- 833 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
Lanetli 2
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bu yazıyı daha iyi anlayabilmek için ’Lanetli’ Adlı yazıyı okuyup hemen ardından ’lanetli 2’ yazısını okumanızı tavsiye ederim.
(Barış Elçisi’nin Yükselişi)
(01.01.2000 Saat: 03.52 Camdan dışarı bakmaktadır ve konuşmaya başlar.)
-Güzel bir gün, insanlar umut dolu. Hayat böylesi bir şey işte var olduğunu bilmek ve güzelliklerin farkına varabilmek.
(Eşine doğru yaklaşır, ellerinden tutar ve küçük öpücükler kondururken)
-Bana verdiğin güzellik için teşekkürler, dünyanın en güzel hediyesi bu olsa gerek bir kız çocuğu verdin bana. Çok özelsin, bana özel olduğumu hissettirdiğin için…
-Adını ne koyalım?
-Adı Avva olsun, umudum olsun, nefesim olsun…
(Odanın kapısı açılır ve doktor içeri girer, çocuğun durumundan bahsettikten sonra milenyumda doğan çok az çocuktan birini dünyaya getirdiği için anneyi tebrik eder.)
Yeni Lanetli artık dünyadadır ve insanlığı yok edecek nefret tohumlarını ekmek için uygun zamanı beklemektedir. Lanetlinin bilmediği bir şey ise barış elçisinin bir önceki lanetli tarafından öldürülemediğidir ve yeni barış elçisinin bir kız olduğudur. Tüm bunlardan habersiz olan Lanetli kendine ayrılan bin yılda başına neler geleceğinden habersiz kendi dünyasında, kendine verilen görevi yapabilmek için gerekli planları yapmakla meşguldür.
Lanetliler çağlar boyunca dünyadaki düzeni değiştirebilmek için o çağdaki politik yeniliklere göre hareket ederler o çağın güç dengesi içersinde kendilerine bir yer bulmaya çalışırlar. Çağın gereklerine göre çalışmalarını yaparlar, güç ve diplomatik başarılar kazanırlar ve dünyada fitne çıkarabilecek bir konuma gelene kadarda tüm güçleriyle çalışırlar.
İşte yeni bin yılın (2000) lanetlisi de bu konuma ve güce gelebilmek için 2000 yılından itibaren güç, para ve politik başarı kazanabilmek için elinden gelen her şeyi yapmaya başlamıştır. Dünyanın iplerini elinde tutan güçlerle sıkı ilişkiler içersine girmiştir. Tüm bu çalışma ve fedakârlıkların sonucunda istediği politik güce ve maddi varlığa erişmiştir.
(25 yıl sonra…)
Yıl 2025 barış elçisinin 25. Yaş günü kutlamaları için anne ve babası, Kudüs deki evlerinde hazırlıklara başlamış ve sürpriz bir doğum günü partisi düzenlemişlerdir. Kızlarının Amerika’dan dönmesini özlemle beklemektedirler.
Barış elçisi, kendisinin dünyanın kaderini değiştirecek bir sebeple dünyaya geldiğinden habersiz Kudüs’te fakir bir ailenin çocuğu olarak doğmuş, zamanla zeki bir genç kız olduğu anlaşılarak Amerika’da üniversite okumak için tüm gücünü kullanmış ve Amerik’ya gitmeyi başarmıştır.
(Derslerin verdiği yorgunlukla durağa doğru gitmektedir arkasından bir ses işitir, bu aynı sınıfta okuduğu Atidir.)
-Avva mikro iktisat dersin notlarını senden almam lazım tatil dönüşü sınav var, artık tatildeyken çalışmam gerekecek..
(Avva içten bir gülümsemeyle Atinin yüzüne bakar ve ilerideki kırtasiyeye doğru yürürler.)
