MUHTAR
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Koca şehir haritada dururken ben nasıl olur da o memleketin ahalisinden bir kişi olsun tanıyamadım diye kendimi yerdim adeta.
Çok sonra kendini Elazığ’lı olarak tanıtan Tarih hocamın Tunceli’li olduğunu öğrenince hem hayret etmiş hem de çok sevinmiştim.
Demek "Gakkoş Hoca " dediğimiz öğrencisi için her fedakarlığı yapan öğretmenimiz aslen "Dersim"liymiş.
En akıllı çağlarımızda karşılaştığımız bu olayı değerlendirirken asla bir büyüğümüze danışma gereği ve ihtiyacı duymadık. En zeki ve en haklı çağımızın gereği neyse onu yaptık. Düşündük ve hüküm verdik.
Öğretmenimizin eşi Elazığ’lıydı ve ondan hanım köylü sayıyordu kendini.
Bir kaç ders sonra evli olmadığını öğrenince yeni sebepler aramaya başladık.
Hoca gizli istihbaratçıydı. Buna karşı çıkan olamazdı. Zira bu ciddi bir varsayımdı ve bu konuda fikir yürütecek babayiğit bizim okulda henüz peyda olmamıştı.
Bir kaç ders sonra "Oğlum,istihbarat dediğin zaten gizli değil mi? Ne o gizli istihbarat ayakları,sonra hoca devrimci ideolojiye intisap etmiş,nasıl istihbarat olacak" hükmü düşünce ortalığa ,o da tutmadı.
Acilen bir şey bulmalıydık. Öyle ortada kalamazdı bu merak,illa da hüküm verilmeli ve derin ve mutaassıp bir anlayışla iman edilmeliydi kararımıza.
Yıllar geçti hocamızın memleketinde emekliler kıraathanesinde hala devrimci söylemlerle çayını karıştırıp, iki yudumda bardağı mideye indirdiği haberi aldık.
Aklıma takılan neden Tunceli’liyiz dememişler yıllar boyunca. Biraz araştırınca Devlit-i Ali Osmani den bu yana baskılarla , katliamlarla karşı karşıya kalan bir halkın seçenekleri arasında o zaman AİHM veya merhametli sığınılacak bir vicdan yok.
Sadece saklanıp kurtulmak var,bir sonraki katliama kadar.Onlar da öyle yapmışlar.
Daha sonraları Tunceli’li çok arkadaşım oldu.Tunceli’li olduğunu onurla söyledikleri için arkadaşlığımız devam etti bu güne kadar.
Bu arkadaşlarımdan biri bana Tunceli’nin köyünde muhtar olan dayısının yaptıklarını anlatırdı. Ölürdük ,kırılırdık gülmekten.
Çok temiz kalpli, dürüst,yalan bilmeyen bir adammış dayısı,yaşı altmış sekiz. İnce uzun, pos bıyıklı, kasketli bir muhtar.
On iki eylül zamanında köylerinin yakınındaki bölge yatılı okulunda askerler konuşlandırılmış.
Muhtar ile görüşmeye başlamış komutanlar doğal olarak. Muhtarı tanıdıkça sevmişler.
O birlikten tayin olup ayrılanlar, sonradan ayrılanlarla karşılaşınca muhakkak muhtarı sorarlarmış. Veya o birliğe tayin olan asker ile muhtara hediye ve selam gönderirlermiş.
O bölgede ihtilal sonrası gençlerin bir çoğu operasyonlardan korunmak için dağlarda kalıyor,akşamları asker çekildikten sonra köylere inip propoganda yapıyorlarmış o zamanlar.
Propogandanın her yerinde "Faşist Cunta" nın yaptığı baskıları ve faaliyetlerini anlatıyorlarmış.
Muhtar hakikatten saf,berrak düşünceli bir adam. Bir gün arazide gezerken ayağına çarpan metal cismi eline alınca bir de ne görsün, içi su dolu bir matara.
Hemen koşmuş birliğin komutanı yarbay’ın makamına.
İçeriye girmiş elindeki matarayı yarbay’a uzatıp " Hele komutan bi bak bu sizin çocuklarindir yoksa bizim çocukların" diye sormuş.
Yarbay muhtarı tanıdığından gülmüş " Herhalde sizin çocuklarındır muhtar"demiş.
