KÜÇÜK ESİRE
Hangi ananın ak sütüne karışmıştı canı
Hangi ananın güzel ellerinin sevgisi okşamıştı başını
Hangi ananın cenneti ısıtmıştı bu yüreği
Annem yok benim derdi ,yok ! "olsaydı bir başıma kalırmıydım bu dünyada " ..İçeri girdiğinde karanlığın ayazı vurmuş evin soğukluğunu hissetti.Benim ayazım karartıyor bu evi diye düşündü . "Üşümesi bu yüzden ".Duvarın kenarına ilişmiş koltuğun yanına bıraktı kendini.
Kustu olanca gücüyle canıyla kustu hemde.Tıpkı her gece yaptığı gibi.Hasta değildi ;alkolde almazdı.Hayatıydı onu kusturan .Kaderiydi.İçimi boşaltıyorum diyordu. "Yüreğimdeki pisliği akıtıyorum sadece ".Halbuki yüreği tertemizdi.
Henüz onaltısındaydı.Bir yıl önce bir aşkın arkasından uzaklara kaçmıştı.Sonra da aşkı uzaklara.Tek başınalığın çaresizliğini yaşayan o kadınlardan biriydi artık.Bir müddet sonra da kendini hapisten yeni çıkmış bir adamın kollarında buldu ya da pençelerinin arasında .
Sabah güneşinin ak pırıltıları bir yandan tüm camı boydan boya örten perdelerinin arasından utanarak akarken diğer yandan da tertemiz havasıyla da koltuğun dibine çökmüş , koluna başına dayamış sessiz silüetin halıya bulaşan ve nihayet sinmiş olan kusmuğun kokusunu dağıtmaya çalışıyordu.
Uyandığında ise güneş tam tepeye vurmuş odanın sarı duvarlarına uyum içinde oturmuştu.Halının pembeleri arasına karışmış kusmuğu çıkarmakta epey zorlandı."söylenir gene " diyordu. "Gelince söylenir ". "Ama çıkardım işte, rahatladım " . "Tükürdüm bu dünyayı da kaderimi de " . "Rahatladım ".Adı Goncaydı.İşteki adı ise Gül.Ama o goncaydı nasıl seslenirlerse seslensinler o Goncaydı.İntiharı düşünmüştü tabi.Ama etmezdi.Hayat bana ne oynarsa oynasın yenilmem diyordu. "Çiğnesinler ,canımı çıkarana kadar sesimi tüketene kadar çiğnesinler.Kusar atarım tükürür atarım hepsini.Yenilmicem kader ne oynarsa oynasın ,tükürür atarım hepsini. "
Birlikte olduğu onlarca adamın suratları karıştı gözlerine.Yaş olup dökülecekken tuttu kendini . "Bebekmiyim ben ağlıyım,ağlayacak kadar zayıfmıyım. "
" Mutlu olsunlar diyemi ağlıyım,mutlu mu olsunlar!ağlamam o kdar zayıfmıyım ki ben. "
Resim yapıyordu Gonca kız.Kendini ak bir tuvale yayılan renklerin arasında kaybederdi.Başka dünyaya karışır. Başka dünyaları hisseder,nefes alır ,can bulurdu.Bir zamanlar okullararası yapılan bir resim yarışmasının birinci kızı olmuştu.
Resimlerine dalıp gitmişken kapıdaki kilidin çevrilmesi ile irkildi.Paramı almaya gelmiştir diyerek mutfakta bıraktığı cüzdanın içinden kazandığının bir kısmını kavanoza yerleştirdi.Elinde cüzdanıyla salona geldiğinde birlikte olduğu adamın yanında gelen genç bir çocuğun tuvallerine baktığını gördü."Resimlerime dokunma onları kirletme" dedi içinden."Onlara dokunma".
"Dün ne kadar kazandın".pis pezevenk konuştu,yok anırdı pezevenk.Keşke bunları olanca gücüyle haykırabilseydi.Paranın bir kısmını kendisine ayırmasını anlamasından korkuyordu.Pezevenk anlamadı ama .Aldı parayı.Saymadı da.Atlattım diye düşündü rahatladı.
