- 1362 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR İNTİHARIN İÇ YÜZÜ: BEŞİR FUAD
Pozitivizm, natüralizm gibi felsefi ve edebi akımları sıkıcı lise edebiyat ya da felsefe derslerinden hatırlayanlar için Beşir Fuad ne ifade eder bilmem ancak bu toprakların ilme, fenne kısacası pozitif bilimlere yürekten inanan insanlarındandır sözü geçen sanatçımız.
Beşir Fuad 1852 İstanbul doğumludur. Çağdaşları gibi iyi bir eğitimin sonrasında önemli devlet görevlerine getirilen Fuad, döneminin diğer sanatçıları kadar adını duyuramasa da enteresan ölümü ile hafızalara kazınmıştır.
Beşir Fuad, ülkemizde Tanzimat Dönemi Edebiyatı sanatçılarından Nabizade Nazım gibi Natüralizm akımının etkisinde kalmış, ülkemizin de ilk pozitivisti olarak değerlendirilmiştir.
Natüralizm akımı realizmdeki gerçeği gözlemlerle arayan anlayışın bir kademe artmış halini temsil eder. Natüralist sanatçılar eserlerini neredeyse istatistiki bilgilerle doldurulmuş deney raporlarından yola çıkarak oluştururlar. Edebi malzemeyi adeta bir laboratuvar olarak gördükleri Natüralizm akımının prensipleriyle yoğurur ve oldukça gerçekçi eserler ortaya koyarlar. Dünya edebiyatında hepinizin bildiği gibi Emile Zola bu akımın en önemli temsilcisidir.
Konuyu somutlaştıralım. Natüralist bir yazar eserini Yörükler ile ilgili yazmak istiyor olsun. Anlayışına göre uzun uzun gözlemler Yörükleri. Öyle ki bu insanların gerçek davranışlarını eserlerinde vermek mecburiyetindedir. Hatta natüralist yazarımız Yörüklerin arasına karışarak onlardan biri gibi yaşamaya başlar ve o insanların yaşayışlarını bizzat yaşamak ister.
Bazılarınız bütün bu anlattığın sıkıcı şeylerin Beşir Fuad’la ne ilgisi var ki diyecektir. Başta da belirttiğim gibi sanatçımız ülkenin ilk pozitivist ve natüralistlerindendir. Yazdığı eserlerde gerçekliği birebir yansıtmayı amaçlar. Ve yine başta da belirttiğim üzere ölümüyle hafızalara kazınmıştır.
Bilimin toplumun gelişimindeki önemini çok iyi kavrayan değerli sanatçının intiharı üzerinden çok yorumlar yapılmıştır. Bazı edebiyat tarihçilerinin de iddia ettiği gibi ölüm hissini anlamak ve bunları bir edebi metin olarak kaydetmek için intihar eden Beşir Fuad, natüralistlerin yöntemlerinden yola çıkmış olmalıdır. İntiharı sırasında kaleme aldıklarının ailesi tarafından imha edildiği söylenen yazarın ölümü öncesinde yazdıklarını ve intiharı sırasında yazdığı iddia edilen yazısını bir kez daha yayımlayalım:
İntiharı öncesi Ahmet Mithat Efendi’ye yazdığı mektubundan:
“…Hayatımda fenne hizmet eylediğim gibi, cenazemin de öyle hâdim olmasını arzu eylediğimden, cenazemi teşrih olunmak üzere teberruan Mekteb-i Tıbbiye’ye terk eyledim ki veresem şu arzuma mâni olmazlar. İntiharımı da fenne tatbik edeceğim; şiryanlardan birinin geçtiği mahalde cildin altına ‘klorit kokain’ şırınga edip buranın hissini ibtal ettikten sonra orasını yarıp şiryanı keserek seyelan-ı dem tevlidiyle terk-i hayat edeceğim…”
İntiharı sırasında yazdığı iddia edilen parça:
“Ameliyatımı icra ettim hiçbir ağrı duymadım. Kan aktıkça biraz sızlıyor. Kanım akarken baldızım aşağıya indi. Yazı yazıyorum kapıyı kapadım diyerek geriye savdım. Bereket versin içeri girmedi. Bundan tatlı bir ölüm tasavvur edemiyorum. Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. Baygınlık gelmeye başladı.”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.