3K
Bugün hava ne kadar güzel,bulutlar serimiş gökyüzüne bir baştan bir başa ilkokul çocuklarının neşesiyle sesleriyle..
Dün genç bir akrabamı kaybettim. Yakalandığı hastalığın pençesinde on yıl çile çektikten sonra dün öldü. Keşke bugün bulutları görebilseydi.
Bu akşam kırıldı kalbimde neşe.
Bu akşam martılar kondu güneşe.
Bu akşamı görmeyenler oldu, bu akşam.
Keşke görebilselerdi. Keşke.
Olmadı.
Komşuları müsaade etmedi kimilerinin,kimilerinin başlarına bombalar yağdı,ve her durumda sinsi planların kurbanı oldular.
Kahramanmaraş olayları olmasaydı da bugün aynı gökyüzüne bakıp derin bir nefes çekip "hava ne güzel" diyebilselerdi orada katledilen masum insanlar çok mu kötü olurdu ?
Komşu komşunun külüne muhtaç anlayışını beslediğimiz yerden ne çabuk sokağa atmışız da yerine bizden olmayan, düşüncenin piç’i ve ayrılıkların sebebi kini nefreti koymuşuz.
Merhametin kapılarını başka düşüncelere,renklere,farklılıklara ne kadar sıkı kapatmışız.
Kürtler kendi dilleriyle eğitim istiyor.Kendi dilleriyle ağlamak,sevinmek,küfretmek,kız istemek,halay çekmek ve atalarından kalan sözlerle sevdalanmak istiyorlar.
Tıpkı Gümülcinedeki Türk’lerin istediği gibi.
Kendimiz için istediğimiz hak’ları başkalarına neden çok görüyoruz.
Hindistan’da yüzlerce din,binlerce mezhep ve milyonlarca tarikat ,düşünce sistemi bir arad yaşıyor.ABD’de kaç tane resmi dil ve din var.Bizde de olmasında ne sakıncalar var?
Vatan bizim diyerek hiç gitmediğiniz,var olmadığınız dağlarda ,ovalarda hakimiyetinizin olmasını nasıl beklersiniz?
Yıllardır Türk varlığına armağan olan Kürt çocuklarının , kendi dilleriyle türkülerini söylemesinde nasıl bir facia olabilir ?
Ve daha ne kadar akabilir bu memleketin çocuklarının kanı?
Kaç anne evladını yitirmeli?
Kaç gelin dul,kaç bebek yetim kalmalı?
Kaç delikanlı sevdasına en güzel sözleri söyleyemeden,yaşlanamadan ölmeli ki bu acı son bulsun ?
Kaç kervan dönmeli?
Kaç kurban ister bu katliam tanrısı susmak için ?
Davullarla gönderdiğiniz, bıyığında delikanlı terlerle, bıçak bakışlı evladınız parça parça olmuş vaziyette bir tabutla evinize gelmedi değil mi?
Ya gelirse !
Yeter demek için yarın geç olmadan ses verin.
Kubilay öldürüldüğünde kaç yaşındaydı ?
Cumhuriyetin en hızlı en keskin günlerinde on beş kişiyle "ben mehdi’yim,işter bu da ordum "diyerek camileri basan derviş Mehmet’in niyeti neydi dersiniz?
İstiklal mahkemeleri çatır çatır muhalifleri asarken,on beş kişiden müteşekkil ordusuyla Menemeni kana bulayan derviş kılıklı ajan kim?
Hiç inanmadım Menemen hadisesinin resmi hikayesine.
Aklım almadı,almıyor.
Fakat hadiseler başlamadan Ege bölgesindeki hocaların idam için hazırlandığını dinlemiştim emekli generalden.
Oluyor böyle şeyler.
İnternet’in başına bela olduğu konulardan biri de bu işte. Resmi izahların, provokasyonların ortaya çıkması.
Resmi yalanların takkelerinin bir kablonun ucunda düşürülüp hakikatlerin görünmesi.
Velhasıl bu üç K bu coğrafyanın yaşadıklarıdır .
Bizim atmosferimizde yaşananlardır.
Hiç kimsenin avlusuna bırakıp kurtulamayız.
Camii avlusuna bırakıp kurtulamayız.
Biz bize halledeceğiz.
Sevgiyle.
Hoşgörüyle.
Açık yüreklilikle.
