AÇILMAMIŞ AYRILIK MEKTUPLARI_1_(EYVALLAH REİS)
Merak ediyormusun nasılım son günlerde.Tahminlerin vardır tabi,hatta emin olduğun bir kaç hal.Sinirli,sivri,kırgın,hırçın...Bunları tanırsın çünkü,hani derler ya "tecrübeyle sabit" öyledir bunlar da hafızan için.Ama dahası da var.Hem öyle ki dahası beni bile hayretler içinde bırakıyor zaman zaman.
Nedensiz kaçışının farkına vardığımdan bu yana,hislerim keskinleşti.Sert,tahammülsüz bir şey oldum çıktım.Ama hala en çok papatyaları seviyorum.Tanıştığımız günden beri de onların saflığından hızla uzaklaşıyorum.Ve bunu neler için göze aldığımı sen beynime soktuğundan beridir acı bir pişmanlık duyuyorum.Evet ,hala en sevdiğim çiçek papatya ama artık onlara bakamıyorum.Sanki yüzüme yüzüme haykırıyorlar.Sanırım artık benimde kırmızı gül zamanım geldi ya da kadife karanfil..
Senden önce de severdim harfleri,yazmaktan hoşlanırdım yani.Gerçi sen bunu pek bilmezdin.Sonumuza yakındık öğrendiğin zaman, yani öyleymişiz.Seni son gördüğüm günün,son saatlerindeydi ... Senin için yazdığım ilk ve son şiirle öğrenmiştin.Ben bilmeden seni son kez seyrederken,sen belki de sonumuzun bilince olarak okumuştun şiirimi imlasını düzelterek.Noktaları ve ekleri hep karıştırdım zaten.Şimdi yoksun ya ,hayatımında imlası darmadağın.Noktalarımı bulamıyorum.Her yer üç nokta,virgül,ünlem,soru işareti dolu.
Son günlerde anlamsız mı bilmediğim bir bilenmişlik var her halimde.
Sözlerimde ,bakışlarımda,yazdıklarımda,dinlediklerimde hatta okuduklarımda bile.Güneş açsa rahatsız ediyor ,bulut gelse şikayetçi oluyorum.Evet,durum bukadar vahim yani.Derler ya hani "isyanlardayım"Öyle de denebilir zorlanılsa.
Anlamıyorsun değil mi?Anlatamadım ki zaten hiç.Emanet ettiğim şeyin , ellerine verdiğim şeyin sadece kalbim olmadığını bile anlayamadın sen.Üstelik onu benden sen istemişken. Sana sevgimi anlatamadım ki ,güvenimi anlatamadım ki sitemimi anlatabileyim.
Kırgınım.Parça parça yüreğim,sağnak halde bakışlarım.Ama bir şey var ya o parçaların arasında hep kalan.Dokunma ona,özlüyorum kahretsin seviyorum işte.
Allahın cezası nedenler, acabalar,...arasında hala sönmemiş bir sevgi.Hala,özleyebilen bir yürek.Ne yaptığını, kiminleisin,neredesin,bilmediği halde hala dolabilen gözler.Baktığı her yerde senden zerreler bırakan bakışlar...
Buydu işte,görmediğin ,görmezden geldiğin,göz ardı ettiğin,görüp de fazla bulduğun ya da korktuğun...her neyse nihayetinde harcadığın ve harcamakta olduğun buydu.
Ne diyelim sağlık olsun.Herşeyin günahı benim,selameti senin olsun.
Eyvallah reis...
YORUMLAR
Büyüklerim daha iyi bilirler, gönlü benden daha büyüklrim tabi. İçi içine sığmayan düşünceleri, hayalleri, kelimelerle anlatılamayacak kadar yoğun hisleri, yada anlatma kabiliyeti eksikliğinden ötürü yazılamayanları,ve yahut ne yazılırsa yazılsın ne anlatıLırsa anlatılsın, insanın kendi içerisinde olanın bir türlü karşısındakine yansıtamamasını. Volkanlar bir daha bir daha fışkırırken yüreğin en derin köşesinde, dudaklardan dökülenin kuru bir kaç kelime olabilmesi'nden, karşı taraftan ne kadar anlayış beklenebilirki.