Yol boyu neşeli konuşmalarla ilerlerler aslında ikisi de birbirine karşı çok özel duygular beslemektedirler; ama bir türlü duygularını açamamışlardır. Ati Avva’nın doğum günü partisinden haberdardır gerekli ders notlarının fotokopilerini çektirdikten sonra Avva’yı uçağa bindirir ve kendiside doğum günü için Avva’nın memleketine Kudüs’e gitmek için uçağını beklemeye başlar.
Evde büyük bir bekleyiş hakimdir, anne ve babası büyük bir özlemle kızlarını beklemektedirler, sırf doğum gününe hazırlık yapabilmek için kızlarını hava alanında karşılamaya bile gitmemişlerdir. Avva eve vardığında kapıyı çalar… Kapı açılır oda karanlıktır.
Odadakiler hep bir ağızdan Avva’nın doğum gününü kutlamaya başlarlar, hediyeler verili, tebrikler yapılır, Avva’nın arkadaşları ve yakın çevresi de oradadır, her şey çok güzel gider mükemmel bir doğum günü partisi olur. Tabi Avva asıl sürprizi Ati’nin de oraya gelmesinden sonra yaşar. Artık Ati ve Avva daha da yakınlaşmışlardır. Birbirlerine söyleyemedikleri her şeyi baş başa kaldıklarında gözleriyle anlatmaktadırlar. Bakışmaları gizli bir dil gibidir.
Lanetli kendine ayrılan bin yılda Çeşitli diplomatik girişimlerde bulunur Amerika’nın 43. Başkanı olan George W. Bush ile geliştirir. Bush’un tüm seçim çalışmalarında ön palana çıkmış ve Bush’un Başkan seçilmesinde çok büyük bir etkisi olmuştur. Ayrıca yeni yüzyılın lanetlisi Avrupa birliği ile ve dünyada egemen olan tüm güçlerle diplomatik, ekonomik ve birçok alanda ilişki kurmuş üst düzey bir diplomat gibi her yerde sözü geçen biri haline gelmiştir. Lanetli Bush’un seçim çalışmalarında kazandığı prestij sayesinde Amerika’nın 44. Başkanı Obama içinde çalışmış ve bu yolla kendi adından söz ettirmeyi başarmıştır.
Lanetli ile Barış Elçisinin karşılaşmaları bir tesadüf üzerine gerçekleşecektir, Avva Amerika’ya döndükten sonra Washington Üniversitesinde verilen bir konferansa katılmak üzere bir toplantıya katılmıştır, bu toplantının konusu dünyada barışın nasıl sağlanacağı üzerinedir. Konuşmacı Dünyadaki barışın sağlanması için yapılması gerekenleri, dinlemeye gelen herkese kararlılıkla söylüyor, ülkelerin geliştirmesi gereken silahsızlanma politikalarına değiniyor, nükleer savaş tehditlerinin ortadan kalkması için nükleer silah geliştiren ülkelerle girişilen diplomatik girişimlerden bahsediyor, savaşların olmaması için yapılması gerekenleri sıralandırıyordu.
Konuşmacı konferansa devam ederken protestocu bir grup konuşmacıyı protesto etmek için yumurtalarla ve sloganlarla konferansı sabote ediyorlar ve büyük bir karmaşanın çıkmasına sebep oluyorlardı, o sırada ön sıralardan konuşmayı dinleyen Avva tüm bu karmaşanın ortasında kalmış ve arbedenin ortasında kalmıştır. Zaman sonra protestocu öğrencilerin konferans salonundan çıkarılmasından sonra konuşmacı bu tür protestolarla bir yere varılamayacağından bahsettikten sonra kürsüden aşağı inip konferans salonunu terk etmek ister, tam o sırada arbedede yaralanmış olan bir kıza gözleri takılır, kızın güzelliğinden ve o anki halinden okadar etkilenirki durumunu anlayabilmek için kızın bulunduğu tarafa doğru gider.