"Müşteriden dedi sonradan,müşteriden.Ondan saymadı parayı.Gözüm mosmor şekilde müşteri istemez beni.Akşama erken kaçta bulamasın seni.Nerden bulamıcaksa.Üstelik yarını var bu işin.Yarın nereye gidicem? "
"Daha para vardır bunda "dedi, pezevenk. "Şu adam gitsin parayı almasını bilirim.Canına susamış bu gene Akşama görür o gününü. "
" Bu şu ana kadar gördüğüm tabloların en iyisi diye düşündü genç adam.iki kadının yüzü var bu resimde.Tek bir yüz ama iki farklı kadın sanki.Biri hüzünlü genç bir kadın diğeri ise acılarını çizgilerinin arasından akıp gitmesine izin vermiş yaşamın anlamını çözmüşcesine dimdik sert diğer kadının çökkün ruhuna ters.Bu tabloyu bu kız mı bu fahişe mi! "
Odadaki bu suskun sesleri durduran pezevenk oldu.Ben çıkıyorum işim var deyip gitti.Kapının sert kapanışı genç kızı uyaran bir işaret gibiydi.Tekrar "kaçmalıyım "dedi kız . "Kaçmalıyım."
" Bu tabloyu senmi yaptın " dedi genç. "Evet "derken bir yandan da içinden bırak onu diyerek bağırmaya devam ediyordu. "Kirletme. "
"Ben güzel sanatlar fakültesi öğrencisiyim.Bu resimlerin sergilenmesini istersin değil mi?.Buna yardım edebilirim."
"Buraya dalga geçmeye mi geldin."
"yo ,hayır, şey..Sözcüklerinin arasına gömüldüğünü sandı.Tıkandığını hissetti az sonrada.Düşüncelerini görebilmek bu kadar mı zordu?
Kız tekrarladı:
_Buraya niçin geldin?Sesi ne sert ne yumuşaktı.Bu dengenin sinsiliği şaşırttı.
Bakışları tuvalin üzerinden esip geçti.Bu tuvalde emek vardı.Canıda ,yüreğide buram buram sinmişti renklerine.Eline geçen bu fırsatı böylesine pervasızca itmek.Anlamı neydi bunun?
Kapıya yönelişi,koluna uzanışı,açıp kapayışı arasında duvarlara çarpan sözcüklerin trajikomikliği sarstı odayı.
"yardım edebilirdim "
Az sonra kapının bitişiğindeki boy aynasının hemen önündeydi.Sephanın üzerinde özensizce yerleştirdiği kasetlerden birini seçip teybi çalıştırdı.
Çok geçmeden müziği çağırışını duymuş,notaların büyüsüne kapılmış ve nihayet aynaya yansımış danseden, dönen,zıplayan bir silüete dönüşmüştü.Onu gören biri olsa işittiği her ritmin sihrine kapılıyormuşçasına şevkle dansettiğini düşünebilirdi.Ardı sıra gelen şarkıların içinden yitip gidiyor ,düşüncelerine takılmış birkaç anıda dönüp dolanıyor son notanın bitimine ilişen sessizlikte ise odasına geri dönüyordu.
Sırılsıklam olmuş saçları ensesinde birikmiş ıslak bir topak halini almıştı.Bu topaktan süzülen birkaç damla buza kesti,dağladı.oralı olmadı ama .Bedenin yorgunluğunuda duymuyordu.Ritme ulaşamasa da olduğu yerde özensizce dönüp duruyordu.Çöktü birden ,dahası yığıldı.Gözlerinde bir defterin sayfalarına alelacele çizilmiş çizgilerin anlık huzuru belirdi.Bu resimde evine doğru uzanan yolda sırtında okul çantası ,önlüğü ve pembe çorapları ile uyumlu pembe pabuçları olan küçük bir kız çocuğu vardı.Ağaç yapraklarının türküsüne eşlik eden kuş sesleri arasında evinin kapısın önündeki annesine uçarak koşuyor,öğretmenin hediyesi olan o kocaman boya kutusunu göstermeye çalışıyor,birinci kızıyla gurur duymasını istiyordu.O zaman ışıl ışıl parlayan gözlerinde şimdi odaya dolmuş güneş ışıklarının ıslak yansıması usul usul belirmeye başlamıştı.Bu ıslaklığın bakışları arasından süzülüp giderken içindeki dalgalanmalar yerini hüzünlü bir sıcaklığa bırakıyordu. "Ben birinci kızım " sözcüklerinin hafif tınısı bile odada kol gezen sessizliği durdurdu.Hıçkırıklarını duyuyordu artık .Ağlamasını dinliyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.