- 804 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Veballi...Vebalsiz...
Yol verdim sana..gel içime doğru..Çek karadan gece hançerini..Çiz çizilesi yanlarını düşlerimin..Bir yereden başlamak lazım her şeyin başında..Ser ser bülendsiz ses mi verir..ser ki aklı başa berduş iş mi düzeltir…Serfirazım..nazmım cüda nizamdan..dağılmışım…Alıştığım tiryaki vurgunları…bu akşam başkayım..O bildiğin alaca değil…Karaca bir ceylandır…Yokluğuna yandığım…veballi vebalsiz…
Neredesin ey hicransız sızı…Neredesin sözü söylenmez sazı çalınmaz türkü…neredesin ..?Aşağı yukarı sallıyorum ellerimi…Rüzgar ağıtlı yanımda peşi sıra bir şeyler..Gözüme gözüme …Kıl kılçık bir keçe üstünde şaşkınlığım…Kaldığım bir kaldırım var..Bir durak…Bir uzun yolum var sana yakın bana ırak…hep aynı yakınış var içimin duvarlarında..hep nadim boyalı yazılar…Hep dökülüyorlar yapraklar hayal ağacımın..Ve başıma bela hülyalarım…Çıkmak istemediğim bir yer belki..bu ufunetli dağarcığım…İnsan değdiği yeri bir yaftayla temlik ediyor..Sahipleniyor seyraniliğini…Divane bir sedası var bu zailin..varmıyım yokmuyum ben bu muyum...Ben var da yok muyum..Yok var da ben yokmuyum…Gerekçemin aludesi…Sensiz ve sesiz olmuyor..Bu takaza bizim gerçeğimiz..Bu feryad eski çağların uğultusu…Şu şimal kaçışımın öyküsü…Şu köylerin beklediği kelamın doğrusu…Ölüsü gelmemiş gurbetim…Döndüğüm peşi sıra ihtimalin buğusu…Hep olmuyor hep olmayan bazen hiç olmuyor..Ara sıra olan bazen ara sıraya bile gelmiyor..Hükmü hükümsüz serzenişimin kemter vaveylası..Ne ağlıyor ne gülüyor…Oldum olası..Hep aynı aynası…
Nasıl tutulurum sana..nasıl bulursun beni..En ince yerime neşter..Neyim varsa yağmaya yağma..Harami olsan..Hani heybeni haybelerini doldursan yine bir şey demeyeceğim..Öyle hurda hışmıdır pespaye payesiz parelerim… Yarelerim kıyım kıymetsiz…Acırsam kendime acımak bana acımasın…O değil de bu dur demek istediğim..Ne önemli söylemek isteyip de söyleyemediğim…Kim neyler neyimi..Neyim neylesin neylenmeyeni…Böyleyim neyleyeyim..Ney neylesin beni…Ney den maksat bir enfas derleyip derlesin ..Başıma buyruk bir emirle sulasın serapsız..ne eylerse eylesin…
Atfettim atfın atfından firarına.. firari hissimi…Kör dedi almadı ..Bir ceviz sandığa koydum düğünsüz çengimi..Kınası yok dedi bakmadı…Boyan boyu boyulası boyunla..Haremeynden kaçtı sarik..Kadısı önünden geçirtti salmadı…Küheylan Kehkeşan bir birine mukabil..dermanı harmanda sap’a karıştı..başaksız bir kıymeti olmadı…
Destur !devinim mesrur ben harap..Elem bir biri içine yazılmış bir manzum kitap…Kari;kıraati rana bir usul bul usul usul eçhel-i zalime dönmesin her rengini gösterir türab…
Ekildi ekeneğinde mezraya matlup mavera..saray ehli eşiğe gelmiş beşiktekine eğlence..Bir ve nihayi kerre bu temaşa..kaba kapıcının kırk yıllık hatırası..Kırkı kırk ak telime bam..eğ mağrur işkence git dedim gelmedin… Etime kanıma işledin…
Kaf dağı o dağ işte..Misali bir deryanın heyulası..İşte şu dev yığın zembereği boşalmış avarenin sılası..Mihengine koyacağın kefesi yok bu demin..Söylenen ele el dile dil göze yabancı…Terfik tefarik..Misk o ahunun Sofrası..Aç kalk ..Açık kal..duasız koyma şu derviş-i efganda bir mecnun ağrısı…
Tamburi tamburum…Kendi tınısına sağır…Bak vakit hayli ilerlemiş..Son perdesine bir “sol” vur..Bir “Lâ” çağır..Teemmel…Medet de bağır…Duyan duyar..Ben nam işiten nalan……….
Bazı kalem maşa..Bazı kelam kor..İncinecek yeri yok aslında da..Yinede beklemek zor…ne zoru varsa bu zorluğun …yelkovan düştüğünde akrebin üstüne kırk düğüm…İşte muamma gülüm gül dediğim…sen bana bakma…Günün her kapanan sayfasında koşumlarını alıp dört dest-i rakkase toy tayların vayları bu saylarım…Ne önemin umrun da ne önemsiz…
Hep hayr olsun.. Yokluğuna yandığım… veballi vebalsiz…
m.safitürk