- 628 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DÜNYANIN ÜÇ YÜZÜ.
Yazı 069 Dünyanın Üç Yüzü!
Hayatı dünya yaşanımdan ibaret görenlerin;
Dinin insanları dünyadan soğuttuğu, dünyanın hep çirkin ve işe yaramaz olduğunu telkin ederek dünyevi zevk, lezzet ve çalışmalardan uzaklaştırdığını iddia edip, efendimizin dünya cifedir, (leştir) dünya melundur (lanetlidir, aldatıcıdır) hadislerini de kendilerine delil sayarak İslam’ın dünyaya bakışını tenkit etmelerine mukabil;
İslam’ın dünya ve dünya hayatına bakışının ve bir Müslüman’ın dünyayı nasıl değerlendirmesi ve dünya hakkında ne düşünmesi gerektiğini, Büyük İslam Âlimi Asrın Mütefekkiri Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hz.lerinin Sözler isimli eserindeki izahından sadeleştirmeye çalıştığım bölümden öğrenelim.
Evet, Değerli Dostlar.
Dünyanın üç yüzü var.
Birinci yüzü:
Cenâb-ı Hakkın esmâsına bakar.
Onların güzelliklerini gösterir.
Onlara yüklenen ve onlarla ifade edilmek istenen manaları ifade eder.
Dünya bu yüzü ile;
Allah’ın sonsuz kudret, sanat, nimet ve merhametinin Kâinattaki tecellisi ile beraber, bilinmesi, tanınması ve O’na karşı sorumlulukların his edilerek aklen kulluk vazifelerinin ihtarı adına kudret sanat ve hikmet kalemi ile yazılmış irşat ve tebliğ kitabı olan kâinat manzumesinin taç beyiti niteliği taşıyan nadide bir incisidir.
Dünyanın bu yüzü gayet güzeldir; nefrete değil, aşka lâyıktır.
İkinci yüzü:
Ahirete bakar.
Âhiretin tarlasıdır,
Cennetin mezraasıdır,(tarlasıdır.)
Rahmetin mezheresidir.( çiçekliğidir.)
Dünyaya gelmeyen, imtihana mazhar olmayan varlık âlemine çıkma imkânını elde edemeyeceği gibi, ebedi saadete, ebedi nimete de kavuşma şansına sahip olamaz.
İnsanın yokluk âleminden varlık âlemine çıkmasına, ebedi saadeti kazanmasına vesile olan dünyanın şu yüzü de,
Birinci yüzü gibi güzeldir.
Tahkire değil,
Muhabbete lâyıktır.
Terke değil,
Herkesten daha çok çalışıp dünya hayatını, ahreti kazandıracak şekilde değerlendirilmesi lazım gelmektedir.
Mü-min son nefesine kadar hayırlı bir insan olabilmek, hayatın hakkını verebilmek için çevresine faydalı olma adına tüm imkânları ile çalışmak zorundadır.
Kazandığını götüreceğine inanan bir insanın kazanmada isteksiz davranması mümkünmü?
Üçüncü yüzü:
İnsanın hevesâtına bakan yüzü olup;
Yaşamın devamı adına, kendisine vazife olarak yüklenmiş, genlerine kodlanmış olan içgüdüsel eğilimlerin tatminindeki aşırılığa bakan gaflet perdesi dediğimiz yanılma noktası olan her şeyi dünyanın geçici ve sonuç itibariyle dünyada dahi zarar verdiğinden dolayı pişmanlık veren zevk ve lezzetlerinden ibaret görenlerin talip olup izzetlerini, iffetlerini, onurlarını uğruna feda ettikleri yüz ve yönüdür.
Şu yüz elbette değersiz ve çirkindir.
İnsan akıl, izzet, iffet ve onuruna yakışmayıp,
İnsanı nefsinin kölesi,
Midesinin hamalı konumuna mahkûm edip;
Hem dünyasını hem ahretini tehdit ve tahrip eder.
Aynı zamanda fânidir.
Zâildir,
Elemlidir.
Bir üzüm yedirse yüz tokat vurur.
Aldatır.
İşte, hadiste sakınmamız telkin edilen ve gerçekten değersiz olan kısmı bu üçüncü yüzüdür ki;
Gerçek manada ilim, marifet, akıl ve feraset sahibi olan herkes bu yüzünden sakınmalıdır.
Değerli Dostlar.
Helâl dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir.
Harama girmeye hiç lüzum yoktur.
Amaçsız ve anlamsız yaşamaktan kaynaklanan;
Zevki, rahatı ve lezzeti,
Hayata amaç olarak görenlerin tatminsizliğinden kaynaklanan harama girmek ve fantezilere tenezzül edip İnsan onurunu ayaklar altına alarak, hem dünyada hem ahirette insanlığın yüz karası olmak kimseye bir şey kazandırmadığı gibi kaybettirdiklerini ise akıl idrakten acizdir.
Rabbim insanı insanlıktan uzaklaştıran, dünyanın çirkin, değersiz ve zararlı olan bu üçüncü yüzüne meftun ve mahkum olmaktan muhafaza buyursun.
YORUMLAR
Necdet EREM
Allah akıl ve idrak sahibi olan kimseleri, dünyanın zevk ve lezzeti uğruna onurundan, izzetinden, ve rızasından mahrum bırakmasın.
Sevgi ve Saygılarımla.