İşte Lanetli ve Barış elçisinin karşılaşmaları bu tesadüfle gerçekleşir, konferansı düzenleyen Lanetlinin ta kendisidir ve konferans sırasında hırpalanarak yara alanda Barış Elçisinin (Avva) ta kendisidir. Karmaşada ayakkabısı çıkmış olan Avva hırpalanmış bir şekilde çıkan ayakkabısını ararken kendisine doğru birinin yaklaştığından habersizdir, Avva ayakkabısını bulmaya uğraşırken konuşmacı (Lanetli) Avva’nın ayakkabısını bulup kendisine doğru götürmektedir, ayakkabıyı verirken Lanetli öyle bir irkilirki Avva ister istemez;
-Bir şeyiniz mi var?
Diye sormak zorunda kalır. Aslında Lanetli Ayakkabısı çıkan Avva’nın ayağındaki mührü görmüştür ve bu yüzden bir türlü gördüğü işarete inanamamaktadır.
Çünkü, her Lanetli dünyaya yollanmadan önce Bir önceki Lanetli her milenyumda bir dünyaya gelen Barış Elçilerini öldürürlerdi oysa bu defa öyle olmamıştı, Lanetli Avva’nın ayakkabısını verirken ayağındaki mührün Barış Elçisi mührü olduğunuda çok iyi görmüştü, Tüm bu şaşkınlığın içersinde Avva’nın sorusuna cevap verdi;
-Bir şeyim yok sadece birine benzettim.
Lanetli ayakkabıyı verdikten sonra şaşkınlığını yitirmeden Avva’nın yanından uzaklaşır. Lanetlinin kafası sorularla doludur, Barış Elçisi nasıl olurda hayatta kalmıştır, nasıl olurda Barış Elçisi Kız olarak dünyaya gelmiştir. Kafası tüm bu sorularla dolup taşmaktadır.
Gerçek olan şu ki; Lanetli Avva’yı düşündükçe içinde tuhaf bir şey hissetmektedir, Avva’nın konferans salonundaki hallerini gözünde canlandırmaktadır, bunu elinde olmadan yapmasına bir anlam veremez tüm bu tuhaf hislerle kafası karışıktır.
Lanetli üzerine vazife olan savaş ve fitne çıkarma işlerinide çok iyi bir şekilde yerine getirmiş, bunun için ilk Dünyaya gelişinin hemen ardından tüm planlarını kendiği yaptığı saldırıyı gerçekleştirmişti
(25 yıl önce .11 Eylül 2001 Yerel saat:08.46)
08:46: da bir uçak Dünya Ticaret Merkezinin 94.-98. katları arasına kulenin kuzey tarafından çarpar, ortalık savaş alanına dönmüştür, Lanetli tasarladığı saldırıyı tam bir yıl sonra devreye sokarak dünyaya gönderiliş maksadını tamda hakkıyla yerine getirmiş ve 11 Eylül saldırılarıyla tüm dünyada ‘Medeniyetler Çatışması’ olarak yorumlandı. 11 Eylül 2001 saldırılarını gerekçe gösteren başkan GeorgeW. Bush, önce Afganistan, ardından da Irak’ı işgâl etti. ABD başkanı George W. Bush Terörizme savaş kampanyası başlattı ve böylece Lanetlinin istediği savaş ortamı doğmuş oldu.
Lanetli tüm bu saldırıları düzenlerken yine içinden bir sıcaklık hissetmişti, aslında bu saldırıları sırf görevi diye yapıyor gibi hissediyordu ama başka çareside yok gibiydi nede olsa o bir Lanetliydi.
Lanetli bu başarısının ardından kendisini dünya barışına adamış bir politikacı gibi hareket ediyor ve dikkat çekmemeye çalışıyordu, bu barış yanlısı tavrını gösterebilmek içinde Amerika’da çeşitli üniversitelerde Barış yanlısı konferanslar düzenliyordu, oysa yaptıkları tamamen aksi şeylerdi.
