- 7074 Okunma
- 37 Yorum
- 2 Beğeni
BİR GÜREŞ ÖYKÜSÜ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Tacettin YILDIRIM. Namı diğer TACO. 1966 yılında tanıdım onu. Bir tek sigarayı, bir dilim ekmeği paylaştım onunla... O benim devrem, arkadaşım,gardaşımdır. 45 yıldır beraberiz.
O da bende 30 küsur yıl görev yaptık Hava Kuvvetlerinde. O anılarını yazıyor, bizler de bazen göz yaşlarıyla, bazen kahkahalarla okuyoruz. Sonunda çıkaracak bir dersin olduğunu mutlaka fark ediyoruz. O öyledir yazdığını boşa yazmaz...
İnsanlar anılarıyla yaşarlar. Benim hiç mi anım olmadı ? Olmaz olur mu ? Ama ben ne kara kışta Aşık Veysel’i köyüne götürebildim. Ne de yaralı Yusuf Aslan ın elini tutabildim.
Şanslıydı O...
O yüksek tepelere kurulan radarlar da skopun başında uçak takip ederken, ben minderler de güreş tutuyordum. l968-76 tam sekiz yıl. O yıllarda kurumlar spora önem verirdi. Şimdi o destek kalmadı
Ben 48-52 kilolarının güreşçisi idim. Bu sıkletlerin güreşçileri dertlidirler. Müsabakalardan bir hafta önce başlar dertleri. Atarlar sıcak hamamlara, saunalara, fırına ekmek atar gibi. Güreşeceği kiloya inmek zorundadırlar. Yemek yok. Su yok. karnınız sırtınıza yapışır. Gıdanız bir günde bir göbekli marul dur sadece...
Aynı derdin tersi de yüksek kilolu güreşçilerin başındadır. Onların da kilo alması gerekir. Bir üst sıklete güreşebilmeleri için. Gözleri yuvalarından fırlayana kadar yemek, tatlı yedirilir. Su içirilir.
Onlar bize özenir, biz onlara...
Yıllar sonra tayinim İstanbul’a çıktı. Beni güreştiğim yıllardan tanıyıp taktir eden olduğu gibi, çekemeyenler de vardı.Kıskananlar;
" Şu ufak bünyeyle mi şampiyon olmuş ? Hayrett." Derlerdi.
Askerin değişmez görevlerinden biride nöbettir. Bir pazar günü nöbetçiyim. Nöbet tuttuğum yerde iki arkadaş daha var. Herkesin görevi ,sorumlulukları ayrı. Nöbet tuttuğumuz yerin çay ocağında oturuyoruz. Sohbet ediyoruz. Diğer arkadaşlardan birisi de Ulvi. Sevdiğim bir arkadaş. Devre arkadaşım. Diğeri de genç bir astsubay...
Laf döndü dolaştı. Benim güreşçiliğime geldi. Ulvi uzun boylu , iri yarı, vücutlu biri.
" Yahu Bedri bu vücutla mı güreştin sen ? Bir lokma adamsın. Seni sıksam suyunu çıkartırım."
" Ne sıkıyorsun Ulvi sen? Limon mu? O iş senin bildiğin kadar kolay değil. Sen hiç güreştin mi?
"Güreşmedim. Ama güreşçi dediğin biraz vücutlu olur.
Ulvi mesleğin de başarılı biriydi. Ama bilmediği bir konuda ahkam kesiyordu. Sinirlenmiştim.
" Senin gibi yani."
"Evet. Benim gibi."
Pazularını gösteriyordu. Anlaşılmıştı. Ulvi kaşınıyordu. Gereğini yapmakta bana düşüyordu...
" Var mısın...?"
" Neye var mıyım ?"
" Benimle güreşmeye"
" Seeennn... Benimle....? "
" Evet ben seninle. Bu arkadaşımızda hakemlik yapsın. Yapar mısın ?
