- 1669 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Ehli Beyti Allah, Ü Teala Ve Resulullah S,a,v, İn Diliyle Tanımak Ve De Sevmek.
Ehli Beyti Allah, Ü Teala Ve Resulullah S,a,v, İn Diliyle Tanımak Ve De Sevmek.
“ Ey Allah’ın elçisi ! Sana nasıl selam vereceğimizi bildik lakin sana nasıl dua (salat) edeceğimizi bilmiyoruz, Peygamber Efendimiz cevap olarak buyurdu ki Bana yapacağınız duanızda şöyle deyin : Ey Allah’ım ! Salatını (hayır duanı) ve bereketini İbrahim’e S.A.Vve İbrahim’in Ehli Beytine kıldığın gibi , Muhammed’ (S.A.V) ve Ehli Beytine de kıl ! Sen övülmeye layık ve yücesin.Peygamber Efendimiz bu yüce makama kendi Ehli Beyti olan Hz.Ali, Hz.Fatime, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i , Hz.İbrahim peygamberin Ehli Beytinin zikri ve duası ile eş tutmuştur.İbrahim aleyhisselamın Ehli Beyti, kendisinden sonra insanlara peygamberlik yapmış kişilerdi.Peygamber Efendimizden sonra peygamberlik olmadığı için bu ümmetin imamları Ehli Beyt zürriyetinden gelen kişiler olmuştur.Nitekim bu duaya göre birbirini takib eden zürriyet İbrahim aleyhisselam dan ta Peygamber Efendimize kadar devam etmişti.Peygamber Efendimiz den sonra da oniki imam olarak bilinen Ehli Beyt imamları ile bu mübarek zürriyet devam etmiştir.İyi düşünün ki , her müslüman namazını kıldığında Ehli Beyte, yani Hz.Ali, Hz. Fatime, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’e dua etmektedir. Salli barik duaları efendimize ve ehlibeyti olan nesline ve Halil İbrahim peygambere ve de ehlibeytine dir Bu makamdan daha yücesi olamaz.Elbette bazı mezheplere göre Ehli Beyte namazın içinde dua etmek şart olarak görülmüyor ama Şafii mezhebine göre Ehli Beyte dua edilmeden bitirilen namaz doğru olmaz diye kabul edilir.Şafıi mezhebinin imamı olarak kabul edilen Muhammed ibin İdris eş-Şafıi bir şiirinde şöyle demiş : “ Ey Ehli Beyt ! Size namazında dua etmeyenin namazı kabul olunmaz Bu kadar yüce bir makama sahip olan bu şahsiyetlerin tarihin akışı içinde acaba nelere maruz kaldı ??? Peygamber Efendimiz için merak ettiğimiz kadar bu mübarek Ehli Beyt şahısları için de hallerini merak etmemiz vicdanen yerindedir.Eshab hakkında merak edildiği kadar Ehli Beyte merak gösterilmiş olsaydı müslümanların şimdiki halinin öyle olmıyacağını, Allah’a inanarak, kesin olarak biliyorum.Şanı yüce olan Allah, Kuran-ı Kerim de Eshabı her türlü iyi ve kötü halde zikretmiştir.Fakat Ehli Beyti sadece iyilik ve hayır içinde zikretmiştir.Ahzab suresinin 33. Ayeti kerimesin de şöyle buyuruyor : “ Doğrusu Allah, ancak siz Ehli Beyt’ten her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister !” ayetinde kasd edilen Ehli Beyt : Hz.Ali, Hz.Fatime, Hz.Hasan ve Hz.Hüseyin’dir. Şanı yüce olan Allah, Ehli Beyt olan Hz. Ali, Hz. Fatime, Hz. Hasan ve hz Hüseyin’i her türlü pislikten ar etmiştir.Bu ayetin hükmüne göre Ehli Beytin bu mübarek şahıslarında asla yalan, iki yüzlülük, menfaatçıhk, fıtnecilik, zulüm, adaletsizlik, hiyanet ve buna benzer bütün alçak değerler bulunamaz.Şanı yüce olan Allah,şura 23. ayetinde de derki Allah’ın, iman edip hayra ve barışa yönelik iyi işler yapanlara müjdelediği, işte budur. De ki: "Ben buna karşılık sizden, yakın akrabamı/Ehlibeytimi sevmeniz dışında birşey istemiyorum." Kim bir iyilik/güzellik üretirse onun için, o ürettiğine bie güzellik daha ekleriz. Çünkü Allah Gafur’dur, çok affeder; Şekur’dur, iyiliğe karşılık verir/teşekkür eder.Al-i İmran suresi, 51. Ayetinde de şöyle buyuruyor : “ ... Öyleyse de ki : Gelin, oğullarımızı (çocuklarımızı) ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı ve kendimizi ve kendinizi çağıralım ; sonra mübahele edelim (yeminleşelim) de Allah’ın lanetini yalancıların üzerine gönderelim...”Bu ayeti kerime, hiristiyan heyetinin Medine’ye, Peygamber Efendimizin huzuruna geldikleri olayı anlatıyor.Hiristiyanların önde gelen alimlerinden oluşan bir heyet, Peygamber Efendimizin huzuruna gelerek İsa aleyhisselam hakkında tartışmaya girmişlerdi.Hiristiyan heyeti, İsa aleyhisselamın Allah’ın oğlu olduğunu iddia edip, Peygamber Efendimizin bunu kabul etmesini istiyorlarıdı .Peygamber Efendimiz bu duruma düştüğünde zikretmiş olduğum Al-i İmran suresindeki 51. Ayet indi.Bu ayetin hükmüne göre Peygamber Efendimiz hiristiyan heyetini Hz.İsa konusunda karşılıklı yeminleşmeye davet eder.Bu yeminleşmeye kimlerin geleceği hususunda Peygamber Efendimize İlahi bir emir olan ayet indi.Bu ayete göre Peygamber Efendimiz oğullarını, kadınlarını ve kendi nefsini alarak Hiristiyan heyeti ile yeminleşmeye gidecekti.Hiristiyan heyeti ile ertesi günü yeminleşmeye gittiğinde Peygamber Efendimiz sağ elinde hz Hasan’ı, sol elinde Hz.Hüseyin’i, arkasında Hz.Ali ve Hz Fatime’yi beraberinde götürmüştü. Peygamber Efendimizin oğulları yoktu, onların yerine kızının oğullarını Hz.Hasan ve Hz Hüseyin’i götürmüştü.Peygamber Efendimizin kadınları vardı ama onların yerine kızı olan Hz.Fatime’yi götürmüştü. Peygamber Efendimizin bir tek nefsi vardır, o da kendi şahsıdır ama kendi nefsi ile beraber Hz. Ali’yi götürmüştü.Hiristiyan heyeti yeminleşecekleri yerde toplanmış Peygamber Efendimizin gelişini bekliyorlardı.Heyetin içindeki en bilgin olanlarından biri arkadaşlarına şöyle diyordu : “ Eğer Muhammed kalabalık bir heyet ile karşımıza çıkarsa bilin ki kendisi peygamber değil bir yalancının ta kendisidir ! Lakin Muhammed en yakın ev halkı ile gelirse onunla yeminleşmekten vaz geçin !!!” Peygamber Efendimiz Ehli Beyti ile hiristiyan heyetine göründüğünde o bilgin olan kişi arkadaşlarına şöyle dedi : “ Allah’a yemin olsun ki bizlere doğru öyle yüzlerin geldiğini görüyorum ki, şayet Allah’tan, bir dağı yerinden çekmesini dileseydiler hiç şüphesiz istedikleri hemen olurdu !!! Sakın onlarla yeminleşmeyin! Aksi takdirde yeryüzünde hiç bir hiristiyan kalmaz, hepimiz Allah’ın cezasına uğrar yok oluruz !!!” Bunun üzerine hiristiyan heyeti Peygamber Efendimiz ile yeminleşmekten vaz geçip uzlaşma yolunu seçer.Bu meşhur olan olaydaki gelişmeyi incelediğimizde Hz.Ali’nin Peygamber Efendimizin yanındaki makamını açık bir şekilde görebiliriz.Ehli Beytin , Peygamber Efendimiz tarafından ne kadar yüce tutulduğunu görmemek mümkün değildir.Bunu görmeyenler ise ancak Ehli Beyti sevmeyen ve kıskananlar dır.Bu gibi alçak tutumda bulunanlardan Allah’a sığınırım.Peygamber Efendimizin ancak kendisi gibi her türlü pislikten ar edilmiş Ehli Beytini yeminleşmeye beraberinde alması , Ehli Beytin yüceliğini kanıtlamaya yeterlidir. Peygamber Efendimiz bir gün eshabının huzurunda Ehli Beyti olan Hz.Ali, Hz. Fatime, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyine’e işaret ederek şöyle buyurdu : “ Sizin ona karşı savaş içinde bulunduğunuza ben de savaş içindeyim ! Sizin ona karşı barış içinde bulunduğunuza ben de barış içindeyim Peygamber Efendimiz , Hz.Hasan’ı ve Hz. Hüseyin’i ellerinden tuttuğu bir halde eshabına hitaben şöyle buyurdu : “ Her kim beni, bu iki çocuğu, babalarını (Hz.Ali’yi) ve annelerini (Hz.Fatime’yi) severse, kıyamet gününde benimle beraber makamımda olacaktır Peygamber Efendimiz Eshabı nın , Ehli Beyte karşı devamlı saygı ve sevgi içinde bağlı olmalarını istemişti.Bu