Lanetli Orta Doğuda, balkanlarda, Afrikada ve dünyanın her yerinde büyük bir savaş çıkarmayı tasarladığı için bu yolda çalışmalar yapıyor, dünyanın merkezine dinamitleri yerleştiriyor, diplomatik saygınlığı,diplomatik gücü ve büyük bir sıcak para akışıyla bu büyük savaşı tetikleyecek ortamı yaratmaya uğraşıyordu.
Devam Edecek ...
YORUMLAR
umut vadeden fantastik kurgular çok güzel azimle çalışmaya devam ederseniz çok başarılı olacağınızı düşünüyorum...
(yazılar gözden geçirilip gerekli düzeltmeler yapılmalı gereksizliklerden arındırılmalı diye düşündüm affınıza sığınarak) ..
kutladım sevgi dolu yüreğinizi hayata kattığınız eşsiz güzellikleri...
sevgim saygım tebriklerim günün yazısına çok değerli yazarına..:)
Timur KOHEN
Timur KOHEN
planlarını kendiği yaptığı saldırıyı gerçekleştirmişti
-----------------------------
Kendiği (yanlış olmuş.
Yazı değişik ve güzel.
İnşallah devamını yakalarız.
Tebrik be teşekkürler.
Saldırılar konusunda ben de sizinle aynı görüşteyim.
Timur KOHEN
Yazınızı okudum, kutlarım lakin çok gereksiz tekrarlar yapmışsınız.Sanırım edebiyatta kalıcı olmak için bir gayretiniz var.Azimli olmanız çok güzel ama öncelikle kullandığınız dilin inceliklerini ve imla kurallarını iyi bilmeniz gerekiyor.Konuşmadaki tonlama ve vurgu es'ler noktalama işaretleriyle sağlanıyor yazıda.
Bu sadece bir örnek:
''-Bana verdiğin güzellik için teşekkürler, dünyanın en güzel hediyesi bu olsa gerek bir kız çocuğu verdin bana. Çok özelsin, bana özel olduğumu hissettirdiğin için…
-Bana verdiğin güzellik için teşekkürler, dünyanın en güzel hediyesi bu olsa gerek; bir kız çocuğu... Çok özelsin, bana özel olduğumu hissettirdiğin için…''
Eminim, edebiyat için bu önemli sorunun üstesinden gelebilecek kadar kuvvetli bir yazarsın, bu açık bir şekilde görülüyor.Yazılarımızı yayımlamadan önce bir kaç kez gözden geçirmek okuyucuya saygı göstermektir, onlar değer verip okuyorlar çünkü.
Saygıyla
Timur KOHEN
Uyarın için teşekkürler ben zaten eleştirilmek istiyorum öyle yazarsın böyle şairsin denmesi bana göre değil zaten bu övgülere layık olan biri adını duyurmuş biridir.
Asıl maksadım yazılarımdaki eksikleri gösterecek bir okur kitlesi yakalamak, yazılarımı okuduysan çoğusu fantastik bir havada geçer ve karmaşıktır, Labirent çıkmazı diye bir yazım var 4 bölüm yazdım eğer okursan ne kadar karışık olduğunu anlarsın bu karmaşada bazen bende hata yapıyorum ama o hatayı çok geç yakalıyorum, bu hataları yakalayabilecek ve bana geri bildirecek bir kitle istiyorum.
İyi günler kolay gelsin.
Çalışmalarda dikkatle izlediğim bir konu; yazar, günlük konuşma dilinin ötesine geçebilmiş mi? Kullandığı kelimeler okurken mutlandırıyor mu?
Edebiyat adına sevindirici bir çalışma çıkarmışsınız. Devam eden yazıları izlemekte zorlanmakla birlikte verilen açıklama yol gösterici oldu.
Timur KOHEN
TekinSağ.
Araştırmanızı, kurgulamanızı ve kaleminizi sevdim konuyu takip edeceğim...
Emeğinize sağlık.
Timur KOHEN
İlginç bir çalışma olmuş.Önerinize uyarak okudum.
Devamını merakla bekliyorum.
İmla hatalarını da düzeltirseniz daha güzel olacak.
...