- 1935 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
GÖNLÜMÜN TİYATROSU
Hayatımız sanki bir tiyatro sahnesi, birçoğumuzun da bu oyunda, azdan çoktan roller aldık. Bugüne kadar yaşamış olduğumuz hayatlarımızda her insan kendine göre birçok deneyim yaşadı. Birçok rol oynandı... İyi yaşanan olaylarla birlikte korkular, endişeler, sıkıntılar, hastalıklar, suçlama ve suçlanma, yargılamalar, kızgınlıklar, mutsuzluklar, acılar daha neler neler. Yaşanan olaylar farklı olsa bile duygular hep aynıydı... Kimisi öfkeyi ve kızgınlığı eşiyle, kimisi işiyle veya ailesi ile yaşadı ama sonuçta duygu, öfke ve kızgınlıktı... Ya da korkusu güvensizlik olan biri bunu eşinin aldatmasıyla yaşadı, ya da ailesi yaşattı, onu yarı yolda bıraktı, belki de iş arkadaşı... Yine duygu güvensizlikti... Kimisi kaza geçirdi ölüm korkusunu yaşadı kimisi kanser oldu... Ama korkusu ölümdü... Bazı insanlar iflas ederek parasızlığı yaşadı, bazıları borsada, kumarda kaybederek kimi insan da işsiz kalarak parasızlık korkusunu yaşadı... Bazı insanlar zenginleri yargıladı ya da suçladı, bazı insanlar uygunsuz yaşanan ilişkileri ama yaşanan duygu yargılama ve suçlamaydı...
Bir gün içinde şöyle bir düşünürsek o kadar olumsuz düşünceye zihnimiz ev sahibelik yapıyor ki. Bir gün içinde defalarca yeminler eder, bizi kıranlarla, üzenlerle ya da bize korkular yaşatanlarla, dengesiz, kendini bilmez nezaketten yoksun insanlarla, bir daha asla diye başlayan sözleri çok kullanıyoruz ki… Ama asla dediğimiz her şeyi yapmaya da devam ediyoruz işte aslında bilerek veya bilmeyerek yapmış olduğumuz seçimler değimlidir bunlar... Bu hayat oyununun bize biçtiği rolleri üslenip durmadık mı? Her oyundan kendimize pay çıkarmamız gerekirken. Ne öğrendim neyi gördüm neyi anladım diye bakmak yerine kendimizi suçlayıp isyan etmiyor muyuz...?
Sonuçta bu hayatta ne yaşanırsa yaşansın yaşanan her olay bir deneyimdi... Her deneyimle büyüdük, öğrendik ve bu deneyimler şu an biz olmamızı sağladı... Olaylar ne kadar farklı olsa da duygular, korkular aynıydı... Bütün bu yaşanan deneyimlerle bugüne kadar her insanın yaptığı bir davranış şekli vardı; Hep başkalarını suçlamak, şikâyet etmek, kendine acımak, kızmak, hayata öfke duymak, her yeni güne geçmişte yaşamış olduğu kızgınlık dolu enerjilerle başlamak, geçmişi hep şimdiye, yeni başlayan bugüne taşımak.
Her gün yeni bir gün... Her yeni gün senin isteğin doğrultusunda senin seçimlerinle oluşuyor ve o günü sen yaratıyorsun... Ama korkularınla ve endişelerinle... Ama umutlarınla, hayallerinle, sevgi dolu düşüncelerinle ya da inançlarınla... Bu hayatın içinde yaşarken yeterince üzülmedin mi? Yeterince olumsuz duygular yaşamadın mı? Hâlâ bunları tekrar tekrar yaşayarak neden kendine acı çektiriyorsun? Neden aynı tarz ilişkiler yaşamaya devam ediyorsun, neden çalıştığın yerde hâlâ haksızlığa uğradığına inanıp şikâyet etmeye devam ediyorsun? Neden yaşadığın olaylara farklı bakmayı bu kadar reddediyorsun?
Hatta geçmişindeki olumsuzluklara teşekkür bile etmelisin seni olgunlaştırdığı hayattaki her türlü rol verdiği için. Hayatı insanları tanımana fırsat verdiği için.
Hadi artık şikâyeti bırak da yaşadıklarından kendine dersler çıkar ve kendin için bugünden başlayıp bir şeyler yap.
Yaşamının, bilerek veya bilmeyerek yapmış olduğun seçimlerinizin sorumluluğunu alın... Bu senin hayatın, senin oyunun... Sen ancak, sen gerçekten istediğinde hayatını iyileştirebilirsin. Başka hiç kimse bunu senin adına yapamaz... Evet bu benim yaşamım benim oyunum ben istedim ben yaşadım demek, kendinle barışmak için adım atmak demektir... Çünkü artık başkalarına kızmıyorsundur, başkalarını suçlamıyorsundur, kafandan geçen o milyonlarca düşünceden, korkulardan birini yaşadığının farkına varmışsındır... Ne yaşarsan yaşa senin sorumluluğunda olan bir hayatı yaşadığını kabul et...
Şikâyet ettiğin hayatı değiştirme cesaretin yoksa da bunu da kabul et bu da senin seçimin... Ben söylenmeyi şikayet etmeyi seviyorum bu yüzden böyle bir hayat yaşatıyorum kendime... Sorumluluk bana ait de... Ama başkalarına kızma, suçlama...
Başkalarına kızdığın, başkalarını suçladığın her konuda aslında oyunu göremediğin için sen kendine kızıyorsun... Kendini suçluyorsun... Bunu kabul etmek sana ağır geldiği için bahaneler yaratıyorsun...