Bir süre sonra bu birliği daha üst rütbeli bir asker ziyaret edeceği haberi gelince, yarbay köyde bir tören yapılmasını,yemek hazırlanmasını istemiş.Muhtarı birliğe çağırıp " bak muhtar komutanımız gelecek,sen de köy muhtarı olarak bir konuşma yaparsın. Asker gelince huzur geldi, rahatız, eskisi gibi terör yok falan dersin, unutma" diye tembihlemiş yarbay.
Muhtar "temam komtan marak etme" demiş.
Ertesi gün üst rütbeli komutan gelmiş. Köyde bir ziyafet vermişler. sorular sormuş komutan halk cevaplamış,yani her şey istenildiği gibi giderken,yarbay muhtara işaret çakmış. "Çık konuş sana öğrettiklerimi" demiş muhtara.
Muhtar üst rütbeli komutanın oturduğu üzerinde yapma çiçekler ve bir sürahi ile iki bardak bulunan masanın önüne doğru geçip başlamış konuşmaya .
" Vallahi komtanim biz burde çok perişanidik,burde terör vardi, burde her kötü iş varidi,sağolsun. ellah razi olsın bu Faşist Cunta geldi şükür bizde teröööör bitti, korku bittiiii, biz şimdi daha emniyattayiz . Faşist Cuntaya çok teşşekür ederiz. Bu Faşist Cunta olmasa aha halımiz perişandiiiir"
Yarbay saçını başını yoluyor,muhtara kaş göz işaretleri yapıyormuş ama nafile. Muhtar her işaretten sonra bir daha baştan alıp dağdan inen gençlerin kötülediği "Faşist Cunta"yı methetmeye devam ediyormuş.
Üst rütbeli komutana muhtarı anlatmışlar da köy ve birlik kazasız belasız atlatmış o ziyareti.
YORUMLAR
benim abim; yazını daha önce okumuştum,AAaaa baktım günede gelmiş. Hoş safa gelmiş deidm başım gözüm üstüne. ee her zaman sen mi verecen millete kurdale Al işte:) dağıta dağıda sonunda olacağı buydu.
TEbrik ederim birdeee uğur böcüklerini eksik koymuşlar ben sayfana iki üç böcük serpiştirdim. Ahanda bir de deve kestim sana ..:)
Ellerinden öperim saygımla.
erolabi
sağol varol,
Böcükleri ne ile besleyeceğim.
Aç kalırlarsa beni yemezler inşallah.
deveyi keserik.
Etini dağıtırık.
Eyvallah.
Sağol
Varol Kardeşim benim.
anlatım muhteşem, konu muhteşem... İnce zeka işidir bunlar öyle her kalemden çıkmaz..
Kutladım değerli abimi bu doyumsu tat için...
Muhtara da tebrikler. iyi güldürdü bizi:)))
erolabi
Şiirlerinle bizi kendine müptela edip nerelere kaçtın.
Okullarda imtihan dönemi olduğu için sesimizi çıkarmadığımıza bakma..
Aklının ve gönlünün zekatına talip hissiyat fukaralarını terkedemezsin.Bilesin.
Yorumunuza teşekkür ederim değerli Hocam.
Sağolun
Varolun.
erolabi
Nasrettin Hocaya gülmüşüz...
Hacıvat'a gülmüşüz..
Padişaha gülmüşüz..
Asılmışız gülmüşüz..
Sürülmüşüz gülmüşüz..
Birbirimizi boğazlamışız yine gülmüşüz !
Bir ara düşünmüşüz..
O zaman darağaçlarına gülerek gitmişiz...
Değerli yorumunuza teşekkür ederim.
Saygı ile
Haticcay
''Asılmışız gülmüşüz..
Sürülmüşüz gülmüşüz..
Birbirimizi boğazlamışız yine gülmüşüz !
Bir ara düşünmüşüz..
O zaman darağaçlarına gülerek gitmişiz''
Bunlar yanlış genelleme bana da yabancı katılamıyorum
sanırım laf olsun torba dolsun düşüncesiyle yazılmış.
Ya da tekil yazılsa daha doğru olurdu
iki yıla yakın dersime bağlı kırmızı köprü beldesinde görev yaptım, hayatımda tanıdığım iyi niyeli insanları sevdikten sonra sizin için ellerinden gelen her türlü yardımı yapan bir sürü tatlı anılarla görev yaptığım yeri anımsattınız .kutlarım güzel bir anlatımtı saygılarımla..
erolabi
TEŞEKKÜR EDERİM DEĞERLİ YORUMUNUZA.
erolabi
NERELERDESİN ???
ÖZLETTİN KENDİNİ..ŞİİRLERİNİ !!
