Güzel bir bahar sabahında kalkıp gazetemi açtığımda güzel bir haber görmek için can atıyorum artık ama bakalım olur mu? Şu kısacık ömrümüzde görebilecek miyiz.Bir yerde insanın canına tak ediyor.Hep yazmayayım diyorum bana ne ya diyorum ama sabredemiyorum. Herhalde bir anlatma üslubu hatası olsa gerek anlatamıyoruz yada anlama kıtlığı var.İşsiz işçi işsiz çiftçi siftahsız esnaf işsiz sanayici işsiz öğretmen işsiz imam işsiz üniversite mezunları intahar eden iş adamlarının yakınları icralık iki milyon dosyayı on üç milyon işsizi sayarsak otuz milyondan fazla işsiz var ama haşa huzur var!

Dünya ‘ya baktığımızda ekonomik olarak en istikrarlı ülkelerden olduğumuz söyleniyor. Ama hiç eleştirmemize tahammül edilmiyor yazarlar hemen cezalandırılıyor .Kalkıp ben faşist değilim deniliyor. Hemde faşist’in ağa babasısın arkadaş! Dünya Türkiye’ye muhtaç biz ise adam gibi yönetilmeye insan sarrafı olduk çıktık . İnsan ister istemez düşünüyor .

MİLLETİN GERÇEK GÜNDEMİ NEDİR?

Milletimiz maalesef denize düşen yılana sarılır misali bir tutum sergiliyor.İçinde olduğumuz ekonomik kriz(sözde) milleti canından bezdirdi. Geçtiğimiz günlerde ilçemizde açıklanan vergi rekortmenleri listesinin başındaki şahıs adını açıklamamış utancından olsa gerek diye düşünüyorum. Yahu bizim çiftçimiz köylümüz işçimiz emekçimiz ne yer ne iş yapar diye düşünmeden ihraç edilen mallar ülkede kaça satılıyor diye düşünen var mı acaba? Okumuşu okumamışı işsiz olan bir ülkede ne kadar sağlıklı bir tablo çizebiliriz ki? İşte geçtiğimiz günlerde gördük ilçemizde eylem yapan atama bekliyen öğretmenlerin halini böylemi olmalıydı? Atanmışların Halide bambaşka kadrolaşma adam kayırma ya bendensin yada defol muamelesi yapmak insanlık ayıbıdır hiç yakışıyor mu milenyum’a? Ama emir büyük yerden “Bir gün gelecek semavat zemin bütün düzeniyle nizamıyla İslam’ın bembeyaz eline teslim olacak. Yedi Beyza İslam’a yani Hz Musa’nın harikalar meydana getiren asayı taşıyan eli demektir. AK ŞERİATA AK YOLA AK SİSTEME AK EL! NASIL OLSA OLACAK.”

