REKLAM MALİYETİNDEN MİLLETE DÜŞEN PAY
REKLAM PASTASI BÜYÜDÜKÇE BÜYÜYEN KAZIK…
Biliyorsunuz çağımıza iletişim çağı denmekte ve bence doğru tanım ise ‘İletişim ve Etkileşim Çağı’ olmalıydı…
İletişimdeki durdurulamaz yaratıcılık ve gelişme beraberinde etkileme sanatındaki gelişme ve yaratıcılıkları da gün yüzüne çıkarmıştır; hatta bu öyle bir gün yüzüne çıkarma olmuştur ki, çağımızda sermayedarların yaratma ve yapabilme yeteneklerini, liberal kapitalizmden vahşi kapitalizme dönüşme başarısını da göstererek kazançlarını da en kısa sürede maksimize etme olanağı yaratan en önemli faktör olabilmiştir.
Şöyle ki; bir malın üretim maliyetinin temel unsurları iki binlere kadar üretimde harcanan hammadde, emek, sermaye ve malı pazara ulaştırma giderleri iken artık bunlara bir de büyük reklam giderleri eklenmiştir.
Günümüzde bu öyle bir fiyata eklenme olmuştur ki; küreselleşmeden kaynaklanan ‘kapitalistler ne isterlerse yapar ve ticari kural ve yasalarda buna göre oluşur’ mantalitesi sonucu, artık neredeyse tükettiğimiz her mal ve hizmetin fiyatının neredeyse büyük çoğunluğunu, üretici ve satıcıların çok büyük paralar ödeyerek hazırladıkları başta tw. reklamları olmak üzere büyük reklam giderleri oluşturmaktadır.
Bırakınız ve geçiniz yerel reklam star ve yıldızlarını, basit ve günlük ihtiyaçlarımızı gideren (özellikle çocuk ve bayanlara dönük) ürünlerde bile artık en büyük etki ve ajitasyonu sağlamak için, ülke ve dünyanın en tanınmış ve tabii ki de en pahalı starlarına ödenen akıl durduracak ücretlerle yapılan reklam filmleri üretici ve satıcı firmalarca tercih edildiklerinden ve bu devasa reklam harcamaları da sonuçta, bu kadar yoğun, sık, pahalı reklam gideri yapılmasına olurları dahi olmayan tüketicilerin cebinden çıktığından, bu vahşi tüketim yönlendirme mantığına ve uygulamalarına, hem dinimizin emrettiği israfı önleme ilkesi ve hem de bu vahşi sömürü çarkını durdurma ya da en azından yavaşlatma adına, birilerinin – tabi ki en başta iktidarın ve hükümetimizin- dur demesi, hem dini ve hemde insani bir görev olmaktadır ve olmuştur da artık...
Evet her üretici yarattığı, icat ettiği ve ürettiği mal ve hizmeti alıcı kitleye tanıtma hakkına tabi ki sahiptir ve olmalıdır...bu hak yasalarla da korunmalıdır da. Tamam, bu tüketicilerin piyasadaki mevcut mal ve hizmetleri tanıması bilmesi içinde gereklidir de…
Amaa, el insaf ve Allah aşkına… bu iş, günümüzde ve bizde uygulandığı gibi de olmamalıdır herhalde.
Düşünün ve gözünüzün önüne bir getirin olanı ve biteni değerli ve sevgili halkımız…Saat ve gün seçmeden elinize kumandayı alın TW.nizin karşısına geçin; sevdiğiniz ve seçtiğiniz bir kanal ve program ya da diziyi seyretmeye başlayın; kısa bir süre sonra reklam bombardımanı başlayacak ve ailece reklamların esiri olduğunuzu göreceksiniz… Hem de sayılamayacak kadar ürün reklamı, bir kanalda bile saatte onlar ve günde yüzlerce kez tekrar tekrar verilerek beyninize adeta çivi gibi çakılmaktadır…Ve bu reklamlar genelde 5-10 arası ulusal ve büyük yerel kanalda ve aynı gün içinde yayına verildiğinden, varın siz bunun fiyatlara binen devasa maliyetini hesaplayın. Kanal değiştirseniz de yararı olmuyor, nafile…çaresi yok, tespihlerinizi çekerek ve ‘ya sabır’ dileyerek reklamları sonuna dek izleyecek ve beyinlerinize girmesi istenenleri alacaksınız! Tabii sonrasında, aslında öyle çok ihtiyacınız olmayan mal ve hizmetler, cebiniz de boşalarak sizin olmuş oluyor …
Peki bu yapılan, kulağımıza ve gözlerimize ve beyinlerimize zorla sokulan, yani çektiğimiz eziyet doğru mu? Asla! Buna kimsenin hakkı olmamalı ve çözüm adına her malın fiyatına girecek reklam gider payına yüzdesel bir üst sınır mutlaka getirilmelidir. Fazlasını harcamak isteyen üretici ya da satıcı o zaman diliyorsa kesesinden harcasın nasıl harcıyorsa… Ve de reklamlar her programın içine yüzlerce kez zırt pırt sokulup vatandaşın keyfi de bozulmamalıdır öyle zoraki.
Çözüm mü? Yukarda yazdığım sınırlama yanında, her TW. kanalı kendine bir reklam kanalı da açsın; isteyen, bir mal ve hizmet arayan girsin o kanala; isterse saatlerini harcayıp gezinsin, araştırsın, beğensin ve ne alacaksa da alsın kardeşim!
Kimse de vatandaşın gözünü zorla kör, reklam kuşağına girildiği an ise zarar verici düzeye çıkarılan yüksek ses tonunu dinlemekten kulaklarını da sağır etmesin öyle sinsi kazanç planlarıyla…
Yani yetti artık ve eminim ki bir gün, birilerinin vatandaşın oluru ve isteği dışında zamanını ve parasını bu tarzda çalmasına ve de keyfinin içine etmesine er ya da geç yasalarla dur denilecektir de…medeniyet bunu gerektiriyor; önemli olan bunun için bizde geç kalınmamasıdır.20.12.2010
Saygılarımla.
Yalçın ÖNER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.