düşünsenize; her nere baksam onu görür gözlerim, her kime baksam o zannederim. Kokusunu ömür boyu karıştırmaz duyularım ve gözlerimi kapasalar dokunsam aha bu oydu derim. kalbimi ondan başka hiç kimse öyle sarsıntıya uğratmadı, uykusuz gecelerimin tek nedeni o ve uyuyup uyuyamamak umurumda bile değil. Yemeden içmeden kesilsem açlığımın farkında değilim bile. hayat onunla güzel onsuz değil. Hani keskinim ya son zamanlarda, resmen kütleştim bir anda, söylenenler hiçbir şey ifade etmiyor bana ve dokunmuyor kimseye ona söylediğimden başka hiçbir kimseye. vs vs.
“Anlatamadım ki zaten hiç.Emanet ettiğim şeyin , ellerine verdiğim şeyin sadece kalbim olmadığını bile anlayamadın sen.Üstelik onu benden sen istemişken. Sana sevgimi anlatamadım ki ,güvenimi anlatamadım ki sitemimi anlatabileyim”
Gibi satırlarla başlayan kelimeler, girişler, gelişmeler ve sonuçlar… Bir türlü bırakmazki peşimizi.
Karşımızdaki insana kendimizi anlatma gibi bir gayretimiz olduğu hissi neden bürüki sanki yitirilen zamanlarımızda. Neden kendi hissettiklerimin illede karşımdaki de bilsin gereği duyar ki sol yanım. Bir mecburiyet mi vardır.
- Ben seni çok iyi anlıyorum sende beni anla mıdır. Yada…
- Senin için bunları bunları yaptım ama senden ne gördüm koca bir hiç… midir.?
Peki sevgili, yar , canan yada can nedir. Anlaşılmak yada anlamak şart olsaydı, sarmaşık aşık olduğunu neden kurutsun ki sarıp sarmalayarak. Yada Leyla neden kızsın mecnununa yolunda giderkenki ayaklarına battığı dikenleri çıkardığı için.? Çok afedersiniz bilmişliğimden değil bu sözlerim ama hani Tahir bir şey kaybetmezdi Zühre onu sevmeseydi Tahirliğinden. Yada elmanın bizi sevmesi şart değildi hani onu yiyebilmemiz için.
Bırak anlamazsa anlamasın beni. Zorla kim kimi aşık edebilir ki birbirine. Kim o kadar çok nazı çeker ki; naz bu kadar yakışır mı ki dünya üzerinde başka bir insana. Yada nasıl bürümüşse gözlerimi karşımdaki; bildiğin odun dediklerini bana nasıl sevdirmiş kendini.
kimi arabesk sever, kimi pop, kimi caz veya hicaz…
Mesela: Ben sanat müziği seviyorum farz edin, hayranı olduğumda halk müziği ve diyoruz ki çay bahçesinde, sıradaki şarkı bizim şarkımız olsun varmısın?
Varım dedik ve güldük sonra , şarkı biter ve birde bakarsınız sagopa sıradaki parça. Şimdi sorarım size: - ne zaman o parça çıksa hatırlatmaz sevgilinizi…
Hani alışkanlıklarımız, hani anladıkça zevk aldığımız nağmeler, hani bizi biz yapan dediğimiz yılların bize kattığı duygular. Bir anda O oldu her şeyim ve bir anda onunla değişti gerçek diye zannetiklerim. Peki o parçadan pişman mı oluruz, onu çok sevdiğimiz için, iyiki varsın dediğimiz için , zamanımızı onunla geçirdiğimiz için pişman mı oluruz.
Tüm hayallerimizi onunla kurmuşuz,çünkü tüm hayallerim onunla güzeldi ve benim hayallerimdi, o zaman vardı şimdi yok. Peki şimdi de hayal edelim bakalım iki hayal arasında hangisi daha güzel.
“Allahın cezası nedenler, acabalar,...arasında hala sönmemiş bir sevgi.Hala,özleyebilen bir yürek.Ne yaptığını, kiminlesin,neredesin,bilmediği halde hala dolabilen gözler.Baktığı her yerde senden zerreler bırakan bakışlar...”