" Yaparım ağabey. Az buçuk seyrediyoruz. İki puanı, tuşu biliyoruz."
Ulvi;
"Ben puan falan anlamam. Göbek güneş görecek."
Bu bir güreş terimiydi. Yoksa Ulvi güreş biliyordu da benden mi saklıyordu ? Ama ne olursa olsun. Ok yaydan çıkmıştı, bir kere.
Ulvi iyice sinirlenmişti. Hemen gazinoda üstünü çıkardı.
" Hadi gel... Hadi..."
Bu konuşmalar askerlerinde dikkatini çekmiş, bizi dinleyenlerin sayısı artmıştı. Ama hiç biri bana şans vermiyordu. Yürekleri benden yanaydı. Bunu hissediyordum.
Sporda kuraldır. Rakibini basite almıyacaksın. Ama gözünde de büyütmüyeceksin . Ulvi neredeyse benim iki katım.Yenilmem normal. Ama beni çekemeyenlerin sevincine ben dayanamam işte.
Çıktık dışarı. Geniş bir çimli alan. Sanki Edirne Sarayiçi... Askerler telefonlara bakacak sadece bir kişi bırakmışlar içeride. Diğerlerinin hepsi çember oldular etrafımızda...
Çimli bir alan ve seyredenleri görürsem, hele birde "Köroğlu" havası da çalıyorsa, hiç dayanamam. Hemen peşreve başlarım. Öyle de yaptım. Bir peşrev atıyorum ki, aman Allah. Ortalık alkıştan inliyor. Askerler hem alkışlıyorlar, hemde;
"Helal olsun Komutanım... Helal olsun..." diye bağırıyorlar.
Ulvi sinirden mormor. Fazla dayanamadı. Üstüme koştu geldi. Ulvi de güreşçiliğin "G" si yok. Bu benim işime geldi. Vurdum tırpanı. Küt ... Düştü. Çevirdim sırt üstü. Hakem düdüğü çaldı.
" Tuşşş"
Bir sevinç fırtınası koptu. Askerler keplerini havaya atıyorlar, gülüyorlar.
" Heyyyy" diye de bağırıyorlardı.
Ast , üst, Komutan kuralları kaybolmuştu. Ortama insani duygular hakimdi. Üç beş asker koşup beni omuzlarına almak istediler. İzin vermedim.
Ulvi bağırıyordu;
" Olmadı, olmadıki..."
" Niye olmadı Ulvi ?"
" Suç bende . Düdük çalmadan başladım."
" Peki ne olacak şimdi ?"
" Bir daha güreşeceğiz"
" " Peki Ulvi"
Ben rahattım. Ulvinin güreşi bilmediği kesindi. Yüz defa güreşsem yüzünde de yenerdim. İkinci güreş başladı. Bir tek kol. Ulvi yine yerde. Çevirdim . Düdük çaldı.
" Tuşşş "
Askerler yine kahkahalarla gülüyorlardı.
İnsanlara üç şeyi yasaklayamazsın. Hapşırma , kahkaha, bir de aşk var tabii. Ama şimdi onun sırası değil.
Ulvi;
" Olmadı"
" Haklısın Ulvi olmadı. Çimler yaştı ayağın kaydı değil mi ?
"Evet"
" Bir daha değil mi ?"
" Evet bir daha "
Ben kararımı verdim. Ulviyle kedi, fare oyunu oynayacağım. Ama roller değişik olacak. Bu sefer fare kediyle oynayacak...
Biz başladık üçüncü güreşe. Yalandan alta düştüm. Altta iken de yapılacak oyunlar var. Ulvi çekiniyor neremden tutacağını, ne yapacağımı bilmiyor. Yılan gibi kayıp çıktım üstüne. Kleyi taktım.Onu biraz yoracağım. Halk arasında "Kaz kanadı" derler. Teknik ismi Kle dir. Kollarını rakibin kollarının altından geçirir, elleri ensesinde kilitlersin. Yorucu ve yenici bir oyundur.
