PERVASIZ GÖZLERİME ÇEKİLEN SÜRMEYDİN SEN
Pervasız gözlerime çekilen sürmeydin sen
Varlığının hevesiyle dirilecekse dirilsin ruhum...
Sen yangınlı yüreğini gönül ummanıma açtıkça ferahlayacaksın sevdiğim. Bırak içindeki çağlayanların gürül gürül aksın nehirlerime. Daha da hırçınlaşmadan dev dalgaları sahte dünyanın sığınacak limanlar bulalım kanamalı yüreğimize…
Aşka demirli şileplerin güvertesinde tutulduğum sevda nöbetlerinden uyanacağım anın sana olan vuslatım olacağı ümidiyle yelken açtım sığ denizlerden hırçın okyanuslara. Yelkenimi mavi göklerin ıtır kokulu nefesi doldururken, sinemde sana pervane olmuş gönlümün acıyla karışık dumanı belirir…
Umman olmuş gözyaşlarım gönlümün kuytularını dağlarken saçlarıma düşen çiğ tanelerini güneşin yelelerine tutunmuş bir kırçıl serçenin kanadının yolar gibi koparır; seviyor-sevmiyor oynardım.
Kabuk bağlamış kızıl yaralarım alev yeşili gözlerinin oklarıyla dağlanırken semanın burçlarında servis edilen badelerin sarhoşluğuyla beynime kazıdığım meleknüma silüetin bahtsız kaderimin mengenelerinde ezilen ruhuma ab-ı hayat olur.
Kaygan zeminlerde yapışık ikizler gibi bağlanmışım zamanın fani baharlarına. Zaman fayda vermezken dermansız derdime, küllenmiş yaralarımı azdırır mazi fırtınası. Kısa ömrüm harab olur bir güzelin izini sürmekten.
Dünyanın dönen tekerine çomak sokmak haddime değildir diyen düzenin insanlarına inat alışılmış tüm gerçeklikten soyutlanarak insan elbisesi giymiş bir melek gibi semaya yükselip hayal aleminde dolaşır, müstakbelde yaşanacak pembe hayatımızın krokisini çizerim ben.
Denizin ıslak teninden yoldum yakamozları ve sonra güneşin kavurucu bakışları dokundu yüreğime. Hangi köşeye baksam ah-u efgan yükseliyor, hangi bahara atsam kendimi solar gülleri ömrümün. Hangi çöle sürsem atımın dizginlerini “aşk” çıkmıyor.
Sensiz seni yaşamak için bulunduğun topraklara ayak basan bedenim, tonlarca ağırlık yüklenmiş bir küfecinin taşımaya çalıştığı ağırlığın binlerce kat fazlasını ruhunda hissederdi. Kimse bilmezken sana olan bağlanmışlığımı, ben bütün dünyaya haykırmak için bilenirdim günlerce sana olan sevdamı.
Sana dair çığlıklar artıyor içimin derinliklerinde.. Ye’sin derin uçurumlarının kenarındayım, tut elimden bir daha. Gamzenle ümitlendir yaralı sinemi. Sevdalı bakışlarla dik yırtık yarınlarımı ki kaymasın avuçlarımdan yeniden…
Aşkının zindanında razıyım ben ölmeye.
Ruhunun çarmıhına ger beni…
28 Aralık 2010 Korgan
PERVASIZ GÖZLERİME ÇEKİLEN SÜRMEYDİN SEN Yazısına Yorum Yap
"PERVASIZ GÖZLERİME ÇEKİLEN SÜRMEYDİN SEN" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Ru
28 Aralık 2010 Salı 22:19:24
Umman olmuş gözyaşlarım gönlümün kuytularını dağlarken saçlarıma düşen çiğ tanelerini güneşin yelelerine tutunmuş bir kırçıl serçenin kanadının yolar gibi koparır; seviyor-sevmiyor oynardım.
Çok güzel etkileyici bir üslup,güzel betimlemeler...Hangisini en çok beğensem bilemedim.Ayrım yapmak zor..
Yüreğinize sağlık...
esref
@esref
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Beğenmenize sevindim... Yazıyı güzelleştiren yazar değil içini süsleyendir...