Uzaktan Sevmek
En güzeli de o belki, uzaktan sevmek, sesini duymadan, dokunmadan, beş duyu organı onu bilmeden sadece kalbinle sevmek.Dünyalık ondan ne varsa hepsinden mahrum kalıp sadece kalbinle sevmek, ahirete özgü bir sevgi desek yalancı çıkmayız.Duyu organlarının hepsi dünyaya ait, her biri kabire mahkumken ahiret yolcusu olan ruhumuzla sevmek
Uzaktan sevmenin ümitvar eden kısmıda burası.Cananın var, maşukun belki senden bile haberi yok, sen sadece seviyorsun, gidip karşısına apaçık söylemesende bir ümide bel bağlıyorsun.Cananın, cananın olduğundan habersiz yaşamını sürdürüyor,gidip ilanı aşk etmedin, ne ondan ‘’ bende seni ..’’ lafını, nede ‘’ hadi başka kapıya’’ cümlesini işittin, ‘’Belki o da beni seviyordur’’ ümidiyle kendini teselli etmeye kalkışıyorsun, Hakim oluyor, cananı sanık sandalyesine oturtup ‘’Haberi yok ki ‘’ mazeretinle suçsuzluğunu ilan edip, beraatına karar veriyorsun.Geceleri uyku gözüne girmezken, bir an cananın geceleri üzerine örtü yaptığını düşünüyor okkalı küfürler etmen gerekirken, sitem etmekle yetiniyorsun..Uzaktan aşk dünyaya ait değil, çünkü dünyanda degil.Beş duyu organınla sevdiğini iddia etsen, ne sesi kulağında, ne cemali gözünde, nede bir el var avuçlarının içinde.Lal olmuş cananın bedeni hiçbir şey ifade etmiyor.
Kimsecikler çalamaz onu senden, elinden almaya kalkışamaz, bedenini kabirde börtü böcek kemirsin, umrunda mı?Sevdiğin, tanıdığım canan o bile değil, sevdiğin canan hayellerindeki . Gözü imha edip istihareye yatıp, katrede pupa yelken deniz aşırı yarin cemalini görmek.
Tasavvuf’da denildiği gibi ‘’Yemendesin yanımdasın, yanımdasın Yemendesin’’ Yemenlerde olsa da başını yastığa koyduğunda yanı başında olman, dört duvar etrafını çevirmiş, demir parmaklıklar karşına dikilmiş kimene.Uzaktan aşk diyorlar, halbuki daima yanında olan, bedenin işgaline uğramamış bir aşk nasıl uzaktan bir aşk olur.Aşk bedenlerin kavuşmasıysa, aşklar nasıl baki olur.Aşk görmekten değil, sevmekten ibaretse, dokunmadan, soluk aldığını dair bilmeden nefesini ensende hissetmekse, etin kemiğin işlevi yokken he bir adım yakın kah bir ışık yılı uzakta olsun ne fark eder.Aşk dediğin yakındır, etin kemiğin yakın olması sufli duyguların aşkıdır,Aşkın baki olduğunun dair methiyeler düzmek demek ardından etin kemiğin mesafelerine kafa yormak kabirle son bulan aşkın …
Böylesine ‘’uzaktan’’ sevmek, sevdiğin kişiyle oturup kalkmadan sevmek, ihtimaller üzerine vuslata ermek.Cananın hayallerini süsleyen kişi değil, bilakis hayalin ta kendisi.Hiç bir beklentin yok, mükafatla işin yok.Soluduğunuz havalar da farklıdır, verdiği cezanın farkında bile değildir, yargısız infaz kurbanıdır uzaktan aşklar, canandan bir ömür müeebet sürgün yersin.Uzaktan sevmenin makamı bu yüzden büyüktür, angaryasına seviyorsun, ödüllerini beklemek bir yana, talebinde bile bulunmuyorsun, cennetide cehennemide onun olsun.Aşka ticarete yapmak için, cananla pazarlığa oturmadan seviyorsun.Taviz verme gibi bir lüksün yok, taviz demek güç demek, taviz verecek gücün yok..
Uzaktan sevmek itikat ister, fıkıhla işin olmaz.Gidip eteğinin kısalığına karışmadan, kokusuna bile alışmadan, aynı yastığı paylaşmayıp yorgan kavgası yapmadan, gözünde büyüsünü koruma lüksü yaşamadan ceremesini bilmediğin kavram..
İhlas kavramını Peygamber Efendimiz s.a.v ‘’Sen onu görmesende onun seni görüyormuşçasına yaşaman’’.Tesbihde hata olmaz uzaktan sevmekte böyledir, onunla ister istemez kurduğun rabıtayla ‘’Yemendesin yanımdasın’’ hakikatınca, yanındaymışçasına nazarın harama kaymadan, mükafatını almadan, sevmek.Gözü imha edip İstihareye yatıp, katrede pupa yelken deniş aşırı yarin cemalini görmek
Canan ki tezatlar bütünü, ümidin bittiği yerde ölmenin, ‘’belki’’lere sığındığın zaman yaşama tesellin.Kapalı kapılar ardında sevenin özne mi yoksa nesne mi olduğu sualini beyinlere tokmak olup vurduğu aşk.Maşukun özne olacak bir pozisyonu yok, nesneden olmaktan ibaret, ne zaman uzaklar yakın olur, hayal olmaktan çıkıp yanı başında olur o zaman özne olmaya hak kazanır.
Ben ne yaşlanınca ak düşecek saçına, ne de zamana karşı yenilip kırışan suratına, her daim genç kalacak ruhuna aşık olduğumu aramızdaki kilometrelerin şehadeti tasdik ediyor.Bizler, uzaktan sevenler araftayız, cennetine selam çakarız da cehennemine bakamayız.Tek kişilik bir gösteri bu, öznesi biz sevenler, sizler ise can tende oldukça nesne olmaya mahkumsunuz.Ey yar sen mi benim cüzümsün;yoksa sen cüzü eksik olan bir bütün müsün?Ey yar bir söz söyle, aramızdaki yollar günahtır, ben ise cennetin yolundan sana gitmek isterim.Rüya mısın, salih bir rüya mı, kabus dolu bir rüya mısın?Rüyadan uyandığımda dudak mı uçuklatırsın ya da suratıma tebessüm mü bırakırsın?
Boş ver, sen hep uzaklarda ol, sesin yabancı olsun, aldığın nefeslerde benim payım olmasın.Uzak dur ki benden büyü bozulmasın.Seni değil, senin benim olma hayalini sevdim ben.Uzak dur yaklaşma yanıma, çünkü sen hayalim kadar güzel değilsin,Hayalgücüm olmasa sen bir hiçsin, sen olmasan hayal gücüm istidadını keşfedemeyen bir meta..Olsun varsın, hiçbiri umrumda değil,güzel olan hayal sen değilsin,
YORUMLAR
Boş ver, sen hep uzaklarda ol, sesin yabancı olsun, aldığın nefeslerde benim payım olmasın.Uzak dur ki benden büyü bozulmasın.Seni değil, senin benim olma hayalini sevdim ben.
Değerli yazar kardeşim, hani bir şarkı vardır (seni uzaktan sevmek, aşkların en güzeli) galiba çok doğru. Sizin yazınızda aynı konuyu anlatıyor. Demem o ki, kişiler birbirine yaklaştıkça çirkefleşiyor, çirkinleşiyor. En iyisi uzaktan sevmek, hep sevmek. Tertemiz karşılık beklemeden sevmek. Sevilir misin, onu bilemem. güzel bir yazı kutluyorum yazarını.
sevgi ve saygımla...