- 526 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Rüzgâr susmuş ses vermiyor!
Yine akşamın mağrurluğundayım
Ruhum seyyah olsa da kalbi burukluk yaşamaktayım
Hicran sayfalarında uyumaktayım, hüzün içinde nefesi bırakmaktayım
Bilmem ki hala niye ağlamaktayım, kim için ufka uzanmaktayım, ummandayım
Feryadım duyulmaz artık soldu
Hasret ıstırabın elemini sineme sessizce neden koydu
Yalnızlığın koylarında, umudun muştusuyla yaşamak meşakkatli oldu
Halin hasredildiği, vefanın suhuleti, aşkın en bakir zindeliği, feda yolunda nurdu
Sessizliğin toprağına uzanıyorum
Hülyalar içinde nefesin şevkine kanıyorum, ağlıyorum
Derdin baharında, çilenin sükût içinde kuşattığı efkârla kimi anıyorum
Ömrüm aşkın yolunda ve edebin nefesi kuşatıcılığında hiç yorulmasın, feda olsun
Şimdi okuduğun şiirleri anıyorum
Ve fevkalade anılara dalıyor, kalbi sesinde uyuyorum
Ruhuma hazzı salan letafetini, hasretin sürur bahşeden ülfetine kanıyorum
İşte o vakit ferahlıyor ve amansız huzur duyuyorum, aşkını hal ile yudumluyorum
Ne kadar uzaklarda yaşasan da an
Kırgın gönüllerin, mahzun yüreklerin hıçkırığına kan
Aşkın izzetini, iradeden vazgeçiren servetini, kalbin haz duyan hasretine yan
Sevdanın nidasıyla bir vakit yeise düşmeden yol alan cefakârın sesinde aşkla uyan
Ömrümün son deminde ölüm içimde
Seyrine ram olduğum hazan masumluğuyla halimde
Hani kutsiyetine inanılan aşk, hakikatiyle mazi derinliğinde kimin derdinde
Yaşamak böyle mukadderse, kul olmanın farkı nerede ve aşk çilesiyle şimdi hasrette
Ah aldı felek çaresi yok acısı hazin
Kime nazar ettimse hali perişanlık çarkında vehim
Ah yüreğimi dağlayan melalim, sükûta yönelen ve tarumar olan sökün halim
Neyleyim, kime şikâyet edeyim, samimiyet hangi gönlün derdinde ben nasıl bileyim
Sefilliğime boyun büküp gideyim
Kimseye seslenmeden artık bu diyardan göçeyim
Mezarım için ruhuma yöneleyim, umutlarımı arşa muhabbetle elan göndereyim
Nefeslerin dostluğunda hala nöbetteyim, sadakat içinde takatsizliğime ne söyleyim
Mustafa CİLASUN