Yoksa yine bizim çocuklarımız çekecek. Topçular,popçular ve kapitalistlerin çocuklarından beri olacak her sıkıntı.
Bizim çocuklarımız öldürecek birbirlerini.
Biz babalar kahnede tavla ataken, camide omuz omuza şeytana karşı dururken oğullarımız iblislerin tuzaklarında ucuz yemler olarak değerlendirilecek.
Bu bizim sesimiz olsun : "Susma sustukça sıra sana gelecek!"
YORUMLAR
Erolabi... Yazını okudum... Yazına yapılan yorumları okudum... Yorumlara verdiğin yanıtları okudum... Benimde bu vatanın bir vatandaşı olarak bir görüşüm var tabii.. Ama ben maydonoz olmak istemiyorum.. . Ben başka şey söylüyeceğim ;
İŞTE EROLABİ BU...YAZDIĞI MİZAHİ YAZILARLA BİZLERİ GÜLDÜRDÜĞÜ GİBİ, BÖYLE YAZILARDA YAZAR BAŞIMIZI İKİ ELİMİZİN ARASINA ALIR DÜŞÜNÜRÜZ....
ÖPTÜM SENİ EROLUM.....
erolabi
Sizin gibi tecrübeli ve deneyimli ağabeylerimizin aslında bu konularda daha çok yazması,bizi de bilgilendirip, düşüncelerimize yol göstermesi,yanlışlarımız var ise erkenden bertaraf etmemize yardımcı olması gerekir bence.
Saygı ile ellerinizden öperim.
Gerçekler yazıda...Otoritenin gücü yıllarca halkı ezdi...Üstelik bunu da halkçılık adına yaptılar...
Bugün doğuda yaşananların aynısı çok değil 80, 90 yıl öncesinde Ege, Karadeniz, İç Anadolu bölgesinde yaşandı...Efelerin, Çapanoğlu, Topal Osmanların ve diğerlerinin çıkardığı isyanlar, ayaklanmalar ne çabuk unutuldu...Hainlik derecesini kimler belirliyor?
Doğru tespitler ve görüşler Erol abi...Saygımla selamlıyorum...
erolabi
Bu halka insan dışkısı yedirenlerin ,utanmadan sıkılmadan çözüm için televizyon kanallarında boy göstermelerine aklım yetmiyor.
Oysa ayrılığımız sadece ürettiklerimizden.Kültürümüzden kaynaklanıyor.
yediğimiz ,içtiğimiz ,organlarımız farklı olsa..
Ayrı yaratıklar olsak.
yani dendiği gibi Kürtlerin kuyruğu olsa veya Lazların Hörgücü..Çerkeslerin Boynuzu kıvrımlı, Yörüklerinki düz...
Hadi neyse.
Veya biz miyavlasak da Kürtler ötse...
Vaya biz hırlasak da Kürtler ulusa...
Biz otçul olsak da Kürtler etçil.
Bir tv progranımda şiirleri katleden güzel sesli bir adam var.
Bu konularda konuşurken yanında kameraarkasında çalışan Kürt delikanlıyı çağırdı canlı yayında " Biz kardeşşşiiizzzz kardeşşşşş..meselaaaa Mahmut gel bakiyymmm" Mahmut geldi.Sarıldı Mahmut'a.
"Bakın bu burda çalışıyor ve Kürt meselaaa..bakın bizeeeee"
Karşısındakini sarılırken bile aşağılayan adama ne demeli.
Yalansız,riyazsız ,kardeşliğimiz nerede.
Ben aslında Kürtleri sevmem.
LAzları da..
Çerkezleri de..
Pomakları....Türkleri..Türkmenleri de.
ben insanı severken ..
İnsani değerlerle ölçerim.
Tartarım.
Biçerim.
Ya severim.
Ya sevmem.
Asla bir puştu Türk olduğu için sevmiş değilim.
Ve asla iyi bir insandan Kürt veya başka milletten olduğu için nefret etmiş değilim.
Edemem.edemedim ömrümün şu zamanına kadar. Ha bu saaatten sonra ne olur bilemem.
Kalkar biri bana milletvekillik teklif eder de şöööyle düşünecen .aha da şöööyle konuşacan derse.
Ya derse...
Bir kaç yıl önce yaptığım gibi elimin tersiyle iterim.
Hak ne ise o.
Pulanya sistemi olmalı.
Nasıl pulanya üzerine konulan ağacın cinsine bakmadan biçip doğrultursa..
