- 546 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Nedamet
Gecenin mağrur bakışı güneşe göz kırptığında çatık kaşlarım biraz olsun hareketlendi. Artık karşısında oturdugum kırık camdan siyah çerçeveli gözlügümü daha rahat seçebiliyordum. Demek ki bu uyanış iki dakika öncesine kadar beni kaçırmaya gelmiş sandıgım hayalet kılıklı iki elma ağacının masumlugunu kanıtlamaya işaretti. Yoksa durduk yere kaşlarım neden saygı duruşuna geçerdi...?
Anı kitaplıgımdan " gençlik" adlı yapıtımı çıkardığımda vakit çoktan öğleyi geçmişti de geçmiş gözümün önünden bir türlü geçmemişti. Yaşlılık;damarı çıkık ellerimi rüzgarın meyvesi dökülmüş ağacı hırpalaması gibi titrerken, yüzüm gözyaşlarımı bebeğin annesini emmesi gibi emdi. Dimağım kapalı kapılar ardından nefes almaya çalışırmışcasına yaşanmışlıklara geçit verdi. Böylece ruh koridorum oda anahtarlarını bana teslim etti. Ve anahtar şimdi elimde, korkuyorum; ama merak ediyorum. Davete icabet ahlakıyla ağır ve vakur yürüyorum. Benliğimin odalarında bir ben daha görüyorum; tıpkı Yunus Emre gibi. Demiyormu ki Yunus Emre " Bir ben var bende, benden içeri " sahi bu ben miyim, rüzgarın anne şevkatiyle okşadığı bu eller benim mi? Benim mi çiçeklerin halay çektigi bu saçlar? Sevgi kandilini ateşleyen mutluluk bağına bir fidan daha diken,hakikat meclisine yılmadan, yorulmadan gözündeki yaşa, kalbinde ki sızıya aldırmadan koşar adımlarla giden gerçekten ben miyim? Cevap basit. Nasıl doguyorsa güneş karanlıkların ardından şimdi de öyle bir güneş dogdu; ruhumun bana gökkuşağı misali bakan ufuklarından.
insan olmak yağmur olmaktır; yagan karları eritip baharı getirmek,
insan olmak yağmur olmaktır; yagan karları eritip buz pistine çevirmek.
Ben yağmurum; ince ince yagan, kıvamı tatlı şerbetin koyulugunu yakalayan. Ve ben yağmurum karla karışık olan,şimşekler çaktıran. Ahh...! ne güzel olurdu kitaplığımdaki zamana dönebilmek; içimdeki mavilige yeniden hayat verebilmek. İşte o zaman ölüme inat severdim. Sevebildigim kadar severdim. Katıksız severdim. El ele verip yarimle güneşe misafirlige giderdim. Kederlerimi çay yapıp üzerine su çekerdim.
Merhaba;geceye inat hergün dogan güneş
Merhaba;içimde hiç dinmeyen sevgili ateş
İçinde bir ben daha olanlara selam olsun.Bu bir "ben"imiz bizi daima vicdan denen aynada buluştursun.
YORUMLAR
O hep içimizdedir. Ama bunu farketmek biraz zaman alır. Hayatı bereketlendirir, iki kere yaşamayı mümkün kılar. Hatta onunla buluşana kadar yaşadıklarınız ve buluştuktan sonra yaşadıklarınız diye de ikiye bölünür hayatınız. Bir görünmez terazidesinizdir artık ve dengeyi de sağlayan şey vicdan' dan başka bir şey değildir.
Naif anlatımınızdan derin ve hoş bir yazıydı. Zevkle okudum. Kaleminize sağlık.