- 1422 Okunma
- 16 Yorum
- 0 Beğeni
ACILARIN KAYNAĞI SINIRSIZDIR
Acıların kaynağı sınırsızdır. Fakat en büyük acılar ; adaletsizlik ve zulümden doğar. Anadolu halkı da çok büyük acılar yaşamıştır. Şefkat ve adalet dini de onun acılarına derman olmamıştır yeterince.
Fakat edebiyatı, Rus edebiyatı gibi şahlanamamıştır.
Bunun sebebi olarak sık sık yönetime el koyan orduyu görüyorum. Sansürler, baskılar ve ağır cezalarla edebiyat ve edebiyatçılar silikleştirilmiştir.
Halkın her hakkı elinden alınmış, yıllar yıllar sonra budanarak verilmiştir.
Halk için fakirlik öyle bir kader haline sokulmuş ki; halk kendini sorumlu görür olmuştur. Basiretsiz sivil yönetimler ardı ardına gelip gitmiş. Hep boş vaatlerle halkı kandırmıştır.
Ölme eşeğim ölme, gün gelir yonca biter.
Sıradan bir gazete haberi. Her gün onlarcası yaşanıyor. Birini paylaşmak istedim. Belki bir ilgili, merhametli ve yetkili duyar diye.
Gazete diyor ki; İzmir’in Torbalı ilçesinde önceki gün önce eşini sonra da kendisini öldüren Kıbrıs Gazisi Caner’in bu kararı, 84 bin lira kredi borcunu ödeyemediği ve bunu gururuna yediremediği için verdiği ortaya çıktı. El ele tutuşmuş olarak ölmüş halde bulunan 30 yıllık evli çiftin ayrı ayrı not bıraktıkları ortaya çıktı.
Ergün Caner’in bıraktığı notta “ Karım bensiz yaşayamaz, birbirimizi çok seviyoruz. Birlikte intihara karar verdik. Bizi affedin” yazdığı belirtildi.
Çiftin cenazeleri dün Kıbrıs mezarlığında yan yana açılan mezarlara defnedildi.
Haber bu.
Sizce kim kimi affetmeli?
Çok yazdım.
Demek ki; okuyan yok. Gözleri bir şeyi görmüyor.
Feryatlar yükseliyor her yerden. Demek ki; kulakları duymuyor.
Demek ki; sayıları az diye kale alan yok.
İşleri bitti nasıl olsa.
Sesleri de gür çıkmıyor.
Bu millet kör ya da nankör değil. Ne yapıldı ise biliyor. Kimin ne kadar yaptığını da biliyor. Hakkını da hak edene veriyor. Ama faturalar her ay gelir ve seçimler beş yılda bir yapılır.
Gazilerin sahipsizliğini defalarca yazdım. Gerçi Türkiye’de her zaman sahipsizdi halk.
Gaziler cemiyetinde dağıtılan vaat listesinin tümü boş çıktı. Ama birikmiş aidatlar istendi hemen.
Derdini ağlayan gaziye bin tane hikaye uyduruldu. Ağlayandan çok ağlıyorlar bu ülkede.
Sözüm hükümete olmadı hiçbir zaman. Çok sayıda ve çok başarılı çalışmalarını takdir ettim sürekli. Ama bazı şeyler onların da gözünden kaçtı demek ki.
Büyük vaatler genelde fos çıkıp hayal kırıklığı yaratıyor. Bu çokça yaşandı.
Fare büyüklüğünde göz boyamacalar dağ yapıldı. Beklentiler yükseltildi. Uzun süre gündemde tutuldu konular ve hüsran. Dağ yine fare doğurdu. Moraller çöktü çok zaman.
Fakirlik kader değildir.
Kamu da Taşeronluk sistemi zulümdür. Acilen kaldırılmalıdır.
Biriken bütün sorunların suçunu bir nesle yüklemek haksızlıktır.
Sürekli kemer sıkma olacak iş değildir.
Sihirli çubuk yoktur ama adaletli dağılım diye bir şey vardır.
Şu an Türkiye de hakkaniyetli bir paylaşım mı vardır?
Yoktur tabii ki. Neden hala düzeltilemiyor?
Adaletin gelebilmesi için emekli ve gazilerin ölmesi mi bekleniyor?