samimiyete karşılık onlara en büyük mükafatı vaat etmiş ti.Hesap gününde Peygamber Efendimiz ile buluşmak ve onunla beraber olmak isteyen Ehli Beyti sevip onlara öncelik tanımalıydı. Peygamber Efendimiz Hz. Ali’ye hitaben şöyle buyurdu : “ Ey Ali ! Razı olmaz mısın ki sen, bana Harun’un Musa’ya olan menzilindesin Harun aleyhisselam bilindiği gibi Musa aliyhisselamın kardeşidir. İkisi de Kuran-ı Kerim de zikredilen peygamberlerden dir. Musa aleyhisselam Tur-i Sinadan geri döndüğünde ümmetinin altından yaptıkları bir puta tapmaya başladıklarını gördüğünde, Hz. Harun’u azarlamıştı. Hz. Harun ise ona şöyle demişti : “ Ey anamın oğlu ! Bu toplum beni dinlemedi, hatta az kaldı ki beni öldüreceklerdi (A’raf suresi : 150. Ey Ali ! Sen, benim dünya ve ahiret te kardeşimsin Peygamber Efendimiz Eshabı arasında kardeşlik bağı kurmuştu.Bu kardeşlik bir özelliğe sahipti.Herkese ona eş değerde olanı kardeş olarak seçmişti.Peygamber Efendimiz her eshaba bir kardeş tayin ettiğinde Hz. Ali’yi kendisi için bırakmıştı.Bu olay tarih kitaplarında zikredilmiştir.Hz. Ali, Peygamber Efendimizin kardeşliğine seçilmesi ile değerinin yüceliği herkese malum olmuştu.Bununla beraber kıskançhk ve nefret te bazılarının içinde alevlenmeye başlamıştı.Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu : “ Ali Ben’den , Ben de Ali’denim ! Ali, ben den sonra bütün müminlerin velisidir Peygamber Efendimiz bu hadisinin sonunda şöyle buyurmuştu : “ Ey Allah’ım ! Ali’ye herkim uyup, yardımcı olursa Sen ona yardımcı ol ! Ve her kirn Ali’ye düşman olursa Sen de ona düşman ol ” Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu : “ Ey insanlar ! Aranızda değeri biçilmez iki ağır emanet bırakıyorum; biri Kuran-ı Kerim ve öbürü ise zürriyetim olan Ehli Beyt’imdir. İkisine sarılırsanız asla doğru yoldan çıkmazsınız ve ikisi kıyamet gününde bana erişinceye kadar asla birbirinden aynlmazlar !!! Ehli Beyt’ime karşı tutumunuzdan dolayı Allah’ın azabını hatırlatırım “ Ehli Beytini üç kere tekrarlayarak hatırlattı kimi alimlerimizde iki paha biçilmez emanetin kuran ve de sünnet olgugunu nakletmiştir ehli beyt sünnetin ta kendisi olduğu içinde sünneti yaşayan yaşatanlar olduğu içindir ki sünnet deyince ehli beyti ehli beyt denince de sünneti algılar Müslümanların çoğunluğu… Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu : “ Her kim benim hayatım gibi yaşamayı, ölümüm gibi ölmeyi ve Allah’ın bana hazırlamış olduğu en güzel cennette olmayı severse, benden sonra Ali’yi kendisine veli edinsin, Ali’nin de ona veli gösterdiğini Ali’den sonra kendisine veli edinsin Kendilerine , benim anlama ve ilim kabiliyetim verilmiştir. Ben den sonra onların faziletlerini tekzib edenlerin vay haline olsun, Bana dua ederken, ehlibeytimi duasına katmayanlara Allah, benim şefaatimi nail kılmasın .
tüm islam aleminin muharrem vede aşurasını kutlarım bu ayda kerbelada şehit edilen resulullahın çocuklarına da allahtan rahmet diliyorum. bu katliama zemin hazırlayan katliamın emrini veren katliama katılan resulün çocuklarının katline taraf olan ve de bu katliama haklı sebep arayanlarada lanet ediyorum Rabbime emanetiz
Ebu Nu’aym “ Hilyet’ul-Evliya “ Hamavini “ Fereid’us-Samtayn Sabbaağ “ Fusul el-Muhimme “ ve nice Ehli Beyt haberi bunun doğruluğunu aktarmıştır.
Buhari “ Sahih “
Muslim “ Sahih “
Tirmizi “ Sahih “
Hakim “ Mustedrek “
Ahmed ibin Hanbel “ Musned “
Ebu Ya’la “ Musned “İbin Asakir “ Tarih “
Ebu Nu’aym “ Hilyet’ul-Evliya “
Muslim “ Sahih “Tirmizi “ Sahih “Hakim en-Nişaburi “ Mustedrek
Suyuti “ Durrel-Mensur “
Erdogan bektaş Hazani