Adalet de öyle olmalı.
Adın ne olursa olsun.
dalın pulanyanın bıçağına takılırsa , kesip almalı ,seni de doğru yapmalı.
Sevgi ve selamlarımla.
Çok değerli arkadaşlarım.
Bir kaç ay oldu bu sayfada yazıyorum.
Hiç bir kaygım omadan.İçimden geldii gibi.
Sizin gibi çok değerli insnlarla tanıştığım için çok mutlu ve şanslı olduğumu düşünüyorum.
Bu konuda yorum yazmanız beni çok memnun etti.
bu konuları çok düşünen ve içi acıyan bir kardeşiniz olarak çözümün her türlüsünün memleketim için faydalıolacağını düşünüyorum.
Ve empati yapıyorum bazen.
Biz Türkler dağda olsaydık.
Cudi dağında biz konuşlanmış,biz kato'da mağarada yaşaaydık.
Ve Kürt Cumhutiyrtinin Askerleri bize operayonlar düzenleseydi.
Biz de "hayır biz Kürtçe konuşmayacağız,eğitim dilimiz Türkçe olacak "diye diretseydik. Tıpkı Gümülcine'deki Türk kardeşlerimiz için istediğimiz gibi.
Bir milleti millet yapan unsurların başında dil gelir. Din birliğinden önemlidir Dil birliği ulusallık temellerinin sağlamlaştırılmasında.
Yıllardır bu ülkede oynanan oyun binlerce ülke delikanlısının katline sebep oldu.
Her il'e bir tabut,sonra her ilçeye bir tabut ve daha sonra her beldeye ve nihayetinde her köye ,her mahalleye bir tabut projesiyle ülkemizin insanları arasında kin ve nefret duvarları örüldü.
Diyarbakırlı arkadaşım, PKK saldırısında şehit olan kardeşinin cenazesini almaya giderken yolda durdurulup saatlerce hakarete uğradı .
Sırf Kürt olduğu için.
Bu ülke haini sevmez.
Biz yıllarca vatan hainleri listeleriyle büyüdük.
herkes haindi bize anlatılanlara göre.
Deniz de,Nazım da, benim dedem de.
Oysa onlar haksızlığa uğradıklarından veya uğrayanların dertlerini acılarını paylaştıkarından savaştılar.
Bir insan doğduğu topraklara,dedesinin,nenesinin yattığı, atasının üzerinde yaşam kurduğu topraklara hain olamaz.
Biz asık hainleri göremeyelim diye önümüze hain adı verilen insanları koydular.
Biz de onlara karşı duygular geliştirdik.
Besledik en kindar hislerimizle.
Ölenlerin hepsi bizim değil mi?,
Bu ülkenin çocukları değil mi?
daha önce biz anımı yazmıştım.
Orada bir arkadaşımın " Ağabey benim abim Kıbrıs savaşında Mehmetçikle beraber şehit olmak için Kıbrıs'a gitmeye karar verdi. Askerlikşubesinşi bastı illa gidecem diye. Bugün o abim askere kin kusuyor.Neden?" diye sorduğunu anlatmıştım.
Neden?
Şimdi bu soruyu biz kendimize ve devletimize sormalıyız NEDEN???
Sevgi ve saygılarımla.
Toplumun en küçük birimi ailedir. Aile içinde düzeni, birliği sağlamak için bazı kurallar oluşturulur. Amaç; ailenin bir arada, mutlu ve düzen içinde yaşamasıdır. Ülkeler de aynı şekilde yönetilirler. Düzeni sağlamak için oluşturulan kurallar çerçevesinde yönetilirler.
Bir ülke vardır. Bu ülkeye ait topraklar ve o topraklar üzerinde yaşayan insanlar vardır. O ülke üzerinde yaşayan insanlar topluluğuna " Vatandaş " denir. Aynı vatanı paylaşan insanlar demektir; Vatandaş. Halk ise; birbirlerinden dil ve köken bakımından ayrı olan, ama ortak bir devlet yönetimiyle birleşmiş bulunan ahali demektir. Vatandaş ve Halk'ın ortak paydaları; Devlet'tir. Aynı devlet tarafından yönetilmeleri ve aynı toprakları paylaşmalarıdır.
