Bursa'lı Olmak Arap Şükrü'de Rakı Balıktır
Birçok şehir gördüm ama şimdi farkettim ki görmediğim birçok şehir var. Görmek istemediğimden değil sadece kısmet olmadı.
Şehirler; içinde yaşayan insanları, insanlar da yaşadıkları şehirleri yansıtır.
İzmir buna iyi bir örnek. Beyaz atletle son model arabasına binen bir adam görmeniz çok normal.
Bakımsız bir kadın görmeniz ise hiç normal değil...
Farklı bir kültür, farklı bir anlayış, farklı bir yaşam biçimi. O yüzdendir ki, İzmir’li olmak ve İzmir’de yaşamak yazılara şiirlere şarkılara konu olmuştur hep.
:) İstanbul’da yaşamak İstanbul’u yaşamak zaten başlı başına bir ayrıcalık... Onu tek geçtiğim için sıralamaya dahi almıyorum.
BURSA
Bursa denildiğinde aklıma ilk gelenler; Organ Gazi, Ulu Camii, Uludağ, kestane şekeri, iskender ve Bursa’yle ilgili hafızamda kalan yarım yamalak bir şarkı...
Bursa bunlarla sınırlı değil tabii ki...
Tarihi zenginlikleri olan kendine has özellikleri olan farklı bir şehir. Bu güzelliklerin yeterince tanıtılmadığını düşünüyorum.
Özellikle de bu maili okuduktan sonra...
Bursa da tıpkı İzmir gibi içinde farklı bir kültürü barındırıyor. İlk fırsatta gidip görülmesi gereken biryer...
Sizce de öyle değil mi...
"-Altıparmak ve heykeli özlemek, uludağ’da piknik yapıp inkaya’da meyve salatası, mudanya’da balık yemeye gitmek, santral garajın krolarına, zafer plaza’nın tikilerine, adliye arkasının özenti ama eğlenceli gençliğine, cacaron’una, hamamlarına, aralıkta güneş açan haziranda kar yağan değişken havasına, bir o kadar değişken insanına, otobüs çilesine, meridyenine , iskender kebabına aşık olmak, Bursa’yı sevmektir Bursa’lı olmak...
-Şehreküstü semtinin anlamını bilmektir.
-Kağan’a gidip birşeyler alıcam deyince ... Kağan kim diye sormamaktır.
-Sadece Bursa’da doğmak değildir, Bursa’ya öyle yada böyle bir şekilde yolu düşenlerinde hissettiği duygudur. Garip bir çekim büyüsü vardır Bursa’nın, gelen bir daha kopamaz bu şehirden. Çok göç alan şehirlerden olsa da, Bursa’ya yerleşenler kendilerini Bursa’lı hissederler.
-Denize, dağa, kara, yeşilliğe, kestane şekerine, şeftaliye, kozahana, pirinçhana ve bunun gibi birçok güzellige sahip olmak.
-Çanakkale Savaşı’nda en çok şehit vermiş memleketin evlatları olmaktır. Bu yönüyle her ne kadar dalga geçilse de "Bursalı olmak" bu ülkedeki diğer herhangi bir memleketli olmaktan çok daha gurur verici bir hadisedir.
-İskender döneri doyasıya yiyebilmek, Uludag da keyif çıkarabilme ayrıcalığına sahip olmak, tarihle iç içe olmaktır.
-Yepyeni değil, yepisyeni demektir.
-Cantık, pideli köfte gibi sadece Bursa’ya özgü yemek yemektir.
-Misket, bilye değil, cilli demektir.
-Dolmuş şöförüne "müsait bir yer de kalıcam" demektir. (Sadece Bursa’da söylenir)
-Simitte gevrek yerine simit demek...
-Çay koymak değil, çay dökmek demektir.
-Kışları Uludağ’a, yazları Mudanya veya Kumla’ya gitmektir.
-Trafikte, her yeri siyah mat girintili çıkıntılı bir kaplama ile kaplanmış arabaları görmektir.(süpeeer ya..)
-Gemlik’e doğru denizi görmektir.
-Sokaklarda, caddelerde buz gibi suları olan çeşmelerden su içmektir.
-Mutlaka Heykel’e çıkmaktır. (Şehir Dışından gelenler hiç anlamasa da)
-"Heykel’deki heykelin hangi ayağı havada?" diye sormaktır.
- Mahfel de oturmaktır.
-Akmerkez dendiğinde Asmerkez’in çağrışmasıdır.
-Bukart sahibi olmaktır.
-Tekstil ve otomotiv cennetinde yaşamaktır.
-Özdilek’te su böreği yemektir.
-Kültürpark’a gitmektir.
-Başka şehirlere giderken kestane şekeri götürmektir.
-Kozahan, Pirinç han, Yeşil, Hünkar, Tophane’de çay ve nargile içmektir.
-Trafik sıkışmaya başladığında Bursa’ya yaklaştığını anlamaktır.
-Sütaş’ın günlük sütlerinden içmektir.
-Gerçek iskender kebap yemektir.
-Hayatında en az bir kez Bursa’nın ufak tefek taşları eşliğinde folklör oynamış olmaktır.
-Kaliteli bıçakların nerede bulunduğu bilmektir.
-Bur-sa-lı-sın diyenleri umursamamaktır.
-Çok modern, çok büyük, çok gelişmiş olmasa da Bursa’nın büyülü bir şehir olduğunu bilip vazgeçememektir.
-Uludağ yolunda bira veya çay içmektir.
-Arap Şükrü’de rakı balıktır.
-Teleferikten korkmamaktır.
