- 1488 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
EDEBİ SANATLAR II
GERÇEK ANLAMA DAYALI SANATLAR
Atifet GEZEK
Geçen yazımda mecaz anlama dayalı sanatları yazmıştım, bu yazımda da yine Mersin Şairler ve Yazarlar Derneği üyelerinden örneklerle gerçek anlama dayalı sanatları inceleyeceğiz.
Tezat(Karşıtlık):Aynı varlığın birbirine zıt iki yönünü bir arada ifade etmek veya birbirine
zıt varlıklar ve kavramlar arasında ilgi ve benzerlik kurma sanatına tezat denir.
Örnek:”Akıp gidiyor zaman ha varsın ha yoksun/ Geldin mi gideceksin ha azsın ha çoksun
Dolar boşalır kadehler istersen içme/ Şölen paydosta biter ha açsın ha toksun”
Erensoy GÜLBABA
“Üç erdemi neden yanlış saydılar/Sessizliği doğru yere koydular”Abidin GÜNEYLİ
“Bazen çok ağladım bazen de güldüm” Şükrü AKAT
Tevriye(İki anlamlılık):İki değişik anlamı olan bir sözcüğün yakın anlamını vurgulayarak
uzak anlamını kastetme sanatına tevriye denir.
Örnek:”Kalbimde yaşardın sen Fidanboy’un/sığmazdın şiire söze”Vedat FİDANBOY
Yakın anlamı fidan boy, uzak anlamı isim kastedilmiştir
“Dünyaya baktım ki yalancı Pazar/ Göçenin çoğuna dokunmuş nazar”Süleyman KAPTAN
Yakın anlamı haftanın bir günü, uzak anlamı malların belirli günde satıldığı yer kastedilmiş
“Seni görünce/ Havam değişiyor birden” A. Necmettin ÇANGA
‘hava’yakın anlamı soluduğumuz hava, uzak anlamı çekicilik,albeni, cazibe kastedilmekte.
“Kolay lokma değil Çetin’im çetin”Vahit ÇETİN
Yakın anlamı elde edilmesi güç, uzak anlamı özel isim. Kendine işaret ediyor şair.
“Sabahattin ben Akgül’üm/ Senin ömrün benim ömrüm”Sabahattin AKGÜL
Yakın anlamı beyaz gül, uzak anlamı isim. Şair kendini kastediyor.
“Dağlar çamlık/ Eteklerinde “Maki”/Akdeniz’in kadehinde/Mavisini sunar saki..”
Dr. Yusuf ERKİŞİ
‘maki’yakın anlamı Akdeniz bitkisi, uzak anlamı MEŞYAD’ın çıkardığı dergi kastediliyor.
Mübalağa(Abartma):Sözün etkisini güçlendirmek için bir şeyi olduğundan daha çok ya da
olduğundan daha az gösterme sanatıdır.
Örnek:”Sen söylersen umutlanırım yine / Bir küçük omuz veririm yerküreye
Yerinden oynattım sanırım”Müberra GÖNEN
“Gözüm yaşıyla sularım/Bir ömür soldurmam seni”Aşık Niyazi DEMİR
“Uçardık kuşlar gibi/Masmavi gökyüzünde/Güneşi koşa koşa
Saçlarından tutardık!...”Gülgün KOÇMAN
“Ayaklarımı Kızıldeniz’e uzatıp/Köprü yapacağım Kenan ülkesine
Ve ardından yüzerek geçeceğim Akdeniz’i…”Arslan B. AHMETOĞLU
Hüsn-i Talil(Güzel neden bulma):Sebebi bilinen bir olayı, durumu gerçek sebebiyle değil de
söze güzellik katmak için şairin kendince bulduğu hayali nitelikli güzel bir sebebe bağlama
sanatıdır.
Örnek:“Sevda başına vurur /Dağa hasretli bu su
Ayağını öper durur /Akdeniz Toros’a hayran”Nafiz NAYIR
“Ben ağlamıyorum/Yabancı yağmurlar ıslattı yüzümü”Halit BİLEN
“Hüzzamlı hayat nedir,nedir rast rüya?/Bir mûsiki deryâsına dalmışız güya
Ud, ney bize eşsiz nağmeler sunmakta/Mest olmuş oyüzden dönüyor böyle dünya”
Nafiz NAYIR
Tenasüp(Uygunluk):Anlam bakımından birbiriyle ilgili ve birbirine uygun kelimelerin dize
veya dize grubunda kullanma sanatına tenasüp denir.