Dünyanın her neresine giderseniz gidin, konuşulan dil; o Devlet'in dilidir. Fransa'ya gidin. İngilizce soru sorun. Alacağınız yanıt Fransızcadır. Neden? Çünkü Fransızlar, dillerini koruma altına almışlardır. Sizin kimliğiniz, turist olmanız bile, onları ilgilendirmez. Aynı durum İtalya ve Almanya için de geçerlidir. Almanya da yaşayan binlerce Türk var. Türkçe konuşarak sorunlarını halledebilirler mi? Asla. Kendi aralarında Türkçe konuşurlar. Ama evlerinin ya da yaşadıkları bölgenin dışına çıktıkları an konuşmak zorunda oldukları dil Almanca dır. Neden? Çünkü Almanya topraklarında yaşıyorlar. Doğrusu da bu'dur. Son haberlere göre Erdoğan; Almanya da Türkçe eğitim veren okulların açılması için bir istekte bulundu. Neden? O gençlerin Türkiye'ye döndüklerinde rahat konuşabilmeleri ve iş bulabilmeleri için. Hem Almanca yı hem de Türkçe yi iyi bilen gençlerin yetişmeleri için...
"Davullarla gönderdiğiniz, bıyığında delikanlı terlerle, bıçak bakışlı evladınız parça parça olmuş vaziyette bir tabutla evinize gelmedi değil mi?" 1984'ten 22 Haziran 2010'daki Halkalı saldırısına kadar 6 bin 653 şehit verdi bu ülke. Sizin deyiminizle davullarla gönderdikleri evlatlarını tabutla karşıladılar. 6 bin 653 ana-baba.
Saygılarımla.
erolabi
Dil yok olunca ulus yok olur.
Bizler çocuklarımız İngilizce öğrensinler diye binlerce lira para dökerken Türkçe konusunda aynı hassasiyeti göstermiyoruz.
fakat biraz empati yaparak doğru olan bilgiye ulaşabiliriz.
Binlerce şehidin neden verildiğini de sormalıyız kendimize ve devletimize değil mi?
Ya ölen Kürt gençlerin durumu?
Onlar da ana baba evladı.
Herhalde dağlarda yaşamak,perişanlık çekmek onlar iiçin ideal yaşam sayılmaz.
Ya onlar ?
Binlerce gencimiz karşı cephelerde öldüler.
Neden?
Kime yaradı ölümleri ?
Teşekkür eder saygılarımı sunarım.
Yazı hakkında çok şey yazılıp çizilebilir. Yazı çok yönlü çünki. Neresinden tutsanız elinize batıyor, canınızı acıtıyor. Bu ülke bizim, bu topraklarda yaşayanlar da bizim vatandaşlarımız.
Elbette sorunlarıyla birlikte bizim. Bebek sizinse, altını siz değiştireceksiniz değil mi? Başkasının verdiği formül, ya da ürettiği çözüm bize uymaz. Sorun bizimse, çözümü de biz bulmalıyız. El birliğiyle...
Tebrikler erolabi, güzel bir yazıydı.
saygımla...
erolabi
Biliyorum ki bu gibi komulardaki hassasiyetiniz yüksektir.
Ölenlerin hepsi bir zamanlar kundaklara sarılıp gelecek hayalleri ile büyütüldü,Biz bu konuda ne yapabiliriz ? diyemedik.
sadece seyrettik
Ve içimizde TV kanallarının ektiği kini suladık büyüttük.
Biz dağda olsaydık
Biz ölseydik
Bizim çocuklarımız ölseydi.
Teşekkürlerimi arz ediyorum.
Elbette ki insanlar kendi dilleri ile konuşabilmeli, yazışabilmeli, sevdalarını söyleyebilmeli. Bu ülkede Kürtlerin dillerinin yasaklanması elbette ki insanlık ayıbı.
Fakat bu ülkede yaşayan Lâzlara, Çerkezlere, Boşnaklara, Arnavutlara hatta Rumlara bile, niçin böyle yasaklar getirilme gereği duyulmadı ?
Çünkü onlar kendilerini bu ülkenin yabancısı gibi hissetmediler. Bu ülkenin topraklarından toprak kopartıp ayrı devlet kurma rüyaları görmediler. Ermeni canilerle iş birliği yapıp, askerimize, polisimize ve hatta provakosyon olarak Kürt asıllı vatandaşlarımıza saldırmadılar.
