- 1355 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Arif Nihat Asya'dan Bizlere
İşte 5 Ocak geldi.
5 Ocak 1975 günü kaybettik Hocamızı, üstadımızı, BAYRAK şairimizi...
Rahmetle anıyor, dualarımızı gönderiyor ve mekânı cennet olsun diyoruz.
*
Üstadımızın Türk Fikir ve Sanat hayatı’na dair görüşlerini bir çalışmamızda yayınlamıştık. Burada, özellikle genç şairlerimizin de istifade etmesi için, bu çalışmamızı takdim ediyoruz :
*
Bayrak şairimiz Arif Nihat ASYA, sanatının 50. yılı münasebetiyle ’Defne Dergisi’ nin yaptığı bir söyleşide, kendisine yöneltilen ’Türk fikir ve sanat hayatı hakkındaki görüş ve düşünceleri ile GÜNÜMÜZÜN ve GELECEĞİN sanatçılarına tavsiyeleri’ konularını ihtiva eden sorulara, öylesine anlamlı cevaplar vermiş ki, günümüz şairlerinin rahmetli üstadımızın bu sözlerini defalarca okuyup özümsemelerini yürekten arzularız.
Söz konusu röportajda üstadın üzerine parmak bastığı konular, bugün de canlılığını muhafaza etmektedir.
Buyurun pasajlar halinde okuyalım:
-’Türk fikir ve sanat hayatı bugün buhran geçirmektedir. Edebiyat örnekleri karşımıza iki ayrı milletin edebiyatları halinde çıkmaktadır. DİLLERİ DAHİ AYRI GİBİDİR. MADDECİ ZEVKLE manâcı ZEVKİN SOĞUK HARBİ İÇİNDEYİZ. Manâcılar, maddenin hakkını kabul etmemektedirler. ARALARINI BULMAK imkânı yoktur. Ancak, herkes kendine bir TARAF seçebilir.’
-’Bugün, kendini yarının yolu üzerinde bir uçurum değil, bir kasaba, bir durak, bir köprü olarak düşünmelidir. Şair, ilhâm’a metafizik manâsıyla inanmıyorsa (çağrışımları harekete getiren sebep olarak inanmalıdır. Ben birinci manâsıyla inanmasını tercih ederim.’
-’Hayâl, hayâl halinde kalarak gerçekle akrabalık kuramayacağı sürece ŞİİR olamayacağı gibi, gerçek de, aslındaki haliyle kaldığı sürece şiir değildir.’
-’SANAT ANLAYIŞINDA TAASSUP, İHTİYARLARDA MAZUR GÖRÜLEBİLİR; GENÇLERE YAKIŞMAZ. GENÇLER, GENÇ YAŞLARINDA İMKÂNLARIN KAPILARINI KAPAMAMALIDIRLAR.’
-’BELLİ YAŞLARDA ŞAİR ÇOKTUR. KURUMAYAN PINAR, DAĞINDA KAR BİRİKMİŞLERİN PINARIDIR.’
-’BİR FRANSIZ, BİR İNGİLİZ, BİR ALMAN EDEBİYATI GİBİ BİR TÜRK EDEBİYATI DA VARDIR. ÖTEKİLERDEN AYRILIĞI DİL AYRILIĞINDAN İBARET DEĞİLDİR.’
-’Milli Edebiyat’ın İLK ŞARTI, Milleti ve Milliyeti kabul etmek, bunlara karşı olmamaktır. Öteki vasıflar, bu şarttan sonra gelir... Dünyaya giden yol da Milletten geçer.’
-’Yabancılara, kendini aslından okutmak ihtiyacını duyurarak dilini öğrenmek kararına götürecek kalitede bir Türk edebiyatı isterim. Demek, milli edebiyat biraz da kalite meselesidir.’
-’YAZDIKLARI DIŞINDA ŞİİR ANLAYIŞI VE ÖRNEĞİ TANIMAYANLAR, ağızlarını hiç bir sebep yokken dünyanın çeşitli nimetlerinden mahrum etmiş gibidirler. Böyleleri yazıda da imkân zenginliklerinden mahrum kalır.’
-’HER YENİNİN (BEN DAHA İYİSİNİ YAPACAĞIM DEMESİ HAKKI, HATTA VAZİFESİDİR. ANCAK, YAZMAMIZIN GEREKÇESİ BAŞKALARININ YAPMAMASINDAN ÖNCE, BİZİM YAPABİLMEMİZ OLMALIDIR.’