SENDEN ŞİİR BEKLİYORUZ.
VALLA OLMAZ.
SEN ÖZGÜN BİR ŞAİRSİN
TAKLİDİ OLMAYAN
LÜTFEN KARDEŞİM YA !
BİZ VALLA ŞİİR İSTERİZ SENDEN.
erolabi
Bu arada Ankara'ya yapacağın çıkartma ne oldu..,
Millet merakla bekliyor haberiniz olsun.
:)))
Saygı ve sevgilerimle değerli ağabey.
Usta kalemden güne gelmesi doğal güzel bir anı ,tebrikler, saygılar.
erolabi
Teveccüh ediyorsunuz.
Saygılarımı sunar yeni yılınızı kutlarım.
Bende Dersim'liyim hemşerimin çok saf ve iyi niyetli olduğu yazıda açıkca belirtilmişsiniz, gerçektende öyle orada yaşayan insanlara özgü bir doğallık ve samimiyet var, onları farklı kılan doğdukları toprağa benzemeleri, güzel bir yazı ve olduğu yeri haketmiş beni güldürdünüz şair dost Allah'ta sizi güldürsün yüreğinize sağlık kutlarım...
UMUT ve DOSTCA
ASMEROZ-62 tarafından 12/29/2010 11:53:33 PM zamanında düzenlenmiştir.
erolabi
Çok hoş bir kelime kullanmışsınız hakikatten bizim insanımız "doğdukları toprağa benzer" .
Aslında birbirlerinden hiç bir farkları yok.
Ve berrak bir düşünce harmanına sahiptir Anadolu halkı.
Bir de şu tarihten beri bizi organize etmek isteyen yöneticilerimiz olmasa..
Değerli yorumunuza teşekkür ederim.
erolabi
Haklısınız hayat bu.
Eskiden beri " bana yüz elli yıl sonra perşembe günü akşam 22.05 de kalp öleceksin deselerdi,ömrüm o günü beklemek,o günün korkusu ile geçerdi" derdim.
Ömür ne kadar içine çekip illüzyaona uğratıyor aklımız.
Değerli yorumunuza teşekkür eder,
Saygılar sunarım.
Hakikatten ağlattınız beni yaaa.
Güne layıkıyla gelen güzel yazınızı tebrik ederim. Saygı ve selamlarımla..
erolabi
Sizler beğenmişseniz ve bir tebessüm etmişseniz yazıdan dolayı o zaten benim günümü doldurmuştur.
Bir hususu belirteyim ki sizlerin yorumları benim için ehemniyetlidir ve dikkate alıyorum.
değerli Hocamız Sayın Emine45 rümuzlu hanımefendinin eleştirleri ve engin beyin dşkkat çektiği hususlara azami özen gösteriyorum
Sağolsun Engin tatlıtürk beyefendi bana çok uzun ve paragraf bırakmadan yazıyorsun demişti ilk bu sayfaları karaladığım günlerde.
Şimdi yazarken aklıma o geliyor...
Frenliyorum.
Değerli yorunlarınıza en kalbi şükranlarımı arz eder hayırlı seneler dilerim.
Yine çok güzeldi. Sayfanız her zaman çok kaliteli ve dolu dolu.. Anlatımınız ise mükemmel. Bana tebrik etmek düştü. Saygılarımla..
erolabi
değerli yorumunuza ve teveccühünüze içten şükranlarımı arz ederim.
saygılarımla..
Ustaca yazılmış bir anı, güzel bir öykü olmuş kaleminizle.
Beğeniyle ve gülümseyerek okudum.
saygımla...
erolabi
Kıymetli yorumunuza teşekkür eder saygılarımı sunarım.
Yazını okuyunca kafamda bir yorum oluşmuştu...Sonra yorumlarını senin verdiğin yanıtları okudum...
Fikrim hemen değişti... NE DEMEK SİZİN EKİP SEN BİZİN EKİPTEN DEĞİLMİSİN Kİ....??????
Öptüm gözlerinden....
erolabi
Ben sizin dotluğunuza, kardeşliğinize hayranım.
Tabii kiben de sizin ekipten sayılırım artık .
:))))
Saygı ile ellerinizden öperim.
yazıyı şu an büroda okuyup arkadaşlarımla da paylaştık
ve hala gülmekten ölüyoruz
aslında belki ağlanacak kadar hazin bir öykü.o dönemleri düşündüm de bir an neler anımsadım
insanımızın o temiz
o dürüst yürek yapısını ne güzel anlatır değilmi...
bir türlü bizim olamamış bir ordu
ve bir türlü anlaşılamamış millet
fikirler ayrı olsada yurt sevgisi hep ayni değil miydi....Güzel öyküydü paylaşım için teşekkürler
erolabi
O tam on iki denilen yeri var ya hedeflerin..