Kaynak yaratacak olan sizsiniz. Çünkü harcayan sizsiniz.
Para basın gerekirse. ABD gazete kâğıdını para diye basmıyor mu?
Ne yaparsanız yapın.
Bir avuç gazi göz göre göre ölüyor. Ölmeleri de uyandırmıyor mu ilgilileri? Tabuta röveşata mı atsınlar?
Vatan için seve seve ölüme koşanlara bunlar reva mı?
Zaten 0/0 80’inin psikolojisi bozuk.
Her yıl Kıbrıs’a yapılan yardım gibi bir yıl da gazilere yapılsaydı olmaz mıydı?
Şehit ve Gaziler olmasa KKTC ya da TC olabilir miydi?
Kaldı ki; haraç değil haklarını dahi alamıyor Gaziler.
Emekliler de farklı değil.
Asgari ücret adil değil.
Çalışma şartları adaletli değil.
Fakirlik,
İşsizlik,
Vefasızlık kader değildir. Yönetimin halka biçtiği mintandır.
Seçimden önce görmeyen sonrasında hiç görmez. İnşallah yanılırız.
Fare doğuran dağlardan bıktı yüce millet.
Fuhuş turizmi ile Rusya’ya akan parayı kesemedik yirmi yıldır.
Bir günlük işti inanın.
Efendiler, Sayın yöneticiler; Atatürk gibi ya bir yılda başarırsınız ya da delinir gider yasalarınız.
Dil İnkılâbı size bir şey ifade etmiyor mu? Hız sorunu yaşıyorsunuz maalesef.
Aceleye ne gerek var? Adamlar tek tek ölüyor zaten. Sorun kendiliğinden çözülüyor işte de diyebilirsiniz elbette.
Bu hızla güneydoğu Gazilerine bile fayda sağlayacak nemalar çıkmayacak ölmelerinden evvel.
Fare doğurmayan, kadük olmayan ve tez gelen paketler bekliyor garip-gureba.
İlla kul olana veya zorbaya mı ulufe dağıtılacak Hükümetler?
Rastgele senede bir ay her eve elektrik ve su faturası gelmese.
İkramiyeler ve işçi hakları ele alınsa, teslim edilse.
Bekletilen ve halkın yararına olan yasalar acilen çıksa.
Fakir vatandaş nakitle görüyor her işini. Nakit para yardımı yapılsa çalışan başına mesela 250 lira.
Asgari ücret adil hale getirilse. Gerekirse 100 lirasını devlet ödese asgari ücretin.
CHP vaat ediyor.
Rusya gibi aile başına nakit yardımı yapan devletler de var.
Gaziler, Emekliler, asgari ücretli ve fakirler ile ilgili acil nakit para yardımı yapmanızı istiyoruz.
Şimdi seçim rüşveti sayarlar demeyin.
Seçimden sonra vermezler diye düşünüyor millet.
Bundan sonraki vaatlerinize dikkat edin ki dağ fare doğurmasın lütfen.
"Açık kalpli, mert düşman, içinden pazarlıklı dosttan iyidir"der HZ. ALİ.
Demek ki dalkavuklara aldanmamak gerek.
" Her siyasi parti kendi yalanını yutarken ölür" der John Arbuthnot.
Yani sadece Gaziler ve emekliler ölmez; siyasi partiler de ölür. Hem de kendini öldürür yalan vaatlerde bulunarak.
Şimdi gönül rahatlığı ile sandığa gidip vatandaşlık görevimi yapacağım.
Demedi demeyin.
YORUMLAR
ben her ne kadar okumaya geç kalmış olsamada, farklı pencereden bakıp, seçme ve seçilme hakkımızı hakkıyle kullanarak, vatandaşlık görevimizi layıkıyle yerine getirebilsek, bir yerlerde sıkışıp kapalı kalmadan özgürlüğün kıymetini bilebilsek belki de her şey farklı olabilirdi diyorum.