Ulvi bir zorladı. Kurtulamadı. İkinci hamle.. Sökemedi kleyi.
Üçüncü hamle...
Aman Allah’ım o da ne.? Ağustosun ortasında yağmur mu yağacak ki, gök gürlüyor ? Öyle bir ses. Evett... Doğru tahmin ettiniz. Ulvi yellendi.
Peşinden ortalığı bir koku sardı ki, dayanılır gibi değil. Ben kleden falan vaz geçtim. Sırt üstü düştüm. Koşup iki asker beni kaldırdı.
İçeri de telefonları bekleyen asker korkuyla dışarı fırlamış...
" Komutanım silah atıldı..."
Askerler yerlerde yuvarlanıyorlar. Kahkaha sesleri göğü tutuyor...
Girdik içeri. Bana ikram bol. Kimi asker çay getiriyor, kimisi meyve suyu...
Ulvi ateşi ateşine üç sigara içti. Konuşmuyor, yüzümüze bakmıyordu. Fazla üzerine gitmenin de alemi yoktu. Bir söz vardır. " Hırsızı evine kadar kovalamayacaksın."
Sonunda sessizliği Ulvi bozdu.
" Bu burada kalacak arkadaşlar. Tamam mı söz mü devrem ?"
" Tamam söz Ulvi..."
O günden sonra Ulvinin bana tutumu değişti. Sık sık yemek ısmarlıyor, arada birde pahalı sigaralardan alıyordu.
Genelde monoton geçen bir nöbet böylece neşe içinde bitmişti. O günden sonra nerde bir Ulvi ismi duysam, yada televizyonda güreşleri seyretsem kulakları sağır eden o ses ve insanı bayıltacak o koku gelir aklıma...
-------------------------------------------
Taco sağ olsun. Her şeyi organize eder. Yılda iki sefer çeşitli kamplarda toplar bizi... Özlem gidermemizi sağlar. Öğrendiğime göre, Ulvi Tacoyu arayıp benim kampa gelip gelmeyeceğimi soruyormuş Taco dan
" Evet gelecek" cevabını alınca da gelmekten vaz geçmiş.
Ulviye Mesajımdır;
" Ulvi . Devrem sen çık gel kampa. Ben sırrımıza sadığım. Kimsele söylemedim. Bundan sonrada söylemem...
YORUMLAR
Bedri Tokul
Teşekkürler SULTAN...
Bedri Tokul
Allah yattığı yeri nur etsin.
Bilalimiz de öyleydi. Hatta 68 liler sitesinde
onunla ilgili bir anımı paylaştım.
Öperim gözlerinden...
nasılsın kardeşim iyisindir inşlh bende sana bi hikaye anlatayım çok hoşuma gitti paylaşmak istedim
BİR GÜN BİR KADIN ÇOCUĞU İLE BİRLİKTE TARLAYA ÇALIŞMAYA GİTMİŞLER ÇOCUK ACIKMIŞ ANNESİ ONA SÜT İLE EKMEĞİ KARIŞTIRIP ELİNE VERMİŞ ÇOCUK YERKEN TAM O SIRADA BİR YILAN SÜTÜN KOKUSUNU ALMIŞ ÇOCUK YILANI FARK ETMİŞ AMA SES ÇIKARMAMIŞ YILAN SÜTÜNDEN İÇERKEN ÇOCUK ELİNDEKİ KAŞIKLA YILANIN KAFASINA BİR TANE GEÇİRMİŞ -EKMAAANEN YE !! EKMAAANEN- DEMİŞ :):):):)
tarihi ve doğal güzellikleriyle dolu elmasıyla ve bamyasıyla ünlü amasyadan sevgilerle ....
Bedri Tokul
Selam ve hürmetlerimle elleriden öperim...
