- 641 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÇALIKUŞU'NA MEKTUP ..
çalıkuşu
…hayata henüz yeni yeni mi ? alışıyorum yoksa …büyümemiş bir insan gibi davranıyorum bazen ..utanarak başını öne eğen kimseler gibiyim..umulmadık aksilikler ve rastlantılar arasında gidip geliyorum ..gün boyu düşünmeden edemedim yazdığın mektubu “..kanayan kalp ağrısıdır damarlarımda dolaşan. damarlarımdan gözyaşı damlaması sanırım ki bundan…” diyorsun bir yerinde..zaten huzursuz olan dünyalarımızın üstüne bir de bu ve benzeri acıtan buruk hisler..içim harap oluyor sokakların düzensiz güvensiz akışı gibiyim..bir de iklim evet hava soğuk buralarda çalıkuşu havanın ıslıklarını duyuyorum içimde bu yüzden çok üşüyorum yolun bir yerinde yere düşüyorum yürümeyi öyle uzattım ki artık oturma ihtiyacı hissettiğim bir anda önümdeki asfalt çalışmasından kalan çıkıntıya çarptım ve arkasından senin yazdığın cümle geldi yine aklıma “…bu gecenin son demindeyim..ruhum sıkılıyor desem de ..o da son çırpınışlarını yaşıyor../..aynı mı düşünüyoruz diye düşünmeden edemiyorum ..kendi kendime söyleniyorum.. ...uyuyor gibi durgun halime bakıp bir başak gibi dolu ruhumu görmezlikten gelme ey dünya..benim baş köşem sen değilsin hüznümün miktarı çok olabilir ama doğduğum saat kadar çığlıklarım diridir hala...ince keskin ve uzun bir köprü aşk..uçsuz bir çöle açılmak kadar inadına boydan boya geçeceğim aşacağım bu ölümcül kabusu ..diyorum..ah çalıkuşu uzun günler kararsızlıklar içindeyim bu şehri terk edeceğim terk edeceğim..içimin karanlıklarını çoğaltan bu şehirden küçük ir sahil kasabasına sessiz ve dinlendirici kenar bir caminin ezan öncesi avlusunda birkaç kişiden biri olmaya çok merakım var biliyor musun ?..bana izin verir misin ? bu şehirden gitmeye..en sevdiğim gemileri iskele ve sahilleri en etkileyici olanı da martıları bırakıp gitmeye gönlüm nasıl razı olacak diye de bu fikrime ortak arıyorum..çok şeyler gördüm çok yara aldım kalbimden ve beynimden vuruldum düşmüyor gibi duruşumun içinde nasıl düştüğümü ne içler acısı yaralar içinde olduğumu nasıl anlatmalıyım..senin gibi yine düşünüyorum “..usulca gidiyorum hayattan. bir iz esame hatta esare bırakmadan. yangınlarımı yanılgılarımı alıp gökyüzünün yüzünün aydınlığını da alıp….”..uçuşup duran balonlar ne de bayram bayrakları çehremi hiç düzeltmeye yeterli değil yazdığım şiirler yazılar hüzün dolu hicran ve hıçkırık dolu..kendime gömülüyorum çoğu zaman her akşam vardıkça yüzleşmeye vardıkça bir fotoğrafın gerçeğine gittikçe büyüyen uzaklık…çalıkuşu martılara simit atıyorum biliyor musun ? ..sana bunları karalarken martıların bembeyaz tüyleri beni kendilerine aşık ediyor yüzlerce martı saatlerce baksam her birine söz yetiştirsem hiç yorulmuyorum…ama bir insana söz geçiremiyorum…iskeleye yanaştı vapur ve rıhtıma halat atıldı..iniyorum çalıkuşu sana tekrar yazmak üzere Allah’a emanet ol..
…ne büyük merak içindeydim Allah’ım veya ne büyük merak içinde bir bakış olmalı ki durmadan soruyordum sayısız konuları bir anda nasıl bulmuştum böyle ben de şaşırdım gerçekten huzursuz olacağını düşünemedim bir güvensizliğin olmaması için yüzümdeki tebessümü hiç eksiltmeden sesimin dostane akışına dikkat ediyordum ...
mustafa kaya/ çengelköy