- 937 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aaaa inanmıyorum
Aaaa inanmıyorum !!!
AŞK HASTALANMIŞ MI?
(Çok Geçmiş Olsun Aşk)
Son yıllarda psikologlar aşka ilişkin farklı, farklı teoriler geliştirdiler. Yerli yabancı
psikologlar en popüler şekliyle diye, Hendrick’in 1989 teorisini benimsediler. Nereler de
hangi topluluklarda araştırmışsa o pek belli değil. Muhakkak ki dilini ve gelenek,
göreneklerini bildiği toplumlar üzerinde ve ya yazılı kaynaklardan aldığı bilgilerden yola
çıkarak 6 çeşit aşk vardır demiştir. Şöylece sıralamıştır:
1- Eros : Güçlü bir egoya sahip olmakla beraber tutkulu aşk diyebiliriz.
2- Ludus : Aşkı iki kişi arasında oynanan bir oyun olarak görenler diyebiliriz.
3- Storge : Ayağı yere basan bir aşk yani aşktan çok arkadaşlığa önem verenler
diyebiliriz.
4- Pragma : Aşka mantıksal olarak yaklaşır ve önemli olan karşısındaki insanın uzun
süren ilişkilerde ki nitelikleridir diyebiliriz.
5- Mania : Bağımlı aşk tipini anlatırken özgüven düşüklüğü ile bağımlılığı yansıtır.
6- Agape : Karşılık beklemeyen, hiçbir talepte bulunmayan aşk tipi diyebiliriz. Sadakat,
özgecilik, idealizm ve karşısındakini kendiyle bir olarak görmek, o mutlu olmadıkça
ben mutlu olamam, o acı çekeceğine ben çekeyim daha iyi gibi yapıya sahiplik
diyebiliriz.
Aaaa inanmıyorum !!!!
Aşk hastalanmış he.
Vallahi geçmiş olsun aşk.
Şakadır, aşk hiç hasta olur mu?
Bence: AŞK HEP ONSEKİZ YAŞINDADIR.
Hiç ihtiyarlamaz. Gençtir. Genç varlıkların öz suyu ile yaşar. Baktı ki vitamini kalmamıştır hemencecik başka bir yeni doğumla başka bir canlıya geçer. Ne kadar canlı varsa o kadar aşk vardır. Kuvvetini iki sevginin kucaklaştığı samimi düşünce ve istekten alır. Bu iletişimi ancak göz ve ses sağlayabilir.
Aşk kendini nasıl ele verir?
Aşk her canlıyı etkiler. Aşkın içinde sözel olmayan ipuçları vardır. Gülümseme, fiziki hareketler, aşık olduğu kişinin yanına gelince ne yapacağını bilememek, nereye baktığı, kişilik yapısına göre değişir bu davranışlar aşkı ele verir. Saygı duymak, incinmesinden korkmak, dikkatli olmak, özenli davranmak ve o kişiyi olduğu gibi her hali ile sevmek özenini göstermek, hiçbir konuda dayatma yapmaz ona tercih sunar. İşte bu davranışlar aşkın en iyi göstergeleridir.
AŞK: her insanın sevebilme ve üretme kapasite benliğiyle psikolojik yatırımdır. İnsanın doğumuyla başlar yaşamıyla devam eder, ölümünden sonra da devam edebilir. Aşk her insanın tüm hücrelerinde varlığını sürdürürken tüm beyinsel kapasitesini, psikolojik donanımlarını, sosyal paylaşımlarını içeren, etkileyen ve de önce gelen bir eylemdir.
Aşk insana, doğaya, vatana, bayrağa vs, saygı ve sevgi duyduğu her şeye olabilir.
Sevgi, en geniş ve en önemli duygusal yaşamdır. Aşk bunun tercih edilen alt kısmıdır. Aşk, sevginin dorukta yaşanması olarak kabul görür. Sınırı asla yoktur. Ya vardır ya da yoktur. Evrensel olarak sevgi üretimini sağlarken Tanrı, doğa ve insan sevgisi de bunun içindedir. Aşk insanı mutlu eder. Mutlu olan kişi asla yıkıcı olmaz. Yaşama sevinci verir. Aşkı olmayan insan geçimsizdir.
Aşk hastalık olabilir mi?
Aşka virüs bulaşmaz. Aşık beyin daha sağlıklı ve de üretkendir. Beynin en sağlıklı vitamini aşk ve sevgidir. Sevdiğini kaybedersen hastalık kendiliğinden oluşur. Kendini ve dünyayı seven insanlar daha sağlıklı aşık olurlar. Aşkın tek kişiden beslenmesi bağımlılık getirir. Buna örnek, anne ve bebeğidir.Biz sağlıklı aşktan bahsediyoruz.
a ş k h a s t a / d ı r
“kutlu melek yolculuğu”
demek
yanık / sın
yangılı / sın he...
aaa inanmıyorum !!!
sen / de
benim gibi yorgun / sun
sevgiliden üzgün / sün he...
on sekizinde
her gün taze
yarın ihtiyar / lar-mısın
senin / de
saçların beyazlar / mı
yanakların
çatak çatak olur/mu he...
aaa inanmıyorum !!!
aşk hasta / mısın
hayrola
yoksa
meşguliyetle tedavi / de neva
kalbine musiki
zengule makamı alıyor / sun he...
ey aşk hâlâ var / mısın
belki / de
hiç yok / tun
belki / de
biz yarattık / seni he…
2005
“gül düşün / gül söyle”
Bir görüşte aşk var mı?
İlk görüşte etkilenme vardır. Kadınlar ilk görüşün etkisini örtülü yaşarlar. Bu tip aşklar zaman ister. Alışmak ve onunla bir ömür değil mi. Sevgi ve paylaşımı burada unutmamalıyız. Aşkın sınırı yok ama aşk ve tutku her zaman birbirine karıştırılır. İleri yaşlarda bu durum nasıl ortaya çıkar her kişi bilir. Kişi sevgi üretemiyorsa buna dikkat etmek gerekir. Saygıyı da eksiltir. Aşk hastalanmaya başlamıştır.
Bence aşk yeniden doğuştur ve kendi varlığını var etme duygusunun ta kendisidir.
Neden aşık olduğumuzu her yönüyle belki de açıklayamayız. Bu bilmecenin bizlere ne inanılmaz acı, heyecan ve mutluluk yaşattığı kesindir. Ona saygı duymamak kendini yok etmekle eş değerdir. Aşka bağımlı olan erkek yapısı nedeni ile saklanıyorken kadın dolu, dolu yaşamak ister.
Aşk her zaman konuşulup tartışılmaya, insanlık var oldukça devam edecektir. Aşk yaşama gücü olacak, yaşama sevinci olacaktır. Ölümüne aşklar-yaz aşkları-platonik aşklar-çocukluk aşkı-okul aşkı-yıldırım aşkı-tek kişilik aşklar-paranoyalı aşklar-dikenli aşklar-sanal aşklar-zehirli aşklar ve ilk aşklar vs diye sıralama yapabiliriz. Yaratan hiç kimseyi aşksız bırakmasın. Kalbin tek ilacı aşktır. 10 şubat 2009
Mustafa ERMİŞ
Şair Araştırmacı Yazar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.