Evet komutanımız''
Silah arkadaşlığı çok kutsal bir arkadaşlık.Bu dönemde olan tatlı ve enteresan ve hatta olmaması gereken acı hatıralar dahi, bu Dünya'yı terk edene kadar, hafızaladan silinmediği gibi; dost toplantılarında devamlı da gündeme getirilir.Eşim de eski bir Ordu mensubuyken çokça anılar biriktirmiş başbaşa kaldığımızda anlatır ve ben çok keyifle dinlerim...
Yazının eskisi olamaz, çok kalabalık bir site yetişememek...
Saygılarımı sunuyorum ...
" Ulvi . Devrem sen çık gel kampa. ben sırrımıza sadığım. Kimselere söylemedim. Bundan sonrada söylemem..."
Söz Bedri bey bende sırrınıza sadık kalacağım, kimselere anlatmayacağım. Bir feysbukta, bir tivitırda, bir de yutupta yayınlayacağım o kadar :-)
Tebrikler, selamlar, saygılar
Bedri Tokul
Hatta yenmekle kalmayıp daha değişik olayla rmı olmuş..._
kesinlikle yalan... Kesinlikle...
Değilmi Ulvi sende şahitsin ...
Bak ulvi de şahit...
Öptüm gözlerinizden..
Sayın Tokul; şu anlattığın olay hayatı doya doya yaşayan biri olduğunu ortaya koymaktadır.Şiirlerine yapılan yorumlar bile beni duygulandırıyor.Taco ile Toynağı güreştirecek gibisin..Ancak ben sana başka bir şey öneriyorum.İkisine karşı sen tek başına güreş. ikisine birden dış kazık çak.Çimenlere mıh gibi oturt.Onlar zaten biribirleri ile atışmaktan da yorgun düşecekler,sonuçta kisbetine vurup pes edeceklerdir.Kazanacağın koçu,Ansızın sen ben yiyelim.Onlar da uzaktan seyretsinler.Ancak senin yüreğin biraz yufka durumlarına acıyabilirsin.O zaman da son günlerin modasına uyar koçun yumurtalarını atarsın. Onlar da kebap yaparlar.Toynak dışında kalanları tanımıyorum ancak hepinizi çok seviyorum.İyiki Edebiyat Defteri ailesinin bir ferdiyim.Hepinize selam ve sevgilerimi sunarım.
tacettin yıldırım
Bedri Tokul
Ana boynuz kulağı geçer derler güveniyorsa kendisine çıksın çayıra...
Hürmetlerimle abiciğim....
Cinok
Güne gelen yazı ve çok değerli yazarını kutluyorum
dua selam üzre....saygılar
Bedri Tokul
Hoş geldiniz sayfama.....
hayrılı olsun bedri ağabey
bu arada ben varım:
ilk edebiyat defteri etkinliğinde Tacettin yıldırmla güreş tutmaya varım...Öyle atıp tutmaya benzemez
çıkar çatır çatır çalarım yere onu.Bedri ağabey bana antrenörlük eder ama etmese de ben onu alt ederim
bu işin bir ödülü olur ve tarafsız bir jürisi bulunursa dünyanın her hangi bir yerinde
yağlı yağsız
nasıl diyorsa güreşmeye varım...
ödülde mesela kocaman bir koç olsun...yakar ateşi geçiiririz çatala çevirme yapar edebiyat defteri ailesi ile birlikte yeriz
Var mısın Tacettin ağabey???
(Biraz fazla mı attım bedri ağabey:)) adam yüz okka es kaza üstüme düşşe falan aayağa kalkamaz ölürüm sen ona çaktırmadan bana bir kaç numara öğret) o duyamsın ama:)))
Bedri Tokul
Gözlerinden öpüyorum...
tacettin yıldırım
Bedri kardeş ; senden gerçekten iyi sırdaş olur . baksana Ulvi'ye verdiğin sözü nasıl da tutmuşsun. halâ kimseye söylemiyorsun. Yoksa sen söyledin de ben mi duymadım ?
Şaka bir yana ama bu defaki anı bambaşkaydı. Senden başka ,okuyanların da hafızalarında yer edeceği kesin..
