BUGÜN SESSİZ DÜŞÜNÜYORUM !..
Bugün sessiz düşünüyorum. Kalabalıklar arasından sıyrılıp, kimselerin görmediği kuytulara bırakıyorum kendimi. Soğuk havanın zalimliğinden sığınmak için ağaç dallarının aralarına sinen serçelerin seslerini dinliyorum o koskoca şehrin saklı köşelerinde. Ellerim cebimde adımlıyorum; bir ileri bir geri. Kafamda yığınla düşünceler... En başta; uzaklarımda kalmış vatanım, karasevdalım ’kimbilir ne haldedir’ diye iç geçiriyorum. Memleketimde aç insanların çığlıkları, sömürülen halkımın imdatları hiddetlendiriyor beni. Ülkemin bu çıkmazlarından kurtulması için nasıl bir yardımım dokunur diye dalıp giderken şanlı bayrağımın dalgalandığı topraklarda kendimi çoookk yalnız hissediyorum! Soytarılıklar, özentilikler, aşağılanmışlıklar almış başını gidiyor yurdumda. ’Vur patlasın, çal oynasın’ havasında insanlarımız!
Öfkeli çoğunluğun, puştlaşmış Amerikan uşaklığına gücü, kuvveti bitmişçesine gözlerinin önlerinde olup bitenleri kanıksar hale gelmiş, getirilmiş! ’ Ben de onlar gibi çalıp çırpsam acaba onlar gibi onursuz bir hayat tarzı mı seçsem’ diye düşünenlerin fazlalaştırıldığı kokuşmuş düzenin canbazları acaba onlara büyük lokmaları gösterir mi? Olsa olsa onlara uşak olur, ötesi ise hüsran! Zaten büyük lokmaları götürenler emperyalizmin beslemeleri değil mi?
Hay Allah nereden aklıma da geldi?
Başbakan Tayyip R. Erdoğan, belediye başkanlığına aday olmadan önce birilerin adayı olduğunda soluğu direkt Amerika’da almıştı! CFR adlı gizli dünya devleti dedikleri ucube kuruluşun baş misafiri edilmişti. yazılıp çizildi ve eline bir deste kağıt tutuşturularak;
’Hadi koçum, yürü yürüyebildiğin yere kadar (!) ’ denilmişti... Sonrası malum!
Yakışıklı Cumhurbaşkanımıza pardon (!) müslüman cumhurbaşkanımıza bakıyorum, bizden yana ele alınacak bir değer göremiyorum! Varsa yoksa; İngiliz kraliyet ailesinden şövalyelik ödülleri almak! (!) ’Helal olsun Cumhurbaşkanımıza’ demeden geçemeyeceğim! Allah var yukarıda, hakkını yememek gerekir! Ülkemiz adına çok şeyler yapmış ki; ödülleri sıraladı valla!.. Ödüllerini kıskananlara şaşıyorum (!)
Geçenlerde tanıdığım memleketimin değerli bir yazarı Aslan Bulut bey, hem cumhurbaşkanımızın, hem de başbakanımızın aldıkları ödüllere kafayı takmıştı! Diyordu ki ; ’Bu ödülleri babalarının hayrına mı verdiler!’ diye. Çok önemli açıklamaları olur zaman zaman yazarımızın. Bazen kızıyorum ona. ’Yahu, vatan aşkı (!) için çalışanlarımızı neden eleştiriyorsun, düş yakalarından’ dedim.
Memleketimiz ne güzel idare ediliyor işte! Vatanımızda sağlam bir bütünlüğümüz kurulmuştu Kurtuluş Savaşından sonra. Mustafa Kemal ve arkadaşları milletimizin milli birliğini ne güzel tesis etmişlerdi. Ne gerek vardı buna değil mi (!) ? Bakınız ne güzel oldu şimdi yurdumuz. sekiz, on yıldır otuzaltı parçaya, yok yok kırkaltı parçaya ayrıştırılıverdik ne güzel (!) Ohh ! Türklerde azınlıkmış, yok be hiç yokmuş aslında memleketimizde Türk!!!
Memleket toprağı lime lime edilmiş, ne hoş değil mi? Ne var bunda kızacak! Elimizde ne kadar can damarı fabrikalarımız, işletmelerimiz, yer altı ve üstü zenginliklerimiz elimizden çıkarılmış. Akar sularımız, boğazlarımız yabancıların kontrolüne geçirilmiş! Olmayan kiliseler gün ışığına çıkarılmış! Allah’ın yüce ayetleri cami duvarlarından kaldırılmış! Ordumuza haçlı seferleri düzenlettirilmiş ve milli direniş gösterenler hapishanelere doldurtulmuş! Kızlarımız, delikanlılarımız bizden uzaklaştırılmış ve gecelerin koynunda şebelek haline getirtilmiş! Ve daha nice hoş güzellikleri (!) sekiz yıl içinde getirenlere ödüllerin hası (!) takdir ediliyorsa, niye kızıyorsunuz ki?
