- 651 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BOL BOL DEDİKODU YAPINIZ...
KERİM ÖZBEKLER
GAZETECİ-YAZAR-ŞAİR
Küçükken babam ’’Büyüklerin yanında konuşulmaz..’’ der, konuşmamıza imkan vermezdi. Bu terbiye ile büyüdük, zamanla büyüklerin her bildiğinin ve bize anlattıklarının doğru olmadığınıda gördük. Öğrendik, ondan sonra ben bazı büyüklerle hemde toplum içinde onların anlattıkları konusunda tartışmaya başladım. Niye, büyük dediklerimiz bana ve çevredekilere gözümüzün içine baka baka tarihi yanlış anlatıyor. Coğrafyayı yanlış anlatıyor, sosyal bilgileri yanlış anlatıyor, anlatıyorda anlatıyor. Nasıl olsa karşısında kendisini sessizce dinleyen bir kitle varsa, büsbütün coşuyor. Yalanlarını dinleyen ve gerçekleri bilmeyen kişilerde bu yalanları gittikleri yerde ’’Bu gün falanca ile oturduk, bize bunları bunları anlattı.’’ diye o yalanları başka yerlerde de anlatarak yalan bilginin dünyayı dolaşmasına zemin hazırlıyorlar.
Bu konularda büyüklerin söylediği bir başka atasözüde ’’Atalarımız demiş ki söz gümüşse sükut (susmak) altındır.’’ şeklinde ki atasözü, ben buna benzer atasözlerinin çoğunun üzerinde uzun uzun düşünmüş ve atalarımızın niye böyle dediklerini hep merak etmişimdir. Ne yazık ki bu tür sözlerde hep Türklerin olduğu bölgelerde çok yoğun, bunları birileri uydurup uydurup piyasaya sürüyor. Atalarımıza düşkün olan milletimizde yıllardan beri suskunluğunu koruyor, oysa insanoğlu’nun beyni dedikoduya meyillidir. Nitekim ABD’de yapılan bir araştırmada dedikodu yapanların stresten uzak yaşadıkları,
dedikodu yaparak stresi yendikleri ortaya çıkarılmış.
Dedikodu bizde ayıp olarakta nitelendirilir, oysa dedikodu gerçeklerin ortaya çıkması içinde iyi bir vesiledir. Bakın politikacılara bazı konularda aslı astarı olmayan dedikodular üreterek toplumu nasıl dalgalandırıyorlar, oysa gerçekleri hep onlar söylemiyor. Bazen boşanan bir hanımefendinin söylediği sözlerden (dedikodulardan) gerçekler gün yüzüne çıkıyor, bu durum aslında yalnızca bizde de olmuyor. Başka ülkelerde de oluyor, bu nedenle stres içinde bulunanlar Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bu araştırmaya inansınlar. Her konuda bol bol dedikodu yapsınlar, bu arada dedikodu ile ile iftirayı karıştırmayalım. Bir insanın yapmadığı bir konuyu yapmış gibi anlatırsanız bu iftira ve yalandır, dedikodu ise masumdur. Bu arada kadınların günde 15.000 kelime ile konuştuklarını bilin yeter, bayanlar bunun 5.000 kelimesini dışarıda gezerken arkadaşları ile dedikodu yaparken harcarlarmış. 10.000 kelimesini akşam eve gelecek kocaları için saklarlarmış, akşam onların başını şişirmek için kullanırlarmış. Yoksa erkeklerin Cumartesi-Pazar günü evden maça kaçmalarının nedeni bu olabilir mi ? Erkekler ise günde 5.000 kelime kullanırlarmış, demek ki çoğu erkeğin süt dökmüş kedi gibi suskun durmasının nedeni bu.
Bu arada Yunanlılar için yapılan bir araştırmada her Yunanlının 5 dakikada 1 kavga ettiği şeklinde, Allahtan bizde böyle değil. Ama geçen gün şunu düşündüm, ne zaman biz 2.5 dakikada 1 kavga ederiz. O zaman süper ülke oluruz, yükselmenin bedeli de dedikodu yapmaktan. Hakkını aramaktan ve kavga etmekten geçiyor, bu da dedikodunun bir başka şekli. Bunları uzun uzun düşündüğünüzde dedikodu yapmanın faydalı olduğu anlaşılıyor, bu nedenle gece gündüz durmadan dedikodu etmenizde fayda var. Bana kalırsa da bol bol dedikodu edin ve stresten uzak durun, doktorlar bile psikoloji hastalarına ’’İçinize atmayın, söylemek istediklerinizi söyleyin..’’ demiyorlar mı ? Hakiki bir dedikodu bana göre gerçeklerin gün yüzüne çıkmasına, her konunun yerli yerine oturmasını sağlar.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.