Şimdi gönül rahatlığı ile sandığa gidip vatandaşlık görevimi yapacağım.
size katılıyor kutluyorum.
gönülden gönüle bir meridyen olalım
şu allahsız düzeni tam ortadan yaralım
kıblesi insan olmayan hiç bir düzen saadet getirmez..ab ve abd gibi sömürü uşaklarını kabe yapacağımıza allahın evine yönelmeliyiz...herkes için adalet istemeliyiz...
insan onurunu sermayeyi ele geçirerek kirleten rızkı stoklayıp ticareti kangren haline getiren insanlık düşmanlarının neresi iyi olabilir....uyanalım kardeşler uyanalım...yanlış yollardan doğru yere varılmaz...lağımdan gideceğiniz yer tuvalettir...medine yada medeniyet değildir..
ENGİN ABİM YAZMIŞ OLDĞUNUZ YAZINIZI OKUDUM RABBİM YARDIM ETSİN GEÇİM SIKINTISI ÇEKENLERE BEN NE DİYECEĞİMİ BİLEMEDİM İNANIN YETERİNCE DEĞERLİ DOSTLAR YAZMIŞLAR BENİM YAZDIKLARIM HAFİF KALIR KATILIYORUM SİZLERE YÜREĞİNİZE SAĞLIK BAŞARALILARINZIN DEVAMINI DİLİYORUM SAYGILARIMLA
Sevgili Engin
Hani bu satırları site içinde muhalif kanattan sesi gür çıkanlardan, kulakları çınlasın Eser Hanım veya Fikret Bey yazsa ilk tepkiyi koyacakların başında muhtemelen sen gelirsin sanırım, saygılı ve birleştirici üslubunla. Yorum ve yazılarının birçoğunda iktidar sempatizanı olduğunu açık yüreklilikle defalarca belirten Engin'in ağzından bütün bunları duymak şahsım adına sevindirici.
Demek ki bir yerlerde bir şeyler eksik veya yanlış gidiyor. Yoksa dokuz yıl tek başına iktidar olan bir hükümetin yönetimindeki memleketin ekonomik barometrelerinin daha müreffeh seviyelerde seyretmesi gerekirdi diyorum.
Hadi ne kadar gönlün elvermese de saydığın noksanların müessibi olarak bu hükümeti saymasak da muhatabı şu an iktidar olan hükümettir sanırım.
Muhakkak bu hükümet dokuz yıllık icraatında çok önemli işlere imza atmıştır. Yanlış anlaşılmasın “tuzu ıslak” birisi olarak( Bu arada tuzu kurulara da selamlar) ben olaya tamamı ile ekonomik olarak bakıyorum.
Şöyle bir araştırayım dedim Milli Piyango yılbaşı ikramiyeleri, asgari ücret ve emekli maaşları yıllar içinde nasıl seyretmiş.
Milli Piyango yılbaşı ikramiyeleri;
2002 yılında 8 trilyon liraya (yeni parayla 8 milyon lira),
2003 yılında 10 trilyon liraya (yeni parayla 10 milyon lira),
2004 yılında da 15 trilyon liraya (yeni parayla 15 milyon lira)
2005 yılında 20 trilyon lira (yeni parayla 20 milyon lira).
2006 yılında da 20 trilyon lira (yeni parayla 20 milyon lira).
2007 yılında 25 milyon lira
2008 yılında da 25 milyon lira.
2009 yılında 30 milyon liraya.
2010 yılında ise 35 milyon lira’ya yükseltilmiş.
Aynı yıllar içerisinde asgari ücretin yıllara dağılımı şöyle olmuş.
2002 250.00 lira
2003 306.00 lira
2004 423.00 lira
2005 488,70 lira
2006 531,00 lira
2007 562,50 lira
2008 608,40 lira
2009 666,00 lira
2010 760,50 lira
Ve aynı yıllar içerisindeki emekli maaşları
2002 239.7 lira
2003 332.0 lira
2004 400.8 lira
2005 449.8 lira
2006 476.9 lira
2007 526.5 lira
2008 575.3 lira
2009 608.3 lira
2010 640.0 lira
Hadi gel köyümüze geri dönelim edebiyatına girmeden (Aynur kardeşimin kulakları çınlasın) yukarıdaki rakamları bir irdeleyelim. Bu rakamların oluşturduğu problemi anlamak için ilk okul beşinci sınıf matematik bilgileri kafi gelir sanırım, yalnız çözmek için matematik profesörü olsak hikaye.
