Özde Kalan Kırıntılar -Vazgeçememek-
Kimilerinin hayalleri, idealleri üzerine kurguladıkları bir hayat felsefesi vardır. Bu çercevede ise bir takım unsurlar vazgeçilmez olur. Halbuki vazgeçebilse o felsefeye daha basit ve daha başarılı bir şekilde yön verebilme ihtimali mevcuttur.Ama öyle bir hayal kurgulamıştır ki işte vazgeçerse o felsefeye ulaşamayacağı, başarısız olacağı bilinci kafasına yerleşmiştir.Öyle ki o doğrultuda ilerlerken vazgeçmesi gereken durumun ona zarar verdiğini göre göre bildiği yanlış yolda ilerlemekten kendisini geri alamaz. Bu noktada hayatın acımasız kurallara sahip olduğunu bir kez daha anımsamamak içten değildir. Hayat bize bir senaryo sunmuştur. Tüm repliklerine varana kadar hazır ve her sahnesi oynanmayı bekleyen bir şablondur bu senaryo... Her senaryonun bir başrolu, onun yakınındaki oyunculari figuranlar vs. mevcuttur fakat bu senaryoda kim başrol kim figuran hiçbir zaman belli olmaz...
Çünkü öyle bir hal alır ki yaşantın tüm stüdyo ışıkları seni gösterir o an yani başrol sana verilmiştir ve o an işte sanki yaşanan herşey senin üzerine kurgulanmış gibidir.Etrafında atılan birkaç basit adım dahi senle alakalıdır sanki.Yani birilerinin attığı adımlarla bizim ne alakamız olabilir ki ? Bu hal sürer bu şekilde belirli bir süre sonra öyle bir şey olur ki sanki tüm barajlar kurumuş da zerre kadar aydınlığı sağlayacak ışık kalmamıştır.. Söner tüm ışıklar ve ardından karanlığın hakimiyeti başlar. Tamamen soyutlanmışsınızdır hayattan, vazgeçemem sanmışsınızdır belki ama hiç farkında bile olmadan vazgeçmişsinizdir. Hayat bu kadar kurnazdır işte o emeline ulaşmış sizin vazgeçmem dediğinizi siz dahi farkedemeden gerçekleştirmiştir. Yani vazgeçmek,vazgeçilmek,vazgeçilmiş olmak ve bir de vazgeçirtilmek elde olmayan bir gerçektir.
Sonuç olarak hiçbirşey vazgeçilmez değildir. Vazgeçildiğinde içinizde bir takım izleri kalsa dahi...!!!
** MorTa**