Neler görmedimki şu yaşıma kadar.Fakat beni etkileyen böyle bir olay ömrümde çok az rastlanan türden.Her zamanki gibi Murat ’ın kahvesindeyim.Yaşlılığımı öldürmeye çalışıyorum elimden bir şey gelmeyen boş günlerimde.Dün gece haberim oldu Ali’nin çocuğunu vurmuşlar.Diyarbakır’da askerdi.6 ay vardı daha gelmesine.Elif diye bir kızla nişanlıydı.Üç kurşun yemiş dağlarda.Biri başına diğer ikisi belinden.Kapımı çalıp söylediklerimde bastonumu bile almadan doğruca evlerine gittim.Elif kız bana öldü şehit oldu dedi.Ben şimdi herkesin gözünde daha evlenmeden dul kaldım dedi.Sali’nin yanına gittim.Bir televizyona bakıyor acaba çocuğunu gösterirlermi diye birde oğlunun fotoğrafına öyle bir kendinden geçmişti ki.Sonra eşi yanına elifi yolladı.Elif’in suratına bile bakamadı.Bu kızcağız ne olacaktı şimdi...?Ölen oğullarına mı dert yansınlar yoksa Elif kızamı...!Kime dert yanacaklardı,hain teröre mi yoksa onları halen bitiremeyen devlet adamlarınamı?Bu ne kadar devam edecekti...?Yine yaşlılıktan fazla konuşuyorum.Ama Elif kız çaresizdi.Yanım boştu yine beni köyde fazla sevmezlerdi çıkar gözetmeksizin konuştuğum için.Elif’i yanıma çağırdım kızım Sali’yi sen yaşatacaksın varlığına alıştığın gibi onun yokluğunada alışacaksın sanki bunları bana birisi söyletiyordu.Acın büyük biliyorum ama kızım sizler gibi insanlar sayesinde ve Sali gibi yürekli askerler sayesinde bu ülke ayakta kalcak.

Şimdi cenazesi önümden geçiyor Sali’nin ve ben içimden neden yoksullar kaybediyor diyorum neden...?Elif bir tabuta sarılıyor diğer komşuları onu yatıştırmaya çaışıyor.Babası ve annesi artık tükenmiş durumdalar ellerinde bayrak...Evet 76 yaşındayım ben bile sağlıklı bir çözüm getiremiyorum Elif kızın bu durumuna.Siz nedersiniz...

Sol mememin altındaki cevher acıyor anam
Her mermi bir düşman gibi suskunca geliyor yakınıma
Bayrağıma bakıyorum,ölüme susamış bedenime
Hasretine bakıyorum arkadaşlarımın sabrına

Ay vuruyor ben çatışmadayım
Güneş vuruyor ben çatışmadayım
Vatan’a aşkla bağlanıyorum cennete uçuyorum
Yeter ki öldükten sonrada ülkam ayakta olsun

Bir kırmızılık seziyorum vücudumda
Bulutlar beyazı yansıtıyor
Anladım ki vurulmuşum
Bayrağım bedenimde canlanıyor
(Bülent Yalçınkaya)