-’Sanat da acemiliği, ustalığı olan bir faaliyettir. Yeniler, bunu bilmeli, ESKİLERİN DENEMELERİNDEN FAYDALANMALIDIR.’
-’SANAT, TEKNİĞİN YENİLENMESİ İLE BAŞLAR.’
-’Orijinal olmak iyi şeydir. Fakat sanatçıyla seyirci, dinleyici veya okuyucu arasında, hiç değilse yer yer, ortak güzellik anlayışları bulunmalıdır. Sanatçı, muhatabının kılıbığı olmamaya dikkat ettiği kadar, ona sırtını çevirmemeye de dikkat etmelidir. Sanatçı, konusunu muhatabının konusu haline getirmek gücünde olmalıdır.’
-’İNKÂRIN DA ŞİİİRİ OLUR. ANCAK, ŞAİR KENDİSİNİ inkârla başlamamalı ve inkârdan ibaret kalmamalıdır.’
-’Sanatçı, geçmişten, gelecekten, günden, çevreden, gaipten, canlılardan ve eşyadan telepatiler alıp bunları bir tertiple bir büyü ile dinlenir, söylenir, seyredilir hale getiren bir kabiliyettir. Boşluklardaki dalgaları bize hitâb eder hale getiren cihazlar gibi.’
-’Orijinali tuhaflıklarda, NOKTALAMAYI kaldırmakta, BÜYÜK HARFLERİ imlâ dışı etmekte, duyulmamış kelimelerin şaşırtıcılığında arayanlar, sanatın dışından İÇİNE girememiş demektir.’
-HERŞEY MEVZU OLUR, SÖYLEYEBİLMEK ŞARTIYLE.’
-’Hayatın madeden ibaret olduğu inancıyle birleşmesi imkânsızdır. Şiir, maddeyi de içine alır, ama maddeden ibaret kalmaz.’
-’ŞİİRDE GELİŞİM OLABİLİR. ANCAK DEJENERE OLMAYI GELİŞİM SANMAK HATASINA DÜŞMEMEK GEREKTİR.’
-’Yeniler, REDDİN değil, DEVAMIN inancı içinde olmalıdırlar. Hiç kimse, hiç bir şey kendisinden başlamaz. Bu imtihandır ki, mümeyyizleri bugünkülerle yarınkilerden olduğu gibi, dünkülerden de gelir. Yaptıklarımızı bu sonunculara da beğendirmeğe mecburuz. Ben bunu (Göçmüşlerden de okuyucularım vardır diye ifadelendirmeye çalışırım. Şüphesiz ki sanattan, iyi örneklerin yalnız KOPYASINI YAPMASI beklenemez.’
-’Şöhret ve kazanç şiirin kendisinden ayrı şeylerdir. Kendiliklerinden gelirlerse helâldirler. Ancak, şiirin gayesi olamazlar.’
-’En büyük sanat hilkattir(yaratılış. Yaptıklarımız hilkatin kopyası olmamalı, ancak hilkat tarafından da beğenilmelidir.’
-’Gerçek ŞİİR AİLELERİ, BİRBİRLERİNE KAPILARINI KAPAMAMALI, ARALARINDA AKRABALIKLAR KURULMALIDIR.’
-’EN İYİ ŞAİR DİYE TANIDIĞIMIZ, ÇOKLUK, YAZDIKLARINI EN MERHAMETSİZCE TASFİYE EDENDİR.’
-’Dünden bugüne kalanlar olduğu gibi, bugünden yarına kalacaklar da vardır... Böyleleri ŞARLATANLIKLARIN DIŞINDAKİ İSİMLERDEN ÇIKACAKLARDIR.’
Bayrak Şairimiz Arif Nihat ASYA, hece, serbest ve aruz’un her üçünü de bilen, muhteşem eserlere imza atmış bir şairimizdir. Yukarıya o’nun sözlerinden satırbaşlarını aldım. Üstadımız, o günlerden bugünlere seslenmiş... Bugün, bu sözler, bizim rehberimizdir. Tıpkı Necip Fazıl Kısakürek’in ’poetika’ sı gibi, bu anahtar sözler, bizim ışığımız, yolumuzdur.
*
KABRİ NUR DOLSUN ÜSTADIMIZIN...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.