Lafım meclisten dışarı matematikçiler yalan söylese de "matematik" yalan söylemez
Ha bu arada zengin gene zengin, almış başını gidiyor
Selamlar, saygılar
Engin Tatlıtürk
Ne diliyorsam herkes için ve herkesin faydasına olsun diye diliyorum.
Sayfama şeref verdin.
Seni iyi ki tanımışım.
Selam ve sevgiler hemşehrim ve de kardeşim.
Allah'a emanet ol.
Aynur Engindeniz
Engin kardeşim,
120 kere okunmuş yazınız şimdilik. Daha da okunacak.
Emin olun ki 120 kere de teşekkür almışsınızdır.
Gördüğün gibi ben de 121. oldum.
Çok teşekkürler duyarlılığın için.
Doğru söze ne denir ki?
Saygı ve sevgiyle kal...
Engin Tatlıtürk
Teşekkür ederim.
Selam ve saygılar. Ve de sevgiler.
"Açık kalpli, mert düşman, içinden pazarlıklı dosttan iyidir"der HZ. ALİ.
Demek ki dalkavuklara aldanmamak gerek.
Yazıya tamamen katılıyorum. Her seçimde vad edilen sacede umut olmaktan ileriye gidemiyor. İki yüzlü siyaset neredeyse babadan oğula geçecek hale geldi. Bir siyasi parti, bir türlü başkanını değiştiremiyor/ yenileyemiyor Bunun neresi özgür irade, başkan yap diyor, vekil yapıyor. Başka sözüm yok.
Kutluyorum Engin Bey. saygımla...
Engin Tatlıtürk
Sayfama ziyaretiniz beni ziyadesi ile mutlu etti.
Saygı ve selamlar.
Ne yazık ki başkanlar sultası var.
Hem de her partide.
Selam ve sevgiler.
Engin kardeş... yazınıda zevkle okudum, yorumlarıda... Yorum yazanlardan bir çoğu emekli... Benim gibi canı yananlar yani...
Yazın o kadar gerçekci ki.. Sanki ben bunları sana anlatmışımda sende tuttuğun notları buraya aktarmışın gibi...
Sağ ol... Yüreğine , kalemine sağlık...
Engin Tatlıtürk
Bel ki senin lisanından anlarlar.
Sayfama şerefler verdin.
Sevgi,
Saygı,
Selamlar.
Yer yer size katılsam da, bütün faturanın yönetime kesilmesi taraftarı asla olamam. Biz vatandaş olarak ayağımızı denk almayalım, üzerimize düşenleri yapmayalım, sonra borca battım diye ağlayalım. Nerede devlet diye haykıralım. Böyle bir şey yok...Herkes ayağını yorganına göre uzatmasını bilecek. Asgari ücretle çalış 10 kredi kartı kullan. Ödeyeme sonra ver yansın et...Ha diyeceksiniz ki kira faturalar, yem yiyecek derken nasıl geçinsin millet? Köyler bomboş biliyorsunuz. Evler tarlalar ot bağlamış. Ama biz hala bir taş üzerinde aç karnına da olsa kentli olalım diye diretiyoruz. Çok insan tanıdım ben, köyde yer yurt dururken kent pisliğinin içinde debelenen. Git kardeşim köyüne. Tarlanı ek, hayvancılık yap. Devletin hayvancılık konusunda çok güzel projeleri var. Seracılık, meyvecilikle ilgili de. Bizzat araştırdım ve öyle konuşuyorum. Ezbere değil yani. Bizim Karadenizliler...Zamanında fındık para ediyor diye yol kenarlarını bile fındık dikip çıktılar. Öyleki iki araba yan yana geçemez bizim köy yollarından. Fındık bütün sene bakım istemez, yılda bir kere ilaçlar, bir kere altını temizler bir kere de toplayıp çıkarsın. Sanıldığı kadar zahmetli bir iş değil. hergün çapası yok, sulaması yok, ilacı yok...Tam tembel işi yani. (Kendimizden biliyorum) Mısır bahçeleri çay bahçeleri yok olup gitti. Neredeyse tarla diye bir şey kalmadı. Eğee şimdi fındık da para etmiyor. Fındığımızın kalitesi çok düştüğü için ihracat azaldı. Bir numaralı fındık üreticisiyiz ama düşük kalite...Diyeceğim o ki, evet adaletsiz politikalar da var ama, biz millet olarak TEMBELİZ!!!
