakinin yerine koyabilmek hiç kolay değil. Siz tokat atansanız, tokat atılan gibi hissetmek çok zordur. Öyle hissedebilmek için o tokadın çok öncesine dönmek gerekir. Tokadı attığınız anda o tokada sebep olan ana dönebilmeniz gerekir. İşte empati kurabileceğiniz an budur. Kendinizi ancak bu anda sorgulayabilirsiniz. İşte sadece bu anda kendinize gerçek cevapları verebilir ve karşınızdakini anlayabilirsiniz. Kendinize gerçek cevabı verebildiniz mi? Eğer veremediyseniz, işte siz kelebek etkisi…
Edward N. Lorenz ‘kelebek etkisi’ teorisini ortaya attığında aslında bunu martılardan hareketle yapmış ( başka bir kuş da olabilir, tam hatırlamıyorum ) sonra daha estetik romantik olsun diye kelebek adını koymuş. Bu isim değişikliği bile bir etki doğurmuş aslında. Bu ismi koymamış olsaydı ne ben KELEBEK ETKİSİ isimli flimi seyrederdim nede bu teoriyi araştırırdım, çok küçük çaplı bir etki. Neyse.
Edward N. Lorenz, bir kelebeğin kanat çırpışındaki hızı bu hızın havada yayılışını ve havada yayılırken kazandığı hızı hesaplayarak bu teoriye ulaşmış. Asıl anlatmak istediği ise, hayatta meydana gelen her olay ve yaptığımız her şey bir diğer olayın tetikleyicisidir. Aslında çok mantıklı. Düşünün bu sabah evden çıkarken arabanızın anahtarını unuttunuz, bir taksiye bindiniz, çok önemli bir toplantı günü, işe geç kaldınız, toplantıya yetişemediniz ve işinizi kaybettiniz, eşiniz sizi terk etti, çocuklarınız bir üvey ebeveyn ile kaldı falan filan… Tek sebep anahtarınızı unutmanız. Bir kelebek ile bir fırtına arasında hiç fark yok…
Şimdi kendimize dönelim ve o kelebeği alıp kendi davranışlarımıza, sözlerimize, yaşantımıza koyalım.
Biz ne yaptık. Kaç kişinin hayatını nasıl değiştirdik etkiledik davranışlarımız sözlerimiz yalanlarımız doğrularımız gizlediklerimiz gerçeklerimiz ve benzerleriyle.
Eğer şimdi tüm bu aşamalarda gerçek cevapları verebildiyseniz kendinize, oturup bir daha düşünün ve kendiniz olun. Siz kim olmak isterseniz olun, nasıl görünmek isterseniz görünün, hangi renge bürünmek isterseniz bürünün, ama siz nasılsanız öyle görüleceksiniz ve her ne yaptıysanız sadece yaptığınızı değil bir çok kişiyi öyle etkileyeceksiniz.