Süveyda'ya Mektup 5
Bin yumrukla yıkılmayan kalbimin çetin surlarını tek ıslıkla üflenmiş bir kelebek kanadıyla tuzla buz ettin. Gözaltlarımın coğrafyasına yağan hasretim, geceye bulandı ukdelerimle beraber. Boğazımda düğüm düğüm aşk kırıntıları gümüş bir pençe darbesiyle benliğime sirayet etti. Baş ağrısının beynime yaptığı basınçla diş gıcırdamalarına karışık aspirinler dizdim gecelerime. Göz çukurlarıma defnettim sevdâyı. Avuç içlerim kadar nasırlı hayallerimi de onun hemen yanına…
Sonsuzluğa göçebe kül dolu bulutlarıma kement salladım ve yere düşen her alev zerresine kalbimi açtım. Şimdi varlığınla şekillenmeye hazır erimiş bir kalbim var.
Yeter ki uğrayabileyim gözlerinin çöllerine; susuzluğa da razıyım. Yeter ki gamzelerinde boğulayım sen gül de. Yeter ki saçlarının her kıvrımına sevdâyı öreyim yaralı ellerimle. Yüreğime saplansa da her ilmekte sevdânın okları; çek çıkart, hiç çekinme, varsın paramparça olsun kalbim, ne varsa serilsin ayaklarının altına da göz pınarlarımdan akan hicrana girift sevdâmı dünya gözüyle bir gör. Ama sakın kana bulama dilini, inan ölmek iş değil. Gözlerinin menzilinden sürgün edileceksem eğer, hayat zaten işkencedir!
Emre GÜLBÜZ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.