Kaç Kürt isyanı çıkarıldı bu ülkede ? kaç masumun canına kanına mal oldu. hatta ülkenin ekonomisi ve bu yüzden sağlığına eğitimine engel oldu bu bölücü zihniyetler ?
Kürtler, Türkiye Cumhuriyetini kuran ve tümüne birden Türk Milleti denilen halklardan biridir. Biz onları asla dışlamadık. fakat onlar başkalarının kışkırtmalarıyla sürekli isyanlar çıkartarak, ülkemizi bölerek ayrı devlet kurma hayali yüzünden bü ülke vatandaşlarının kanlarına, canlarına ve mallarına hatta geleceğine mal olmuşlardır.
Bu günkü istekleri de masumane dil özgürlüğü falan değildir. Öncesinde özerklik, sonrasında da bağımsızlık ve Kuzey Irak Kürtleri ile birleşip Büyük Kürdistanı kurma hayalidir. Bu hayalleri de yine hem onlara hem de ülkeye zarar verecektir. Yazık ki çok yazık !
Bu arada her kim ki, sırf Kürt düşmanı olup, onları dışlamaya, asimile etmeye, sebepsiz yasaklama ya da kısıtlamalara kalkışmışsa, onlara da lânet olsun !
erolabi
Ancak ortada sosyolojik bir vakıa var ve artık bu neticelendirilmelidir.
Ölümler sonlandırılmalıdır.
Orada bir köy var uzakta gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür anlayışı boş çıkmıştır.
O köye sevgini,elini,dilini, samimi kardeşlik duygularını ve hizmet götüremiyorsan ,o köy,senin değil.
Neden o bölgede başarılı oldu dış güçler.
neden karaddenizde başarılı olamadı
Bu ülkenin siyasileri yıllardır dış güçlerin başarılı olabilmesi için gayret sarfetmediler mi?
Selam ve saygı ile.
Fikret TEZEL
Bunları bir ırkçıya anlatamazsın kardeşim.
Sen ona birlik sağlansın diye eğitim dilinde, yönetim dilinde dilinde tavizler verdikçe ve sen ona özerklik bile verdikçe o Büyük Kürdistan hayali ile yaşamaya başlar.
Yarın seni nasıl ekarte edeceğini düşünmeye başlar.
Irkçı düşünce sen- ben gibi düşünmez.Ve ırkçı hareketler karşı hareketleri besler.
Dilerim akil adamlar bir yol bulur.
Saygı ve sevgiler.
erolabi
Olan yine çocuklara olacak.
Yıllar sonra düşündüklerinde anlayacaklar ama geç olmuş olacak ve ölenleri geri getiremeyecekler
Değerli yorumunuza şükranlarımı sunarım .
''dünyanın neresinde olursa olsun haksız yere birisinin suratına atılan tokadı kendi suratında hissetmeyen kişinin insanlığından şüphe ederim.'' CHE.
''haksızlığa karşı boyun eğen, hakkıyla birlikte şerefinide kaybeder.'' HZ. ALİ.
sevdiğim sözlerle yazınıza yoruma başlamak istedim aslında açıklamaya bile gerek yok ya neyse
susma sustukça sıra sana gelecek...
konuş konuştukca ölüm sana yaklaşacak...
malesef çok konuşanları fazla yaşatmıyorlar , hak arayanları susturuyorlar...
ülkemizde kendi menfaatini düşünen insan sayısı fazla iken konuşacaklarını hiç
sanmıyorum. eli kalem tutan bu ülkenin aydınları susmamalı yazmalı
masum çocuklar öldürüldü kim çıkıp dur dedi...
sırf düşünüyorlar diye nice yiğitler kurşuna dizildi kim ses çıkardı
yazıklar olsun ki bizlere hala sürü psikolojisinden kurtulamadık...
çok uzatmayayım duyarlı yüreği ve duyarlı yazıyı kutluyorum...
susmayacağız haksızlığa susamayacağız...
erolabi
Fakat kim kaldı ki dünyada???
Hangi zalim katlettiklerinin yaşamlarından bir saniye ekleyebildi kendi ömrüne..
Bu adaleti ve hakkın tecellisini ölüme ve Azrailin eline ,ahirete terketmek manasında değil,zalimin eyleminin fuzuli oluşuna işarettir.
ANCAK BİZ DÜNYAYI ÖZGÜR TERKEDENLERDEN OLACAĞIZ..
TA Kİ GÜNEŞ BATIDAN DOĞSUN.