- 1900 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
bir dost'a mektuplar III
Demli bir çayadır hasretimiz…
Toprağın aynasında buğu,
yağmur birikir ömrümüzün ucunda.
Sonsuza dokunur ellerindeki el
ve kaçırmaz kendini kaderinden hiçbir göz.
Söz aralığından kaçamak bir gülüş bakar.
Dost uyanır sabah yalnız akşamına,
sevdalıdır her öğle vakti ikindisine.
Hangi yola düşse ayak izleri merhabanın,
ayrılık taşır damar damar.
Bölüşmeye geldim umudumu.
Üstüm başım şiir yüzüm gözüm insan.
Bırak batırsın göğsümüze inadını zaman,
elbet o da bizi anlar
Dostum
Çocukluğumu geri vermiyor bu şehir.
Sobesi yok artık yalnızlığın.
Anladım ki her insan kendini unutmaya alışıyor zamanla.
Büyüyor geçmişimiz yarını çocuk bırakarak.
Güvercin uçurduğumuz göğün mavisinde uçurtma oluyor baba yüreğimiz.
Ateşe benziyor düşlerimiz özlediklerimiz dumana.
Yıllarımın tozunu alıp geldim,
bölüşmeye sonsuzluğumu.
Bir kara yemiş fidanına koy adımı,
gölgende sakla.
Köprüdür gönlümden gönlüne dilim.
Dizedir kumaşı omzundaki destegülün,
öfkem dilsiz
Dostum
Beni gülüşünün en sen haline çağır.
Uyandır martıları ıslığı vursun kıyıma,
sol yanım Karadeniz
Kağıt bir sandala yükledim muhabbeti,
şarkı düşürdüm cemre diye rüzgarın huysuzluğuna
Aklımda şimdi bir sen bir de yaşamak
Hoş geldiniz…
Ferhad Gülsün