Bedri Tokul
Allah... Allah.. Ben öyle bir şey hatırlamıyorum...
Sen böyle bir şey duydun mu Fikret kardeşim... ?...
Teşekkürler... Selamlarımla ... Hoşca kal...
Beğenerek okuduğum bir askerlik anınızdı.Güne gelmesine çok sevindim, tebrikler.
Yeni hatıralarınızı bekliyoruz, selam ve saygılarımla.
Bedri Tokul
Selamlarımla...
Bedri Tokul
Bedri Tokul
Bir müsait zamanda, mesela saat onda...
Yarın görüşürüz.....
Seni çok sevdim beeee (Deli) ....
Öptüm gözlerinden...
Çok beğendiğim ve güne gelmesini istediğim güzel bir çalışmanızdı. Tebrik ederim. Saygı ve selamlarımı sunuyorum.
Bedri Tokul
selam ve saygılarımla...
Çok başarılı bir anlatım. Veben askerlik anılarına bayılırım. Tacettin Beyin anıları da o yüzden hep ilgimi çekmiştir. Sizin anınızı okumakta eğlenceliydi. Tebrik ediyorum.
Saygılarımla.
Bedri Tokul
Bana her zaman destek olmuşsunuzdur.. Unutmamm..
Selem ve saygıyla...
Aynur Engindeniz
Bedri Tokul
Ağabey,sen gel Kırkpınar ağalığına da aday ol derim.
Kutladım.
Sevgilerimle...
Bedri Tokul
Öptüm gözlerinden...
Sevgili Bedri,Bende diyorum Ulvi neden aramıza katılmıyor....meğer bir sebebi varmış...
Haklı aslında, böyle bir durumda başka türlü hareket etmesi beklenmez.Tabii ki yemekler ısmarlıycak..Yarısı kadar birine yenilmiş,kolay mı..
Anı çok güzel ,hoş, bir o kadar da sevimli.Anlatım desen, bir çırpıda okudum.Ben artık bu anıyı kimseye söylemem !!! Bir Edebiyat defterine girenler bilir, Birde ben bunu sitemize aktarırım.devrelerimiz bilir okadar !!!!
TV.de yayınlanmadı ya !!!
Beni 45 yıl öncesine götürdün..Teşekkürler Bedri ..kalemine ,eline ,fikrine sağlık.
Bedri Tokul
Seni sevmiyen ölsün... İyiyim ben iyiyim.. Merak etme sen
Gözlerinizden öpüyorum...
Abi iyi ki sırdaşmışsın ha :) Haa ha ha gülmekten yerlere yattım valla. Güzel bir anıydı hem de eğlencesi bol. Bence siz de anılarınıza ağırlık verim. Kimbilir neler çıkacak daha. Tebrikler abim. Saygılarrrrr top mu patladı :)
Bedri Tokul
Aman kulaklarını kapa, kapıyı pencereyi ört ... Çünkü Ulvi Bolu da oturuyor...
Şakaydı.. Şaka...
selam ve sevgilerimle aslan bacım benim...
Yazıyı büyük bir keyifle okudum ...
Etkili anlatım yazının her satırının içine çekti bizi çekerken de gülümsetti...
Kutladım...
Bedri Tokul
Bedri Tokul
"AAAA Ulvide kimmiş " dersin değilmi...?
" Hatta bedri abi diye birini tanıyormusun ? diye sorsalar
" Benim "B" ile başlayan bir abim yok dersin değlmi...?
Aslan bacım benim...
Teşekkürlerrr. Sağ ol...
Bedri Tokul
Selamlarımla...
Yorumun için çok teşekkürler...
Bedri Tokul
Komutanım; güzel bir yazıyı kaçırmışım dün.
Neyse ki bu gün okudum.
Çok güzeldi ama Tacettin komutan gibi içine ağır duygular da sıkıştır.