Uğradığım esnaf kan ağlıyor hiç biri memnun değil yaşam şartlarından verilen vergiler çok ama bir kişi gelip verebilecek misin diye sormuyor diyor. Daha önceki bakkallar derneği vs gibi kurumların başındakilerin gelip küçük esnafa hal hatır sorduğunu naklediyorlar. Vatandaşın derdi ile dertleşmeyeceksen bırak arkadaş yapan gelsin. Ama biz söylüyoruz biz dinliyoruz. Bunları araştırıp yazacak adamda olmayışı toplumun içerisindeki duyarlı vatandaşları düşündürmektedir. Özellikle günümüz şartlarını göz önüne alacak olursak büyük bir önem arz etmektedir. Bu saydığım konularda vatandaşı esnafı bilgilendirmek bir gazetecilik yada oda başkanlığından ziyade insanlık görevidir. Ama bunları yazmaya bile yüreği yetmeyen bulundukları mevkiyi işgalden başka işe yaramayan kişileri görmek bize üzüntü vermekten ziyade toplumun içinde bulunduğu durumu anlatmaya yetiyor.biraz basına yüklenmek istiyorum. Ama yazacağım metinler bana ait değil bilakis milli direnişin kalesi Yeni çağ’ın yazarı Mustafa Aslan’a ait bakın neler diyor. “Basında-Medyada- Milyon dolarla alınıp satılan dönekler DOLMA KALEMLER rüzgar gülleri kınnapları Haçlı elinde olan siyasi topaçlar nesil deformasyonuna tabi kurt köpekleri kalem ve kafaları kiralık fikir fahişeleri demokratlar var. Gündüz askeri polisi taşlayan molotoflayan piçler gece askeri polisi kurşunlayan hainler var. Bunlara müdahale eden güvenlik güçleri var ve asayiş var. Asayiş var huzur var.” İşte böyle cesur sözler söyleyen yazan kalemlerin varlığını bilmek bile huzur veriyor .Bütün bunlar olup biterken anayasa değişikliği yapmak ne kadar sağlıklı olur ? Bence burada MHP’nin yaptığı doğru bir tutumdur. Neden derseniz bu hükümetin yapacağı değişiklik anayasa değişikliğimi yoksa Akp’yi koruma değişikliğimi olacağı yönünde şüpheleri doğurmaktadır. Ve maalesef satılmış medya gelin kaynana izdivaç Semra hanım programları ile uğraşıyor toplumu nasıl dejenere ederiz diye çırpınıyor. Oysaki böylemi olmalıdır topluma örnek olacak kişileri çıkartıp program yapmak yerine gençliğinde bu gibi programlarda yer alan ve olgunlaştığında din değiştiren mankenleri hepimiz ibretle gördük.Üstüne üstlük sözde dindarlar gördük bu sürecin içinde kızları İtalyan avukatlarla evli olan dindarlar. Ama onlar Müslüman onlar gibi düşünmeyenler kafirdi. Gelin yine Mustafa Aslan beyin satırları ile devam edelim. “Mayıncılar bombacılar asker polis şehit edenler otobüslerde diri diri genç kızları yakanlar polisi araçlarında yakmaya çalışanlar Başbakan ve hükümete “has…tirin!” diye iltifat edenler “Daha fazla demokratik hak”kı hak eden ezilmişler var!” Hangi birini yazalım arkadaş! Önce milleti gerçek gündemi ile meşkul olunmalıdır sonra diğerleri gelir ancak vadesinin dolduğunun farkına varanlar tabi işlerine gelen ne ise onu yapmanın gayretleri içerisindeler. Anayasa paketleri açılım paketleri esnaf paketleri ama içerisinde ne olduğu meçhul paketlerle yatıp kalkan bir akp gelin gerisini siz hesab edin. Medenileşiyoruz! Artık cinayetler sadece sokak ortasında işlenip sonra katillerin ceset başında polisin gelmesini beklemesi şeklinde tezahür etmiyor. Bir apartman dairesinde bulunan başı koparılmış maktüller boyunları elektrikli destere ile bedenlerinden ayrılıp sekiz parçaya dilimlenmiş ve UPS marifeti ile muhtelif adreslere postalanan kart zamparalar et cereta… et cereta… Ama haşa huzur var. Bugün bir çok yerde kendisinden alıntı yaptığım Mustafa Aslan beyin satırları ile yazıma son veriyorum. “BOP gözlüğü ile Akp tarafından bakınca huzur ve istikrar var. Millet tarafından bakınca yangın var.Anarşi var.Faşizme doğru hızlı bir gidiş var.Mermiler bombalar Molotoflar kundaklamalar demokratik yumruk istikrara vurulan güçlü bir darbe. Eşit olmayan güçler arasındaki müthiş mücadeleyi izliyoruz! Anayasayı oylama diye önümüze getirilen çuvala vurdukça ortalığı toz götürecek!





Tanrı Türk’ü korusun. Türk’de Türk’ü korusun.

İlk yazılış tarihi:24 Ağustos 2010 Salı, 00:43