-Teksas deyince Amerika’yı değil Bursaspor’u hatırlamaktır.
-Bursalı olmakla gurur duymaktır.
-Bursalı olmak kışın 20 km . gidip kayak yapmaktır. sonra inip denize girmektir, deniz soğuk mu geldi? o zaman dön Ankara tarafına İnegöl’de Oylat’ı sor. Şöyle gerine gerine bir hamam sefası çek kendine. hala rahatlayamadın mı? Bir de masaj isteyiver ordan. Dönüş yolunda istersen İnegöl’den çıkma, köfte ye, istersen de Bursa’da iskender..
-Bursa dedin mi iki kere düşün. üniversite bitirdin ve İstanbul gibi bir metropolde de çalışmak istemiyor musun ? O zaman Bursa ya gel işsiz kalma ihtimalin düşük. (BU KRİZ TEĞET GEÇMEDEN ÖNCEYDİ) İstanbul dan kopamam diyenler mi var? Zaten İstanbul feribotla 75 dk.
-16 plakayi gördüğünde gözlerin yaşarıyorsa,
-Her şehirde Bursalıyım dediğinde yalama yapılıyorsa,
-Hiçbir yerde hiçbir şeyden korkmuyorsan,
-Çok çabuk sinirleniyorsan,
-Polislerle beraber alem yapıyorsan,
-Altındaki Şahin’i Ferrari sanıyorsan
Ya Kanında var! Ya da BURSA’LISIN.."
:) İyi bayramlar...
YORUMLAR
Esma KAHRAMAN
Sevgiler Sayın Yazarım.
ikiekmekbimaltepe
Selam.
Hanımefendi; Bursa'dan gelip geçerim.Uzun boylu pek kalmadım.En güzel tarafı galiba İstanbul' a yakınlığı.Bildiğim kadarı ile kışın havası Türkiye'nin en kötüsü/kötülerinden birisi.Uludağ'da yemeğe doyulmuyor.Mudanya denize olan ihtiyacı karşılar.Sanayileşmenin getirdiği olumsuzlukları yazınızda pek göremedim.Sanırım biraz pembe gözlüklerle bakılmış Bursa'ya.Bursa ovasının sanayiye tahsisine göz yumulması falan önemsenmemiş gibi,ben de şimdi Bursa'ya karşıymışım gibi oldum.Ancak,yazınız olumlu yönleriyle güzel anlatmış ,olumsuzluklara pek dokunmamış gibi geldi.Üç sene önce Bursa'ya yerleşebilir miyiz diye biraz incelemiştim.
Gene de Bursa'yı tanımak açısından yararlı ve güzel bir yazıydı.Tebrik eder saygılar sunarım.
Esma KAHRAMAN
:) Sevgiler Sayın Yazarım.
vega4
Ve Mudanya'da kış dahi olsa,gidip bir bankta oturup,şiir yazmak....
Bunu atladığım için kusura bakmayın...Her gidişimde artık Mudanya benim için sevdiğimin olduğu bir mekan gibi...Denizi görüp,heyecanlanmak ve açsan biraz da,taze mezgit yemek...Üstüne de sıcak tahin tatlısı ve çay...
uff uff..
Esma KAHRAMAN
Gidersem bunu denicem
:) Sevgilerimle.
HakkınSesi
BEN İLK DEFA ORADA YEDİM...ORTAMDAN MIDIR YOKSA İLK ZEVK MİDİR BİLMEM;EGZOTİK ALEMLERE GÖÇ ETMİŞTİM...
GÜZEL BURSAM İÇİN BEN SİZE TEŞEKKÜR EDERİM ABLACIM...
Kolay değil..Okul yıllarım;ilkokuldan başlamak üzere,lise sona kadar Bursa'da geçti..
Anlattığınız her mekanı yürüyerek gezmiş biri olarak ve Bursa'ya aşık biri olarak...
Bu yazıyı görünce duygulandım...
Arap şükrü tarafından girmeniz konuya işin biraz gırgırı;ama ben herşeyiyle kabullenmişim şehrimi...
Yazın yapış yapış olan beden,kışın çatlayan ellerim de olsa o şehirde...
Ve minibüs maceraları:))
Sokaklarda, caddelerde buz gibi suları olan çeşmelerden su içmektir.....kısmı da benim için özeldir...Normalde başka bir şehirde olsam,herhalde pet şişelerden demet demet alırdım...Ama Bursa'da özellikle Yıldırım ve Osmangazi ilçeleri arasında ki sınırda ki tarih ve çeşme konusunda başka şehir tanımam...Irgandının ardı sıra hayal kurmak başka birşeydir...
Tabi...tüm bunlar hayatlarından lezzet almak isteyenler için...
Pesimist varlıklar:)...bursayı sevmezler...
Her neyse...
Size,Fidyekızık tarafından güzel bir çay demlemek için bir sürahi su hediyem olsun....
saygılar ablacım...bu yazı beni çok sevindirdi...
HakkınSesi tarafından 1/2/2011 8:45:40 PM zamanında düzenlenmiştir.
Esma KAHRAMAN
Sevgiler.
Çok hoş anlatımınızla Bursa'yı öğrendik.
Hala gitmemize gerek var mı?
Bursa'yı Özdilek'den bilirim. Bir kaç defa da Uludağ'a çıkmışlığım vardır.
Güzeldir Bursa. Yaşanacak bir şehir. Bursa'lı olmak nasıldır bilmiyorum?
Saygılarımla.
Esma KAHRAMAN
:) Sevgiler Sayın Yazarım.