- 703 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Dumanı eksik yürek-1
Gözlerin düşmüştü sokakların puslu ışıkları.Fizana giden yollarımda yalansız bir adım atıp tekrardan aynı yere uğramıştım.Ama bu sefer farklı olacaktı.
İstanbul’a gelmek için çok zaman düşünmüştüm.Acaba yaptığım doğru bir şey miydi?
Sevgilim buna üzülecek miydi?
Yenikapıya vardığım an heyecanım gitgide artıyordu.Çok tehlikeli bir şey yapacaktım.Hastahanede bunu öğrenirlerse polis çağırıp o akşam karakolda dahi kalabilirdim.Beni korkutan bu değildi.Bir telefonla karakol işini önemsiz kılabilirdim;fakat beni tedirgin eden sevgilimin ne düşüneceğiydi.
Yenikapıdan deniz otobüsü ile Bakırköy’e varmıştım.Çok heyecanlıydım.Ellerimi birbiri ardına siyah deri çantamın ardı sıra karıştırıyordum.Yeşilköy’de,İstanbul caddesine dolmuşla varmıştım.Saate baktığımda,saat sekizi 34 geçiyordu.Erken gelmiş sayılırdım zannımca.Planlarımı uygulayacak heyecanımı az olimpiyat parkında dolaraşarak azaltmaya çalıştım.
Hastahaneye girmeden,girişin sol tarafında ki garanti bankamatiğinin yanında az durdum.Siyah parlak camından nasıl gözüktüğüme baktım.Endişeli ve hafif terlemiş halim mevcuttu.Ama bir doktorla görüşebilecek kadar da güzel giyinmiştim.İçeri girmek için artık engel kalmamıştı.Ta ki;bu görüşmeyi halletmek zorundaydım.
İçeri girdiğimde sol tarafta Vezne kısmı bulunmaktaydı.Sağ tarafta da benim ilgili olduğun danışma vardı.Danışmadı ki takım elbiseli adam işime yarayacak adamdı.
-Efendim,iyi günler,Hasan Bey..
-Buyrun efendim,hoşgeldiniz.
-Fatih Ayşan Hocamızla bir görüşmem olacaktı.
-Randevunuz var mı?
-Bu evraklar randevu olmasına gerek bırakmıyor,emin olun.
-Bakabilir miyim?
-Efendim,Hocamızın tıbbı birim adına çalışmalarında yardımcı olacak dosya bu.Size
gösteremem.
-Ama buna izin veremiyor hastahane kurallarımız.
-Siz hocamıza bir açıp sorsanız.Kesinlikle bunu es geçebileceğine inanmıyorum.Hasan Bey,bu çok önemli bir konu.
-Peki,bekleyin lütfen.
-Efendim,Fatih Bey,Burada sizinle görüşmek isteyen bir beyefendi var.Elinde,sizin bölümünüz hakkında önemli bilgilerin olduğunu söylüyor.
-Merak ettim şimdi.Tamam müsaitim şimdi.Gelebilir Hasan Bey.
-Tamam efendim.
Danışmada ki Hasan’ı kandırmayı becermiştim.Dosya içinde doktorun hiçte ilgili olmayacağı ve işine gelmeyecek şeyler vardı.İstanbul haritası bile vardı.Ama kandırmayı başarmıştım.İlk adım tamamlanmıştı.
-Tamam efendim,sizi bekliyor Fatih Bey.
Çok rahatlamıştım.İlk adımım tamamen sorunsuz bir şekilde bitmişti.Ama uykusuz oluşum beni çok etkiliyordu.Bu ilk adımın bu kadar kolay başarıya ulaşacağını zannetmiyordum.Ama gayretim ve dualarım işe yaramıştı.