Tam o noktadan vuruldu bu yazıda anlatılmak istenenler.
Haklısınız.
Hazin aslında...
Biz aslına bakmadan geçenler, biz gülüp geçenler var ya...
Anlamamışız birbirimizi..
Anlayamamışız bu kadar vatanı sevdiğimizi...
Bir oyun gibi..
Biz koyun gibi.. Sürülüp mutlu olduk.
Teşekkür eder saygılar sunarım.
yine bir güzellik.....yine bir gerçeklik.....çok güzel bir kalemin var erolcuğum.....tutkun olduk bedrosla kulağını çınlatıyoruzher zaman saygılar
erolabi
Sizin ekip çok muhteşem.
Selam ve saygılarımı sunarım.
erolabi
Vesselam herkes ölümü tadacak..
Sonu olduktan sonra yaşamın,
Selam ve saygımla.
Usta, işi bağladınız vesselam.
Güzel bir eser çıkmış ortaya.
Hem ders veriyor hem gülümsetiyor.
Zevkle okudum.
Yapısı bakımından da güzeldi yazı.
10 numara Selamlar.
erolabi
Teşekkür ederim.
:))
Selam ve saygılarımla.
hahayyyyyy siz çok yaşayın emii bu muhtarı tanımak isterdim ben yaa çok şeker bişiymiş :)
hocanızın durumu ise aslında sürgünü bol bir şehirdir Tunceli seneler önce göç etmişlerse ve
Elazığ a alışmışsa oralıyım demesi normal karşılanabilir...
ama insan memleketinden utanmamalı gururla söyleyebilmeli...
güzel bir yazıydı kutluyorum
erolabi
İnsan nereli olursa olsun aynı hamurdan yaratılmış değil mi ?
İnsanı değerlendiirirken kriterlerimiz doğru olur ise netice sağlıklı olur.
Selam ve saygılarımla.
li_la
evet insanı değerlendirirken doğru değerlendirmek lazım.
ben hep karadenizlilerin içinde büyüdüm, en iyi dostlarım oldular
bir kere ne onlar bana ne ben onlara insanlık dışı davrandım.
bir gün ben 9 yaşında bir çocukkene arkadaşıma gitmiştim marketleri
vardı markette duruyorduk içeriye bir adam geldi ve bizle sohbet etti
derken bana döndü ve nereli olduğumu sordu
Diyarbakırlı olduğumu söylediğimde ilk söylediği şey benim gerçekle
yüzleşmemi sağladı ''Pkk lımısın? '' 9 yaşında bir çocukken bilmezken
neyin ne olduğunu bilmediğim birşeyli olmakla sorgulanıyordum...
şimdi ise her sorana dikkat et bombalamayayım diyorum...
erolabi
geçen ay bir arkadaşım Rize'ye gitti. Çok beğenmiş. Kendisi Diyarbakırlı. Hem iş hem de komşuluk hukukumuz var.Fakat ben adını da ailesini de çok severim.
beni aradı Rize'den "Abi gelince sizi İstanbuldan kovalayacağım " dedi ve ekledi "Bu kadar güzel bir memleketi nasıl bırakıyorsunuz?" ..
Ben de Diyarbakır için öyle düşünüyorum.
Öğrencilik yıllarımda o bölgede çok gezi yaptım bir başıma.
Bir köyde yaşlı bir amca tütün sardı beraber içtik c,garalarımızı. ( Laf aramızda tütünü sararken her tarafını ıslattı tükürükleriyle ama yine de benim için onca zahmete katlanan bir insanı kırmamak adına içtim :))))
Kafasız insandan kaçacaksınız.
Sığır aklıyla insan görüntüsü altında yaşayandan uzak duracaksınız.
Ahmet Kaya-Allah rahmet eylesin- o aptallardan çok çekti ve dayanamadı.
Bir zamanlar Kürt'lerin kuruğu var derlerdi ve buna inanan beyinsizler vardı bu ülkede.
Bu ırksal üstünlük anlayışı Allah'ı yok saymak,inkar etmektir.
Ben gülerim bu söylemlere...
Aptal aptallığıyla kalır neticede..
Sağol.
Varol.