Yeni Yıla Girerken
Acı tatlı anılarla bir yılı daha geride bırakmakta olduğumuz şu günlerde geçmişin muhasebesini ve geleceğin planlamasını yapmayanımız yoktur, sanırım.
Âdeta göz açıp kapayıncaya kadar geçmiştir koskoca bir yıl!
Kâh hüzünlendik, kâh neşelendik; kâh başardık, kâh başarmadık; kâh mutluluk duyduk, kâh mutsuz hissettik; … Derken takvimin son yaprağına hızla yaklaşmakta olduğumuzu fark etmekteyiz.
Bir yıl daha yaşlanmanın hüznünden ziyade bir yıl daha yaşamış olmanın coşkusuyla bakmalıyız geleceğe…
Yediğimiz içtiğimiz, ektiğimiz biçtiğimiz, aldığımız sattığımız şöyle dursun; eski dostları ve dostlukları, yaşayabildiklerimizi, aşmayı başardığımız engelleri, yüreğimizin derinliklerinden ortaya çıkarmış olduğumuz içtenlikleri ne kadar anımsayabilmekteyiz?
Kurmaktan kendimizi alıkoyamadığımız düşleri, mutlak tamamlamak istediğimiz işleri, kavuşmayı arzuladığımız sevdiklerimizi ve yaşamak istediğimiz güzellikleri ne kadar önemsemekteyiz?
Bencillik ve kıskançlık başta olmak üzere kısır döngüye tutsak olmamak, öz değerlerimizi yitirmemek ve misyonumuzu bitirmemek için neler yaptık ve neler yapacağız?
İstemeyerek de olsa kırdığımız kalpleri yeniden kazanabilecek miyiz? Bize gönül koyanlara nasıl davranacağız?
Özümüzle barışık olarak ulusal, manevi ve etik değerlerimizi korumaya ve yüceltmeye devam edecek miyiz?
Minarelerinden ezan sesi yükselen, aynı şanlı ve ay yıldızlı bayrak altında ve aynı ülkede güzel insanlarımızla el ele, omuz omuza ve yürek yüreğe dayanışarak kardeşlik, birlik ve beraberlik içinde yaşayacak mıyız?
Büyüklerimize saygı, küçüklerimize sevgi ve şefkat, insanlarımıza anlayış, hoşgörü ve ilgi gösterecek miyiz? Bütün yaratılanları Yaradan’dan ötürü sevecek miyiz?
Öncelikle yüreklerde ve beyinlerde, ailede, okulda, sokakta ve tüm yurtta barış, huzur ve güven ortamının güçlenmesi için madden ve manen çaba gösterecek miyiz?
Resmi dilimiz olan güzel, güç ve güçlü Türkçemizin yozlaştırılmasına göz yumacak mıyız? Bu bağlamda öncelikle ve özellikle bizzat kendimiz tüm dil etkinliklerinde özen gösterecek miyiz?
‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.’ ve ‘Kalem kılıçtan keskindir.’ söylemlerinin gereğini yerine getirmeye çalışacak mıyız?
Sosyal, sosyoekonomik ve sosyopolitik konjektürde birey, aile, toplum ve ulus olarak hak ettiğimiz çağdaş düzeye ulaşmak yolunda kararlılığımızı sürdürecek miyiz?
Acaba ve keşke’lerle daha fazla zaman, enerji, para ve duygu yitimine izin vermek gibi bir lüksümüz yoktur.
Ne doğuya, ne batıya, ne de Amerika’ya muhtacız. Var olanla yetinmesini, kendisine yetmesini ve kendi yağıyla kavrulmayı bilen güçlü ve soylu bir ulus olduğumuzun mutlak bilincindeyiz.
Üniter, ulus-devlet, yapımız ‘ulus, devlet, ordu’ bileşkesinde daha da güçlenerek sonsuza dek yaşayacaktır ki bu düşünce dostlarımızın dileği ve coşkusu, düşmanlarımızın ise korkusu ve öfkesi olmaya devam edecektir.
Yeni yılda iyimserliğimizin artmasıyla birlikte çok daha iyi, güzel ve görkemli yaşantıların bizi beklediğine yürekten inanarak buradan herkese saygı, sevgi ve selamlarımı arz ederim.
Vardır mutlak özümüzde iyi niyet hem de derman;
Yoktur bize bizden gayrı en büyük dost hem de düşman!
Hoş ve esen kalınız…
25.12.2010
YORUMLAR
Vardır mutlak özümüzde iyi niyet hem de derman;
Yoktur bize bizden gayrı en büyük dost hem de düşman!
İÇTEN YAZINIZA AYNEN KATILIYORUM
MUTLU SENELER..
SEVGİLERİMLE..
Eğitimci
Eğitimci
Dilek ve temennilerinize katılıyor saygılarımı sunuyorum.
Yeni yıl da sağlık ve mutluluk dileklerimle.