- 472 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Numara
Kaynaktan Deryaya
Lebiderya
BİR NUMARA
Milletlerarası literatürde rüştünü ispatlamış olanlara toplum bilimcilerinin vermiş olduğu unvan; "Bir numara." olarak ifade edilir.
Toplumda genel bir temayül olarak numaralandırılmış olan insanlara bu unvan "Hak ettiği.” Dönem içinde ve uygun zamanda “Paye.” Olarak verilmektedir.
Süsleme yapılmadan ve sade bir düşüncenin mahsulü olarak kendiliğinden tezahür eden yaklaşımla verilen “Paye.” Her zaman kalıcı olmuştur.
Nice makam ve mevki sahiplerine çok büyük payeler verilmiş fakat belli bir zaman aralığı sonunda verilen payeler unutulmuştur.
Işıltılı dünyada; “Renkli neonlar.” Arasında zayi olan unvan yerine alttan üste doğru dalgalanarak verilen unvana sahip olanların “Payeleri.” Her geçen zamanda daha da güçlenir ve taçlanır.
Çizgisinden sapmadan bulunduğu yerde değer kazanarak alınan unvanlar ilelebet kalıcı olur.
İşini yaparak, liyakat ve sadakat ile bağlılık andını millete verdiği söz ile pekiştirenler "Vermiş olduğu sözlerin teminatını "Milletten aldığı." Güç ile yerine getirirler.
Küçülmeden büyüyenler, büyüdükçe gönüllerde muhabbet ışığını sohbet aşkı ile güçlendirenler, bu güç ile de abide-i şahsiyetlerini taçlandıranlardır.
Mütevazi bir yaşam ile hayat çizgilerini sürdürmek bunların aldıkları her nefeste; "Olmazsa olmaz." hayat tarzıdır.
Sabırları ile şükürleri bitmez tükenmez umman oluşlarıyla eşdeğerdir.
Aman aman şu olayım, bu olmalıyım diyerek de; “Doyumsuz.” İsteklerin mahkumu olmadıklarını rüştlerini ispat etmişcesine "Millete." İfade. Edişlerinde, "Milletle birleşmek." Olarak görülmektedirler.
Bunlardan birisi;
Behçet Şaatçi;
Dişiyle, tırnağıyla; milim milim sabrıyla; umman gibi şükürle, yerel yönetime talip olmuş; herşeye rağmen yönünden başka yere yönelmemiş işini en iyi yapmanın hazzını ve haklı gururunu yaşamıştır.
En büyük benim." Düşüncesinden hep uzak durmuş ve; "En büyük olacaksak, hepimiz bir büyüyeceğiz." Anlayışını yüreklere işlemiş, sevgi yumağını nakışlarla süslemiştir.
1999 Belediye Başkanı; Behçet Saatcı...
1999 Yılında Ülkemiz büyük bir deprem sarsıntısıyla altüst olmuş ve merkezi hükümetten destek almadan tabiri caiz ise; "Kendi başının çaresine." Bakmakla karşı karşıya kalmıştır.
Yılmadan, yorulmadan doğru bildiği yol; "Fethiye’ye hizmet, ülkeye hizmettir." Onun için hayat tarzı olmuştur.
"Fethiye’ye hizmetkârlık en büyük şereftir, bu şerefi Yüce Allah bize nasip etmiş, bundan dolayı da Allah’ıma ne kadar şükretsem azdır." Diyerek yolunda adım adım yürümüştür.
Bir dönem tamamlanmadan; Genel Seçimler yapılmış ve partisi baraj altında kalarak TBMM Çatısı dışında kalmıştır.
İşte bu noktada; kendisine belki de; "Parti değiştirme." İçin telkinler gelmiştir. Bu durumu dışarıya yansıtmadan; çalışmalarına aralıksız devam etmiştir.
İkinci dönem geldiğinde; "Yarım kalan sevdanın devamı…” Fethiye’ye hizmet; O’nun sevdasının kalıcı olmasında en büyük etken olmuştur.
Fethiye Sevdasını dışa vurmuş ve Fethiye’yi zirveye taşımaya devam etmiştir.
Yatırımlar aralıksız sürerken; ayağına dolaşan ayrık otlarına ve varjıklara aldırış etmeden hizmete devam etmiştir.
2005 Yılında başladığı; Yeniden yapılandırma ve şehrin yeni çehresi çalışması "Bütün şehrin boydan boya." Oya oya bezendiği bir güzellik abidesi her yerde kendini gösteriyordu.
Mehmet Cesur Yılmaz en büyük yardımcısıydı.
Yanından hiç ayrılmamış ve olumsuzlukların tamamını olumlu çalışmaya kanalize etmekteki ustalığıyla; eğitimciliğin yerel yönetimde ne denli önemli olduğunu bir kere daha görüyor, gözlemliyorduk.
Yürüyüş bantları, koşu parkurları, spor ve park alanları, tertemiz bir şehir için ne mümkünse canhıraş çalışma temposu bu olsa gerek.
Olumsuz görüş beyan edenlere karşı son derece itidalı yaklaşımlarla; "Başarızlık şahsımın, başarı hepimize aittir." Düşüncesi; Kolektif çalışma ruhuna dönüşüyor; Bu anlayış ve yaklaşım; Behçet Saatcı ile şahlanıyordu.
Çalışan insan; dur durak bilmez.
Behçet Saatcı’da öyle yaptı...
Durmadı çalıştı.
Üçüncü dönemde de seçildi...
Çalışmalarına ara vermeden devam ediyor.
Bir yandan sosyal aktiviteler, diğer yandan yöresine hizmet etmek için asli görevine devam ediyor.
İlçede bulunan derneklere kol kanat geren bir başka güzel yanı da söylemeden geçmek haksızlık olur.
Toplumla yaşama kültürünü geliştiren ve aşılayan yapısı takdire şayan bir yaklaşımdır.
Şimdi belki yeri ve zamanı değil...
Fakat;
Behcet Saatcı TBMM’ne mebus olarak gitmeyi hak ediyor.
Elbette ki; bu konuda karar mercii partisidir.
Behcet Saatcı; TBMM’de mebus olduğunda Fethiye’ye daha fazla hizmet edilmesinin önü açılacaktır.
Şehrimize bu kadar hizmetleri kısıtlı imkânlara rağmen yapan bir başkan; elindeki imkânlar fazlalaştıkça; büyük hizmetlerin önünü açacaktır.
Mehmet Cesur Yılmaz ve Behcet Saatcı seçildikleri günden bu yana Fethiye’ye hizmet etmeyi kendilerine şiar edinmişlerdir. ”Doğana beşik, ölene tabut…” İfadesi fazla iddialı bir söz olmasa gerek.
Kendilerini kutluyorum
Sayın Başkan Behçet Saatcı;
Yolun bahtın açık olsun
Allah yar ve yardımcın olsun