Yukarıdaki paragrafta geçen mana ile anlam bulan bir sevgi, bir yürek, ve fabrikasından çıkan göz yaşları sonuç olarak onu görmek isteyen gözlerin zerre arayışları.. bu mudur
Bir sigara yaktım ve içimin en içine gidesiye kadar asıldım, her asılışımda biraz daha öldüm ve daha da fazla asıldım. Sonu hayır olmaz demediler mi ? hoş ne sigaraya benziyor ne zehir zıkkıma ne bal’a ne katrei kezzaba, biliyorsunuz işte.
Bunca satırın sonunda ne demek istediğimi anlatabildim mi?
Anlamadınız mı…
Anlatamadım ki zaten hiç…
Canınız sağolsun.
Yazmış oluğunuz incilerinizden,dökülenleri topladım avucuma ve yazmak istedim sizin hissettinizin çok normal olduğunu. Eğer daldan dala konsaydı Yukarıdaki yazınızı yazdıran yüreğiniz, kendinize ne kadar saygınız olurdu. Yada konmasa bile çabucacık sönüverseydi ateşiniz maytapsı hatunlardan ne farkınız kalırdı.
Böyle iyi, böyle rana.
- Hımmmm çok tatlı hanımellerde bir yenilik varmış gibi, birde anne eli değmiş gibi, sahip çıkın sevginize.
Sonuçta karşınızdakinin değil, O Sizin.
Bakın bakalım kalbiniz nerede atıyor? olduğu yerde, olması gereken yerde, Solunuzun en güzel yerinde.
Rabbimin sevdiği kulu için hazır ettiği kısmeti için bekliyor. Hamdınız, piştiniz ve olacaksınız İnşallah.
Rabbim gönlünüzden imanı eksik etmesin, rabbim en çok kendine aşık etsin. Ve Rabbim en az sizin sevdiğinizden daha çok sizi seven birini karşınıza çıkarsın ve siz yinede kendinizin daha çok sevdiğinizi zannedin.
Selamların en güzeli Allahın selamı ile selamlıyor, saygılarımla satırlarıma son veriyorum.
Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekath ebeden daimen İnşallah…
hobbit
"Karşımızdaki insana kendimizi anlatma gibi bir gayretimiz olduğu hissi neden bürüki sanki yitirilen zamanlarımızda. Neden kendi hissettiklerimin illede karşımdaki de bilsin gereği duyar ki sol yanım. Bir mecburiyet mi vardır."
Aslında mecburiyet mi vardır dan ziyade mecbur eden mi vardır diye sorulmalı ve ben de evet vardır demeliyim.Kimse kendi kendine böyle bir çabaya girmez,birileri gelmiştir ve bir şeyler sormuştur ki bu sancılı yolculuk başlar yolculuk çoğu kez sancılıdır çünkü her zaman sizi anlatıma zorlayanlar gerçekten anlamak isteyenler olmayabilir.ve bence bu" ben buyum sen nesin" yahut "ben bunları yaptım sen karşılığında ne verdin" den çok daha uzak ve çok daha masum ve çok daha acı vericidir.
Ben inanırım ki kimse bir yola durduk yere çıkmaz illa ki bir davet eden vardır ve zaten bütün sitemim de meselenin bu kısmınadır.
Temelinin sağlamlığına inandığınız bir binanın son tuğlalarını da koymaktayken enkazı altında kalmak gibi bir şey bahsettiğim.Ve okuduğunuz yazı içerisindeki yer yer arabesk notaların da sebebi o enkazın dumanları tütmekteyken yazının kaleme alınmış olmasıdır.Yani aslında düşünebilmek değil de duyabilmek vazifesini dahi henüz yerine tam getirebilecek kadar dahi iyileşememiş bir kalemden damlayanlardır.
Onca satırın sonunda söylemek istedikleriniz anlaşılmıştır.Böyle kelimelerin boşluğa akıp gitmesi yazık olurdu kanaatindeyim. Tahmin edersiniz ki kelime israfından yana değilim.
Dualarınıza tüm kalbimle amin der hoş dileklerinize teşekkürlerimi sunarım...
Allahın selamı üzerinize olsun...