Ama doktor ile hemen görüşmek istemiyordum.Az beklesin diye düşündüm içimden.Hafif de gülümsüyorum o arada.Asansöre binip cafeye gitmek istedim ilkin.Marmara Denizi manzaralı kafede çay içmek dahi sıkıntıydı.Çaya 2.5 lira para verdikten sonra;sesimin ve uykumun daha iyi açılması umuduyla denizi izliyordum.Dalgalarının her sahile vuruşu,içimdeki heyecanın bir benzerini dünyada resmediyordu.Çok hoş manzara idi ve doymak mümkün değildi;ama doktor ile görüşmek zorundayım.
Prof. Dr. Fatih Ayşan isimli tabelayı görene kadar heyecanım azdı.Yeniden düğüm düğüm olmuştu sevincim.Ama bunu da halletmem gerekiyordu.
Kapıyı çalışım bile heyecanımın dışa vurumu gibiydi.
-Buyrun,giriniz.
-Merhaba Hocam,Öncelikle Günaydın.Ben Adem Orhan.
-Adem Bey,şu anda şok geçiriyorum gerçekten.Sizi bu kadar genç göreceğimi tahmin edememiştim.Geliniz,oturunuz.
-Teşekkürler efendim,rahatsız ediyorum ama.
-Ne münasebet canım.Bu saatlerde müsait oluyorum genellikle.Hem bana sabah kahvesinde muhabbet ortağı olursun.Ne dersin?
-Ben de çok şaşırdım,itiraf etmeliyim hocam.
-Neden?
-Sizin bu kadar samimi davranacağınızı beklemiyordum.Hem daha ne için geldiğimi dahi bilmiyorsunuz.
-Bunu ancak ben bilirim.
-Nasıl efendim yani?
-Dün gece bir rüya gördüm.Rüyamda tanımadığım bir adam kaldırımda oturmuş dileniyordu.Adamın yanından geçiyordum ki;elleri ile ayaklarımdan tuttu.Ben var gücümle itsem de beni bir türlü bırakmadı.Korkmaya başladım.Tam kafasına doğru tekme atıyordum ki;adam yüzünü gösterdi bana.İnanamadım.Ayağımdan tutan babamdı.Rahmetli babamı tanımamıştım.Tabiki rüya;ama yine de insan bir garip oluyor.
-Bunun benimle ne alakası var efendim?
-Küçüklüğümden beri babam bana ne zaman birşeyleri şikayet etse,hemen birine iyilik yapardım.Babamın yaptığı iyiliği görüp,saçlarımı okşadığımı hissedince mutlu oluyordum.İşte,yine bir iyilik yapmak mecburiyeti içinde hissetim kendimi.
-Benim sizden yardım isteyeceğimi nereden biliyorsunuz efendim?
-Danışmaya ısrar edip,bana telefon açtırmanızdan kararlı biri olduğunuzu anladım.Bu kadar istekli bir görüşmeyi de ancak bir ihtiyaçtan dolayı talep etmişsinizdir diye düşündüm.Haksız mıyım?
-Çok haklısınız,sizden bir konuda yardım isteyeceğim.
O arada kapı çalmıştı.İçeri 30’lu yaşlarda,mavi önlüklü bir hizmetli girmişti.Kahveleri bırakıp,adam çıktıktan sonra ben direk konuya girmenin faydalı olacağını düşünmüştüm.Ve öyle de olmuştu.
-Efendim,Sizin bir hastanız hakkında bana yardım edebileciğinizi düşünüyorum.Çok zor bunu anlatmak.İstanbul’da oturmuyorum.Sırf bu mevzu için Kayseri’den geldim.Dün sabah 11’den beridir de ayaktayım efendim.Gece otobüsle buraya geliyordum.Ve sabah direk buraya,yanınıza gelmiş oldum.
-Benim hastam olduğumu nereden biliyorsun delikanlı?
-Efendim,biraz bilgim oldu kendi çapımda.Ama daha çok sezgisel diyeyim ben size.Sezgilerime güvenerek geldim buraya.
-Kim peki bu önemli hastam?
-Naz Ertürk.
