2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1154
Okunma
Eskiden, başkalarını değiştirebileceğimi düşünürdüm. Nasılsa değiştiririm diye düşünüp, dünyası, dünyamdan çok ayrı olan birini bile hayatıma kattım. Mantıklı cümlelerle, örnekler de vererek bir insanın bakış açısını, genişletmeye çalıştım.
Zor bir süreç başlatarak, karşımda ki kişiye sanırım büyük acılar yaşattım. Kendi doğrularını, altın bir tepsiyle bana sunmaya başladı önceleri. Bir süre direndi, benim çaresizce ona aktarmaya çalıştığım doğrulara. Her seferinde başarısız olunca, yön verme girişimlerim, umutsuzca ağladım mutsuzluğuma. Saygımı yitirmeye başlamıştım, anladım ki onu hiç sevmemişim aslında. Kendisini değiştirip, benim istediğim noktaya gelemeyince, o beni değiştirmek için başladı uğraşmaya. Müthiş bir direnç gösterdim, onun bu çabalarına. Onun istediği yönde değişmek, bana göre gerilemekti. Özümü korumak için emek sarfetmeye başlayınca, o da anlamıştı aslında birbirimize göre olmadığımızı. İkimizde beraberliği bitirirken, çok yorgun bakıyorduk dünyaya.
Karşımızdaki kişiyi olduğu gibi sevmiyorsak, aslında hiç sevmiyormuşuz, farkettim. İçimizde sakladığımız değiştirme hayali, hem tehlikeli bir oyun, hem de yıpratıcı ve gereksiz bir savaşmış, bunu anladım.
Zaman içinde kendimle yüzleşerek, değişime en çok ihtiyacı olan kişinin kendim olduğunu hissettim. Alıngan ve hassas bir yapıya sahip olmamdan dolayı, ne çok üzülüp kırıldığımı düşündüm. Her incinip üzüldüğümde, kolay yolu seçip başkalarını suçluyordum. Ne çok kaba ve egoist insan yaşıyordu şu dünyada. Nezaketli olmak çok mu zordu sanki? Bu dünyada benim gibi duygulu ve ince fikirli ne az insan vardı. Öyle ya ben, çok özel ve farklıydım.
Evrende, her şeyin dengeler üzerine kurulduğunu ve bizim de bu düzene uymak için çaba gösterip, gelişmek zorunda olduğumuzu daha yeni yeni idrak ediyorum. Başkaları ile vakit kaybedip değiştirmeye çalışmak yerine, kendimi nasıl daha iyi gerçekleştirebilirim diye kafa yormaya başladım. Kendimde, ufacık bir değişimi başarmak için bile yıllarca uğraşıyorsam; bunun kat ve kat fazlasını başkalarından beklemek nasılda komik ve nezaketsizce aslında.
Belki bir çok konuda acı çekmeme sebep olan, fakat benden kaynaklanan ve beni bir çok mutluluktan mahrum eden, yanlarımı incelemeye başladım. Evet, onlara ulaşmam kırk yılımı aldı ve çok bedel ödedim. Kabul edene kadar da kendimle çok savaştım ve çok hırpalandım. Sanırım en zor kısmını aştım. O duygularla, içten ve kararlı bir ses tonu ile sohbet ediyorum. O duyguların yerine, çok daha sağlıklı ve bana uygun duygular geliştirmeye çalışıyorum. Hiç kolay değil, çok zamanımı alıyor ve zorlanıyorum. Fakat, kendimle ilgili bu büyülü süreç, beni hem gururlandırıyor; hem de umut ışığı yakıyor, mutluluk yolunda.
Sevmenin, önce insanın kendisinden başladığını düşünüyorum. Sevgiden daha güzel bir duygu olduğunu da düşünmüyorum. Kimsenin, kimseyi değiştirmeye çalışmadan, insanca sevip sevileceği günler diliyorum, yeni yıllarda herkese.