İŞKUR iş kurma kredisi veriyor şimdi. Uygıulama çok güzel bence. Bunu da bizzat araştırdım. Son derece makul şartlar da ve bir kısmı hibe olmak üzere oldukça iyi bir kredi veriliyor. Ama biz böyle şeyleri sevmeyiz. Ne gerek var iş kurmaya parayı verseler bize yeter...Oturur yer bitirince tekrar isteriz.
Evet gelir dağılımında inkar edilemeyecek bir adaletsizlik var. Biz hep ümitkarız ama. Başka bir sosyal faaliyetimiz yok. Bu hükümet olamadı mı, değiştiririz daha büyük ütopyalar vadedene oy veririz. O da olmadı mı bir başka seçimde görüşürüz. İyiki bir oyumuz var bizim. Ama getirdiklerimiz götürdüklerimizden farklı oluyor mu? o HALDE İŞ BAŞA DÜŞÜYOR DEMEKTİR. Hani bir klişe vardır ya: "Her şeyi devletten beklememk lazım" diye. İşte ben aynen onu söylüyorum.
Gaziler ve şehit aileleri bize ve devlete emanettir. Onlar için ne yapılsa azdır. İstihdamda öncelik sırası onların olmalıdır. Ücretleri de özel bir katagoride olmalıdır. Buna sözüm yok.
Kıbrıs...Orası bir Türk vatanı olmaktan çoktan çıktı. Yerli halkı Türkiye Türklerinden nefret ediyor. Bizzat şahit oldum. Hastanalerinde bile Türkler dilenci muamelesi görüyor ve bizlere ne isim taktılar biliyor musunuz: Karasakallılar!! Onlara göre Kıbrısın ilerleyememesinin tek sebebi Türkiye. Türkiye yüzünden AB ye giremeiyor ve Rumlarla anlaşamıyorlarmış. Oradaki askeri üssümüzü de asla istemiyorlar. Bunlar bu kadar nankör bir millet ve biz onlara hala asker yolluyoruz. Üstelik Kıbrısta askerlik yok. Evet Kıbrıs gençleri askere gitmiyor. ne olacak Türk gençleri koruyor nasılsa onları. Ama nankörler işte...Onlara orada ölen şehitlerimizin kanı da haramdır yapılan her kuruş yardım da...
Daha güzel yarınlar diliyorum herkes için.
Sizi de duyarlılığınızdan dolayı tebrik ediyorum. Saygılar.
aynur engindeniz tarafından 12/26/2010 3:27:49 PM zamanında düzenlenmiştir.
Engin Tatlıtürk
Teşekkür ediyorum.
Evvela şunu söylemek gerekir ki bu hükumete husumet için yazmadım. Bunu da yazıda belirttim.
Eksik ve acilleri yazmalıydım.
Evet para verilsin istedim ama hakkımızın verilmesini istedim.
Bir dokuma işçisi Ankara da 640 bin, İstanbul da 1000, Berlin de 5 bin, İran da 2000 lira alıyor. Ankara, İstanbul ve İran da ki fabrikaların sahibi aynı Türk firması. İş de aynı iş.
Aynur Hanım; asgari ücret 50 tl desin devlet, bu firmalar bir lira fazla vermez.
Vicdanları yoktur.
Köylerin bitişinin çok ama çok nedenleri vardır. Yanlış fiyat ve tarım politikaları da bunda etkilidir.
Benim çay tarlam var. Her yaz gidip üç ay başında duruyorum.
Emin olun bir şey kalmıyor. Tatil yapıyor ve kışlık çayımı çıkarıyorum o kadar.
Tarlalar bölündü ve geçinmek imkansız oldu. Yeni tarlaya izin vermiyorlar.
Kadastro ayağına arazilerimizin yarısını aldılar elimizden.
Şimdi yeni yasa ile orman arazilerini kullanıcısına ya da başkasına satacaklar.
Eğer orman idi ise neden tekrar geri veriyorsunuz?
Başkasına neden satıyorsunuz?
100 Yıldır illiyet olduğumuz araziler için neden bizden para isterken Kürtlere doğuda defalarca toprak reformu adı altında toprak dağıttınız bedavadan?
Yanlışı herkes yapabilir.
Herkese konuşurum.