-Naz Ertürk mü?Mehmet Ertürk’ün kızı?Öyle mi?
-Aynen efendim.Mehmet Hocanın kızı,Naz.
-Evet,benim hastam.Haftalık ve aylık tetkiklerini yaptığımız güzel bir kızımız.Arkadaşı mısın?
-Sizce buraya bir arkadaşım için mi geldim?
-Anlayamadım şimdi.Görmek istediğin kızımızın durumunu biliyorsun herhalde.Zaten İstanbul’a tedaviye geliyor.Burada oturmuyorlar.Benim nasıl bir yardımın dokunacak bu konuda?
-Mehmet Hocamızı da tanıyorsunuz efendim.
-Evet.
-Buraya geldiklerinde,gerekli testler ve tetkikler yapıldıktan sonra ihtiyaç olmasa dahi odada akşama kadar istiharat vermenizi talep ediyorum.
-Zaten çoğunlukla kalıyor.Ama bunun senin için ne faydası olacak?Yani bilmece gibi bir istekle karşı karşıyayım.Adem oğlum,daha iyi izah edemez misin?
-Mesele şu efendim.Naz’ın ailesinin benden haberi yok.Benim de Naz’a karşı özel duygularım mevcut.Uzun bir süredir görüşüyoruz.Daha görüşemedik yüz yüze.Ama buna dayanamadım.Buraya gelerek bu boşluğumu doldurmak istedim.Kısacası sevdiğim insanı görmek istiyorum ve bu da sizin sayenizde olacak.
-Sana neden güveneyim?Kızımız zor bir durumda ve bu durumda kandırılması çok kolay.Sana güvenecek bir sebep ve ya kanıt söyle.
-Kanıt ve ya sebebp mi?
-Evet.Mehmet Hocamıza söylemeyecek kadar gizli bir isteği neden kabul edeyim?
-Çok akıllı bir insansınız efendim.Şüphelerinizi de anlıyorum.Ama benim size kanıt olarak göstereceğim şey burada işte.Kalbimde.Bunu da ancak sevgi diliyle konuşunca anlayabilirsiniz.
-Peki bu zamana kadar bu görüşmeyi neden kolay yollardan yapmadın delikanlı?Hastahane gibi bir ortamda bunu gerçekleştirmek zahmetli ve de ilginç değil mi?
-Siz demediniz mi efendim,şu anda Naz zor bir durumda.Ama Allah’a şükür iyiye gidiyor olması lazım sürecin,öyle değil mi yoksa?
-Tabiki iyiye gidiyor.Ama bu koşullarda Naz çok zor psikolojik süreçten geçiyor.Yaşının genç olması bu durumu da güçleştiriyor.Bu durumda bu görüşmeyi hazırlayacak bir durum dahi olsa,ona zarar vermez misin?
-Tanımayabilir,hastabakıcı kılığında yanına gitsem nereden tanıyacak ki efendim.
-Neden ısrar ediyorsun?
-Seviyorum efendim.İstemediği bir durum için gizli de olsa ben içimi rahatlatmak istiyorum.
-Onu bu halinde görsen,sevgin de değişme olursa ne yapacaksın adem evladım.
-Bu hal dediğiniz hal,sizce çok mu anormal?
-Evladım,bak şimdi.Bir kız için özellikle bu süreç çok duygusal geçer.Bu durumda onu üzecek bir hareket yapmak istemezsin herhalde.
-Efendim,sadece göreceğim demek çok büyük bir istek mi?
-Ama onu üzecek ve kendini üzecek bir durum ortaya çıkarabilirsin.
-Nasihatlarınızı çok iyi anlıyorum efendim.Ama beni de lütfen anlayın.
-Peki.Yardım edeceğim,ama benim dediklerimin dışına çıkmayacaksın.
-Nasıl olursa olsun efendim.Yeter ki bu isteğimi kabul edin.
