BU TOPLUM HIZLA NEREYE SÜRÜKLENMEKTE
Ülkemizin aydınlanma çağına doğru ilerlemesine hep ünüversite öğrencilerinin hareketleri öncülük etmiştir.Bu hareketle ülkemiz 1960 lı yıllarında tanışmıştır.Öğrenci hareketleri tüm dünyada etkili olmakla birlikte ülkemizde de büyük ölçüde etkisini göstermiş,mevcut iktidarları zorlamıştır.Mevcut iktidarlar her dönemde de sırtlarını ABD’ye dayamış ve oradan aldıkları güç ile gencecik ülke gençlerini gözünü kırpmadan harcamış ve faşizmin kökleşmesine etken olmuştur.Ülkemizde bu hareket 68 ve 78 kuşağı olarak süre gelmiştir.
Bizler o kuşağın 78’lerine denk gelen gençlerinden idik.O zamanlar lise sınıflarında olmamıza rağmen ülke sorunlarına eğilmekte, emeğin,sömürünün,haksızlığın ne anlama geldiğini,geçim sıkıntısının kaynaklarının nedenlerini,işsizliği ve pahalılığı çok çok derinden yaşayan bir kuşak olduk.Öldürüldük,işkenceler gördük,sokak ortalarında dayaklar yedik.Şimdi bunları anlattığımızda gençler gülüp geçiyorlar.Size ne ülkenin halinden,yöneticiler ne güzel işleri hallediyorlar,bakın bize etliye sütlüye karışmıyoruz diyorlar.Yedikleri ekmeğin,pazardan alınan soğanın,eve aydan aya belki giren kıymanın fiatından bihaberler.68 ve 78 kuşağı gençleri ve hatta ilkokulda,ortaokulda okuyan öğrenci bile ülkenin tüm sorunlarından haberdardı.
Geçenlerde bir televizyon kanalı sokaktaki insanlarla röportajlar yapmış.Dizi oyuncularının içine siyasetçileri yerleştirmiş,hiç kimse o şahsın kim olduğunu,ne iş yaptığını hatta bir dizide oynadığını ve şu an anımsayamadığını söylüyor.İnanın kendimden utandım,böyle bir ülkede yaşadığımdan,böyle bir halkın iradesi ile seçilmiş yönetimlerin bizleri yönetmesinden utandım.Siyasilere karşı demokratik hak ve özgürlüklerini kullanan gençlerin şimdiden anarşist olarak topluma düşman edilmesinden büyük kaygılar duydum.Televizyonlarda her yarım saatte bir Recep İvedik-3’e ait fragmanların verilmesinden iğrenmeye başladım.Hangi çağdaş toplumlarda kadınların aşağılanmasına gülünür?
Bu nedenlerle sizlerle sayın Zülfi Livaneli’nin yapmış bulunduğu tespite dair bir yazısınıda burada paylaşmak istedim.
Saygılarımla.20/12/2010
Vural Atak ÇAMLIGİL
Zülfü Livaneli çok güzel bir yorum yapmış,
ve çok doğru tespitlerde bulunmuş,bu toplum böyle devam ettiği
sürece Recep İvediklerin ardı arkası kesilmez.Bir daha Recep İvediklerin
Çıkmaması dileklerimle.
> > ŞABANIN RECEPLEŞMESİ
> >
> > Recep İvedik 2 filmini ilk üç günde 1 milyon üç yüz
> > bin kişi izlemiş. Belli ki birincisi gibi, bu film de
> > rekor kıracak.
> > Bu olayı sadece bir sinema başarısı olarak değil,
> > toplumun yüzüne tutulan bir ayna olarak görmekte yarar
> > var.
> > Türk toplumu, Recep İvedik’te kendisini seyrediyor.
> > Özellikle büyük şehirlerde sokağa çıktığınızda
> > karşılaştığınız on kişinin sekizi ona benziyor.
> > Bu açıdan "toplumsal bir fenomen
> > karşısındayız!" demek herhalde yanlış olmaz..
> >
> > ***Eskiden Kemal Sunal filmleri çok tutulduğu için,
> > insanın aklına ister istemez Şaban tiplemesi ile Recep
> > İvedik tiplemesini karşılaştırmak geliyor.
> > Şaban, büyük göçün başlangıcında köyden şehre
> > yeni gelen, alçakgönüllü gecekondu mahallelerinde
> > oturan, başını döndüren şehir karşısında köy
> > safiyeti taşıyan, etrafa şaşkın şaşkın bakan bir
tipti.
> > Şehrin katakullilerine aklı ermezdi.
> > Yüksek binalara bakarken şapkası düşerdi.
> > Gördüklerine hayran olurdu. Karşısına çıkan kızın
> > yüzüne bakarken ağzını toplayamazdı.