Daha durun, az kaldı! Çok iyi şeyler olacak yurdumuzda, az sonra, bekleyin! Yakışıklı, pardon müslüman(!) cumhurbaşkanımız demişti ya!.. O dediyse mutlak olacaktır! İngiliz kraliçesi kart karı boşuna mı ödüllendirdi onu!
Vallahi, aslında bugün sessiz düşünecektim ama beceremedim yine. Oturduğum bankta Okyanus’un kuduran dalgalarına baktıkça ürperdim! Bu dalgalar memleketimi yutmak için sabırsızlanıyor! Kudurdukça kuduruyor, bizler ise; koyunlaştıkça koyunlaşıyoruz!
Hey koca Rabbim; senin kılıcın, gücün, olan necip TÜRK MİLLETİNİ yok etmeye azmetmiş iblislerden, müslüman görünümlü münafıklardan,zalimlerden, kafirlerden koru!
Selam ve saygılarımla uzaklardan ey şanlı Türk!
Zafer Direniş
...
02 Ocak 2011 Pazar 23.14 Lahey
YORUMLAR
BAK BU ARADA BIRSEY GOZDEN KACIRDIN KATILLERI TERORISTLERI DISARI CIKARIYORLAR,ATATURKCULERI DUSUNCE SUCLULARINI YAZARLARI CIZERLERI ICERIDE TUTUYORLAR YER DEGISTILER KATILLER DISARIDA DAHA COK KATIL OLSUNLAR.BIRILERININ USAGI OLANLARA MADALYA VERILDI,BASBAKANA DA NOBEL VERECEKLERMIS.
Sevgili Zafer Abi yazı yazmış okuyayım dedim. Baktım siyasi...Okudum...Senin görüşünde değilim ama fikirlerine de saygı duyuyorum. Evet sana katılıyorum harika bir yazı yazdın dersem iki yüzlülük olur. Saygım çalışmalarını az çok bilmemden ileri geliyor. Sonuçta bir dava için can ortaya koyup emek veren insanlara dil uzatamayız. Ben bu memleket için hiç bir şey yapmayıp, en basitinden İstiklal marşı okunurken saygı duruşunda dahi bulunmayan bir insanın milliyetçiyim diye geçinmesine kızıyorum. Onlar sözde ama siz özde...Bundan eminim. O halde saygı duymak gerek katılmasan da...
Daha genç bir kızken bile bir oğlum olacak ve vatanı için ne şekilde olursa olsun mücadele edecek, tam bir serdengeçti, tam bir mümin tam bir Türk olacak diye hayal kurardım. Onu ilahilerle mehter marşlarıyla büyütecektim. Ama iki kızım oldu. Onlar da ilahilerle ve mehter marşlarıyla büyüyorlar. Onların da vatana hayırlı birer evlat olabilmesi için elimden ne geliyorsa yapmaya çalışacağım. Demek istediğim şu, biz nesillerimizi doğru yetiştirirsek, temeli sağlam atarsak, bize kim ne yapabilir ki? Ama ne yazık ki, çocuklarımız sokakta öğreniyor hayatı. Analar tv. başında babalar kahvede çocuklar internette ya da sokakta. Bugünümüz önemli değil, yarın bu nesile nasıl bayrak teslim edeceğiz ben onu düşünüyorum. Bu siyasilerden ziyade anne babaların sorumluluğu değil mi? Ne kızlar kız, ne erkekler erkek...Beyinleri her türlü ideolojiye hiç hesapsız açık. Sorgulama analiz etme, düşünme hak götüre. Çağdaş yaşam diye yapılan rezillikler ortada. Ha, çocuğunun böyle şeyler yapmasını ve yaşamasını rezillik olarak görmeyenler de vardır..
Sondaki duana can-ı gönülden katılıyorum ama...Kimseye bu memleketi bölmek, İslamın ve Türk vatanınının haysiyetini ayaklar altına almak nasip olmasın. Kim hayırlıysa Rabbim bizleri ona yönlendirsin ve hepsinden önemlisi doğruyla yanlışı ayırt edebilecek idraki bize bağışlasın. Saygılarım okyanus kenarındaki bankta "sessiz" düşünen değere...
" Napolyon'uz...Kirlettik ismimizi!
Her şeyimiz üç kere para...
Bari diyorum çarpmasa bizi,
VATAN, MİLLET, SAKARYA!"