BİR KADEHTE SENİN İÇİN
BİR KADEHTE SENİN İÇİN
Uzun zamandır masama ikinci bir tabak daha eşlik etmiyor. Artık karşımda duran boş sandalyeye kadeh kaldırıyorum "yalnızlığımıza dostum" demeyi unutmadan. Sen gittiğinden beri çok şey silindi hafızalarımdan. Şimdi hatırlamıyorum kapı zilimin melodisini, o kadar alıştım ki salondaki emektar çekyatımda yatmaya, unuttum yatağımızın yumuşaklığını, sıcaklığını. Güneşin o en güzel haliyle odamızı şereflendirdiği pazar sabahlarını unuttum. Nedensiz yaşıyorum hayatı umutlarım gittiğinden beri. Biliyor musun hala içimden gelmiyor saçımı taramak, eşyalarımı ait oldukları çekmece ve dolaplarda saklamak. Eski "ben" den kalan birkaç kalıntı bunlar olsa gerek. Önemini yitirdi romantik Akdeniz akşamları sensiz, deniz bile kaybetti neşesini sanki ve vuruyor sahile öyle derbeder öyle gelişigüzel.
Bir melodi konuk oluyor kulaklarıma. Nereden geliyor, hangi cüretle giriyor odama bilmiyorum ama bir özlem kaplıyor yorgun bedenimi ansızın. Ne zamandır götürmüyorum yalnızlığımı köşedeki meyhaneye, ne zamandır paylaşmıyorum derdimi hiç tanımadığım ama aynı yoldan geldiğimize inandığım karşı masadaki dostlarımla. Ben hep sevdim meyhaneleri. Babam götürürdü beni. O zamanlar ne içki var bende ne sigara ama o mezeler için katlanırdım sigara dumanına da, atılan efkâr yüklü feryatlara da. Şimdi babamın koltuğunu devraldım galiba. Artık tek nedenim mezeler değil buraya gelmem için. Burada daha bir lezzete bürünüyor çoban salatası, daha içimi yakarak geçiyor rakı gırtlağımdan ve daha bir anlam kazanıyor sensiz geçen geceler. Geçen senelerin getirdiği yorgunlukla aracı oluyor eski gramofon müziğin gönlümüze ulaşmasına. Çalan her şarkı ayrı bir dille anlatıyor beni bana, ayrı bir ışık saçıyor yalnızlığıma ve ben kaybediyorum kendimi her namesinde her hecesinde.
Garip bir havası var buranın. Herkes kederli, herkesin bir nedeni var rakı ile dostluk kurmak için. Bende ayak uyduruyorum onlara ve adam yerine koyarak anlatıyorum içimdeki fırtınaları karşımda öylece duran rakı şişesine. Bu gece tüm şarkılar benim için çalıyor. Nasılda sahiplendim sensizliği, nasılda benimsedim, anlam yükledim yalnızlığımı paylaşan içi buz dolu rakı kadehlerine. Bu gece kaçıncı kezdir dudaklarım serinlik kazanıyor onunla her kavuşmasında, kaçıncı kezdir söndürmeye çalışıyorum içimde yanan mutluluk ormanlarını ve aldığım her yudumda biraz daha uzaklaşıyorum gerçek dünyadan. Savunmasızım şimdi, gelecek olan her darbede pes edecekmişim gibi geliyor ve her nedense hazır tutuyorum teslim bayrağını. Son kez attı kalbim sen giderken, son kez nefes aldım ve son kez adın çıktı dudaklarımdan titreyen bir ses eşliğinde. İşte o zamandan beridir böyle bitkinim böyle çaresiz böyle yapayalnızım.
Yavaş yavaş başım dönmeye başladı. Bu gecede çok yüklendim kendime ve medet umdum o dost saydığım rakı şişelerinden ama nafile. Hiçbir şey yerinde durmuyor artık. Baksana günde ağarmaya başladı, duvarlara tutunarak ilerliyorum. Düz çizgi üzerinde yürüyecek halim yok kimse kusuruma bakmasın. Şimdilik tek isteğim yatıp uyumak bide şu lanet olası baş ağrısı geçerse sevinirim. Muhtemelen uyuduktan sonra dün geceden kalan birçok şeyi hatırlamayacağım, asıl acı veren şey ise hatırlamayacaklarımın arasında sen olmayacaksın. Sen hep bıraktığım yerde orda işte, baktığım mehtapta, içtiğim suda, boş buzdolabımda, tozlarla kaplı komodinimde, gözlerimde, son nefesimde, kalbimde, hayatımda. Sen hiç gitmedin bende. Ne olurdu bir iyilik yapıp silseydin adını özenle yazdığım kalbimden, ne olurdu kaybolsaydı anılarımız belleğimden ve ne olurdu bir kadehte senli günler için kaldırsaydım gözlerinin içine bakarak.
akin çkrn
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.