-Randevu günü yarın.Yarın sabah burada olacaklar.Sen de yarın bu saatlerde buraya gel.Mehmet Hocaya söylemeyeceğim.Yanlış bir iş yapıyorum;ama rüyamın etkisi de çok evladım.Lütfen,yanlış bir şey yapayım deme.
-Ne yapabilirim ki!
-En azından kızımıza kendini tanıttırmazsın.
-Tamam.
O gün kaldığım hotelde bir türlü yatamıyordum.Rabbim dualarımı kabul etmişti.Taş duvarları olan yollar,kum gibi süzülmüştü ayak uçlarıma.Seviniyordum,heyecanlanıyordum;ama üzülüyordum da kendim için.Yanlış bir hareket yapabilirim diye.En azından kendimi belli edebilirim diye korkuyordum.
Sabah ezanı okunmadan kalkmış,soğuk suyla yüzümü bolca yıkamıştım.Bir hastabakıcı rolü üstlenecektim.Doktoru da kendi oyunuma alet etmiştim gerçekten.Ama buraya gelmeden bir sürü tabumu yıkabilmişken;bir başkasını kullanma gibi bir fikrim olmamıştı hiç.
Yeşilköy’de bulabildiğim en ucuz otelde kalmıştım.Ucuz denen fiyatı da 60 liraydı.Kahvaltısı da yoktu;ama resepsiyonda ki otelin sahibi ile çay içebilmiştim.Sonra hastahanenin yoluna koyulmuştum tekrardan.
Fatih Hocayı bu sefer dışarıda beklemiştim.Audi marka aracı ile otoparka giriş yapmadan beni de arabaya almıştı.Günaydın fasıllarından sonra beni yine tembihlemişti.Eğer yanlış bir şey yaparsam,beni çok kötü cezalandıracağını söylüyordu doktor bey.Ama kızmıyordum bu adama.Çünkü sevgilimin sıhhati ile ilgileniyordu.
-Bak,gelmişler Adem evladım.
-Saat kaçta tedavi edeceksiniz?
-Bana soru sormayacaksın delikanlı.Odamda oturacaksın ve annesi ile babasını buraya çağıracağım.Görüşmek için.O vakit bu önlüğü giyip sen de dinlendiği odaya gidip göreceksin.5 dakikadan fazla durma orada.Eline şu ilaçları da alacaksın.Dolabın yanına koyacaksın.Test etmeden bu ilaçlardan birer tane vereceksin.Üç ilaçtan birer tane,unutma!
-Bana bu kadar güveneceğinizi tahmin etmezdim efendim.
-Tamam,uzatma bu güven işini.Sen dediklerimi yap ve vicdanımı rahatlat.
Doktor odasından çıkmama izin vermemişti.Ama geldikleri an görebilme ihtimalimde vardı.Doktor vuslatımı uzattığı için canımı sıkmaya başlamıştı.Ama bana şu anda en büyük yardımı da yapıyordu.Susturmuştum öfkemi.
On beş dakika geçmişti ki;doktor içeri geri dönmüştü.
-Tamam,hadi giy şu önlüğü ve ilaçları da almayı unutma.Bunlar zararsız ilaçlar ve de testler için gerekli.Sakın yanlış bir hareket etme.
-Tamam efendim.
Önlüğü giyip,odada ki boydan aynanın karşısında kendime baktığımda,acayip hissetmiştim.Başımada bir şey geçirmem gerekiyor muydu?Kendi kendime soru sorarken,doktor ağzıma takmam ve kafama geçirmem için gerekli malzemeleri verdi.Doktora çok saygı duymaya başlamıştım.Çok iyi biri gibiydi.
Odadan çıkarken,Nazımın oda numarasını aklımda tekrarlıyordum.Asansöre binecek iken,beni şu anda görmelerini istemediğim iki insan merdivenlerden aşağı iniyordu.Asansöre binmemişlerdi.Beni tanımamaları büyük bir şanstı şimdilik.Yoksa bu görüşmeyi ayarlama imkanım da kalmayacaktı.Mehmet Hoca ve de hanımı Huriye hanım Fatih Hocanın odasına doğru gidiyorlardı.Göz göze dahi gelmemiştik.Sevinmiştim bu gün için.