> > Şaban zamanla şehre alıştı. Oturduğu gecekondunun
> > yerine kaçak bir bina dikti, altına da bir dükkân
> > açtı. Akrabalarıyla birlikte siyasi bir partinin
> > yandaşları arasına girdiği için himaye edildi.
> > Artık kentlilere çekinerek bakmıyordu, eline para
> > geçmişti.
> > Kentli kızları aşağılıyor, sokakta karşısına
> > çıkanlara amaçsızca kötülük ediyor, ikide bir
> > "Haaayt ulan!" diye bağırıyor, milli maçlardan
> > sonra silah sıkıyordu.
> > Yüzünden o insani gülümseme silinmiş, tam tersine
> > gördüklerini aşağılayan, hakaret eden bir nefret
> > anlatımı yerleşmişti.
> > Kentin yeni efendisiydi o ve eski efendileri aşağılama
> > hakkına sahipti.
> > Böylece Şaban Recep’leşti. Ve Türk toplumu kendi
> > yüzünü Şaban’da değil, bu yeni Recep’te
> > görmeye başladı.
> > Çünkü Şaban’lar hızla azalıyor, Recep’ler ise
> > her geçen gün artıyordu.
> > İstanbul’un "kodamanlarını " önüne
> > diziyor ve "Adam olun laaan!" diye bağırıyordu.
> > ***Bu dönüşümü siyasi bir gelişme sananlar fena halde
> > yanılır. Mesele kültürün değişimidir. Bu toplumun
> > kültürü değişti, başkalaştı.
> > Şaban’lar Recep’leştikten sonra, kendisine uygun
> > yerel ve genel iktidarları elbette bulacaktı. Bir sonuçtu
> > bu.
> > Otuz yılı aşkın bir süredir, medya başta olmak üzere
> > birçok kurum "Recep’leşmeyi", yani
> > lumpenleşmeyi destekledi.
> > İstanbul’un sözüm ona "elit" leri,
> > gazeteleri ve televizyonları yla Şaban’ın
> > Recep’leşmesine müthiş destek verdi.
> > Aydınlar lumpenlere bayıldılar, onları başlarına
> > çıkardılar.
> > Müzik müzik olmaktan çıktı, haykırışlar ve
> > böğürtüler haline dönüştü; İstanbul’un
> > görünümü değişti; televizyonlar insan soyuna
> > yakışmayacak rezilliklere açtılar ekranlarını.
> > Böylece cehenneme giden yolun taşlarını döşemiş
> > oldular.
> > Siyasi partiler ayrım tanımadan Recep’leşen topluma
> > kucak açtı. Kendileri de Recep’leştiler.
> > Sonuç ortada. Ey anlı şanlılar!
> > Bundan sonra bu süreci tersine çeviremezsiniz. Biz size
> > yıllar boyunca bu gözlemleri aktarıp; kültür,
> > değerler, gelenekler falan dedikçe kös dinlediniz.
> > Şimdi sizi de yutmaya başlayan ve sonunda yok edecek olan
> > yeni toplum hepinize hayırlı olsun.
YORUMLAR
Ben de aynı dönemin insanınyım. Aynen anlattığınız gibiydik bizler. Şimdi içimiz kanıyor ama ne fayda !
Çamlıgil
Sayın Vural Atak,
80' den sonra uygulamaya konulan tüm eğitim politikalarının soncunda gelinen yer, sizin anlattığınız durumu yarattı maalesef.
Aslında bunun suçluları, bugün gençleri bu hale özellikle iten sistem ve politikacılardır diye düşünüyorum.
Öğrenmeyen, sorgulamayan, yorum yapamayan ve düşünemeyen bir toplum yaratıp, istedikleri gibi yönetmek, yöneticilerin istediği bir toplum olmalı ki , toplumu ve özellikle gençlerimizi bu hale getirdiler.
Bu arada ailelerin etkisini de unutmamak gerekir kanaatındayım.
Toplumsal bir yaramızı dile getirdiğiniz yazınız sebebiyle sizi kutlarım.
Saygılarımla.
Çamlıgil
Bunlar bilerek yapıldı,hani şu andaki gençlik bizlerin çocukları,yetiştirenler bizleriz ama ,bizim haricimizde suya sabuna dokunmayan yığınla ana baba var.Asıl asalak gençlik o ana ve babaların çocukları.Bizlerin üzerinden 12 Eylül silindiri ezip geçti,ama o ezik ve kırıkların içinde yine o ruh bedenimizi asla bırakmadı.Biliyormusunuz ben Cumhurbaşkanını Erbakan'ı affedince bir habere yorum yazıp eleştirmiştim,inanın o yorum sebebi ile Bakırköy Adliyesinde soruşturmam devam ediyor.Ben vatandaşlık görevimi yaptım,benim adıma onu affedemiyeceğini dile getirdim.Sonuç sindirme politikası,değerli yorum ve katkılarınızdan dolayı tekrar teşekkürlerimi sunuyorum.