Kendimize kızdığımızı kabul etmek hayatımızın sorumluluğunu almak cesaret ister... Ne yaşadıysanız doğrudur, böyle yaşanması gerekiyordu, bu yüzden yaşadınız... Sorgulamayı bırakın... Siz yaptınız, parayı harcayan sizsiniz, kötü bir ilişki yaşayan sizsiniz, geç kalan sizsiniz... :) Ama bütün bunları göremiyor kabul etmiyoruz ehhh şikayet etmek, suçlamak daha kolay tabii..
Geceleri uyuyamıyorum, sabahları yorgun kalkıyorum, enerjim çok düşük... Kötü bir gün... diye konuşuyoruz...
Değiştirin... Geceleri uyuyamıyorsun çünkü tüm gün içinde hatta geçmişten de getirmiş olduğun sorunları taşıyorsun gecene... Bırak. Benim seçimimdi... Yaşadım ve bitti de... Kendinle barış... Affet artık kendini... Kendini özgür bırak... Yaşama direnç gösterme... Tutunma... Yarın yeni bir gün, yeni bir başlangıç... Şimdi ise gecenin keyfini çıkarıyorum... Mükemmel bir uyku için hazırlanıyorum ve sabah çok dinç ve enerjik kalkıyorum diye geceyi bitir... Ve güzel bir uyku uyu...
Sabah uyandığında yorgun ve enerjin düşük mü hissediyorsun kendini... Yine geçmişte yaşamış olduğun bu oyunu gör, daha önce güne kötü başladığın çok anlar oldu... Bunu daha öncede yaşamıştın hatırla!... Tekrar aynı şeyi yaşamaya ihtiyacın var mı? Zaman koy kendine... Şu an enerjim düşük kabul ediyorum... Tam yarım saat sonra çok enerjik ve coşku dolu bir şekilde harika bir güne başlıyorum de:)
Kendinizle dalga geçin... Her zor oyunda, o na güç vermeyin... Gücü elinize alın... Ben sevgi dolu deneyimler yaşamayı seçiyorum, daha sağlıklı olmayı seçiyorum yaşadıklarım geçici bir süreç hayatımda neler geçmedi ki buda geçecek deyin, ben sevgiyi seçiyorum, ben hayatı seçiyorum, kendimle barışıyorum deyin...
Olumsuz düşünmeyi bıraktığınızda, kızmayı , öfkeyi,kendine acımayı bıraktığınızda kendinizle barışacak arzu ettiğiniz hayatı yaşayacaksınız... Bir birey olarak özgür ve mutlu olacaksınız...
Sevgiyle doldurun yaşamınızı... Dua edin... Meditasyon yapın... Olumlu düşünün... Niyet edin... Seçim yapın... öyle demiyor mu uzmanlar. İnsanlara ve dünyaya sevginizi iyi dileklerinizi gönderin... Ne yaparsanız yapın ama barış içinde olan, güzel bir dünyada yaşamak istiyorsanız, önce kendinizden başlayın...
Bana tüm nimetlerin verildiği, bu kadar her ayrıntısı olağanüstü güzel düşünülmüş ve tasarlanmış olan bu güzel ve muhteşem olan benim dünyam bunu hak ediyor...
Sevgiler gönderiyorum zoru başaran gönül dostlarıma…
YORUMLAR
Değerli Kardeşim...
Her zaman olduğu gibi yüreğinizin güzelliğini satırlara nakşetmişsiniz. Yüreğiniz ve kaleminiz sağ olsun efendim.
Programlarınızı ve yazılarınızı takip eden bir gönül dostunuz olarak öncelikle selam ve dualarımı sunuyorum.
Enderûn Derneğinde beraber çalıştığımız Dr. Ahmet Murat BALABAN "Kırçiçeği Kreşimiz" ile ilgili bilgiler verdi.
Allah razı olsun programı ilgi ile takip ettim. Rabbim hizmetlerinizi daim etsin.
Bizde geçen hafta çalışmalarımızla ilgili Erciyes Tv de program yaptık.
Yarın saat 18.00 da Kutlu Doğum Haftası sebebiyle Peygamber Efendimize (s.a.v) yazılan naatları seslendireceğiz inşaallah.
Ben de dualarınızı bekliyorum. Rabbime emanetsiniz...
Ali ÖZKANLI tarafından 4/16/2011 12:21:38 AM zamanında düzenlenmiştir.
Kolaya erişmek hazıra konmaktır.Asl olan zoru başarmaktır.Yaşam o zaman daha bir anlamlı olur.Sahip olunanların değeri daha iyi anlaşılır.Kolay kazanımlar kolay yitirilirler.Ancak; her şeye sahip olmak isteyenler, avuçlarındakilerini de kaybetmeye mühkümdurlar.Hayatı ve insanları olduğu gibi kabul etmek gerek.Mutlu bir yaşamda nefes alıp verebilmek için.
Hayat da bir tiyatro, insanlar da oyuncu.Kimileri çok iyi oynarlar rollerini.Ancak bir oyun sahnesi en çok iki saattir.O süreç sonrasında oyuncu kendisine, aslına döner...Bir kenara bırakır maskesini...Ta ki ertesi oyuna kadar...
Güzel bir anlatım.Kutlarım Sn.yazarı.
Selam ve saygılarımla.
can.er tarafından 1/9/2011 5:32:28 PM zamanında düzenlenmiştir.