- 683 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
AFFET BİZİ EY KOCA AKİF!!!
Kalk, kalk da bir bak, o eşsiz yapıtını, o acı günleri en güzel anlattığın ve hâlâ güncelliğini, o 89 yıl önceki gibi koruyan o eşsiz yapıtını yazdığın, “ Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer” diye adlandırdığın, o pak alınlıların torunları, bugün ne haldeler. Neler yapmaktalar, neler pahasına, nasıl kurtarıldığını unutup da bu toprakların. Ve akıllarına bile getirmeksizin, önce işin içinde ödül olduğu için katılmadığın yarışmaya, devrin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi’nin ricasıyla, fakat ödül olan 500 TL nın, yoksul kadın ve çocukların barındığı Dar-ül-mesai’ye verilmesi şartıyla kabul edip katıldığını. Ve bizlere kazandırdığını İstiklal Marşımızı, kendinin giyecek palton bile olmamasına rağmen, o Ankara’nın karakışında!
89 yıl önceki Mecliste, gözyaşları, alkışlarla dinleyip, seni saygıyla selamlayanların torunları ve şimdi o sıralarda oturanlar, davet edilmelerine rağmen gelmiyorlar seni anmaya, gelmiyorlar rahmet dilekleri, minnet duygularıyla bir fatiha okumaya.
….
Koca Akif’ in deyişiyle: Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker; kalk, kalk da sen de bir bakıver, bazılarının o toprağa nasıl baktığına ve o topraklarda neler yapıp, neler yapmak istediklerine!
95 yıl önce Çanakkale’de geçit vermeyen, tarihe, (Çanakkale geçilmez) şerhini koyan pak alınlılar, siz de kalkıp bakın, daha önceki ve sonraki gönüldeş, yürekdaş, kaderdaşlarınızla birlikte, hepiniz, hepiniz kalkıp bakın. Yolgeçen hanına nasıl döndü pek çok konuda, ne yolsuzluklara yol oldu. Ve kimler nelerle, nasıl geçme, hatta ele geçirme çabalarındalar o bir karışını vermeye kıyamadığınız, yerine canını verdiğiniz, her karışında hâlâ kanlarınızın taptaze durduğu canım toprakları!
Kimi umursamıyor o kutsal marşı, duymuyor bile, yürüyüp gidiyor. Kimi kalkmaya bile tenezzül etmiyor oturduğu yerden.
Kimi yakıyor, kimi yırtıp tepiniyor üzerinde, ellerinde kendilerince bayrak, bez parçalarıyla, uğruna rengini de almış olduğu binlerce kanın döküldüğü o kutsal bayrağı!
Anlayamıyor pek çok konuda olduğu gibi, Atatürk’ün “ Ne mutlu Türk’üm diyene” deyişiyle neyi kast ettiğini, ne demek istediğini. Bu yurda; dedelerinin hep birlikte sahip çıkarak, omuz omuza savaşıp şehit olduğunu. Düşmanla; birlikte, aynı duygu ve ilkelerle savaştığını. Çanakkale’de birlikte dur dediğini, Birlikte İzmir’ den denize döktüğünü. Bu yurda sahip çıkmak, saygı duymak, korumak, kollamak için yedi göbek Türk olmak gerekmediğini, Türkiyeli olmanın, aynı bayrak altında, aynı topraklarda yaşıyor, havasını soluyor, ekmeğini yiyip suyunu içiyor olmanın yeterliliğini.
Ruhun şad, mekânın cennet olsun Mehmet Akif Ersoy.
Ruhunuz şad, mekânınız cennet olsun Akif’e o muhteşem şiiri yazdıranlar.
Ve lütfen biraz saygı ve aklıselim, duyarsız kişiler!..
p.r.alkan
YORUMLAR
Perihan hanım ,Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın,
Ülkemizde yetişmiş milyonlarca genç var,ama TÜRK VE İSLAM tarihimizi iyi öğretmemiz lazımdır.
Okuyan bir gençliğimiz var.
Ancak zararlı alışkanlıklara karşı bağımlı hale getirilmeye çalışanlar, neslimizi bozmak için görevlendirilmiş bazı iki yüzlü insanlarımız da çoğaldı.Siz daha iyi bilirsiniz genel isimler yazmamız etik olmaz.
Türk milletimiz sabırlıdır,Kimin neler planladığını iyi bilir.
TÜRKİYE Cumhuriyetimiz İ korumak ve kollamakla görevli kadrolar ,nerede ne yapacaklarını ve görevlerini iyi bilirler.
ASIM NESLİ ÇOKTUR.
Değerli kardeşim o mukaddes emanete sahip olanlar hala var.
O şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış bayrağımızı her gördüğümde, İstiklal marşımızı her zaman dinlerken burnumun direği sızlar.
Yazınızı okurken öyle duygulandım ki, yazdıklarımı görmem güçleşti.
Üzülmeyin, sizler gibi duygulu arkadaşlarımız var oldukça, yetiştireceğimiz çocuklar bu bayrağa, marşına ve gerçek kahramanlarına sahip olacaktır. Merhum Mehmet Akif Ersoy gibi çok değerli bir şairimizi anmaya sebep olan herkese de şükranlarımı sunuyorum.Rabbim ona rahmet etsin, nurlarda yatsın.
Duygularınızı paylaştığınız için teşekkürler, selam ve sevgiler.
Mehmet Akif...Onu anlayanlar ona yeter...Benim 9 yaşındaki kızzm bile İstiklal Marşını dinlerken ağlıyor, edebiyattan hiç haz etmeyen eşim de dinlerken gözyaşlarını gizliyorsa Akif'in sesi ebediyen baki kalacaktır vatanımızda.
Hiç unutmam Çanakkalenin kurtuluş haftasında belediye hoparlöründen Çanakkale Destanını okumuştum. Muhtarın biri geldi ve senin yüzünden tarlamda ne kadar kadın erkek varsa bir saat ağlaştı dedi gülerek. Yani Akifin sedası hala emanetimiz.
Kutluyorum duyarlı ve vefakar yüreğinizi.
aynur engindeniz tarafından 12/28/2010 11:34:49 PM zamanında düzenlenmiştir.
Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak...
Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.
Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.
İmânı olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey dipdiri meyyit, "İki el bir baş içindir."
...Davransana... Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin.
Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?
Kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?
Âtiyi karanlık görüvermekle apıştın?
Esbâbı elinden atarak ye'se yapıştın!
Karşında ziyâ yoksa, sağından, ya solundan
Tek bir ışık olsun buluver... Kalma yolundan.
Âlemde ziyâ kalmasa, halk etmelisin, halk!
Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!
Herkes gibi dünyâda henüz hakk-i hayâtın
Varken, hani herkes gibi azminde sebâtın?
Ye's öyle bataktır ki; düşersen boğulursun.
Ümîde sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!
Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;
Me'yûs olanın rûhunu, vicdânını bağlar
Lânetleme bir ukde-i hâtır ki: çözülmez...
En korkulu câni gibi ye'sin yüzü gülmez!
Mâdâm ki alçaklığı bir, ye's ile sirkin;
Mâdâm ki ondan daha mel'un daha çirkin
Bir seyyie yoktur sana; ey unsur- îman,
Nevmid olarak rahmet-i mev'ûd-u Hudâ'dan,
Hüsrâna rıza verme... Çalış... Azmi bırakma;
Kendin yanacaksan bile, evlâdını yakma!
Mehmet Akif ERSOY
Lalim...sözcükler anlamını yitirdi...çok sevgilerimle Perihan Hanım'cığım...