- 630 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GECE VE GÜNDÜZ
Gece boyunca uyumamıştı. Yavaş adımlarla ilerliyordu. Denizden esen ince rüzgar yüzünü sıyırırcasına okşuyordu. Özgürlükten başı dönüyordu. Uçarı bir neşeyle gelen canlı bir özgürlüktü bu. Nedenini tam olarak bilmediği, hayatı hafifleten, attığı adımlara tartımını veren bir sevinç duyuyor, daha önce kendisinde alışık olmadığı bir güven ve güç hissediyordu. Gülümsedi, hayatında yeni bir şeyler başlıyor gibiydi. İki gün sonra kendisine kız istemeye gideceklerdi. Bu yıl içinde evlenecekti. Kıyı boyunca yürüyor bir yandan da kendini yorgun hissediyordu. Ama iyimser, insanın içini gevşeten bir yorgunluktu bu. Gece arkadaşında kalmıştı. Bütün gece çene çalmış, geceye kadar birlikte tv izleyerek sabahlamışlardı. Arkadaşı erkenden uyanmış işe gitmişti. Musa da onunla birlikte uyanmış ve yalnız kalmak, tek başına yürümek, şehrin tadını çıkarmak istemişti. Bu sabah mersin Musa ya çok farklı görünüyordu.şehir gün ilerledikçe adeta gizlediği yüzünü gösteriyordu. Şehri utangaç bir kıza benzetiyordu. Sabah sabah şehir de sabah da çok taze görünüyordu. Musa yı bu sabah neşeli kılan belki de bu sabahın tazeliği ve ona güzel görünmesiydi. Liseyi bitirdiği günden beri hiç bu kadar erken uyanmamıştı. Liseden sonra okula devam etmeyip babasının yanında çalışmaya başlamıştı. Sahilde yavaş yavaş yürüyerek bu güzel sabahın tadını çıkarıyordu. Daha önce defalarca gördüğü bu yerler, daha taze ve güzel görünüyordu. Sanki ilk defa görüyor gibiydi. Tek tük insanlar vardı banklarda. Denizden kopup gelen rüzgarın yumuşak esintisinde yeniden dirildiğini hissediyordu. Köpeğini gezdiren insanlar, sabah koşusuna çıkanlar, elerinde birer simitle dolaşan sevgililer, geceyi sokakta geçirenler, sabahın erken saatinde dilenmeye çıkan dilencilerin dokunaklı hali bile bu güzel günü soldurmaya yetmiyordu. Giderek adımlar büyüyordu. İki gün sonra kız istemeye gideceklerdi. Şimdiden evin içinde ona bir erkek gözüyle bakıldığı hissine kapılmıştı. Musa nın evliliğine sıcak bakmayan annesi sürekli ona ”iyi düşündün mü oğlum?” diyordu. “daha gençsin, evlilik çocuk oyuncağı değil.bir süre sonra sıkılıp hayatını mahvetme. Acele etme oğlum” diyordu ve gözleri endişeli bir şekilde uzaklara dalıyordu. Annesinin neden bu kadar gönülsüz davrandığını bir türlü anlamıyordu. Halbuki birkaç kez Ayşe ile görüşmüş ilk görüşmesinden itibaren kanı kaynamıştı. Ondan pek hoşlanmıştı. İnsanı neşelendirmesini biliyordu, gözleri kahverengi, bakışları içten ve etkileyiciydi. Ortak zevkleri çoktu Ayşe ile. Ayşe nin kendisini kaderi olduğunu düşünüyordu. Bütün bunları düşündüğünde annesini endişesini yersiz buluyordu. Hava gittikçe ısınıyordu, ilerde boş bir bank vardı. Bir an yorulduğunu hisseti. Biraz dinlenmek için boş olan banka oturdu.karşı tarafında bir bayan oturuyordu. Musa karmakarışık düşüncelerle boğuşurken birden onu fark etti. Zarif ve çok güzel görünüyordu. Saçları düz ve uzundu. Beline kadar geliyordu. Sarı olan saçları ve yüzü uyum içindeydi. Birden ona yaklaşma gereği duydu. Ama bayanın vereceği tepkiden çekiniyordu. Bayan onu çok etkilemişti. Ve o an annesi aklına geldi: gerçekten de haklı mıydı.bayanın oturduğu yerden kalkmasıyla Musa da yerinden kalkarak yürümeye devam etti. Bu sahilde gördüğü bayan ışıl ışıl olan aydınlık düşüncelerinin üzerine tıpkı gündüzü yok eden gece gibi çöktü. Musa karma karışık düşüncelerle yoluna devam etti ve bir üre sonra gözden kayboldu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.