- 1140 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Açık Yazı
cümlelerin cazibesi ile organların boyu posu şekli şemali arasındaki bağı bakalım kimler biliyor?
- şişt! yok öyle bir bağ, komik olma...
- yok mu? hadi ya! nasıl yanılmış olabilirim? ne yani, çok tatlı şeker, şiirsel, ruhların başını döndüren o devasa etkili yazılara imza atan ile falan sığır görünümlü olanın aynı ve hatta o falanınki onunkinden daha görkemli de olabiliyor öyle mi? vay be!
*
demem o ki, tavlamaksa niyetiniz birini, malınızı mülkünüzü kaleminizin arkasında gizlemeyin; ya da tavlamak için kalemi kullanmayın. hele hele olmadığınız kişi hiç olmayın; ya da taşıyamayacağınız karakterin altına şeyinizi sokmayın. çünkü sonrasında iş ciddiye binince, birlikte olacağınla yapacağın işin sanatsal değerine verilen isim bütün dünya dillerinde aynıdır! ohş...
*
tavlamak, tava getirmek... lanet kavramlar... tam bir eşşeklik. nitelikli sahtekarlık. aldatmanın daniskası. olmadığı kişi olarak sunum. dalevera kupması. strateji savaşı. piçlik!
*
örnek: kız yaralı, oğlana sığınıyor, oğlan kızın saçını okşarken, memesini dikizliyor. e ne var bunda olamaz mı? ilgi duyamaz mı? olur tabi, insan bu; ama dürüstçe değil... bak şöyle oluyor sonrası: aralarında muhabbet gelişiyor, sonra kız oğlana güvenle ram oluyor, oğlan kızla işi bitince tekmeyi basıyor. niye? tavladı da onu ondan... tava getirdi. oğlana göre kız basit yani. ’onda hevesini al, doğru diğer kıza’ hesabı olayı. bu kızın duyguları, yaşamı? ’boş ver abi ya... mala mal muamelesi yapmak lazım... herkese hakkını vereceksin. ben iki süsledim diye bana gelen, yarın üç süsleyene gider.’ kafa bu.
+
kız basit kız kısaca adamımıza göre. gerçi onun için her kız basittir. damga, ona gelmesidir. gelmişse ona o kız değmez kızdır. o aranır ve ölene kadar bulamaz kızını... bulduğunu da piç eder. yaşamı yavşak yaşıyor, ondan çünkü. yaşamının tanrısı... asıl basit kim? tabi ki adamımız oluyor. kupkuru esersiz nişansız çekip gidiyor yaşamdan. zaten yaşamanın da anlamsız olduğunu düşünüyordu .
*
kız boyutu ise o tava gelen ve terk edilen kız da tam olarak kendini böyle hissediyor: ’basit’ çok basit... kandırılmış, aldatılmış, kirlenmiş... ve güveninin çanına ot tıkıyor, salıyor kendini saçmalıklara. nasıl oldu da aldandım? niye yaptım ben bunu? o yaptıysa şu da yapar aynını...
*
kızı beğendin mi? söyle açık açık... kanacaksa bırak kendi kansın sana. sen kandırma onu. göğsüne yaslanan başı okşarken gözün memelere kayınca söyle kıza. kız bilsin bunu. e kaçar gider! bırak kaçsın gitsin! gizem takılmış, süslü konuşmuş, erişilmez kişi olmuş ve son son tava getirmiş beyefendi ve sonra iş bitince hevesini alınca, vurmuş poposuna tekmeyi. böyle böyle ortalık dağılmış insanlardan geçilmiyor. herkes yaralı, herkes darbeli... eminim açıklık oturtulursa medeniyet daha hızlı gelişir.
*
yaşamda başkasını maskara ettiğimizce maskara oluyoruz hep birlikte. bir damla idrarın kuyuya düşmesi gibi
*
kasa kasa yaşayan her seferinde kısa kısa ölür. doğal ol, dobra ol, canımı ye... yalana dolana hileye lüzum yok. olursa olur, olmazsa çay demlersin.
*
genelde kırılgan kişilik zaafiyetli küsmüş insan sürüsü tabiiyeti kuvvetleniyor. kadın erkekten öte bir olay bu...
siyasette böyle,
dinde
ticarette
kültürde v.s v.s
göz boyama insanın insana yapabileceği en ağır suçlardan biri. çünkü bir aldanma ile binlerce insan muhataplık zeminini kaybediyor. güven sarsılınca olan şeyler sıkıntılı...
*
yazı kadını erkeğe erkeği kadına aydınlatma bilgilendirme bildirme yazısı değil... ben erkeğim de cinsimden örnekledim; alasını erkeğe yapan kadınlar da vardır muhakkak. onu da kadınlar dile getirsin. orhan pamuk değilim ki kadın dilinden bir roman yazacağım diyeyim. burada temel bakış samimiyetsizlik ve dürüst olmamanın nelere neden olabildiği... uzaydan ışınlanmış yazılar da değil üstelik. toplumda görüp duruyoruz bunları. toplum mühendisliği yapanların hesaplı hesapsızlığı bunlar. üç kuruşluk yaşamlara beş kuruş kıymet vermek; ya da beş kuruşluk yaşamları üç kuruştan satışa çıkarmak.... yaşam kuruşluk mudur? daha beterdir, keyfince yaşayamıyorsan. var olduğunca, neysen o olarak... sen sen olarak... hayat bir kumar da değil üstelik. bir yaşamlık hayatında ikinci bir şansın yok ve blöflerle entrikalarla kazandıklarını kaybettiğinde elde koca bir sıfır da kalmıyor, sen kalmıyorsun sonuçta...
sen kalmayınca cümle cihan yaşasın ne umrunda...
*
birbirinizi tavlamayın. olmadığınız kişi olarak birbirinize birbirinizi sunumlamayın. kandırmayın, aldatmayın. birbirinizin canını yakmayın ve sıkmayın. kasmayın, kösülmeyin, aldanmayın. akıllı olun... birinin sahipliği altına girmeyin. şahsiyetli bir şey olun.
süslü cümle kuranlarla kurmayanların organizması aynıdır. süslü cümle sahibinde olan, cümlesini süsleyemeyeninkinden farklı değildir. sözün süsüne değil, özüne kulak verin. insanın kıyafetine değil, içindekine bakın. insan olmasına bakın. makyajına jölesine kanmayın. altındakini görün. insan insanı kepaze etmez. senden almak için vermek istemediğini hile yaparak almaya çalışanı civarında tutma. seni mutlu edecek olana yönel. seni kendine eğlence edinenle eğleniyorsan eğlenceye ortak ol. yoksa hava gazı olursun.
böyle teleskop ya da mikroskoba ihtiyac hiç yok. bal gibi mesaj ortada
derseniz keyfi aldanmak istiyor, aldanıyor sana ne? derim ki: gayrı mümeyyizim dese de biri kendine, sonradan sızısı genel olarak toplumu buluyor.
YORUMLAR
Çok açık bir mesaj. Düpedüz zamanın günlük konuşma diliyle sohbet edercesine sürüklenip gitmiş yazı. Kimi yerlerinde gülümseyerek okusam da aslında çok sıkıntılı bir gerçek. İnsan aldanmak istemedikçe aldanmıyor aldanmasına da, gönülle bakınca hep taşa vuruyoruz baltayı yine de. Akıllı olun dediğiniz düz cümle tam bir özetti. Tebrik etmek isterim. Sevgi ve saygımla...