Diğer hükumetler vadediyor diye yapacaklar mı?
Emin olamayız.
Ama takım tutar gibi parti tutmam.
Haklıya hakkını veririm.
Yazdıklarınıza pek çok yerde katılıyorum.
Her hükumet ikinci beş yılında biraz rahata geçiyor ve işleri ağırdan alıyor.
Eğer bir ihtilal olmazsa ki olabilir. Partide kapatılabilir.
Eğer bu aksilikler olmazsa Ak parti beş yıl daha başta kalacak.
Birtakım eksik ve gediğinin kendisine hatırlatılmasında fayda gördüm.
Dost yüze düşman arkadan konuşur.
Kaldı ki sözümün çoğu siyaset üzerine ve bütün siyasilere idi.
Güzel yorumunuza teşekkür ederim.
Selam ve sevgiler.
Aynur Engindeniz
İsmet abini yorumuna yazdığım cevabı yineliyorum. Birgün herkes köylere dö-ne-cek. Tabi hala köyde yerleri kalanlar...
Yorum biraz uzun oldu kusura bakmayın.
Saygılar selamlar.
Gerçi Türkiye’de her zaman sahipsizdi halk.
Bencede.
Kendi milletini ve milletinin gelecegini hicbir zaman garantiye alamadi Türkiye.
Bu da yetmez gibi ülkenin icini refaha ulastiramadan birde disa dogru acilimi hedefledi (hala da hedefliyor)
Disa dogru parlak bir Türkiye icinde karanlikta kalmis bir halk..
Halk da birbirine ters düsmüs zaten kim kimi harcarsa harciyor kücücük menfaati icin.
Degisecegini sanmiyorum.
Duyulan feryad felan degil sadece yeri geldiginde kuru bir gürültü seklinde olan vatan icin ölürüz sözleri.
Bir de kim olursa olsun ülkeyi yöneten hep yaramazdir nedense halk gözünde.Ve oy verirken acaba neyi düsünerek oy veriyor bu millet merak ediyorum.Sanki nasil ki partiler arasi bir cekisme varsa insanlarimizin arasinda da bu var.Bilincli olarak degil de sanki giciklik olsun diye oy veriyorlar gibi.Cünkü baktigimizda ayni partiden olmayanlar birbirine düsman kesiliyor.Yani ülkenin basarili olmasi son plana itilmis gibi.
Cok agir bir yaziydi bence.
Yüreginize saglik
Sonsuz saygimla
hicbitmez tarafından 12/26/2010 3:08:53 PM zamanında düzenlenmiştir.
Engin Tatlıtürk
Teşekkür ederim.
Sözüm hisse almasını bilen her partiye.
Saygılar.
Selamlar.
Yüce Allah kullarına ne güzel öğüt veriyor: "Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah, işitendir, görendir. (Nisa Suresi, 58)
Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. (Nisa Suresi, 135)
Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır. (Maide Suresi, 8)
Gerçek Kur'an ahlakı yaşandığında, Allah'ın Adil sıfatı tecelli ettiğinde yaşanan her ortam cennet benzeri olacak inşaALLAH. Bizler de bu süreçte ne kadar çaba gösterdiğimizle sınanacağız. Saygılar.
Engin Tatlıtürk
Saygılar.
Selamlar.
Sayın Tatlıtürk,
Bir yazınıza yorum yazmak uzun iş .
ben oldukça kısa tutacağım.
Takdir ettiğiniz hükümetin bu kadar büyük facialar gözünden kaçmış mıdır ?
Bu kadar büyük çileleri kaçıran bir göz nasıl bir gözdür ?
Fakir fukaranın evladı dağlarda perişan askerlik borcunu vatan borcu idrakiyle eda ederken referansını "İslam'dan" aldığını söyleyen güç sahipleri kendi evlatlarını kısacık döneme "en büyük asker bizümmm asker" zılgıtlarıyla yollarken Engin Tatlıtürk kadar adaletli olabilmişler midir ?
Gariban Anadolu kızları Başörtüsünden sebep okullarından atılırken , bu güç sahibi ağaların kızlarına başörtüsü yasağını en dehşet haliyle uygulayan rektörler "başörtüsüyle okumalarına ve mezuniyet törenlerine " katılan babalarına saygı ile referans ederek,kızlarına diplomalaroını vermişler midir ?
