HEYECANSIZ YAŞANMAZ

Sonbaharı pek sevmesem de kışa tercih ederim hani.Kış mevsimi en çok da yoksulları ve garibanları perişan ettiği için büsbütün sevmiyor bir kabus gibi algılıyorum.
Sırça saraylarda yaşayanların pencerelerinde iştiyakla seyrettikleri, oluşturduğu manzaralara hayran kaldıkları o lapa lapa karların; Yiyeceksiz, giysisiz ve yakacaksız fakirleri anımsadıkça benim başıma düşen taşlardan farkı olmuyor!

Aklımda pek çok konu şekillendiği, birikip durduğu halde, bu aralar Milletçe duygusal bir süreç yaşıyor olmamız hasebiyle bir türlü yazmak gelmedi içimden.

İnşallah artık böyle derin acılar yaşamayız.Bu niyaz ve temenni ile sadede, konumuza gelelim.En son Hazan mevsimi ile ilgili bir yazı yazmıştım hatırlarsanız.Sonbaharla ilgili samimi ve kayda değer olduğuna inandığım düşüncelerimi paylaşmıştım sizlerle…

Heyecan güzel şeydir.Her sabah heyecanlar yüklenip evden öyle çıkmak gün içinde veya beklediğimiz zaman zarfında istediklerimiz gerçekleşmemişse bile her akşam aynı heyecanı yitirmeden eve dönmek harika bir duygudur…

Bir dizi umudunuz vardır.İşiniz, eviniz olacaktır.Fidan dikmişsinizdir ağaç olacaktır.Çocuğunuz imtihanı kazanıp doktor, olacaktır.Kızınız o çok istediğiniz adamla evlenecektir…

Uzun zamandır satılmasını arzulayıp kolladığınız arazi sizin olacaktır, kaybolan kediniz bir bakmışsınız kapıdan birden belirip bacaklarınıza sürünecektir.Amasınızdır hiç ummadığınız bir anda gözleriniz açılacaktır.

Birini seviyorsunuz ama o sizi pek umursamıyordur.Ona mektup yazmışsınızdır cevabı gelecektir.Hatta belki ansızın bizatihi kendisi gelecektir.Gerçi artık mektupların yerine mesajlar var ama mektup benim için hala en güzel ve gizemli bir iletişim aracı olduğu için bilerek mektup diye yazdım.


Bu vesileyle her vatandaşımıza istirhamımdır.Lütfen aziz ve sevgili halkım MEKTUPLARLA YAZIŞALIM.Mektupların hazzını ve heyecanını değil bilmem kaç bin yılındaki bilmem ne teknolojilerinden, KIYAMETE KADAR hiçbir iletişim vasıtasından bulamazsınız!

Gurbetteki ebeveynimize, kardeşimize, oğlumuza, kızımıza,eşimize, arkadaşımıza MEKTUP YAZALIM…O mektupları bekleme, postacıdan alma, istediğimiz yerde açıp okuma, ve mektuba dokunuş heyecanını yaşayalım…

Bununla ilgili söyleyeceklerim bu kadar.Umarım bu hususta bir katkıda bulunmuş olurum.Ben dünyada yaşadığım sürece MEKTUP YAZMANIN EHEMMİYETİNİ BIKMADAN USANMADAN YAZACAK VE ANLATACAĞIM.Gerisi onun idrakinde olacak veya olmayacak insanlara kalmış…

Heyecanlar güzeldir...Heyecanlar hareketi, bereketi, huzuru, sağlığı, aşkı, tünelin ucunun gözükmesini sağlar…

Heyecansız yaşanmaz…


HADİ RAHŞAN TAŞI ARTIK ECEVİT’İN MEZARINI!

Merhum Ecevit’in naaşının devlet mezarlığına gömülü olmasının Rahşan’ın içine sinmediği cümlenin malumu.

Bu durumun benim de içime sindiğini pek söyleyemem.

Zira hayatta birbirine inanılmaz bir sevgiyle bağlı olan bu örnek insanlar ölümünde de koyun koyuna yatmalı.

Benim kızdığım ve anlayamadığım Rahşan’ın bu işi ağırdan alması…

Madem senin yatmak istediğin yere taşıyacaksın adamı bir an önce bitir şu işi!...

Hem bak sana bir iyilik yapıyorum Rahşan, bilirsin ihtiyar insanlar unutkan olur.Kolları sıva da müteveffa kocanın kemiklerini taşı şu düşündüğün yeni kabre…

Hayatta ölüm var, kalım var sonra yetkili zevattan izin alamama gibi bir risk de var.

Oldu mu Rahşan?...

NEREDESİN KADER BUNCA ZAMANDIR?


Kader’i bilirsiniz.Şirin mi şirin bir o kadar da terbiyeli ve utangaç.

Munis yüzlü, sağlam karakterli, güzel sesli tipik bir Anadolu kızıdır Kader…Üstelik esmer

Gündemde ve sahnelerdeyken çoğumuz seviyorduk onu.Şimdilerde ise sanki yer yarıldı Kader başka bir gezegende ikamete gitti.

“Seni veren Allah’a kurban olayım”, “Çaykarası” ,“Adamım” vs.vs.

Seve seve dinlerdik hep…

Sahi nerelere kayboldun Sevgili Kader, olur ya yeni şarkılar yeni albümler yapamamış işbu vaziyetin derin mahcubiyeti içinde olabilirsin.

Şayet böyle bir ahval içinde isen mahcup ve mahzun olma ve gel…

Geliver de artık hem şu müzmin meraktan kurtulalım hem de ne bileyim pek sanmıyorum ama gene de yeni ve hit şarkıların vardır hani…

Derin bir oh çekip zevkle dinleyelim seni…

HADİ KADER…