Tamam sen Deniz'in elini tutmadın ya tuttuğun bir el de mi olmadı. :))
Yenge okumuyor diye rahatça yazıyorum yoksa hayatına kastım yok haaaa.
Sevgi,saygı ve selamlar. Kalben kutlarım.
Bedri Tokul
Yorumun için teşekkürler...
Engin Tatlıtürk
:)))
Düne dahilmiş.
Senin bilmediğini ben nereden bileyim dost.
Kutladım kurdaleyi, yakışmış.
sevgiler.
Vallahi Ulvi nin mağlubiyetini kimse duymamış..
ne varki şurada sadece edebiyat defteri duydu o kadar..
naklen yayın gibi içten ve samimi bir paylaşımdı..
selam ile efendim.
Bedri Tokul
Selam ve hürmetlerimle...
Teşekkürler...
Saygıdeğer Bedri Ağabey,
Askerlik anılarını sivillerden dinlemek oluyor da, eski askerlerden bir başka zevkli oluyor.
O zaman insan içinden " O sinirli adamlar da aslında çocuk yüreği taşıyorlar göğüslerinde".
Be de üniversitedeyken böyle bir afete maruz kalacakken,son anda sıyırmıştım.
Bizim fakültenin 63,5 kilosu olmadığından takım kurucusu arkadaşım bana " Ya gel hafta sonu fakülteler arası güreş müsabakaları var sen de bizden güreş". aman bayıldım, kuvvetime de güveniyorum.
Neyse Müsabaka sabahı beni tartıya götürdü, tartıldık kırmızı mayomu verdi, bir de bez mendil almamı istemişti benden, herhalde güreş esnasında burnumuz akarsa silmek içindir diyerek en yenisinden bir tane aldım yanıma.
Güreşlerin yapılacağı salona gittiğimde arkadaşım yanıma gelerek " seni rakibinle tanıştırayım" dedi.
İlahiyyat birinci sınıf öğrencisi benden kısa ve cılız bir çocuk gösterdi ve yanına gittik. Giderken de "Allahım sana şükürler olsun, tribünlerde kız arkadaşlarıma mahçup olmayacağım,şöyle bir iki numara ile atarım bu delikanlıyı" dedim içimden.
rakibimle tanıştım, hemşehrim çıkınca ayrıca mamnun oldum.
Bir ara " Sakın korkma , fazla ezmeden yenecem seni" dedim Gülüştük,yani ben güldüm de onun bu kadar fokurdayarak gülemsine bir anlam veremedim.
Sonra aklıma geldi " Hiç güreş yaptın mı?" diye sordum.
Bana " Abi ben Rize çay-Kur da başladım, 1983 de Türkiye gençler şampiyonu oldum, sonraki yıl ikinciliğim,Almanyada bilmem kaçıncı...Saydı durdu..
O sayarken ben kendimi minderde düşünüyordum.
Sıra bizim müsabakaya gelmeden ayağım burkuldu diyerek sekmeye başladım.soğutucu,ısıtıcı, Lasonil,Ben gay derken o ayağı iyileştirirmiyim.
Yok olmadı ve ben müsabakadan çekildim.
Ulvi bey'in durumuna düşmedim.
Bu yaz memlekette o arkadaşla karşılaştık. Bana bizim bir maç eksiğimiz var abi seninle dedi.
Bir de Değerli Bedri ağabey bir sözünüz dikkatimi çekti diyorsunuz ki "Ast , üst, Komutan kuralları kaybolmuş, ortama insani duygular hükmediyordu" birkaç defa okudum.
İnsani duygular hükmeden ortam ile hükmetmeyen ortam arasındaki farkı da vurgulamışsınız.
:)))
Saygı ve sevgilerimle ellerinizden öperim.
Ast , üst, Komutan kuralları kaybolmuş, ortama insani duygular hükmediyordu
Bedri Tokul
Sen ne yürekten, candan bir gardaşsın ?
