özlem
Yıllar öyle hızlı geçiyor ki ; ne radar kurmaları,nede trafik ekipleri engel olamaz bu hıza nede insanoğlunun yapabileceği herşey.Kimsenin engel olamıyacağı tek şey belkide zaman.Çocukken geçsin,geçsinde biran önce büyüyelim diye baktığımız sonra artık yavaşlasın çok çabuk geçiyor dediğimiz bir kavram zaman.Ama yavaşlayamıyan ve aslada yavaşlayamıyacak tek olgu.Çocukken geçsinde büyüyelim diye edilen dileklerle hızlanan zamanı, sonradan yetmiyor durdurmaya gücümüz.Ve bakıyoruz ki ’’yavaşla artık’’ desekte bu dileğimiz yerine gelmiyor.Bir kere hızını alan zaman önüne engeller sürsekte yavaşlamıyor.Burası Türkiye hızlı trenler bile raydan çıkıyor, belki yavaşlar zaman, desekte rayına öyle sağlam oturmuş şekilde ilerliyorki zaman,çoğu istasyonda durmadan ilerliyor.Sadece bakıyoruz ve geçtiği her saniyeyi yaşamak yerine sayıyoruz.Yapmak istediğimiz çoğu şeyi yapamadan bir yıl daha geçiyor.Ve biz acımasızca nice yılların, yapmak istediğimiz pek çok şeyi yapmadan geçmesine izin veriyoruz.Aslında geçmesini izlerken geri gelmiyeceğinide biliyoruz.Sadece gün gelip geçmişe bakıp ’’ ne yıllar geçmiş’’ demek için geçiriyoruz çoğu yıllarımızı.Şunuda yapabilirdim yada yapsaydım güzel olurmuş ama geçti gitti işte ne yapalım böyleymiş hayırlısı sözlerini teselli kaynağı ediyoruz kendimize.Anlıyoruz ki insan yapmadığı şeyler için kendi kendini teselli ediyor,yapmaya çalışıpta yapamadığı şeyler için başkalarından teselli alıyor.Çocukken 2000 li yıllarda uçan arabalar olacak diye beklerdik.78 doğumlu eskişehire sevdalı bir günü 26 saat bir ayı 26 gün yaşıyan biri olarak bilemezdim o sevdalı şehire uzak kalacağımı.Ama o yıllarda oradaydım ve o yıllarda 2000 e çok vardı.Ve o zaman bildiğimiz tek araba karaşimşekti ve bildiğimiz tek robot voltran.Ama bize anlattığı aslında gizli birşey vardı voltranın o zaman göremediğimiz ama zamanla değerini anladığımız.Bir robotu oluşturmak için bile 5 kişinin bir araya gelmesi gerekiyordu yani yardımlaşma yani bencillik yerine bizcilik yani fedakarlık.O zaman göremediğimizi 2000 yıllarda bencillikler heryerde kol gezmeye başlayınca görmeye başladık.Aslında gördük ki geçen yıllar değerlerimizi,sevgilerimizi,ümitlerimizi,biz dediklerimizi,özlemlerimizi alıp götürüyor.Belki cep telefonlarını,belki bilgisayarları,belki gündelik hayatımızı kolaylaştıran pek çok teknolojiyi getiriyor gelen her yıl ama ya götürdükleri.Acaba kim karlı çıkıyor? geçip giden zamanmı yoksa her gelişmeyle rahatlıyan insanmı? Cevabı zor değil aslında,cevap nasıl düşündüğümüze bağlı.Ve cevap bize bizlikmi yakışır yoksa benlikmi sorusunun cevabıyla aynı düzlemde gizli.Evet yıllar geçiyor ve halen uçan arabaları göremedik elimizden uçup giden pek çok şeyi göremediğimiz gibi.Keşkeler kalıyor sadece geride,keşke dememek imkansızmış anlıyor insan.Kişisel gelişim kitaplarında anlatılan keşkesiz hayatlar varmı bilmem ama keşke olsa.................
YORUMLAR
zaman dönse geriye değiştirmek istediğim hiç birşey yok...evet keşke yapmasaydım keşke yaşanmasaydı dediğim çok şey var ama onların hepsi benim ben olmam için bir yoldu..keşkesiz bir yaşam sürmek imkansız ama yaşadığımız herşeyden kendimize bir pay çıkartmayı bilmeliyiz...
burada yazdığın yazıları okudum zübeyir abi daha çok yaz daha çok paylaş bizde yazılarından kendimize düşen payı alalım...
kalemine yüreğine sağlık:D