Yarım Kalan Sevda Seferi
Turnalar, Tuna’yı geçmeden bir akıncı ruhuyla çıkmıştım yola. Ilgar olan düşlerimin yelesini rüzgara vere vere. Seferim nereye kimse bilmiyordu. İçimde cennet mahreçli cehennem bakışlı duygular. Ellerimde kor misali dizginler. Ufukta günahına ağlayan bir kent. Çan sesinde ruhu kararan şehre turnalarla girmekti muradım. İçimde umut kandilleri asılı…
Şehrin üstüne hilalin doğmasına ramak kala, kopardı hoyrat eller turnaların teleklerini. Kırklar ve yediler geri döndü. Ağladı semada melekler. “Bin atlı bin bir kanatlı yiğitler çocuklar gibi şen olamadı.” Hüzünlendi Tuna. Hasretin kollarında yandı tutuştu Roma. Neron değildi Roma’yı yakan aslında. Tarihler yazmadı gerçek yangını. İçin için yandı Roma.
Karanfil kokulu hayallerde eridi fetih. Üşüdü kıtalar. Donanmalar ipek halatlarını suya attı atlas yelkenlerini indirdi. İnme indi Akdeniz’e nadanlar sevindi. Kırk gün kırk gece çan çaldı kiliseler.Oysa bilseler fetih onlar içinde kurtuluştu. Tuna yoruldu yıllardır gurbette akmaktan. Cömert duyguları dumura uğradı. Sakarya’ya selamlar yolladı uzaklardan. Ayla güneşe emanet etti selamını bizde umduğu vefayı göremeyince.
Turnalar, Tuna’yı geçebilseydi, getirirlerdi gözleri gibi korudukları selamı teleklerinde Sakarya’ya. İncinmezdi fetih ruhu yanmazdı böylesine hasretle Roma. Ve Fatih’in kokladığı karanfil öksüz kalmazdı kendinden sonra. Sakarya sürünmezdi yüz üstü yıllarca. Şair haykırmazdı “Ayağa kalk Sakarya” diye.
İçimde asılı kandiller köreldi. Karardı Roma’nın ufukları. Soldu fethin gülleri. Bir zamanlar, fethe gittiğimiz yerlerden tersine uğursuz bir akın başladı. Esir aldı ruhumuzu. Kendimizi küçük görür olduk onların telkinleriyle. Kayıtsız şartsız teslim olduk her arzularına. Gönüllü kölelerdik artık. Su taşıdık onların değirmenlerine gafletle ve şevkle. Yarıştık birbirimizle ihanette. Roma hasret yangınlarında yandı. seferimiz yarım kaldı…
Ankara,06.01.2011 İ.K
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.