Boş Kasnak!
Teknik terminolojide ‘boş kasnak’ (İng. idle pulley) diye adlandırılan ve makine aksamında bulunan bir parça vardır; bu da diğer dişliler ve çarklarla birlikte fır fır döner/devinir ancak bir işe yarayıp yaramadığından hiç kimse pek de emin değildir!
Aaa, Aha, Eee, Ehh, Emm, Err, Hmm, Ugh, Waw, Ya, Yah, Yep, … ve benzeri (ünlemsi) seslere başvuranlar genelde ‘ıkınıp sıkınanlar’ ya da ‘entel’ geçinenler olup, bunlar konuşmalarına ilgi gösterilmesini, doğru sözcüğü veya cümleyi bulmak/kurmak için zaman kazanmak ya da zaman doldurmak isteyenlerdir.
Falan, filan, yani, şey, gibi, … ve benzeri sözcüklerin özgün anlamları ile yerli yerinde kullanılması gerekir. Bunlar can kurtarma simidi gibi, ya da doğru sözcüğü bulmakta güçlük çektiğimizde onun yerine joker veya laf kalabalığı yapmak için ulu orta bol keseden harcarcasına kullanılmamalıdır.
‘Boş kasnak’ olarak değerlendirilmemek için yanlış ve/veya yersiz kullanımlardan sakınılması gereğini takdirlerinize bırakarak bilimsel açıklama ve örnekleriyle aşağıda sunmaya çalıştığım bazı verilerin yararlı olacağına yürekten inanmaktayım.
FALAN
Arapça kökenli bu sözcük dilimizde zamir, ad ve sıfat olarak kullanılmakta olup, anlamları:
1.(zamir) Söylenmesi istenmeyen veya gerekli görülmeyen bir özel adın yerini tutan kelime, filan.
Örnek: Bana “falan geldi, falan gitti” diye anlatmaya başladı.
2.(ad) Cümlede belirtilen nesne veya nesnelerden sonra gelerek “ve benzerleri” anlamında kullanılan bir söz.
Örnek: Çocukta hiç heyecan falan gözlemlemedik.
3.(sıfat) Tarih, yer, kişi vb.nin önüne gelerek tekrarlanmak istenmeyen sözlerin yerine kullanılan kelime.
Örnek: Falan tarihte, falan yerde, falan kişi ile gezerken seni görmüşler.
FİLAN
(‘l’ ince okunur.)
Arapça kökenli bu sözcük dilimizde zamir olarak kullanılmakta olup, ‘falan’ ile eş anlamlıdır.
YANİ
Arapça kökenli bu sözcük dilimizde bağlaç ve zarf olarak kullanılmakta olup, anlamları:
1.(bağlaç) “Demek, şu demek ki” anlamlarında bir söz.
Örnek: O da belki bu yüzden yani aramıyorum diye kızıyordur.
2.(zarf) “Sözün kısası, doğrusu” anlamlarında bir söz.
Örnek: Tesadüf ama bu kadar olur yani.
ŞEY
Arapçada şey sözcüğünün çoğulu olarak ‘eşya’ (= şeyler, nesneler) kullanılmaktadır.
Farsçadan Arapçaya geçtiği rivayet olunan bu sözcük dilimizde ad olarak kullanılmakta olup, anlamları:
1.Madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb.nin yerine kullanılan, belirsiz anlamda bir söz.
Örnek: Bir şeyin değerini ondan yoksun kalınca anlarız.
2. Nesne, madde.
Örnek: Asıl zorluk belki öğrenilmesi lazım gelen şeylerin değil, unutulması gereken şeylerin çokluğundan gelir
GİBİ
Dilimizde edat ve zarf olarak kullanılmakta olan bu sözcüğün anlamları:
1.(edat) …-e benzer.
Örnek: Ev gibi huzur köşesi olmaz.
2.(zarf) O anda, tam o sırada, hemen arkasından.
Örnek: Haberi aldığı gibi yola çıktı.
3.(zarf) …imişçesine, benzer biçimde.
Örnek: Başındaki çiçekler bir kraliçe tacı gibi ilgi çekiyordu.
4.(zarf) …-e yakışır biçimde.
Örnek: Her şeye karşın düşmana bile insan gibi davranmalı.
Dimağları ışıtmak ve yürekleri ısıtmak adına ilmeylenemiyorsa, bari şov yapmaya ve film çevirmeye kalkışılmasın! Ayıp olan, bilmemek değil, öğrenmemektir. Öğrenmenin ise, yaşı başı olmaz.
Biliyorsan konuş, aksi hâlde sus;
Küsme talihine olsa da makûs.
Dinle, anla, öğren; güçlensin zihnin;
Göster iradeni, yok olsun cehlin… (2006)
Yararlandığım başlıca kaynak:
TDK Yayınları
Hoş ve esen kalınız.
05.01.2011
YORUMLAR
paylaşımınıza çok teşekkür ederim , sevgiler..
umarım okuyan çok olur..
Eğitimci
Her zamanki gibi içten ve moral veren yorumunuzu yine esirgemediniz; bunun için yürekten teşekkür ederim. Saygı ve selamlarımla...
Sayın seçil Karagöz,
Yazınızı dikkatle okudum ve bilgilendim.
Böyle faydalı bilgileri bizlere aktardığınız için size teşekkür eder,
saygılarımı sunarım.
Eğitimci
İçten ve nezih yorumunuz için yürekten teşekkür ederim. Aklımın erdiği ve kalemimin dile getirebildiği oranda 'dil, eğitm kültür' bazında yararlı olduğuna/olacağına inandığım bilgileri kıymetli sitedaşlarımla paylaşmaya çalışmaktayım.
Mukabil saygı ve selamlarımla, efendim.