- 560 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
SUSKUN YÜREKLER-3
Otobüse binmeden son bir kez baktı tepelerin ardında saklı kalan köyüne… Bütün sevdikleri, anıları, ona dair ne varsa oradaydı. Koltuğuna yerleşti. Otobüs, hareket ettiğinde ise iyice ayrımına varmıştı ayrılığın. Yol boyunca, geçtiği yerleri seyretti dalgın bir şekilde. İzmir terminaline geldiklerinde muavinin ona seslenmesiyle kısa uykusundan uyandı. Otobüsten indikten sonra etrafına yabancıl bakışlarla bakmaya başladı.Onu karşılamaya birinin geleceğini söylemişti babası.Etrafındaki insanları inceledi bir süre. Valizi elinde, ne yapacağına karar vermeye çalışırken yanına, uzun boylu, kirli sakallı bir adam yaklaştı.
- Musa sen misin ?
- Evet benim fakat siz nereden tanıyorsunuz beni?
- Ben,Hüseyin’ in arkadaşı Kemal’ im. Çok bekledin mi? Trafik sıkıştı.O yüzden geç kaldım. Nasıl geçti yolculuğun yeğenim? Hoş geldin.
- Hoş bulduk Kemal ağabey. İyi geçti sayılır. Yol uzun olunca, yordu biraz. Gidecek bir yerim yok ki ;bekliyordum.
- Hadi gidelim o zaman Musa. Arabamı otoparka park ettim. Biraz yürüyeceğiz.Ver elindeki valizi bana.
- Yok ağabey ben taşırım.
Araç hareket ettiğinde, yol boyunca sahili seyretti. Martıların çığlıkları, hasreti çağrıştırıyordu. Denizi ilk kez yakından görmenin hayranlığıyla, mavi rengin olağanüstü büyüsüne kendini kaptırmıştı sanki. Güzelbahçe tabelasını gördüğünde, katlı binalar yerini yazlıklara ve balık restoranlarına bırakmıştı. Bir yazlığın önünde durdu Kemal.Dubleks, bakımlı bir yazlıktı. Bahçesi özenle yetiştirilmiş rengarenk güllerle, daha bir güzel göründü gözüne. Tam arka tarafında da, tek katlı küçük bir ev vardı.
- Geldik yeğenim. Bundan sonra burada yaşayacaksın huzur içinde. Şu arkadaki evi sana ayırdım. İşin de hazır. Yemeği yiyelim, bu gece uyu,dinlen. Yarın da, sahildeki restoranımda çalışacaksın. Ben sana işi öğreteceğim. Yalnız, şimdiden söyleyeyim. İş konusunda çok titizimdir. Sözümü dinleyeceksin. Sen bana emanetsin. Yabancılarla özelini konuşmayacaksın. Kan davasını bilirim. Ben de kan davası yüzünden geldim buralara. Bak ! ben yaşıyorsam, sen de yaşayacaksın. Bu dediklerime dikkat et. İşi öğren. İleride, sana da açarız.
- Tamam Ağabey. Dediklerini unutmayacağım.
Evin içi dışından da gösterişliydi. Dikkatini ilk çeken şey ise geleneksel eşyalarla döşenmişti. Yemek ve çayın ardından Musa’ nın yorgunluk belirtileri göstermesiyle küçük eve gittiler. Her ayrıntı düşünülmüştü. Küçük bir mutfak, içinde gerekli olan eşyalar, bir küçük oda ve yatak odasından ibaret bir evdi. Kemal gittikten sonra kapıyı iyice kilitledi ve yatağa uzandı. Gözleri tavanda, geride bıraktığı sevdiklerini düşünmeye başladı. Yalnızlığın hüznü, yüreğine ağır bir kütle gibi bastırmaya başlamıştı. Melike’ nin mahzun bakışları, bir türlü gözlerinden silinmiyordu. “ Ne yapıyordur acaba şimdi? Ağlıyordur eminim” Diyerek kendi sorusunu yanıtladı. Cüzdanındaki resmini çıkardı. Dudakları resme değdiğinde, kalbinde tarifi imkansız bir sızı duydu. Fotoğraf elinde, uykuya teslim etti kendini.
Sabahın ilk ışıklarıyla uyandı. Yabancı bir şehirde, yalnız ve ayakta kalmaya mecbur, bir önceki günün aksine daha güçlü hissetti kendini. Yüzünü yıkadı. Mutfağa girdi. Dolabı açtı.Kahvaltılıklar vardı. Onları çıkardı. Çayı demledi. Kahvaltı bittiğinde, kapıya vuruldu. Kapıyı açtı ürküntüyle. Kemal’ di.
- Günaydın Musa. Hazır mısın?
- Günaydın ağabey. Hazırım. Hemen geliyorum.
Evi son kez kontrol ettikten sonra heyecanla arabaya bindi. Restorana geldiklerinde, bu sürgünün ne kadar daha süreceğini düşünüyordu.
Girer girmez, masalara tabak yerleştiren komiler dikkatini çekti. İşlerini büyük bir titizlikle yapıyorlardı. Masalara beyaz örtüler serilmiş, her masada da vazo içinde çiçekler yerleştirilmişti.
Kemal önde, Musa arkasında mutfağa geçtiler. İçeriye girdiklerinde, aşçı tezgahta sebzeleri yemek için hazırlamakla meşguldü.
- Kolay gelsin Salih usta ! Bugün yemekte ne var?
- Sağ ol Kemal Bey.Zeytinyağlı Fasülye yapacağım. Başka şeyler de var tabii ki. Fakat sürpriz.
- Tamam usta, ben karışmam senin işine. Bak bu yeni yardımcın Musa. Eti senin, kemiği benim. Kendisi memleketten geldi. Yeğenimdir. Ona işin inceliklerini öğreteceksin.
- Hoş geldin Musa. Tabii ki zevkle. Yeter ki öğrenmek istesin. Yalnız öyle hemen aşcı olunmaz. Önce bulaşık yıkayacak. Aşama aşama ulaşacak. Hadi delikanlı, önlüğü tak bakalım.
Sevimli bir insandı Salih usta. Üstelik görünüşü aşçıların profiline de uygundu. Göbeği, kilosuyla tam bir aşçıydı.
DEVAM EDECEK !
06.01.2011
Nermin KAÇAR - BOLU
YORUMLAR
Suskun yüreklerin yaşama ödedikleri hangi çığlıkta kalacak izleri acaba...
Sevgiyle...