Sizin memleketinizde vuku bulan sel felaketinde memleketinizdeki milletin vekilinin yıkılan deposundan çıkan kaçak tonlarca çay nasıl ört bas edilmiştir.???
Ve daha söz yetmeyen vakıalar.
Burası mühim değil.
Bu iş değil .
Bir yandan kredi kartı borcunu yüz milyara dayayan adam . o kadar tüketirken onurunu nerede unutmuş..
İntihar edeceğine onurla ödemeye çalışsaydı.
Biz bu yanlışları nasıl düzeltiriz ?
Soru bu !!!!
Biz ne yapabiliriz !!!
Biz ne yapmak istiyoruz !!!
Bu adamlar bizden değil de biz kendi haramilerimizi mi istiyoruz !!!
Hakikatten adalet ve dürüstlük mü ???
Yıllarca bu ülkeyi yönetenler arkaya dönüp baktığımızda neler yapmış ülkemize..
Rahat mı babalarımız o eski haramilere deestek olduğuna..
Benim babam değil..
Her gün tövbe ediyor...
Siyasi Partiler yasası öncelikle değişmedikten sonra, hiç bir şey olmaz.
Lider sultasından demokrasi kurtarılmadan olmaz.
İnsanlar hür iradeleriyle karar vermeyi öğrenmeden olmaz.
Amcam Almanya'dan emekli.Sık sık sohbet ederiz.
Almanyada seçim olduğu gün bir Alman komşusuna rastlamış.
-Herr Günter hangi partiye oy verdiniz ...demiş Herr Günter :
- SDU 'ya.
Herr Günterin eşi elinde küçücük bir köpeğin tasması,köpek sağa sola sarktığından geride kalmış.
Amcam :
- Herr Günter hanımınız hangi partiye oy verdi.
Herr Günter:
- Emin olun bilmiyorum. Oy'unu kullandı fakat bilemiyorum.
Dediğini amcam gülerek anlatırdı.
Zira kendisi bizim ailenin kadınları bir seçimde Mesut Yılamz'a oy verecek CHP'ye vermeyecek diye ,toplu olarak akrabalarımın oturduğu binanın kapısına gelen sayım memurlarını "Bizden başka kimse yok, bizim karılar köyde çay topluyor" diye kandırıp,kadınları yazdırmamıştı bile.
Her yer Kerbela....
Her gün Aşura bize.
Bu sitem kemale ermedikçe.
Selam ve saygı benden.
Engin Tatlıtürk
Rahatlamışsınız Valla.
Çok haklı olduğunuz konu var.
Takdir ettiğim hükmet de bunca hata yapar. Pek çoğu zaten eskilerin bakiyesi.
Temizle temizle bitmiyor.
Bu da bazen yaparken kırıp döküyor. Hiç değilse çalışıyor.
Çok iş olan yerde çok hata olurmuş.
Yalana ve yanlışa doğrudur demeyiz. Dostluk eder söyleriz.
Kardeşim yorumun genel olarak çok yerindeydi.
Hepimiz aynı şeyin peşindeyiz.
Bakarsın kulvarlarımız birleşir. Nihayetinde takım sempatizanı değil seçmen ve vatandaşız.
Sayfama şeref verdin.
Teşekkür eder saygı ve sevgilerimi sunarım.
Allah'a emanet ol.
Engin bey hepimizin sesi oldunuz, yürekten tebrikler.
Bir an önce icraate geçirilmesi gereken konular.İnşallah gereken kişiler de duyar, çare üretilir.
Selamlar...
Engin Tatlıtürk
Teşekkürler ederim.
Siyaset; kendin için midir?
Siyaset; toplum için midir?
En büyük kaybımız; ülkeyi yönetenlerin yanıtının hep A şıkkı olması: Siyaset; kendin içindir.
Altına imza atılacak bir yazıydı. Yüreğinize, kaleminize sağlık Engin Bey. Saygılar.
Engin Tatlıtürk
Çok teşekkür ederim.
Güzel bir paylaşımdı Engin bey...
Emeğine saygı duyuyorum.
İyi pazarlar...
Engin Tatlıtürk
Sayfama şeref verdin.
Saygı, sevgi ve selamlar.