Nazımın bulunduğu odaya doğru yaklaşırken,üzerimde kimlik olmaması canımı sıkmıştı.Doktor da bunu hiç düşünmemişti.Eğer biri beni görse ne diyecekti.Korkmaya başlamıştım.Adımlarımı hızlandırmıştım.Odaya yaklaşmıştım.Ama merdiven tarafından ses duymuştum.Koşarak odaya girmiştim.Kapıyı dahi çalmamıştım.Ve içeri de birinin uzandığını ayaklarından görmüştüm.
-Anneciğim sen misin?Baba?
Ne cevap vereceğimi bilemiyordum.
-Anneciğim ?
-Efendim ben hastabakıcınız.Rahatsız ettim kusura bakmayın.Bir saniye geliyorum efendim.
Ağzım kapalı olduğu için sesim acayip çıkıyordu.Sesimden Nazın beni tanıması imkansız gibiydi.Ancak terlemeye başlamıştım.Kafamda ki iyicene beni rahatsız ediyordu.
Nazımın dinlendiği yatağın bulunduğu kısımdan önce,refakatçı için özel bir kısım vardı.O anda orada bekliyordum telaşla.10 dakikaya anne ve babası geri gelecekti.
Derin bir nefes alıp içeri girdim.
Ve bebeğim karşımda tanımlamasını ancak böyle yapabildiğim,bir melek gibi sırtına yastığı yaslamış dışarı bakıyordu.Ben yanına yaklaşınca gülümsemeye başladı.Elim titremeye başlamıştı.Beni rahatsız eden hiçbir durum yoktu o an karşımda.Ama işin psikolojisini bildiğimden,canıma karşı hak veriyordum.Ama yüzüne baktıkça rahatlıyordum.Benim tipim zaten gülünecek gibiydi.Alışmadığım için ensemden terler akıyordu.
-Efendim,şu ilaçları alacaksınız.Doktor bey söyledi.
-Uff.Bıktım şu ilaçlardan.Suyumu verebilir misiniz?
-Tabi.
O kadar heyecanlıydım ki;suyu uzatırken ellerim titriyordu.Nazım da bu hale şaşırmıştı.Ama beni böyle tanıması imkansızdı.
-Rahat mısını efendim böyle?
-Evet,evet.Güzel de annem gelecekti,nereye gitti ki?
-Meleğiniz gelir birazdan.
Ben ne demiştim.Ağzım tutulsaydı da bu lafı söylemeseydim dedim içimden.Bu sözü telefonda çokça tekrarlamıştım.Nazım garip bir şekilde suratıma bakıyordu.Dediğim söz üzerine hemen çıkmak istedim.Beni tanımasını istemiyordum;ama hatamı da yapmıştım.
-Yoksa…Adem,sen misin?
Kapıdan tam çıkacakken bu söz kulaklarıma kurşun misali girmişti.Ne diyebilirdim ki!Bırakıp gitsem,daha kötü olacaktı.Ellerim zanlı bulgular ovuşturur gibi,titremesini durdurmak için ovalıyordu.
-Evet,evet nazım benim!
YORUMLAR
Yahu arkadaş burada kesilir mi?
Bu yapılır mı?
Olmadı vallahi.
Sen iyisi mi televizyon dizisi yaz kardeşim.
Her hafta bir sonraki bölümü iple çeksim millet.
Yaarkadaş adresimi vereyim bana yaz devamını.
Olmaz böyle ama..
Mübarek yılbaşı gecemizi mahvettin.
:))))
Alacağın olsun kardeş.
HakkınSesi
Sevgi ve selamla kalınız daim...Yeni yıl güzel günler için güzel haberler doğura...