Örnek:”Ağaç, çiçek, dal, yaprak /Tüm nebatta cansın”Günay SARAÇ
“İster cura olsun ister bağlama/ Düzensiz perdesiz saz neye yarar”Aşık Niyazi DEMİR
“İlkbahar, yaz, sonbahar, kış olmadan/ Sevdiğine kavuşursun inşallah”Abidin GÜNEYLİ
Tecahül-l arif(Bilmezlikten gelme):Şairin çok iyi bildiği bir şeyi, bir durumu anlam inceliği
yaratmak yada nükte yapmak için bilmezden gelerek anlatma sanatıdır.
Örnek:“Gelip geçen ‘hocam’ ‘elveda’neden/
Bir daha ‘merhaba’demiyor giden”Vedat FİDANBOY.
Şair,öldükten sonra geri dönülmeyeceğini bildiği halde soru sorarak bilmezden geliyor.
“Gidiyor gençlik bilmiyorum geriye döner mi?”Arif ÖZEL
Şair, gençliğin geri gelmeyeceğini bildiği halde bilmezden geliyor.
“Ölmeden öz namazımı/ kılmaya mı geldim dünya?”Aşık Niyazi DEMİR
Şair, insanın kendi ölüm namazını kılamayacağını bildiği halde bilmezden geliyor.
“Masalda söylenen o peri kızı/Zebaniler, devler, cinler nerede?”Ö.Nuri TEKİN
Şair masalların gerçek olmadığını bildiği halde, bilmezden gelerek sorguluyor.
İstifham(Soru sorma):Anlatımı daha etkili kılmak için cevap alma amacı gütmeden sözü
soru soruyormuş gibi kullanma sanatıdır.
Örnek:”Tok açın karnından / Ne zaman nasıl anlayacak?
Güneş ne zaman doğacak?” Feride TEMEL
“Ayağını toprak ısırsın bahar / Neredesin?”Mustafa DOĞAN
“Biz mi yaşlandık?/ Sevdalar mı?/ Yüreğin burukluğu neden?”Abidin GÜNEYLİ
Terdit(Şaşırtma):Önce merakta bırakıp , sonunun ne olacağını hissettirmeden sürdürüp daha
sonra hiç umulmayan çarpıcı bir sonla noktalama sanatıdır.
Örnek:”Tevazuyu tartmışlar /Geçmemiş on üç gramı
Onu gurur, kibir /Sadece üçü saklama kabı” Ayşe KANTAROĞLU
“Canım çok sıkkın /Aklım öyle karışık /Talan mevsiminde saçım
Karıncalanıyor başım /Kafamda bit var!” Atifet GEZEK
Telmih(Anımsatma):Herkesçe bilinen bir olayı, bir eseri, bir sözü, bir fıkrayı, bir kişiyi ha-
tırlatma sanatına telmih denir. Telmih bir kelimeyle yapılabileceği gibi birkaç kelimeyle de
yapılır.
Örnek:”Fransız zulmüne uğramış Antep gibiydi” A. Yılmaz KADAYIFÇI
“Beni Kerem edip Aslı peşine /Saldığın günleri unutamadım”Süleyman KAPTAN
“Orhan Veli’yi bile /Bu güzel havalar mahvetti” Saygın ÜNEL
Leff ü neşr(Sıralı açıklama):Bir mısrada iki ya da daha fazla kavramdan bahsettikten sonra,
onu takip eden diğer mısrada bununla ilgili veya karşıtı başka şeyleri söyleme sanatıdır.
Leff ü neşr , bir bakıma söz simetrisi meydana getirme sanatıdır.
Örnek:”Bugün dünü ararsın, yarınsa bugünü
Dünde bırakırsın aklını ve gözünü”Erensoy GÜLBABA
“Kadim zamanlardan gelmiş izi düşümü dünümsün
Meftun zamanlarda tutsak ettiğim bu günümsün” Emine Sevinç ÖKSÜZOĞLU
“Gündüz güneşim aydınlığım/ Gecem de en kuytu karanlığım”Gizem ALAKUŞ
“Böyledir erkek dağ / böyledir kadın deniz/ Geçmişten geleceğe”Yusuf AYMELEK
“Gece gündüz yollarını gözlerim/Yıldızım güneşim inan ki sensin” Nusret TURAN
“Bilmesin üzüntüyü bulunmasın hiç derdi / Her evden neşe sağlık sağlık saadet fışkırsın”
Müfide İLHAN
Tedriç(Dereceleme):Birbiriyle ilgili kavramların bir derece gözetilerek sıralanmasıdır.
İki türlü yapılır.