Sağ ol var ol....
sen asıl tacoyu çalacaktın yere o zaman sana bir maaş ikramiye ayarlayacaktım bedri ağabey.
güreşçiliğini biliyorum da bu kadar yaman olduğunu bilmiyordum..hani bir resim koymuştun sayfana
samuraya karşı tüy siklet biri
işte benim koçum sen olacaksın
bu tacettini bir yere çalayım ki bütün site kurtulsun ondan.
valla o zaman o ağır cüsseyi gör sen..kokusundan türkiye ayağa kalkar
gök gürlemesi neki ortalık leş kokar..güzel bir öykü ağabey
Bedri Tokul
Senin o gülen gözlerinden hasretle öperim....
tacettin yıldırım
Bedri Tokul
Aynur Engindeniz
Toynak
Tacettin yıldırm ile yapılacak ilk etkinlikte güreş tutmaya varım...
Benim antrenörüm berdi ağabey
o isterse reşit karabacak'ı getirsin..
ama bir ödülü olmalı bu güreşin
Bunu da ansızın bir jüri kursun 8-10 kişilik..Adam yüz okka imiş ödülüm enaz bir kara koç olmalı...
ben seni yenerim ağam
hiç kusura bakma o koçu da edebiyat defteri ailesiyle birlikte hem mangalda hem çatalta çevirme ile yweriz
varmısın?
"Altta kaldım diye yerinme, üste çıktım diye sevinme" Yanılmıyorsam bu söz bir güreş deyimidir. Cazgır pehlivanlara çekilen bir ihtar cümlesidir. Aynı zamanda hayatın pek çok alanında kullanılabilecek bir deyimdir. Hele hele siyasette..:-)))
Sizin ve Tacettin Bey'in anılarınızı okumak; büyük keyif veriyor. Heybem dolu ayrılıyorum sayfalarınızdan. Saygılar.
Bedri Tokul
Yağmurdan sonra ekilen darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmezzz...Babayı hayırsız evlat, memuru süslü avrat batırır..
Daha çok vardır... Eser hanım... Teşhisiniz çok doğru ...
Teşekkürlerimle....
Sizin de yazdığınız gibi hiç bir zaman rakibi küçümsemek doğru değildir.
Çok güzel bir anlatım,bir solukta okudum.
Paylaşım için teşekkürler, sizde malzeme çoktur, yeni yazılarınızı bekliyoruz.
Selam ve saygılar...
Bedri Tokul
Ama bizimkiler mesleğimiz gereği biraz daha değişik oluyor galiba...
Teşekkürler...
o kadar etkili bir anlatımki.....bizde o güreşi seyreden askerlerin yanındaydık....sanki....bu yazınla sen görünüşe aldanmamalı ....ve rakibini küçümseme....diyorsun...yeri geldikçe bu türlere anlayana kabul edene kadar dersini vereceksin...güne gülümseterek başlattın bedros...dostluğun bana herdaim onur vermiştir bunuda bilesin...yüreği dolu kardeşim...yüzündeki gülümsemelerin eksik olmasın....sevgiler....saygılar
Bedri Tokul
Sevgi senden, Saygı benden....
Diktiğin, suladığın fidan gelişiyor mu ne dersin...?
Hasretle öpüyorum seni....
Ben de seni gözüme kestirmiştim Bedri ağabey. Bu saatten sonra yanına değil ,çevrene bile uğramam.Ya tek dalıp tuş edersen beni rezil olmakta var,sonunda.
Güldürdün beni sabah sabah...
Selamlar...
Bedri Tokul
Ama sana kıyamam... Yalandanda olsa sana yenilirim.. . Pazardaki havan bozulmasın diye....
Öptüm gözlerinden sağ ol...
İnanılmaz dereceede güzeldi. Ulvi'ye iyi ders vermişsiniz. Anılar insanın en güzel hazinesi. Paylaştığınız için teşekkürler. Saygılarımla..
Bedri Tokul
Teşekkürler...