Yükselen dereceleme:Anlatımda kavramların küçükten büyüğe, azdan çoğa doğru sıralan-
masıdır. Örnek:”Deresinden, ırmağından, gölünden” Meryem ÖZDEMİR
“Geçti günler, aylar, yıllar” Mestan GÜNEL
Alçalan dereceleme:Anlatımda kavramların büyükten küçüğe, çoktan aza doğru sıralan-
masıdır. Örnek:”Ağacını,dalını yaprağını sevdim”Atifet GEZEK
“Bütün deniz, nehir, göl senin olsun”Suzan ALPTEKİN
Tekrir(Yineleme):Anlatımı güçlendirmek için bir sözcüğü veya sözcük grubunu tekrarlama
sanatına tekrir denir.
Örnek:Ne güzel baharla birlikte olmak /Kışta bahar yazda bahar
Düşlerde bahar olmak” Bilge ÇALICI
“Ses ver/ Ses ver/ Ses ver hüzün kaynağım/ Ses ver”Abidin GÜNEYLİ
“Sev seven olmasa da / Sev kardeşim sev” V. Metin TÜRKOĞLU
“Bir güle benzeyen sen/ Kalbime gömülen sen/Sen sevdiğim yalnız sen”Savaş YILDIZ
Nidâ:Şairin aşırı bir şekilde heyecanlanması, duygulanması sonucunda dikkat çekmek
ve heyecan bildirmek için ünlemlerle seslenmesidir.
Örnek:”Söyle! Ey nergislerin gölgesinde uyuyan!...”Gülgün KOÇMAN
“Ah Ölüm…”Uğur GÜLTEKİN
“Ey oğul kıymetini iyi bil bu çağının!”Suzan ALPTEKİN
İrsâl-i mesel:(Atasözü söyleme):Konuyu pekiştirmek amacıyla atasözü ya da atasözü
değeri taşıyan bir ifade kullanma sanatıdır.
Örnek:”Her şiir şairden uzun yaşar”Mustafa DOĞAN
“Sabret, sabır ile koruk helva’lur /Dağ yüce olsa da üstü yol olur
Damlaya damlaya sular göl olur” Mustafa TÜRKÜCÜ
Kat(Kesme):Sözü ifadeyi tamamlamadan bir noktada kesip, bunun sonunun okuyucu tara-
fından anlaşılmasının beklenmesidir.. Sözün etkisini artırma düşüncesiyle, sözün geri kalan
kısmı bilinçli olarak söylenmemektedir.
Örnek: “Beni,rüyalarımda öpen…/anlayan…/duyan!...”Gülgün KOÇMAN
“Baştan başa sevgi…Sevgi dal budak…”Nafiz NAYIR
“Ve…/Son nefes/ Titreyerek düşerek/ dudaklarımdan…”Mustafa DOĞAN
“Ne kredi hırsızlığına bulaştı/Çalştı…Çalıştı….”Abidin GÜNEYLİ
İstidrak: Birisini övüyormuş gibi yapıp yermek, yeriyormuş gibi yapıp övmektir.
Örnek:”Gönül verdim bir güzele/ Cemali güneşe benzer
Tanıdıkça şaşkın kaldım/ Kalbi kara taşa benzer”Aşık Niyazi DEMİR
İltifat:Bir konu devam ederken aniden bir duygunun ortaya çıkışıyla sözün muhatabının de-
ğişmesi sanatına iltifat denir.
Örnek:”Konya ovasında bir dilber/ divane etmiş delikanlıyı
ve tırmanmakta saksıdaki/ aşk merdiveni” Ahmet TAN
İktibas(Alıntılama):Bir sözü, bir fıkrayı olduğu gibi ya da kısaltarak aktarmaktır.Aşağıdaki
tırnak içindeki bölümler birer alıntıdır, bu nedenle bu şiirlerde iktibas yapılmıştır.
Örnek:” ‘Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder’demiş şair” Emine Sevinç ÖKSÜZOĞLU
Cahit Sıtkı TARANCI’nın ‘Otuz Beş Yaş’ şiirinden alıntı yapılmıştır.
“Dolandım suyunu içtim gönülden/ ‘Durgun suda dinlenirken yamaçlar’”Süleyman KAPTAN
Yahya Kemal BEYATLI’nın ‘Gece’ şiirinden alıntılama yapılmıştır.
“Hani/Ağlamak istersin de/Ağlayamazsın ya/Ne olduğunu bilemezsin/ İçinde esen fırtınanın
‘İşte öyle bir şey’ seninki”Abidin GÜNEYLİ
Erol Evgin’in şarkısından alıntı yapılmıştır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.